Etiket arşivi: Norveç

Altın, altın, altın…

Şu an itibariyle, bir kişinin bütün servetini altına çevirerek bir yere gömmesi, bankalarda tutmasından çok çok daha az riskli…

Hususiyle ABD, Türkiye, İngiltere, Rusya, Fransa, Çin, İsrail, İsveç, Norveç, İtalya, Almanya, Japonya, Güney Kore, Tayvan, Kanada, İspanya’da bulunanlar için bu, böyle…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Ben burada oyun oynamıyorum

– Tayvan’ın çevre ülkelerle yaşadığı sorunlar bizim meselemiz değildir. Tayvan’ın Çin’e bağlanması ya da bağlanmaması da bizim için mühim değildir.  Tayvan meselesinden büyük bir askeri çatışma çıkması da bizim için çok mühim değildir. İhtimal dahilindeki bu askeri çatışmanın tarafı değiliz, olmayacağız. Zaten fiilen NATO üyesi de değiliz. Türkiye’de bu hususlarda da çatlak sesler istemiyorum. Herkes neye, kime destek verdiğini, nasıl oyunlar içinde kalacağını, Türkiye’yi nasıl bir ateşe atacağını ve dolayısıyla ne şiddette bir karşılık göreceğini iyice hesaplasın, kendi sonunu da düşünsün ona göre konuşsun ya da yazsın. 

– Kuzey Kore’yi ya da herhangi bir ülkeyi demokrasiye zorlayan biri değilim. Ben demokrat değilim. Hiçbir zaman da olmayacağım. Hiç kimseyi de demokrasi denilen şeytani sisteme zorlamayacağım. Hiç kimsenin de hiç kimseyi demokratik sisteme zorlama hakkı yok. Kuzey Kore’nin hali açıkça gözler önünde ve iyi bir halde değil. Sorunlarının çözümü demokraside de değil. Bunların haricinde, Kuzey Kore’nin şu anda Tayvan, Güney Kore ve Japonya meselelerinde taraf olması, hatta askeri çatışmalara dahil olması beni rahatsız etmiyor. 

– Benim haritamda Güney Kore, Tayvan, Japonya, Ukrayna, Finlandiya, İsveç, Norveç, İngiltere, İsrail, BAE, Katar, Kuveyt, Singapur, Danimarka, Hollanda, Ermenistan, İran denilen yerler yok. Bunlara çoktan çizik çektim. Bu coğrafyalarda siyasi haritalar değişecek. Bunların çoğuna zamanında gerekli eli uzattım, mühleti verdim, ikazlar yaptım ve kararlılıkla tercihlerini yaptılar. Sonlarını kendileri belirlediler.  Türkiye ve gerçek müttefikleri bu gibi devletler ve devletçikler konusunda batı dünyasından bu yana doğru esen suni rüzgarlara kapılmayacaklar. Batı dünyasının daha doğru ifadeyle grilerin, Asyanın söz konusu bölgelerine dair nasıl planları varsa, kendileri o planları uygulama peşinde koşacaklar. Bizi ve gerçek müttefiklerimizi bu işlere karıştırmayacaklar. Karıştırmaya kalkarlarsa safımız Asya safı olacak. 

– Batı dünyasının Türkiye’deki piyonlarından olan gizli Ermenileri/Hristiyanları ben listemden sileli yıllar oldu. Son süreçte de beni gizli Hristiyanlar hususunda kızdırdılar, öfkemi ve kararlarımı kısmen de olsa ilan ettim. O günden beri Türkiye’deki gizli Hristiyan hainlerde yaprak dökümü devam ediyor. Maddi kayıpları da can kayıpları da hızla artıyor. Daha da devam edecek. Buna rağmen, benimle ortak paydalarda hareket ediyormuş gibi görünen dünya genelindeki bazı unsurlar, ülkemizdeki gizli Hristiyan siyasetçilerin üzerine oynamaya başladılar. Bu, vahim bir hata… Hususiyle Amerika Birleşik Devletçiklerinde bulunan, kendilerine bir süredir sahayı/meydanı açtığım bazı unsurların, böyle bir anda bu kadar vahim bir karar vermeleri, akıl alır gibi değil. Bu hususta da ikazlarımı yapmış bulunayım.

– Tayyip’in ve çetesinin işi bitti. Bitti diye, gizli Hristiyanların sözde siyasi partilerini ve sözde siyasi liderlerini muhatap almak, alternatif görmek zorunluluğu yok. Ben Tayyip’i seçimle indirmeyeceğim. Meşru bir halk, adalet sistemi ve ordu darbesiyle indireceğim. Bunu yaparken hep söylediğim gibi gizli Hristiyanların sözde partilerini ve teşkilatlarını da toplayıp alacağım. TBMM’yi merkezi bir mahkeme salonu yapacağım. Bunu birkaç tekrarla ifade ettim. Nesi anlaşılamıyor, anlaşılıyorsa kime güveniliyor da karşımda aksi kararlar alınır, anlamak mümkün değil. Abdullah Gül başta olmak üzere, bu memlekete ve millete bu güne kadar her türlü ihanetleri etmiş, her türlü terörün ve bölücü faaliyetin içinde yer almış, her türlü kara para işlerinde faal olmuş gizli Hristiyanları kim desteklerse, onlara kimler meydan verirlerse, ben dünya genelinde onların hepsini boğarım. İşlerini de siyasi dengelerini de kara para işlerini de hep bozarım. İktidarlarını da dev şirketlerini de yıkarım. Benden söylemesi… Ben ülkemi İngiltere’nin örtülü işgalinden, sömürmesinden, dayatma rejiminden kurtarmak için bu kadar bedel ödüyorken, “Ben İngiltere’ye Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak için geldim” diyen gizli Ermeni hainin, ayağımın altında bile yeri olamaz. Onu da çetesini de onlarla birlikte hareket eden dünyadaki bütün tarafları da yerle yeksan ederim. Ben burada oyun oynamıyorum, vatan ve millet müdafaası yapıyorum. 

– Mısır denilen ülkede korku, endişe havası hakim. Ben Mısır’ı muhatap almaya bile değer görmüyorum. Geri çekilecekse çekilsin. Çekilmeyecekse, ne hüneri varsa karşımızda sergilesin. Yunanistan’dan sonraki hedefimiz olur. Mısır’ı da diktatörlerden, kara paracılardan, insan kasaplarından, insanlık düşmanlarından, satanist büyücülerden kurtarır ve topraklarımıza da dahil ederiz.

– Sadece Güney Azerbaycan değil, bütünüyle İran denilen o kadim Türk toprakları, ülkemizin topraklarına dahil olacaklar. Bunu bozmak için bölgeye askeri unsurlarını getirmek isteyenler, çok bahaneler aramasınlar, danışıklı oyunlar kurmasınlar, açıkça hemen getirsinler. “Getiremezler” demiyorum ama geri götüremezler.

– Avustralya da İngiltere’nin kontrolünden çıkacak. Bu süreçte Avustralya’ya hep beraber gereken destekleri vereceğiz. 

– Nükleer bir savaşa artık karşı değilim. Kim kime karşı kullanabiliyorsa kullansın, engellemeyeceğim. Sadece Türkiye’nin ve gerçek müttefiklerinin karşısında kullanılmasını engelleyeceğim. 

– Yerin altı cehenneme döndü. Uzaylı şehirlerinden bazıları çok perişan hallerde. Yananlar, çökenler, patlayanlar, toplu can kayıpları aldı yürüdü… Sürekli benimle irtibat kurmayı deniyorlar “Dur, dur” diye yalvarıyorlar. İkaz etmiştim. Yeryüzünde suni kuraklık, kıtlık, suni enerji krizi, insanlara ve hayvanlara yüksek teknolojili saldırılar devam ettikçe, LGBT baskısı devam ettikçe, terör devam ettikçe, organ ve insan kaçakçılığı devam ettikçe ben de yerin altında büyük sıkıntılara sebep olmaya devam edeceğim. Yeryüzünde İblis’in planlarına, Deccalin planlarına izin vermiyorum, vermeyeceğim. 

– Türkiye’de bulunan sivil ya da asker bütün Katarlıları ayrıca Türkiye vatandaşları arasından Katarla ya da Katarlılarla iş tutan herkesi oyundan düşüreceğim. Bunların büyük çoğunluğu kısa sürede ölecekler, diğerlerinin de başlarına gelmeyen kalmayacak. 

– Yeşillerin grilerin ya da diğer türlerin çatışmaları beni ilgilendirmiyor. Pakistan’ın başında İmran Han’ı, Brezilya’da Bolsonaro’yu görmek istemiyorum.

| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi

..

Uzaya ilk roketi Türkler gönderdi

Yazar: Unknown

ABD’de yayınlanan Weekly World News adlı dergi, dünyada insanlı ilk roketi ABD’lilerden 330 yıl önce 1633‘te Türklerin İstanbul’da fırlattığını yazdı.

Haberini, Norveç Havacılık Müzesi Müdürü Mauritz Roffavik‘in açıklamasına dayandıran dergiye göre, Hasan Çelebi adlı Türk, barutla çalışan iki katlı roketi 1633 yılında yaptı. Bu roket ateşlendikten sonra denize düşmeden önce 2,5 km yol aldı. 30 metre boyundaki roketin orta bölümüne yerleşen Hasan Çelebi de ilk kez gerçek anlamda roketli uçuş yapan insan oldu.

300 metre yükseldi ve paraşütle indi

Hasan Çelebi’nin roketinin ana motorunun çevresinde 6 küçük motor daha bulunduğunu ve bu küçük motorların, roketi havaya yükselten ilk kademeyi oluşturduklarını anlatan Norveçli Roffavik, ‘‘İlk kademede yer alan bu roketlerin yakıtı tükendiğinde, ikinci kademeyi oluşturan ve daha büyük olan ana motor devreye girdi ve roketin daha da yükselmesini sağladı’’ dedi. Roffavik, 300 metre yükseğe ulaştığında, Çelebi’nin roketi terk ederek, havada kaymasını sağlayan ve bir tür paraşüt olan araç yardımıyla yavaşça denize indiğini kaydetti.

Osmanlı’da roket birlikleri varmış

Haberde, daha sonra roketin de denize düştüğü, Hasan Çelebi’nin ise yüzerek kıyıya çıktığı belirtildi. Bu arada, 15. yüzyılda Osmanlı ordusunda roket birlikleri bulunduğu da ileri sürülen haberde, düşman mevzilere yönlendirilen bu roketlerin korku ve panik yarattığı ifade edildi. Roffavik, Hasan Çelebi’nin ilk insanlı uçuşta kullandığı roketin bulunması için çalışıldığını, roketi Norveç Havacılık Müzesi’nde sergilemek istediklerini söyledi.

Ünlü enstitü de iddiayı doğruladı

Derginin haberine göre, Norveçli Roffavik’in ilginç açıklaması, Smithsonian Enstitüsü Uzay Araştırmaları Bölümü Başkan Yardımcısı Frank Winter tarafınca da doğrulandı. Winter, ‘‘Türk roket adam Hasan Çelebi’nin 1633’teki denemesi şimdiye kadar kayıtlara geçen ilk insanlı uçuş denemesidir’’ dedi.

Filme konu olmuştu

Dünyanın ilk roketçisi Hasan Çelebi, Türkiye’de Lagari Hasan Çelebi olarak tanıyor. ‘‘İstanbul Kanatlarımın Altında’’ filmine konu olan Hasan Çelebi, 4’üncü Murat’ın kızı Kaya Sultan’ın doğduğu gece Sarayburnu’ndaki şenlikler sırasında uçma denemesini gerçekleştirdi. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde anlatıldığına göre deneme şöyle oldu: ‘‘Hasan Çelebi kendi icadı olan 50 okka barut macunu ile dolu 7 kollu bir fişeğe bindi ve yardımcıları tarafından bu fişek ateşlendi. Böylece gökyüzüne fırlatılan Hasan Çelebi, fişeğin barutu bitince önceden hazırladığı kanatları açarak Sinanpaşa Sarayı önünde denize indi.’’ 

(Hürriyet)