Dünyanın bütün devletleri Boeing uçaklarından en kısa sürede kurtulmalı
“Bir gün savaşlar çıkar, devletler arası krizler çıkar da işimize gelir, bu kartı kullanırız” diyerek Boeing uçaklarına ince ayarlar çektiler.
Boeing’in bir merkezi var ve bu merkez üzerinden, kullanımda olan Boeing uçaklarında istediği an sorun çıkartabiliyor. Kendi ürettiği uçaklardan istediğini uçamaz, havalanamaz hale getirebiliyor. Havada olan uçakların kontrolünü uzaktan da ele geçirebiliyor. Uçağın hangi ülkede ve hangi havayolu şirketinde kullanılıyor olduğunun hiç önemi yok.
Oluşan şu kriz ortamında, vatandaşlarının güvenliği için Boeing uçaklarının kullanılmamasını sağlamaya çalışan devletlerin idarecileri, çok dikkatli olmalılar. Bu Siyonistler, dünyanın bütün milletlerine düşmanlar. Açıkça söylemiyorlar ama Şeytan’a tapıyorlar, Yahudilerden başka bütün milletlerin kır hayvanları misali olduğuna inanıyorlar. Kuralsız, acımasız ve şeytanlaşmış olduklarını, bütün insanlığa tuzaklar kurduklarını ve sinsice düşüncelerle, ürettikleri uçaklarda böyle sistemler kurduklarını göz önünde bulundurmalılar.
Rusya’ya karşı yaptıkları küstah hamle yeni bir çığır açmalı. Müttefik devletler eş zamanlı hamleler yaparak Boeing’i kıskaca almalılar. Zaten son darbelik canı kaldı. Gürültü ile yıkılacaktır ve dünya bir beladan daha kurtulmuş olacaktır. Ankebut Ağı çok büyük bir darbe daha alacaktır.
İbrahim Kalın ara ara Tayyip’e raporlar verdi. “İstediğimiz gibi bir sonuç çıkmadı. İnsanlar birbirine düşmedi. Birkaç provokasyondan başka bir şey olmadı.” dedi.
AKPKK teşkilatı içindeki cahil ve samimiyetsiz, kullanılmaya müsait tipleri kullanmak istediler. Bunları tahrik ettiler ve aslında daha çok sayıda ölümlü ve yaralanmalı hadise yaşanmasını planladılar. Bunlar da istedikleri gibi olmadı.
Saadet’in Malatya’daki sandık müşahitlerinin öldürülmesine dair soruşturma da verdiğim bu bilgiler etrafında yapılmalı. O vak’adaki katillerin de kullanıldığı, birilerinin ortalığı kasten karıştırdığı kanaatindeyiz.
Kural/değer tanımaz Allahsızın teki olan Tayyip, danışıklı dövüştüğü CIA personeli ve gizli Ermeni Kemal Kılıçdaroğlu ile bir telefon görüşmesi yaptı.
“Ben sizin bu insanları ayağa kaldırıp istediğimiz sonuçları veremeyeceğinizi biliyordum. Ne kadar vurursanız vurun o şekilde olmayacak. Siz yine vurmaya, söylemlerinize devam edin. Ben Soysuzla görüşüp Emniyet’i ayarlayacağım (operasyonlar yaptıracağım, ortamı gereceğim), siz üzerinize düşeni yapın (Sert karşlıklar verin, çatışma çıkartın)”. dedi.
Tayip daha sonra gizli Yahudi ve Mason bir çete lideri olan Solomon Soysuz’la görüştü:
“Bu iş artık kontrolümüzden çıktı, ne gerekiyorsa yapın (şu kaosu bir şekilde çıkartın artık, hiçbir şeye takılmayın, her yolu deneyin). İçeri almanız gerekiyorsa içeri alın. İnsanları zorlayın, eğer olmazsa çatışmaya da girin. Görelim bakalım tokat nasıl oluyormuş (‘Millet AKPKK’ye tokadını vurdu’ şeklindeki haber başlıklarına karşılık olarak söylüyor)” dedi.
Bu telefon görüşmesinden sonra Soysuz talimatları iyice anlamış oldu ve hamlelere başladı. CHPKK’li sandık müşahitlerini gözaltına aldırması bir şey değil, ortalığı çok karıştıracaklar.
Ne şekilde oyunlar kuracaklarını, nerede nasıl gösteriler yapacaklarını, nasıl polis müdahaleleri yapılacağını, neticesinde ortalığı nasıl iyice karıştıracaklarını hep planladılar. Şu anda bu partilerin yönetici kadrosundaki hainler başta olmak üzere içimizdeki İsrail bu planları bir an önce uygulamaya dökmek için harıl harıl çalışıyor. Geceden beri irtibat halindelerdi. Sürekli konuşmalar ve yoğun mesai yaptılar.
Seçim sonrası oylarının çalındığını ve itiraz edeceklerini söyleyen AKPKK’li gizli Hıristiyan Mehmet Özhaseki’nin seçimler öncesi “’Oylar çalındı’ Yapma ya… ‘Oylara sahip çıkamadık abi’ Ağlak ağlak gezmeyin, biraz dürüst olun dürüst” dediği video sosyal medyada gündem oldu.
Özhaseki’ye “Haydi sen de artık harekete geçebilirsin” dediler. O da planlar dairesinde hamlelerini yapıyor.
Bizim yönlendirmemize gerek yok. Sahadaki vatansever gruplar da oyun içinde oyun kurmaları gerektiğini biliyorlar.
Ortalık karıştığında çok fazla müdahil olmamalılar. Bu kaosun elbette zararlı yönleri de olacak ama çoğunlukla bu memlekete, millete, insanlığa faydalı yönleri olacak. Bırakılsın, bunlar kendi adamlarını birbirlerine kırdırsın. Akıllı olmayan, nasihat almayan, samimiyetsiz olan, cezasını kendisi bulsun. Onları, besledikleri yılanlar soksun.
Vatanseverler, beyin takımına yönelmeliler. Bunların sahada kullandığı beyin takımı denecek kişileri ele geçirip konuşturup gizli operasyonlarına devam etmeliler. Alttan alttan temelleri yıkmalılar. Mümkün olduğunca somut deliller toplamalılar ve iyice düşünüp hesap etmeden hamleler yapmamalılar.
İcabı halinde gayr-i resmi surette tetik çekmekten geri durmamalılar. Bu, gerçek ve meşru bir harp ama devlet gücümüzün içine İçimizdeki İsrail sızmış durumda…
Onlarca senedir olduğu gibi, bu defaki haince ve kanlı planlar da gizli Yahudi ve Mason Aydın Doğan üzerinden yönetilen basın ve medya kuruluşlarına aktarıldı.
Defalarca yazdım ki Aydın Doğan karşımızda çok sıkıştığı için bir satış/devir tiyatrosu oynadı. Kağıt üzerinde devredilen bu basın ve medya kuruluşlarını aslında hala kendisi yönetiyor. Kendisi de bu kuruluşları içimizdeki İsrail adına yönetiyor. Kendine ait değil. Bunlar onun gazeteleri, TV kanalları değil. Hiçbir zaman da şahsına ait olmadı. Şu anda da Demirören grubuna ait değil. Gizli Ermeni ve gizli Hıristiyan olup Ankebut Ağı’nın bir mensubu olan Demirören sadece resmiyette sahip gösteriliyor.
Türkiye’ye yapılacak ihanetlerin bir ayağında da içimizdeki İsrail’in basın ve medya kuruluşları ve dolayısı ile Aydın Doğan ve yakın çevresindeki adamları olacak.
Rolünü oynuyor bu CIA casusu İbrahim Kalın. Bakmayın böyle yazdığına, arka planda tam tersini yapıyor.
Kaos çıkartıp kendi kontrollerinde AKPKK’yi devirme… CHP’yi ve İyi Part’yi, Tayyip’i deviren partiler rolüne büründürme ve yine kendilerine çalışan Sabetaycı gizli Yahudi Meral Akşener’i iktidara getirme projesinin en kilit adamlarından biri, işte bu paylaşımı yapan İbrahim Kalın…
Bizim için büyük şehirlerde AKPKK’nin kazanmış olması ile CHPKK’nin ya da İYİ partinin kazanmış olması arasında hiç fark yok. Hepsi de Ankebut Ağı’nın partileri… Şeytan’ın Konseyi’nde, dün yazdıklarımı da değerlendiler. Kibirli, tepeden bakan yorumları devam etti. “Bunlar neden bu kadar sevindi. İki tarafın da bize çalıştığını zaten biliyorlar ve yazıyorlar.” dediler. Lakin yine oyun içinde oyun kurduğumuzu, planlarını büyük oranda sekteye uğrattığımızı, zora düşürdüğümüzü, ülkemizdeki adamlarının morallerini iyice çökerttiğimizi, vatansever grupların elini ve moralini iyice güçlendirdiğimizi ve meselenin pek çok yönünü görmek istemediler.
TC’nin İçişleri Bakanı, Cumhurbaşkanının emri ile Türkiye’de terör faaliyetleri gerçekleştiriyor.
Devletin başına geçmiş CIA personeli hainler, insanlık dışı kirli işlerini, mafyalarını ve hain adamlarından oluşan partilerini/rejimlerini korumak, yönetimde kalmak, ülkenin idaresini cumhuriyet ve demokrasi palavraları ile elde tutabilmek için Türkiye’de çok kan dökmeye hazırlanıyor. Yüz yıldır devam eden danışıklı dövüşlere bir kez daha kan bulaştırılacak.
Türkiye, devlet gücü ile bir kaos/fitne sürecine sokuluyor.
Bir çete lideri, bir uyuşturucu baronu olan Solomon Soysuz, İçişleri Bakanı sıfatı ile haince ve fitneci hamleler yaptı/yapacak, olağan üstü hal oluşturacak ve çok kan dökülecek.
Soysuz’un gözaltına aldırdığı CHPKK’li sandık müşahtileri masum. Hiç suçları yok. Kirli bir oyunun içinde kaldılar.
Herkes “Tamam CHPKK kazandı, sıkıntı bitti” dedi. AKPKK’liler de mağlubiyeti kabullendi. Hatta Binali Yıldırım bile İstanbul’a astırdığı ilanları kaldırttı. Melih Gökçek bile CHPKK’nin kazandığını kabullendi, bu gerçeği açıkça konuştu. Böyle olunca da seçim tartışmaları ile memlekette kaos çıkartma ihtimali düştü ve bu Türk/İslam düşmanlarını kahreden bir gelişme oldu.
Bunun üzerine, CHPKK’nin, AKPKK’nin, MHPKK’nin, HDPKK’nin Saadet’in ve İyi Parti’nin üst seviye isimlerinin hepsinin bilgisi dahilinde olarak, ortalığı karıştırmak için daha sert müdahaleler yapmaya başladılar. Hedef, sadece İstanbul belediye başkanlığını usulsüzce ele almak değil, ortalığı en kısa zamanda karıştırmak. Seçim ya da İstanbul belediyesi, bu işin bahanesi…
Aslında hedefleri YSK, AA, içimizdeki İsrail’in basın ve medyası ve il/ilçe seçim kurulu hileleri ile AKPKK’nin İstanbul’u ve başka pek çok büyük ili birkaç puan farkla kazandığı şeklinde bir numara oynamaktı. Planları uygulamakta başarısız olunca ve CHPKK kazanmış çıkınca önce bir sarsıldılar, şimdi ise toparlanıp, yeniden gayrete gelip insanlık dışı planlarını kısmen değişmiş şekilde uyguluyorlar.
AKPKK hilelerle kazanmış gösterilip CHPKK’liler itiraz ve isyan edecekken, CHPKK hilelerle kazanmış gösterilip de AKPKK’liler itiraz ve isyan edecekler. Her halükarda planlanan kaos çıkartılacak. CHPKK’li üst seviye hainler bile “Sokaklara inecekler olacakmış, uyarıyoruz” diye baştan konuştular ki planları bildiklerinden ve içinde olduklarından bu şekilde konuştular. Planladıkları çatışma ortamı oluşunca, sanki kendileri bunu istemediği halde oluşmuş gibi görüneceklerdi. “48 saat hiç kimse yerini terk etmeyecek” açıklamasından tutun da meydanlarda toplanmış kalabalıklara “Hak, hukuk, adalet” sloganları attırmaya kadar her şey daha öncesinden iyice planlanmış/çalışılmış kısımlar.
Tayyip tam anlamı ile bir sinir krizi geçirdi. Çok kötü oldu.
Yaşananlar sarstı onu… Planlarını yine uygulayamadılar. Yine oyun içinde oyun kurmuş olduk ama onlar hala kendilerini dev aynasında görmek istiyorlar. Bizi de bir hiç olarak görmek istiyorlar. Üstüne bu günkü paylaşımların sertliğini, duruşumuzun netliğini, onları hiç gördüğümüzü de gördü.
Daha fazla dayanamadı, ayakta iken ve bu gruptaki paylaşımlarımı okuyor iken birden “Mel’un sensin. Şeytan sensin. Sen nasıl bir belasın, başıma bela oldun. Suriye’yi de analarını da çocuklarını da hepinizi gömeceğim. Lanet olsun hepinize” diye sesli sesli konuştu ve öfkeden çıldırdı, krize girdi. Eli ayağı titredi. Zorlanarak koltuğa oturdu, bir bardak su getirdiler. Tansiyonunu ölçtüler.
Otururken de devam etti ve “Herife bak ya, neler konuşuyor ya, kimsin sen ya kimsin. Görürsün sen, hepinize bunun hesabını soracağım” deyip sustu. Sakinleşmeye çalıştı.
An itibari ile Tayyip tıpkı şu eski fotoğraftaki hali gibi bir halde… O kadar ciddi bir sinir krizi geçirdi ki gözleri bile doldu. Nerede ise oturup sinirden ağlayacaktı.
Düzenli bir şekilde ve dikkatle takip ediyorlardı grubumuzu, paylaşımlarımızı. Konseyde onun hakkında alınan kararı yazdım, Venezüela’da konseyin elinin güçlü olduğunu yazdım ve “Maduro’yu devirirler, asarlar” dedim. Adamları yazdıklarımı tercüme edince kızdı. En çok da onun hakkında “Venezüeala’nın Tayyip’i” dediğime kızdı.
Müttefikimiz Rusya da değerlendirmelerimizi dikkate alacaktır. Maduro/Venezüela hususundaki kararlarını gözden geçirecektir. Böyle olunca da Maduro’nun pili daha çabuk bitecektir. Bu güne kadar Ankebut Ağı’nın uyuşturucu, fuhuş, organ, silah dahil her türlü pis işinin içinde bulunan ve son zamanlarda onlarla arayı açan insan şeytanı Maduro, ettiğini bulma dönemine girdi. Şöyleydi de böyleydi de diyerek fazlaca yorum yapmaya gerek yok. Bu dünya etme bulma dünyası. O da ibret-i alem olacak.