Hesaplar şaşacak, çünkü İstanbul dümdüz olacak.
İstanbul’un sahillerinden Marmara denizine ve Kara denize doğru çok büyük alanlar sağlam şekilde doldurulunca…
Bunların üzerinde adeta yeni bir değil, birkaç İstanbul oluşunca…
Yüzlerce yeni semt ve bu semtlerde milyonlarca bina yapılınca…
Şu andaki İstanbul’un toprakları üzerinde yaşayan insanlar da buralara geçecekler. Şu andaki İstanbul toprakları o safhada düzeltilecek, tıraşlanacak. Evet, doldurma alanlar zaten çok düz olacak ve peşinden şu andaki İstanbul toprakları da tıraşlanarak yeni İstanbul’a uygun hale getirilecek.
İşte o vakit çok büyük hazineler, tarihi eserler bulunacak. İnsanlığın gerçek tarihini öğrenmemize yarayacak çok büyük ve sarsıcı buluşlar/keşifler de yapılacak. Zaten o safha hızla yapılmayacak, tarihi eserlere gereken ihtimam gösterilecek, gereken zaman harcanacak, acele edilmeyecek. Çünkü kimse açıkta, evsiz, işsiz ve zor durumda kalmamış olacak. Kentsel dönüşüm denilen şey, yapılacaksa işte böyle yapılır ve böyle de yapılacak.
Aynı zamanda, şu anda çok uçuk maddi kıymete sahip olan çok yerler, sıradan, ortalama değere sahip yerlere dönüşecekler. Büyük denge değişmeleri olacak. Daha pek çok mevzu da var…
Bu gibi nedenlerle, şu anlarda İstanbul’un arazisine, eksik bilgi ve yanlış bakış açıları ile yatırım yapmak, karanlığa kurşun sıkmak demek.
Mfs ile anlaşmadan, uzlaşmadan kimse İstanbul’da da kazanamaz.
Daha sarsıcı gerçek de şu ki hain Ankara hükumetinin işi bitti ve şu anlarda gürültüyle yıkılıyor. Dünyanın bütün dengeleri yıldırım hızıyla aleyhine döndürülüyor. Basına, medyaya yansımayan ve bazı sermaye gruplarının öğrenemediği büyük değişmeler oluyor dünya siyasetinde ve başta da Türkiye’de… Hain Ankara hükumeti ve onunla iş tutan iç unsurlar, köşeye iyice sıkışıyorlar. Son bir büyük müdahale de şimdi herkes tarafından görülür şekilde yapılacak ve Ankara devrilecek.
Vaziyet böyle iken, hain Ankara hükumeti ile ve onun ipini elinde tutan malum ülkelerle, İstanbul’a ve Türkiye’ye dair faydasız ve sonuçsuz anlaşmalara girişmek, girişen tarafları batırır. Ortaya konan paralar kısacık sürede yalan olur, heba olur. Ben her zaman, her hususta olduğu gibi baştan samimiyetle ikaz ederim, sonra ısrarla kendi bildiğini yani yanlış işi yapan kimseyi de dinlemem, ezer geçerim.
Türkiye’de OHAL şartlarına geçileceğini, herkesin hazır olması gerektiğini duyurmuştum. İşte geçiliyor ve şu Türkiye’de bu akşam olmadan ya da bu akşam sabaha çıkmadan bile her şey olabilir.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi