Konu ettiğim suni kanallar ve suni iç denizler yapılınca… Ak deniz, Kara deniz, Hazar denizi, Doğu Türkistan denizi ve Kuzey Afrika denizi çok mükemmel dengelerle işleyecekler.
Su akıntıları ve sıcaklıkları en ideal şekilde olacak ve sürekli olarak denizlerin suyu okyanuslarla değişecek, tazelenecek. Bunun sayesinde bütün bu denizlerde ve okyanuslarda şartlar çok iyi hale gelecek.
Söz konusu kanal ve deniz bölgelerinde olumsuz iklim şartları hızla değişecek. Kara, hava ve deniz canlılarının türleri de sayıları da hızla artacak. Bu, insanların da bu bölgelere dağılıp yerleşmesine, dünya nüfusunun dengeli şekilde dağıtılmasına sebep olacak. Yine bu kanallar ve iç denizler sayesinde canlı ağaçların bir yerden, uzak bir yere düşük masrafla taşınması sağlanabilecek. Bu sayede, kurak diyarlara önce kanallar ve kanallar sayesinde bol içilebilir su ile elektrik enerjisi ulaştırılınca… Ardından ilk fırsatta o bölgeye çok yüksek sayıda canlı ağaçlar nakil edilip dikilecek. Kuraklığın, kıtlığın en kısa sürede yok edilebilmesi için en doğru kararlar alınacak ve uygulanacak.
Bu bölgelerde seyahat(turizm) gelirleri, deniz mahsüllerinin gelirleri daimi olacak… Yine bölgelerin halkları çalışıp gayret ettikçe hayvancılıktan, ziraattan, sanayiden, ticaretten hep kazanır olacaklar. Pek çok noktada büyük tersaneler de olacak/çalışacak.
Yine bu projeler sayesinde, hem karada hem denizde giden, hafif, uzun ömürlü, batmaz, konforlu, az yakan ve kullandıkça bedavaya gelen arabalar her yere yayılacak. Bu araçlardan birine sahip olan mesela İstanbullu bir kişi, kanallar ve iç denizler sayesinde sudan çıkmadan çok yerlere gidip gelebilecek. İster ziyarete gitsin, ister eğitim almaya ya da vermeye gitsin, ister çalışmaya gitsin, isterse ticarete gitsin… Herkes her yere kolayca, düşük masrafla ve emniyetli şekilde gidip gelebilecek. Dünyada eşkıyalık, teröristlik, zulüm, hırsızlık, talan, sömürü kalmayacak.
İnsanlar bir ay çalışsalar, o parayla üç ay rahatça geçinebilecekler. Hayat pahalılığı ve geçim zorluğu kalmayacak. Çünkü bu projeler devam ettikçe temel ihtiyaç olan her şey bu gezegende çok bol miktarda ve çok ucuza bulunabilecek ve ayrıca işsiz ve eğitimsiz kimse de kalmayacağı için dünyanın bütün sorunları bir arada çözülecek.
İşte ondan bir süre sonra dünyamızın etrafındaki Kaf dağı yani Van Allen radyasyon kuşağı açılacak. Başka dünyaların insanları bize gelecekler, biz onlara gideceğiz. Gezegenler arası alış verişler olacak ve dünyamızda ürettiğimiz çok şeyleri başka dünyalara da satacağız.
Ben dünyamızda şu anda çok yüksek insan nüfusu olduğuna inanmıyorum. Şu anki nüfusun birkaç katı olsa bile bu dünya o kadar nüfusu rahatlıkla taşır. Sorun nüfusun aşırı çokluğu değil, sorun İblis’in ve Deccal’ın dünyayı cehenneme çeviren projeleri, uygulamaları…
Öncelikle bunları yok etmek gerekiyor. Şu anda dünyada dev gibi kara alanları da deniz alanları da bomboş… Biri çıkıp “Ben mükemmel planlamalarla sistemler, şehirler kuracağım ve o gün geldiğinde dünya nüfusu şu andakinin yüz katı olsa bile hayat sorunsuz şekilde devam edecek.” dese, ben abartılı bulmam. Oturur bir dinlerim o kişiyi…
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi