Etiket arşivi: IŞİD

Ankebut Ağının Rusya ayağı çok sıkıntıda…


Putin ve çetesinin işleri iyice bozuldu, bozuluyor ve gün geçtikçe daha da bozulacak. Danışıklı dövüşler de Rusya’nın içindeki ABD’yi ya da diğer deyişle Rusya’nın içindeki İsrail’i kurtaramıyor. Her zaman olduğu gibi bu sefer de biz kazandık ve bir kez daha bütün dünyaya gücümüzü gösterdik.

Bütün dünya bir kez daha gördü ki sadece Türkiye’de değil, Mfs’nin “olur”u olmadan dünya genelinde kayda değer hiçbir şey yapılamaz. İsrailliler, İngilizler ve benzerleri “Erdoğan Suriye operasyonunu yapmakta kararlı ve karşısında onu durduracak kimse yok.” mealinde ısmarlama haberler yaptırırken… ABD “Haydi girin artık” temalı ama operasyona sözde karşı duran resmi açıklamaları çok sık tekrarla yaparken, bir yandan da kalın kafalı hainleri Türkiye sahasında aktif kullanarak operasyonu mümkün kılmaya çabalarken… Aslında ne kadar çaresiz, güçsüz ve zavallı olduklarını gözler önüne serdiler, seriyorlar.

Ortada bir Tayyip, bir AKPKK bile kalmamış ama son çare olarak üç beş gazete haberi, üç beş köşe yazısı yayınlatarak, övgü ya da korku/endişe temalı üç beş diplomatik açıklama yaptırarak, TSK’nin Suriye’ye operasyon yapmasını mümkün kılacaklar güya…

Bunların hepsi oyun, daha önce defalarca oynadıkları tarzda bir oyun ve bir kez daha bu konuda büyük bir kumar oynayıp bu defa çok daha büyük kaybettiler. Dibi gördüler, eridiler. Buna rağmen, bu kadar çaresizken, bu kadar büyük kaybetmişlerken, bükemedikleri eli öpmeleri gerekiyorken, hala şeytanlık peşindeler. Bu hallerine rağmen bir yandan da Suriye’de Beşar Esed ile küslüğü ortadan kaldıracaklarmış rolü oynuyorlar. Bu da ayrı bir oyun… Hala İsrail’in, BOP’un, İngiltere’nin, ABD’nin, AB’nin, Rusya’nın son darbeleri almamaları için kıvranıp zaman kazandırmak peşindeler. Yani bu güne kadar çoğu kısımda birbirleriyle danışıklı dövüşerek Londra merkezli dünya düzenini ayakta tutmuş olan taraflar, şimdi birbirlerini ayakta tutabilmek için her yolu deniyorlar. İstanbul’u devirmek, mağlup etmek, yok etmek mi… Onun imkansız olduğunu kendi aralarında çoktan kabullendiler ama dışarıya başka yüz gösteriyorlar.

Şu anda hiç dünya lideri yok görünür dünya siyasetinde… Hepsi yalan oldu, hiç oldu İstanbul’un karşısında… Süper güç ülke de yok. Rishi Sunak bile tersten okunması gereken taktik bir açıklama ile “Mfs bu işi bitirdi, Çin’den de çıkın. Çin merkezli altın çağ projemiz çöp oldu. Direnirsek her yerde daha büyük kayıplar yaşayacağız. Çaresiziz, geri durmak zorundayız. Tedbirli olun, dikkat edin” manasına gelecek mesajlarını verdi.

Daha düne kadar güya rekor kâr açıklayan Koç grubu, ses kaydımda “Devletlerin de holdinglerin de açıklamaları yalan. Türkiye’de Koç bile battı” dememden hemen sonra çark etti. Türkiye içinde Ömer Koç bile uzun sürecek ve şiddetli olacak bir krizin içinde olduklarını ve çok tedbirli olup harcamaları çok kısmalarını söyledi herkese…

Ankebut Ağının sadece Rusya ayağı değil, bütün ayakları İstanbul karşısında diz çökmemek için direniyor. Bu güne kadar imkansız görüleni başardılar ama hep karşılıksız para basarak, yalan haberler yaptırarak, resmi yetkililere yalan açıklamalar yaptırarak, maliyeye kaynağı belirsiz yüzlerce milyar dolar kara para dahil ederek… Hepsinin boşuna olduğunu söylemiştim, anca zararları katlandı, emekleri zayi oldu, itibarları da iki paralık oldu. Direnişleri onlara kazandırmadı, zararlarını azaltmadı, aksine daha büyük kaybetmelerine sebep oldu.

Lakin Rusların hali içler acısı… Kullanılıp atılacaklar ve İstanbul’un siyaseti karşısında bütün planlarının bu kadar kısa sürede bozulacağına baştan ihtimal vermek istemiyorlardı. Büyük kumarda onlar en büyük kaybeden taraf… Sadece Yunanistan, Suriye, İran meselesinde değil, onlarca meselede büyük kaybettiler. Zaten hepsinde iki yüzlü ve ahlaksız, onursuz bir siyaset izlediler. Hep İstanbul’un kazandığı ve hatta kazanacağı açıkça gözler önünde…

Şimdi başta Ruslar olmak üzere, malum ağ Türkiye’de şiddetli terör saldırıları yaptırabilir. Deprem denediler olmadı, şimdi yine ya deprem yapacaklar ya da terör saldırıları yapacaklar. Sonuç vermeyeceğini, kendilerine kazandırmayacağını bile bile bunu yapacaklar. Yine bu terör saldırılarında da emirlerindeki terör örgütlerini kullanabilirler. Yine ABD, Çin, İran, İsrail, İngiltere, AB ülkeleri, bazı Arap ülkeleri ile paslaşarak yaptırabilirler. Bu defa YPG/PKK görüntüsü vererek değil de baştan beri kendilerinin kurup idare ettiği IŞİD ya da türevi örgütler üzerinden kan dökebilirler.

Kaç ülkenin ittifak ettiğinin, ne kadar şeytanlaşmış ve kuralsız olduklarının ehemmiyeti yok. Büyük bir kararlılıkla biz de gereken karşılıkları vereceğiz. Şu anda Türkiye’de söz konusu ülkelerin diplomatik temsilcileri sıfatıyla bulunan ve Türkiye’deki mekanlarını terör, ihanet, kara para merkezine çeviren kişileri en baştan hedef alacağız. Biz basit basit danışıklı dövüşler sergilemedik, sergilemeyeceğiz. Her zaman olduğu gibi kısa sürede sonuç verecek cesurca ve mertçe karşılıklar vereceğiz. Gerekli her an tetik çekmekten de çekinmeyeceğiz.

Şu andan itibaren, Türkiye ve Suriye sınırları içinde Rus mafyası, Rus diplomat, Rus askeri, Rus subayı, Rus iş adamı, Rus şirketi hatta Rus turist dahi görmek istemiyorum. Ruslara selam veren birini dahi görmek istemiyorum. Madem ki batının maşası olmaya devam edecekler, önce maşayı şu batının ve İsrail’in elinden almanın ve imha etmenin vaktidir şimdi…

| mfs – Maşa kıran – Akademi Dergisi

Öyle bir ordu yok

Suriye Milli Ordusu (SMO) isimli bir ordu dünya üzerinde yok. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) da yoktu. ÖSO denilen terör teşkilatının sonradan ismi değiştirilerek Suriye Milli Ordusu denildi. Bir terör örgütüne “ordu” denilmesiyle, ne gerçekten ordu olur ne de terör örgütü sınıfından çıkar.

ÖSO’nun gayr-i meşru oluşu, terör teşkilatı oluşu, çok vahim suçlara en başından beri bulaştığı iyice gözler önüne serildi. ÖSO’nun eşkıyadan, teröristlerden müteşekkil olduğu… Her türlü cinayet, katliam, işkence, tecavüz, yağma, gasp, insan ve organ kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, eşya ve araç kaçakçılığı işlerine karıştıkları açıkça gözler önüne serildi. Milletler arası terör, milletler arası harp ve insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamında acil yargılama gerektiren çok vahim ve çok acı gerçekler gözler önüne serildi. Süreç, hukuk çerçevesinde ilerlemeli ve kısa sürede ipin ucu MİT’e, Hakan Fidan’a, Tayyip’, Bohçalıya ve çevrelerindeki suç ortaklarına kadar gelmeliydi ama öyle olmadı.

O öve öve bitirilemeyen ve bizlere iki asırdır örnek olarak dayatılan batı alemi de sustu. Hukukun ayaklar altına alınmasından rahatsızlık duymadılar. Çünkü ÖSO ya da şu anki adıyla SMO, zaten o batılı ülkelerin talimatlarıyla, onların kara paracı gizli servislerinin marifetleriyle tesis edildi. Tıpkı IŞİD gibi… Tıpkı el Nusra gibi… Tıpkı HTŞ gibi… Tıpkı PKK/YPG ve dünyanın muhtelif yerlerindeki diğerleri gibi… Bunların hepsi Ankebut Ağına bağlı hükumetlerin organize şekilde yaptıkları terör, katliam, işgal, kara para işleri… Bölgedeki bu terör ve katliam, yağma ve işgal örgütlerinin pek çoğu, BOP’çu Bohçalı, BOP’çu Tayyip ve bunların çeteleri ile MİT de alet edilerek tesis edildiler. Yine bunlar da kullanılarak yönetildiler, türlü insanlık dışı suçlar işlediler.

ÖSO’nun isminin değişmesi hiçbir şeyi temize çekmedi. yüz binlerce cinayet, yüzlerce katliam suçu, sayısız yağma, gasp, tecavüz, işkence suçu temize çıkmış olmadı. Şu anda SMO ismiyle de hala aynı teröristlikleri, zulümleri sergiliyorlar. Hala Büyük İsrail projesi kapsamında Suriye’de kurtarılmış bir bölge, ikinci bir İsrail oluşturmak istiyorlar. Hala işgaller, toprak koparmalar peşindeler. Hala kan, hala işkence, hala cinayet, hala katliam, hala insan ve organ kaçakçılığı, hala uyuşturucu ve petrol kaçakçılığı peşindeler.

Bu gerçekler bütün gazetecilerin, televizyoncuların ve sosyal medyanın tesirli kişilerinin gözleri önünde olan gerçekler. Tayyip’in, söz konusu terör çetelerini de kullanarak, Suriye’den petrol kaçakçılığı yaptığının en somut delillerini Rusya Genel Kurmay Başkanlığı yıllar önce herkese açık şekilde paylaştı. Türkiye’deki terörist başlarından yani Bohçalıdan, Tayyip’ten ve bunların yakın etrafındaki diğer katliamcı teröristlerden kim çıkıp da bu delillerin gerçek olmadığını iddia edebildi… Tayyip, deliller paylaşılmadan önce “Bu iddialar ispat edilsin, ben bu makamda durmam” demişti. Sanki iddialar ispat edilince, zaten gayr-i meşru ve gayr-i resmi şekilde işgal ettiği o makamdan inecek ve her şey bitecekti. Yargılanma, en ağır cezaları alma ihtimalinin akıllarından bile geçmediği, konuşmalarından çok net şekilde belli oluyordu. Türkiye’de devletin, adalet sisteminin işlerliğini mason tarikatı üzerinden o derece bozduklarını kesin şekilde biliyordu. Zaten onca gazeteciler ve TV programcıları da organize şekilde, bir yerden emir almışlar gibi sadece susuyorlardı.

İddialar ispat da edildi ve Tayyip bütün pis ve kanlı işlerine durmadan devam etti. Rusya tarafına soruldu “Tayyip istifa etmedi, ne diyeceksiniz?” denildi. “Bundan sonrası bizim değil, doktorların meselesi” cevabı verildi. Her türlü pis işlerle ruh sağlığını iyice kaybetmiş ve sadistleşmiş, canavarlaşmış bir Tayyip’in koca ülkemizin başında olduğu gerçeği, dünyanın gözleri önüne açıkça serildi. Ruslar da Türkiye’de devlet sisteminin örtülü/gizli şekilde bir paralel devlet tarafından, içimizdeki İsrail tarafından ele geçirildiğini biliyorlardı.

Bütün bunlar Türkiye’deki gazetecilerin, televizyon programcılarının, haber hazırlayan ve sunan ekiplerin, bunların patronlarının, uzman diye çıkartılıp konuşturulan alçakların, adli yetkililerin gözleri önünde yaşandı. Bu nedenle, bu suçlara bir şekilde ortak olmuş, yardım ve yataklık yapmış hiç kimsenin, çok yakında yapılacak şeffaf yargılamalar sırasında geçerli bir mazereti olmayacak.

Onca ifşalar yaşandığı, Tayyip bu derece rezil olduğu ve suç üstü olduğu halde bile insanlık dışı işler devam etti. Hatta Amerika Birleşik Devletçikleri, YPG kartını daha aktif kullanmak isteyince, bölgedeki işgal, kara para, katliam işlerini devam ettirmek için farklı kararlar alınca, ÖSO teröristleri pek tercih edilmez oldular. İyice güç kaybettiler ve bu nedenle de isimleri SMO yapıldı. AKPKK-MHPKK-CHPKK-HDPKK’nin organize faaliyetleriyle, ayrıca MİT ve TSK içindeki hainlerin, teröristlerin, kara paracıların desteği ile yeniden güçlendirildiler. SMO’yu da meşru göstermeye oynadılar. İdamlık suçlara ortak oldular, oluyorlar. Herkes iyice farkına varsın ki SMO’yu ve benzerlerini meşru gösterenlere, müdafaa edenlere, övenlere de çok yakında idam cezaları verilecek. Sadece bu bile idam cezaları verilmesine yeterli olacak. Çünkü, ortak olunan, destek olunan, övülen, yardım ve yataklık edilen suçlar, çok çok büyük suçlar. Ayrıca “organize” bir şekilde yapıldıkları da binbir türlü delille ispat edilebilen suçlar.

Hiç kimse milyonlarca insanın canını, malını, ırzını, haklarını hiçe sayamaz. Hiç kimse, vatana ve milete ihanet ettikleri ve ayrıca türlü kara para işlerini devlet gücünü de alet ederek yaptıkları on yıldan fazladır somut delillerle gözler önünde olan bir hain siyasi kadronun gayr-i resmi açıklamalarına uyduğunu, o açıklamaları dikkate aldığını iddia ederek cezalar almaktan kurtulamaz. Hiç kimse 2022 yılının Mayıs ayında bile hala SMO da SMO diye, hala operasyon da operasyon diye konuşamaz, yazamaz. Bu kapsamda sosyal medya paylaşımları bile yapamaz.

Benden bir kez daha söylemesi… Çoktan bitmiş ve tükenmiş bir hain siyasi kadro ile birlikte asılmak isteyenler, onlarla birlikte ihanetler ve insanlık suçları işlemeye devam etsinler.

Ayrıca dünyadaki bütün taraflar bilsinler ki bizim ÖSO/SMO ile de başka herhangi bir terör ve kara para teşkilatı ile de bağımız yok, olmayacak. Bizler onurlu askerleriz. Hiçbir zaman üzerimize leke düşürmedik, düşürmeyeceğiz. SMO’yu her fırsatta vuracağız, vuran taraflara da maniler ve sorunlar çıkartmayacağız. SMO’nun ve benzerlerinin içindeki MİT ve TSK mensuplarını da diğerlerinden ayırt etmeyecek, diğerleri ile birlikte bir an evvel cehenneme göndereceğiz.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Sosyal Doku Vakfı ve Nurettin Yıldız…

Gizli Ermeni ve gizli Hıristiyan, vatan haini, Türk ve Türkiye düşmanı alçak Nurettin Yıldız’ın Sosyal Doku Vakfı da Ankebut Ağı’na çalışıyor. Yıllardır hain ve dolandırıcı yüzünü gözler önüne serdiğim IHH kadar rezil halde bir sözde vakıf bu… Kurucu heyeti ve mütevelli heyeti, çoğunlukla gizli Ermenilerden, sonra gizli Yahudilerden oluşuyor. Sosyal Doku Vakfına yapılan yardımlar/bağışlar da Ankebut Ağı’na gidiyor.

Sosyal Doku Vakfı Genel Başkanı Yavuz Baysan da gizli Ermeni ve gizli Hıristiyan…

Kanlı Mavi Marmara tiyatrosu oynanırken gemideydi. Gerçekten neler döndüğünü, orada kandırdıkları masum insanların öldürüleceğini bilenlerdendi. Gemiye kimlerin bineceği bilgisini önceden İsrail’e verenlerden biri Yavuz Baysan…

MİT’in gizli Ermenilerden ve gizli Yahudilerden oluşan hain kanadı ile sıkı bağları var. MİT’ten çok sık olarak talimatlar alıyor. Yavuz da büyük para vurdu, vuruyor. IHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın gerçek yüzünü, çevirdiği bütün dolapları biliyor ve bir kısmını beraber organize ediyorlar.

Yavuz’un AKPKK ile de arası çok iyi. Bu kadar ihaneti ve dolandırıcılığı AKPKK iktidarda olduğu için yapabiliyorlar. Yavuz’un mafyavari işleri de var. Ticari işlerde önüne engel gördüğü çok kişileri dövdürdü, yaralattı, ailesi ile tehdit etti. Bunları yaparken Bülent Yıldırım’ın etrafındaki it kopuk takımını kullandı. Bülent’in meşhur çetesinin içinde MİT personeli olanlar da var.

Hain Nurettin Yıldız’ın organize suç, terör ve ihanet örgütünün mensuplarından biri olup Sosyal Doku Vakfı’nın önemli adamlarından biri olan Salih Eğridere de bir gizli Ermeni ve gizli Hıristiyan…

Yüzeysel bağlantılara sahip, derin bağlantıları yok, kendisinin pek vasfı ve çapı da yok ama şuurlu bir şekilde bu ihanet ve dolandırıcılık çarkının içinde…

Nurettin Yıldız’la, Bülent Yıldırım’la, IHH ile, Sosyal Doku Vakfı ile arası çok iyi olan ve bütün ihanetlerin, suçların içinde olan İzzet Şahin bir gizli Süryanidir.

MİT bağlantısı var. IHH üzerinden yapılan organ işlerinde etkili elemanlardan biri. IHH üzerinden yardım ulaştırılan mağduriyet bölgelerinde saha çalışmaları yapıyor, nereden, kimlerin, nasıl kaçırılabileceğini planlıyor.

Haydi, durmayın! Bu yayınları, isimleri geçenlere her yoldan sorun. Karşılarına çıkarak, katıldıkları faaliyetlere giderek de sorun. Çıktılarını alın ve en yakın Emniyet müdürlüklerine, savcılıklara ihbar edin. Suç duyurusunda bulunun. CİMER’e de yazın. Yalanım varsa beni meydan yerde assınlar. Yalanım yoksa bunları toplayıp assınlar. İkisini de yapmayan adli ve idari yetkilileri çok yakında biz meydan yerde toplayıp asacağız.

Sosyal Doku Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Salih Beşir de bir gizli Ermeni ve gizli Hıristiyan…

IHH çetesi ile de arası iyi. IHH ile organ işinde paslaşan kişilerden biri. En çok PKK ile paslaşıyor ama Nusra, IŞİD ve türevi terör örgütleri ile de paslaşıyor. Organ işini zaten bu terör örgütleri ile beraber çeviriyorlar. Salih Beşir, organ işinin beyin takımından, bütün işi tepeden organize eden ekipten bir kişi.

Mehmet Fahri Sertkaya