Etiket arşivi: İran

Daha önce İranla çok defa iyi ilişkiler kurmak istedim

İran’ın başındaki resmi idareciler, malum devletlerin güdümünden çıkmadılar ve fırsatları değerlendirmediler.

İran’ın iç dengelerini de yakinen takip ediyorum. Her gelişmeden haberdar ediliyorum. Son zamanlarda İran’ın idaresinde olan kişilerden bazılarının İstanbul’a eskisi gibi bakmadıklarını, görüşlerinde değişmeler olduğunu biliyorum.

Lakin, bünyemde bu kadar bıçak yarası varken, İran’a bir fırsat daha verip vermeme konusunda çekinceli kalıyorum.

İran, gerekiyorsa kendi iç kavgasını vermeli, resmi idare safını net olarak seçmeli, Acem oyunları da karıştırmadan bu sürece girmeli, bu tavrını açıkça ilan etmeli ki İstanbul ona el uzatabilsin.

Yoksa zaten çok yakın gelecekte İran diye bir ülke kalmayacak.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

İran’daki halk isyanını desteklemiyorum


Azerbaycan ile İran arasında bir harp çıkarsa, açıkça İran’ı destekleyeceğim.

İran’daki ayaklanmaların büyümesine ve Türkiye’ye yayılmasına izin verilmeyecek. O tabii bir halk ayaklanması değil.

İran halkı da çok dikkatli olmalı ve oyunlara gelmemeli.

Irak’ın kuzeyinde ABD, İsrail ve Londra öncülüğündeki terör devletleri tarafından oluşturulan sözde Kürt bölgesine, özde terör ve ihanet bölgesine karşı İran’ın mücadelesini çok büyük kısımlarıyla destekleyeceğim.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Azerbaycan – İran arasındaki olası bir savaşta Türkiye taraf olmayacak

İstanbul hükumeti:

Azerbaycan ile İran arasında bir silahlı çatışma yaşanması halinde Türkiye/TSK asla bu çatışmanın tarafı olmayacak. Şuşa Beyannamesi gayr-i resmi, gayr-i meşru ve hükümsüz bir beyannamedir. Türkiye ile Azerbaycan arasında gerçek bir müttefiklik bulunmuyor.

Azerbaycan’ı İsrail, İngiltere, ABD korusun. TSK komuta kademeleri içinde, kara paracı ve piyon Azerbaycan’ın başındaki gizli Ermenilere tabi olanlar olacaktır. Bunların tamamına derhal Türk milleti adına birer kurşun hediye edilecektir.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Ya-kı-yo-rum


Suriye, Irak ve İran’daki bütün petrol ve doğalgaz sondaj kuyularının etrafını boşaltın. Ben birilerine laf anlatamıyorum, ders vereceğim. Belki anlarlar…

O kuyulardan çıkan petrolleri ya da gazları taşıyan şirketlerle çalışmayın. Hisselerini almayın. Onlara şoförlük bile yapmayın. Sigorta şirketiniz varsa, onlarla sözleşme yapmayın. O petrolleri ve ya da gazları karadan ya da denizden nakil eden hiçbir şirketin, sistemin, ordunun, mafyanın, çetenin, kara ya da deniz aracının içinde ve yakınında bulunmayın. Bu işleri çeviren kişilerle aynı apartmanda değil, aynı sokakta bile oturmayın. Müstakil evlerse bile, bu gibi kişilere komşu olmayın.

Bu üç ülkedeki ve ayrıca Türkiye’deki bütün rafinelerin etrafından ve petrol ile doğalgaz depolarının etrafından da hemen iyice uzaklaşın.

Türkiye’den geçen petrol ve gaz boru hatlarınının yakınında ikamet etmeyin ve çalışmayın.

Türkiye’de ve çevresindeki ülkelerde yaşıyorsanız, imkanlarınızı zorlayın, iş yerlerinizde ve evlerinizde yangın söndürme tüpü, gaz maskesi, şişme bot da bulundurun.

Kafanıza silah dayansa bile Ankara hükumeti denilen hainler çetesi ile, Rusya ile, Suriye/Esed ile, İranla, Irakla, ABD ile, Bulgaristan ile, Yunanistan ile, Macaristan ve Sırbistan ile iş yapmayın. Onlar yanarken siz de yanmayın.

Vatanımın hür olması için dünyayı yakmam gerekiyorsa ve bunun için de bu bölgeyi yakmam gerekiyorsa, izleyin hemen yakıyorum…

Irakta, İran’da, Suriye’de ve Türkiye’de büyük büyük şehir yangınları yaşanacak. Koca şehirler Hawaii adasının o yanmış haline dönecek. Tedbirlerinizi alın.

Beni hiç anlamıyorlar, hiç…
Keyifleri bilir.

Şu andan itibaren, Azerbaycan denilen o suni ülkedeki, o Londra ve İsrail köpekliğine tam adapte olmuş iğrenç ülkedeki…

Petroller, gazlar ve bunların türevlerine dair her ne şey varsa…

Kuyular, rafineriler, ta bunları nakil eden boru hatlarına, kara ve deniz araçlarına, bu kısımlarda çalışan teknik personellere kadar…

Her şey yanacak, patlayacak. Her çalışan da çarpılacak, ölecek ya da ağır ve uzun süreli hasta olacak. Ofislerdeki elektronik cihazlar hatta bilgisayarlar bile çarpılacak. Yer yer ofisler ve bütünüyle binalar dahi yanacak.

Azerbaycan da Hawaii’nin küle dönmüş hali misali olacak.

Aynı şekilde/kapsamda Suudi Amerika, BAE, Katar, Kuveyt de sinyale girecek. Onlar da kendi petrol ve/veya gazları ile cehennemi yaşayacaklar.

İstanbul boğazı için bizim uyguladıklarımız haricinde ek güvenlik tedbirlerine gerek yok. Bu şehirde yaşayan sürü de yanıp kavrulmayı hak ediyor. Kimler sızıp gümleteceklerse, bırakın yapsınlar. Bir an evvel yapsınlar. Bu şehrin sırtındaki yükün yüzde yetmişi gereksiz yük.

Bütün gezegen yok olacaksa bile… Amerika kıtası parça parça olup okyanusa karışacaksa bile… Avrupa yanıp kül olacaksa ve çok yerlerinde devasa yere batmalar yaşanacaksa bile… Ortadoğu yanıp kül olacaksa bile… Katar ve BAE denilen toprak parçaları suya gömülecekse bile… Rusya bir baştan diğer başa yanacak ve kül olacaksa bile… Üçüncü dünya savaşı çıkacaksa, yüzlerce nükleer bomba patlayacaksa bile… İstanbul kül olacaksa bile… Dünyada beş milyon nüfus kalacaksa bile… Yer altı şehri denilebilecek bir tek yer kalmayacak ve hepsi yıkılacaksa bile ben bu Türkiye’yi hürriyetine çıkartacağım. Ve Türkiye’de kara paracılığı, insan ve organ kaçakçılığını, masonluğu, satanistliği, ihaneti ve hainleri tamamen boğacağım.

Bu yoldan geri dönenin yüzüne bütün insanlık türkürsün. O sürüye de zaten Allah lanet edecek. Millet denilebilecek olan küçük grup bana yeter, yeter de artar. TR nüfusu zaten derhal 20 milyona düşmeli. Kim uğraşacak on milyonlarca şeytanlaştırılmış, ibneleştirilmiş, çıplaklıktan ve hatta zinadan utanmaz hale gelmiş kara suratlı ve taş kalpli kişiyle…

Cehennem zebanilerine anlatsınlar ne anlatacaklarsa…

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Milletin yanında durmak yerine…


Bunca açık ihanete, aşağılamaya, kötülüğe, sömürmeye, peşkeşe, zulme, dolandırıcılığa, yalana karşı durmak yerine…

“Ben devlet memuruyum. Emirlere tabiyim” diyerek milletin karşısına çıkacak hiçbir polise, jandarmaya, askere, amire, müdüre, komutana, kaymakama, valiye laf anlatılmayacak.

“Teslim olun” denilecek. Olmayan düşman sınıfından sayılacak. Düşmana yapılan, işgalci unsurlara yapılan her şey onlara da yapılacak.

Öte tarafta çok güzel anlatırlar onlara, hükumet denilen suç çetesinin ne olduğunu, devlet memurluğu bahanesi ile millete de devlete de neler neler yapılmasına alet olduklarını… Nasıl devasa günahları olduğunu v.s… Hatta vatan satma, insan ve organ kaçakçılığı suçlarına/günahlarına bile ortak olduklarını…

Bu hususta herhangi bir vebal varsa, buradan yazıyorum, hepsi benim üzerime olsun. Hiçbir sorun yokmuş gibi, vatan bile elden gitmiyormuş gibi, bu vahşi ve şeytani hale dönüşmüş sisteme hala sözde memurluk, askerlik, valilik, kaymakamlık yapabilenler kahrolsunlar. Kıran girsin alayına… Çukurları derin, azapları elim olsun.


Rusya Federasyonu denilen kara paracılık, pezevenklik, uyuşturucu tacirliği, organ ve insan kaçakçılığı ülkesi ile Türkiye’nin diplomatik temasları tamamen ve derhal kesilecek.

Rusya’nın TR’deki sözde diplomatik temsilcileri muhatap alınmayacak.

Milletimiz, vatanı müdafaa ve sığınmacı görüntülü istilacıları def etme mücadelesini sahada fiziki olarak başlattığında…

Rusya’nın, Katar’ın, İran’ın, BAE’nin, Suriye’nin, Irak’ın kahpeliklerine karşı çok dikkatli olunacak.

Milletimizin bu meşru ve zaruri kalkışması sırasında, “terör örgütü” denilen piyonlara yardım ve yataklık etmeleriyle hatta onları açıkça müdafaa etmeleriyle bilinen herkes, her grup, her aşiret imha edilecek.

Başımıza bela, canımızı yakan, devletimizi ve milletimizi taşınmaz yükler altına sokan, sömürülmemize ve horlanmamıza alet olan her şey imha edilecek.

Ben İstanbuldayım, mekanımdayım. Hiçbir yere gitmeyeceğim. Çok çok ağır bir kuşatma ve taarruz olmadıktan sonra burayı terk etmeyeceğim.

Gelebiliyorsa… Türkiye’nin gerçek hürriyetine kavuşma mücadelesine rest çekebilecek ülkeler varsa… Başta İsrail ve İngiltere, Rusya ve ABD olmak üzere, hepsini beklerim, mekanıma gelsinler.

Bu top buradan dönmeyecek. Bu iş bu defa bitecek.

“Arap turist”, “Arap yatırımcı” denilenler de Türkiye genelinde ve eş zamanlı olarak temizlenecekler. Kovulacaklar, gitmek istemeyenler imha edilecekler.

Onlara verilen resmi evrakların da hiçbirinin hukuki geçerliliği yok. Vatan hainlerinin imza attığı resmi evrakları kimse dikkate alamaz. Sözde tapuların, sözde vatandaşlıkların ve Türkiye kimliklerinin de hükmü yok. Dikkate alınmayacak o kağıt parçaları…

Kime para verdilerse, alabiliiyorlarsa onlardan alsınlar paralarını. Türkiye’den ve Türk miletinden bir kuruş bile alamayacaklar. Daha bizim Türkiye olarak onların ülkelerinden alacaklarmız var ve alacağız.

Türkiye’de kanunsuz şekilde bulunan Afrikalılar da hoş görülmeyecekler. Onlara da “Derhal ülkemizden çıkın” denilecek. Masraf da edilmeyecek. Milletimiz daha fazla zarara uğratılmayacak. Otobüsler, gemiler, uçaklar asla kullanılmayacak. Hangi yollardan girdilerse, o yollardan çıkacaklar.

Direniş sergileyenin anında burnu kırılacak, yüzü dağıtılacak. Daha ileri giderek sopa, silah, kesici ya da delici aleti eline alanlar hemen sıkılarak öldürülecek.

Kadınları, gençleri, genç kızları da böyle davranıyorlarsa, onlara da sıkılacak ve öldürülecekler. Çocukça yaşlarda olanlarının ellerine silah, sopa, taş vermişlerse… O yaşta olanlara ölmeyecekleri kaba yerlerinden sıkılacak.

Milletimizin mensupları, hiçbir yara, darbe almamaya bakacak.

Aman dileyene el kaldırılmayacak. Türkün asaleti ve adaleti sergilenecek.

Kimseye laf anlatmakla sorumlu değilsiniz. “Mfs İstanbul’da mekanında, ne derdiniz varsa onu muhatap alın, ona anlatın” diyeceksiniz ve mücadelenize devam edeceksiniz.

Ben herkese anladığı dilden konuşacağım.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..