Etiket arşivi: Irak

Ortadoğuda kartlar yeniden karılıyor

Son 30 saat içindeki gelişmeler bile yeterince sarsıcı.

Ortadoğudaki etkili ve yetkili kişilerde çok büyük karar değişiklilkleri, eksen değişmeleri artık açıkça görülür oluyor. Gökyüzünde peş peşe havai fişekler patlıyor ve her biri ışıklarla kocaman kocaman mfs yazıyor. Öyle ki dünya genelinde bunlar görülebiliyor.

Suriye’de, Irak’ta, Türkiye’de sorunların çözüleceği, ABD’nin ve müttefiklerinin burada duramayacakları, NATO maskesi/tabelası altında da duramayacakları çoktan kesinleşmişti ama bu sürecin planladığım ve beklediğim kadar hızlı yaşanacağı da kesinleşmiş vaziyette.

Bir iki gün önce de yazdığım gibi, bütün dünya genelinde 20-28 Eylül günlerinde çok büyük denge değişiklikleri yaşanabilir. Bu, ABD, İngiltere, İsrail ile AB’nin dehşetli bir şekilde savrulmasına ve bütün küresel mali sistemin de dehşetli şekilde dalgalanmasına sebep olacaktır.

Çok sayıda hükumeti de yıkacaktır bu dalgalanmalar ama en çok da sermaye sahipleri aşırı dikkatli olmalılar.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

NATO ile Rusya arasındaki danışıklı dövüşler dünya insanlığını tehdit ediyor

İstanbul hükumeti:

NATO ile Rusya Federasyonu arasındaki danışıklı dövüşler, dünyanın pek çok bölgesinde ileri seviyede sorunlara neden oluyor. Otorite boşluğu sorunlarına… Can, mal, ırz emniyetinin ortadan kalkmasına… İnsanların fert fert ya da grup grup ölmesine, on milyonlarca insanın mülteci haline düşmesine ve/veya zulüm altında inlemesine, acı hallerde ölmesine sebep oluyor.

Batı/NATO çetesi ile Rusya arasında kara paraya, sömürmeye dayalı danışıklı dövüşler dünya insanlığını tehdit ediyor. Dünya barışını ve istikrarını tehdit ediyor. Suriye, Irak, Ukrayna ve Afrika ülkeleri başta olmak üzere, dünya genelinde Batı/NATO çetesi ile Rusya arasındaki ve Batı/NATO çetesi ile Çin arasındaki danışıklı dövüşlere, saymakla bitmez vahim suçlara derhal son verilmeli.

Bunca sorunlu bölge yetmezmiş gibi, danışıklı dövüşlerin taraflarının bir de Azerbaycan ile Ermenistan bölgesinde kan dökmesine, orada da danışıklı dövüşmelerine, orada da otorite boşlukları oluşturmalarına, orada da kara para işleri yapmalarına izin verilmeyecek.

Akademi Dergisi:
İstanbul hükumeti:

Son süreçte Ermenistan ile Rusya arasında yaşanan gerilmenin, restleşmenin tamamına yakını danışıklı dövüşten, tiyatrodan ibaret. ABD ve Fransa tarafları başta olmak üzere, batılı taraflar ile Rusya arasında Ermenistan üzerinden bir kuvvet/nüfuz mücadelesi yaşanıyormuş görüntüsü de basit bir tiyatrodan ibaret. Bu mücadelenin tamamına yakını da danışıklı bir mücadele.

Fransa/Macron, Rusya’nın daha doğrusu Rusya’nın başındaki batı yanlısı hain idari kadronun en sıkı müttefiklerinden biri… Scholz da gerçekten Rusya karşıtı bir lider değil. Dünya genelinde, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sözde savaş ihtimaline bu kadar sessiz ve tepkisiz kalınması da baştan ayarlanmış/çalışılmış bir projenin gereği…

Dünya insanlığı ahmak yerine konuluyor ve yine o bilinen ülkeler ve ittifaklar, dünyanın bir bölgesinde daha kanla, vahşetle elde edilecek kara paralar peşinde koşuyor.

Rusya da Ermenistan da Azerbaycan da hatta İran da Batı/NATO çetesi ile büyük oranda danışıklı dövüşerek yol alıyor. Yine İsrail ve İngiltere bu işte de çıbanbaşı olarak sevk ve idare işini yapıyor. Zaten vaziyet/dengeler gerçekte böyle olduğu için Ukrayna meselesi de bir türlü sonlanmıyor.

Netanyahu, Rishi Sunak, Kral Charles, Bidon, Putin, Şi gibi karakterler derhal milletler arası meşru bir mahkemede savaş, terör, katliam, soykırım, insanlığa karşı işlenmiş suçlar başta olmak üzere, onlarca ceza maddesi kapsamında yargılanmalılar. Bunların yargılanmasının hemen ardından Aliyev, Paşinyan, Macron, Reisi, Tayyip, Hakan Fidan, Abdullah Gül, Esed ve benzeri piyonlar da yargılanmalılar. Bu kara paracı, vahşi, gayr-i meşru liderlerin emirlerine itaat eden orduların genelkurmay kademeleri ile devlet kurumlarının üst idarecileri de aynı mahkemelerde yargılanmalılar.

Bu gezegen, üç beş tane mason ve satanist caninin, İblis’e tapınan ve kendilerini İblis’in öz evladı gören Çingenelerin, keyfilerine göre danışıklı harpler çıkartacakları, kan dökecekleri, vahşet sergileyecekleri, kara para işleri çevirecekleri, bebekleri ve çocukları bile kaçıracakları, cephedeki askerlerin bile organlarını çalacakları bir gezegen değildir.

Dünyanın bütün tarafları, insanlık düşmanlarından oluşan bu satanist teşkilata yani Ankebut Ağına karşı artık açıkça İstanbul’un yanında durmalıdır.

Muktedirler İttifakı, dini ve ırkı ne olursa olsun, asgari insani hassasiyetlere/kaidelere riayet edebilen, dünya huzur ve emniyet içinde yaşamak isteyen bütün ülkelere ve milletlere açık bir teşkilattır.

Rusya Federasyonu, en başından beri Ukrayna cephesinde bilerek askeri kayıplar veriyor. Rusya vatandaşı olan askerlerden sonra, Rusya vatandaşı olmayan kişiler bile Rusya ordusunda asker yapılıyor. Hatta son zamanlarda sığınmacılar da zorla asker yapılıyor. Ta Küba’da bile insanlar, paralı asker yapılacakları vaatleriyle kandırılıyor, Rusya’ya kaçırılıyor ve sonra güya Rusya askeri yapılarak kısa sürede öldürülüyor ve organları çalınıyor.

Bu, dünya genelindeki organ kaçakçılığı ağınıın çökmesine mani olmak için yapılıyor. Rusya askeri olarak cepheye gönderilmiş yüz binle kişi kasten ölüme sürüklendi ve organları çalındı. Hala bu vahşi, insanlık dışı, akıl almaz faaliyet devam ediyor.

Ukrayna tarafı da bu işte Rusya tarafıyla başından beri danışıklı dövüşüyor. Ukrayna askerlerinin arasından sayısı hiçbir zaman kesin şekilde tespit edilemeyecek kadar kişi de organları için öldürüldü ve parçalandı.

ABD, İngiltere, Çin, Japonya, Güney Kore, Arap ülkeleri denilen ülkeler, hain Ankara hükumeti, Yunanistan dahil bütün AB ülkeleri, NATO teşkilatı, hepsi bu insan ve organ kaçakçılığı işinin içinde… Ermenistan ve Azerbaycan da öyle ve bu iki ülkenin gayr-i meşru idarecileri, arka plandan gayet iyi geçinir ve organize kara para işleri yapar halde…

İstanbul, dünya genelinde insan ve organ kaçakçılığı işlerini büyük oranda kestikçe, iyice zorlaştırdıkça, son çarelerden biri olarak Ukrayna meselesi çıkartıldı. Ukrayna ve Rusya’nın kendi evlatları bile bu sisteme kurban edilmeye başladı. Ayrıca Ukraynalı kadınların, genç kızların, genç erkeklerin, çocukların ve bebeklerin toplamda yüz binlerceyi bulan kişilerin de kaçırılması sağlandı. Bunların yüz binlercesi şu anda kesinlikle hayatta değil. Bazıları tecavüzcü, işkencesi, sadist, LGBT’ci cinsi sapıklara satıldılar. Bazıları fuhuş mafyalarına satıldılar. Bazıları satanist ayinler yapanlara satıldılar. Bazıları organ mafyalarına satıldılar. Hepsi de bir şekilde nakite çevrildi, çevriliyor. Bu sistem hala devam ettirilmek isteniyor.

Bu nedenle “Tahıl Koridoru” adı verilen kaçakçılık hattı yeniden aktif hale getirilmek isteniyor. Bu çerçevede, birbirlerine güya düşman olan taraflar, hiç sorun yaşamadan organize olabiliyorlar ve aynı yöne ilerlemek istiyorlar. İstanbul hükumeti dengelere müdahale ettikçe sinirleniyorlar ve Türkiye’nin etrafını askeri unsurlarıyla kuşatma tehditleri bile oluşturuyorlar.

Sadece ABD, NATO, AB gibi ülkeler ve teşkilatlar değil, BM teşkilatı bile, G20 teşkilatı bile bu vahşi işleri yeniden artırmak için verilen hukuk dışı mücadeleye alet ediliyor. Bütün bu vahşilikler, ihanetler, sadistlikler, aldatıcılıklar hep mason tarikatı üzerinden organize olunarak icra ediliyor.

İşte İstanbul, sadece Türkiye halkı için değil, bütün dünya halkları için bu asil mücadeleyi veriyor. Ve şimdi, bütün dünya halklarını, işaret verildiğinde ayağa kalkmaya hazır olmaları hususunda son bir defa uyarıyor.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

İçme sularını keseceğiz


İsrail, Suriye, Irak, Lübnan, Suudi Amerika, Ürdün, Katar, BAE, Kuveyt, Umman ve Mısır’ın bütün içme suyu ve kullanma suyu kaynaklarını bozacağız.

Denizden su arıtma tesislerini, temiz su nakil etme araçlarını, boru ile nakil sistemlerini, büyük su depolarını ve temiz su elde etmek için ihtiyaç duydukları her şeyi sinyale alacağız. Bozacağız, yıkacağız, deleceğiz, çökerteceğiz. Ayrıca teknik adamlara kadar herkesi imha edeceğiz.

Su kaynaklarının atomik dengelerini de bozacağız, kokuşmuş, içilememez hale gelmiş, içilince hasta edip öldürür hale gelmiş olmasını sağlayacağız.

Çok kısa süre sonra, Türkiye’den Kıbrıs’a bir damla bile içme suyu gitmeyecek. Hiçbir yolla gitmeyecek.

Çok kısa süre sonra, Ankara devrildiği gibi, Fırat ve Dicle’nin sularını mümkün olabildiği kadar çok keseceğiz. Irak’a ve Suriye’ye su gitmesine mani olacağız. Türk milletine açıkça ve adice düşman olanlar ve hala Ankara’daki kara paracı vahşilerle, Türk düşmanı hain çingenelerle iş tutanlar, bir damla suyumuzu bile hak etmiyorlar.

NATO’su gelse, kralı gelse, her ne türlü ittifak gelse, o suların yolunu açamazlar. Zaten çok kısa süre sonra o ittfaklar da kalmayacak. Domino taşları misali yıkılacaklar.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Ya-kı-yo-rum


Suriye, Irak ve İran’daki bütün petrol ve doğalgaz sondaj kuyularının etrafını boşaltın. Ben birilerine laf anlatamıyorum, ders vereceğim. Belki anlarlar…

O kuyulardan çıkan petrolleri ya da gazları taşıyan şirketlerle çalışmayın. Hisselerini almayın. Onlara şoförlük bile yapmayın. Sigorta şirketiniz varsa, onlarla sözleşme yapmayın. O petrolleri ve ya da gazları karadan ya da denizden nakil eden hiçbir şirketin, sistemin, ordunun, mafyanın, çetenin, kara ya da deniz aracının içinde ve yakınında bulunmayın. Bu işleri çeviren kişilerle aynı apartmanda değil, aynı sokakta bile oturmayın. Müstakil evlerse bile, bu gibi kişilere komşu olmayın.

Bu üç ülkedeki ve ayrıca Türkiye’deki bütün rafinelerin etrafından ve petrol ile doğalgaz depolarının etrafından da hemen iyice uzaklaşın.

Türkiye’den geçen petrol ve gaz boru hatlarınının yakınında ikamet etmeyin ve çalışmayın.

Türkiye’de ve çevresindeki ülkelerde yaşıyorsanız, imkanlarınızı zorlayın, iş yerlerinizde ve evlerinizde yangın söndürme tüpü, gaz maskesi, şişme bot da bulundurun.

Kafanıza silah dayansa bile Ankara hükumeti denilen hainler çetesi ile, Rusya ile, Suriye/Esed ile, İranla, Irakla, ABD ile, Bulgaristan ile, Yunanistan ile, Macaristan ve Sırbistan ile iş yapmayın. Onlar yanarken siz de yanmayın.

Vatanımın hür olması için dünyayı yakmam gerekiyorsa ve bunun için de bu bölgeyi yakmam gerekiyorsa, izleyin hemen yakıyorum…

Irakta, İran’da, Suriye’de ve Türkiye’de büyük büyük şehir yangınları yaşanacak. Koca şehirler Hawaii adasının o yanmış haline dönecek. Tedbirlerinizi alın.

Beni hiç anlamıyorlar, hiç…
Keyifleri bilir.

Şu andan itibaren, Azerbaycan denilen o suni ülkedeki, o Londra ve İsrail köpekliğine tam adapte olmuş iğrenç ülkedeki…

Petroller, gazlar ve bunların türevlerine dair her ne şey varsa…

Kuyular, rafineriler, ta bunları nakil eden boru hatlarına, kara ve deniz araçlarına, bu kısımlarda çalışan teknik personellere kadar…

Her şey yanacak, patlayacak. Her çalışan da çarpılacak, ölecek ya da ağır ve uzun süreli hasta olacak. Ofislerdeki elektronik cihazlar hatta bilgisayarlar bile çarpılacak. Yer yer ofisler ve bütünüyle binalar dahi yanacak.

Azerbaycan da Hawaii’nin küle dönmüş hali misali olacak.

Aynı şekilde/kapsamda Suudi Amerika, BAE, Katar, Kuveyt de sinyale girecek. Onlar da kendi petrol ve/veya gazları ile cehennemi yaşayacaklar.

İstanbul boğazı için bizim uyguladıklarımız haricinde ek güvenlik tedbirlerine gerek yok. Bu şehirde yaşayan sürü de yanıp kavrulmayı hak ediyor. Kimler sızıp gümleteceklerse, bırakın yapsınlar. Bir an evvel yapsınlar. Bu şehrin sırtındaki yükün yüzde yetmişi gereksiz yük.

Bütün gezegen yok olacaksa bile… Amerika kıtası parça parça olup okyanusa karışacaksa bile… Avrupa yanıp kül olacaksa ve çok yerlerinde devasa yere batmalar yaşanacaksa bile… Ortadoğu yanıp kül olacaksa bile… Katar ve BAE denilen toprak parçaları suya gömülecekse bile… Rusya bir baştan diğer başa yanacak ve kül olacaksa bile… Üçüncü dünya savaşı çıkacaksa, yüzlerce nükleer bomba patlayacaksa bile… İstanbul kül olacaksa bile… Dünyada beş milyon nüfus kalacaksa bile… Yer altı şehri denilebilecek bir tek yer kalmayacak ve hepsi yıkılacaksa bile ben bu Türkiye’yi hürriyetine çıkartacağım. Ve Türkiye’de kara paracılığı, insan ve organ kaçakçılığını, masonluğu, satanistliği, ihaneti ve hainleri tamamen boğacağım.

Bu yoldan geri dönenin yüzüne bütün insanlık türkürsün. O sürüye de zaten Allah lanet edecek. Millet denilebilecek olan küçük grup bana yeter, yeter de artar. TR nüfusu zaten derhal 20 milyona düşmeli. Kim uğraşacak on milyonlarca şeytanlaştırılmış, ibneleştirilmiş, çıplaklıktan ve hatta zinadan utanmaz hale gelmiş kara suratlı ve taş kalpli kişiyle…

Cehennem zebanilerine anlatsınlar ne anlatacaklarsa…

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Burası Irak değil, Türkiye…


Bu ne kadar da açık bir ihanettir ki ABD’si, Rusya’sı, İsrail’i, Ermenistan ile İran’ı, Yunanistan’ı, İngilteresi ve bunlara uyan daha kaç tanesi…

Türkiye’nin etrafını kuşatma hamlelerini peş peşe ve göstere göstere yapsınlar…

Kara denizde Rusya gemileri bizim kara sularımızda cirit atsınlar…

ABD’li ve İsrailli ve devletten sayılmaz Ermenistanlı vahşi, satanist, mason, Türk düşmanı resmi yetkililer Türkiye içinde istedikleri bağlantıları yapsınlar…

O Serok Ahmet dahil, Abdullah Gül ile çetesi de her ihanete, kuşatmaya yardım ve yataklık etmeye devam etsinler…

Ülkenin gayr-i meşru da olsa “resmi görünen” bir lideri de olmasın…

Bütün bunlara rağmen bu TSK, bu olanları izliyor hatta yardım ve yataklık ediyor olsun… Öyle mi?

Onu hayallerinde görürler. Burası Irak’a benzemez.

Burada Taha Yasin Ramazan’lık yapılamaz.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya