Etiket arşivi: İklim silahları

Mekke’de yine sel oldu

Araçlar suda sürüklendi, tüneller kapandı. Yıllardır sessizce buna sebep oluyordum, aylardır da açıkça ve tekrarla söylüyorum. Gezegenimizi suni iklim şartlarında tutan, pek çok bölgesini kasten az yağış alır halde ve kurak ya da yarı kurak halde tutan iklim silahlarını bozuyorum, bozduruyorum.

Bu, önümüzdeki aylarda ve yıllarda daha da gözle görülür olacaktır. Dünyanın dengesi tabii haline gelirken… Suni iklim silahları ve cihazları giderek bozuluyor ve sayıları azalıyorken… Bunları üretebilecek ve tamir edebilecek teknik kadrolar hızla çarpılıp ölüyorken… Sancılı bir süreç yaşanmaya devam edilecek.

Yaklaşık iki sene önce, Çin’de acayip tabiat hadiseleri yaşandığında “İklimi suni olarak düzenleyen uzaylı cihazlarını artık bozuyoruz” diye yazdığım hatırlanacaktır ya da aratılınca bulunacaktır.

Küresel ısınma, kıtlık, kuraklık palavraları yayan hükumetlerin ve gizli servislerin, son aylarda büyük oranda nasıl sindikleri, geri durdukları da gözler önünde. Çünkü sadece yeryüzünde değil, yeraltı şehirlerinde de çok değişmeler oluyor. Yeryüzü normale dönüyorken, bana inat suni iklim müdahaleleri yapanların, suni kıtlık ve kuraklık oyunları oynayanların, suni enerji krizi oyunu oynayanların, yeraltındaki düzenleri bozuluyor. Yerin üstünde sorunlar çıkartanlar ve sorunlar yaşatanlar, yerin altında keyiflerine bakamayacaklar. O devir çoktan bitti.

Suni enerji krizi oyunu oynuyorlarken, şimdi yeryüzünde kontrol altında tuttukları onlarca devletin enerji santrallerinde gerçekten büyük sorunlar yaşıyorlar. İstanbul sayesinde her hamleleri aleyhlerine dönüyor, ellerine ayaklarına dolanıyor.

Bu süreçte, hala satanist Ankebut Ağına bağlı kalan ülkelerin başları beladan, afetten, toplu ölümlerden, helaklardan kurtulmayacak. Bu dünya temizlenecek. Bu, Allah’ın takdiri ve kimse buna mani olamayacak.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bütün insanlık için ayağa kalkma vakti


Şu anda dünya genelinde, gösterildiği/abartıldığı kadar büyük bir enerji krizi de yok. Bu da çoğunlukla suni bir kriz. Bu krizin oluşması için de Ankebut Ağı’na bağlı devletlerin idari kadroları ve onlarla birlikte hareket eden alt kadrolar, üzerlerine düşenleri yapıyorlar. Her meselede olduğu gibi bu meselede de mason tarikatı üzerinden organize oluyorlar.

Bu suni enerji krizleri üzerinden de dünya insanlığını toptan felakete sürükleme planlarını daha hızlı uygulayabilecekleri gibi, bir yandan da kendilerine bağlı bazı merkez ülkelerin, holdinglerin, teşkilatların mali sistemlerini ayakta tutabilecekler, şimdilik ayakta tutabiliyor. Zira onca ülkede aşırı şekilde şişirilmiş enerji faturaları kesilirken, her ay çok ama çok büyük meblağlarda haksız para toplanmış oluyor. Her ay, evet her ay yeniden yeniden toplanabilen bunca fazla paranın epeyi kısmı ise Ankebut Ağı’nın söz konusu kısımlarına dağıtılıyor. Bunun gibi adice oyunlar da oynanmıyor olsa, Ankebut Ağı zaten bu günlere gelemeden tamamen çökmüş, dağılmış olacaktı.

Bütün dünya anladı ki suni bir kuraklık, kıtlık furyası estiriliyor. Bir yandan ormanlar, temiz su kaynakları, ziraata elverişli topraklar, tabii denge için çok lazım olan arılar ve benzeri canlılar kasten ve çok yüksek teknoloji ile hedef alınıyor, sorunlar çıkartılıyor, bu da doğru… Bir yandan “iklim silahları” denilen elektromanyetik silahlar da kullanılarak suni hava şartları oluşturuluyor bu da doğru… Bir yandan suni müdahalelerle denizlerde müsilaj oluşturuluyor ve ayrıca genetik mühendisliği ile türetilmiş “istilacı” denilen yeni balık türleri üzerinden deniz canlılarının tabii dengesi de bozuluyor, bu da doğru… Lakin bunca senedir bunlar yapıldığı, son bir kaça senedir bu saldırılara hız verildiği halde bile, dünyada Ankebut Ağı’nın kontrolündeki devletlerin, liderlerin, basın ve medya kuruluşlarının ve sözde uzmanların abarttığı kadar bir kuraklık, kıtlık ve gıda krizi hala yok. Hala bu insanlık dışı oyunlar da kısa sürede bozulabilir.

İşe öncelikle ve “ağır bir darbe” şeklinde suni enerji krizine “isyan” edilerek başlanabilir. Daha önce suni korona salgınına karşı elimizi masaya vurduk ve bu bile yetti. Daha hiç saha müdahalesi yapmamıştık. Şimdi suni şekilde enerji krizi çıkartılan ya da enerji krizi hakikaten yaşanıyor olsa da aşırı şekilde abartılan ve nitelikli dolandırıcılık denilebilecek tarzda faturalar kesilen bütün halklar artık bu gerçekten de emin olmalılar ve bizimle birlikte ayağa kalkmalılar. Bütün dünya insanlığının emniyeti, huzuru, sağlığı, refahı için dünyanın her yerindeki mason teşkilatı ve her mason yok edilmeli. Öncelikle de devletlerin idaresini, basın ve medyayı, üniversiteleri, adalet sistemlerini ele geçirmiş masonlar meydan yerlerde iplere çekilmeli.

| Mehmet Fahri Sertkaya – Ezber bozan – Akademi Dergisi

Dostlarımızı da ihya edeceğiz

İklimleri değiştiren, hava sıcaklıklarını ve yağış şartlarını değiştiren, tarlalardaki ekinleri yakan, hızla kuraklaşmaya neden olan, suları kurutan, orman yangınları çıkartan, depremler dahil türlü suni afetlere sebep olan…

İnsanların, hayvanların, bitkilerin biyolojik yapılarını ayrı ayrı sıkıntılara düşüren her türlü enerji ve manyetik alan silahlarına/saldırılarına karşı çok yakında Türkiye’de tedbirler alacağız.

Bu türlü insanlık dışı saldırılara karşı ülke genelinde koruma sağlayan teknolojik sistemler kuracağız. Türkiye’ye bu saldırıları yapan ve onlarla aynı grupta yer alan taraflara/ülkelere de aynı silahlarla karşılıklar vereceğiz. Türkiye’yi, iklim/enerji silahları ile saldırıların yapılamayacağı, hava sahasında izinsiz bir UFO’nun dahi uçamayacağı, uzaydan hiçbir uzay aracı ile de saldırının yapılamayacağı bir ülke haline getireceğiz.

Bununla eş zamanlı olarak bazı Afrika ve Güney Amerika ülkelerinden, ülkemizdeki kuraklığı daha hızlı çözebilmek için canlı ağaçlar ve ayrıca hayvancılığı hızla ayağa kaldırmak için ağaç yaprakları satın alacağız. Ülkemizdeki hayvan çeşitliğini artırmak için bazı hayvan türlerinden de satın alacağız. Parasını vererek canlı hayvanlar, canlı ağaçlar ve yemlik yapraklar alacağımız gibi, söz konusu koruma sistemini bu ülkelerden dost gördüklerimize vermenin karşılığı olarak da canlı hayvanlar, canlı ağaçlar ve yapraklar alacağız. Biz, dünyanın hiçbir ülkesini sömürmeyeceğiz, hiçbir ülkesine ve toplumuna haksızlık ve hukuksuzluk yapmayacağız.

Şu anda Rusya Federasyonu sınırları dahilinde olsa da yakında hürriyetine kavuşacak ya da Türkiye’ye bağlanacak yerlerden de canlı ağaçlar ve yapraklar alacağız. Suriye’yi, Irak’ı, güney Azerbaycan’ı ve Türk dünyasını da hızla koruma altına alarak yeşillendireceğiz.

Bu güne kadar hiç düşünülememiş yüksek teknolojili sistemlerle, yarı kurak ya da tamamen kurak topraklarda bile kolayca ve bol bol bitkiler yetiştireceğiz. Bunu yapmak için oralarda kuraklığın yenilmesini, toprağın şartlarının değişmesini beklemeyeceğiz. İstersek tamamen çöl şartlarında bile ziraat yapabilir ve dünyanın en verimli topraklarında yetişmiş bitkiler kadar kaliteli, sağlıklı bitkiler hasat edebiliriz. Daha şimdiden bu teknolojilere sahibiz ve durmadan daha da geliştiriyoruz. Üstelik, kastettiğim şey toprakta ziraat yapmak… Topraksız, sulu ziraat tekniğini sözümün geçtiği her yerde kesin şekilde yasaklayacağım. İnsanların sağlığının daha fazla bozulmasına izin vermeyeceğim.

Eş zamanlı olarak her türlü teknoloji sahasında en güzel, en sağlam, en sağlıklı, en uzun ömürlü, en iktisatlı ürünlerin üretilmesini sağlayacağım. Hayat pahalılığına, geçim zorluğuna sebep olan her ne sorun varsa onları yok edeceğim.

İyice anlaşılmalı ki sadece Türk ve Müslüman unsurları değil, şu dünya üzerinde medenice yaşamak isteyen bütün milletleri memnun edecek, huzura kavuşturacak sistemler tesis edeceğim. Türkiye’nin, İstanbul’un “gerçekten” dostu olanlar, her zaman kazananlar kulübünde olacaklar.

Bilinmesini isterim ki şu anda Ankara hükumeti ile anlaşabilmiş değilim. Ne yapacakları hala belli değil ve çok fazla da beklemeyeceğim. Benimle birlikte yollarına devam etmek isterlerse İstanbul hükumeti, bir gölge hükumet olarak kalacak. Şu yanlış duruşlarında ısrar ederlerse devrilecekler ve İstanbul, Türkiye’nin resmen başkenti ve hükumeti olacak.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Rusya ve Çin cezalandırılmalı

Rusya ve Çin’in, iklim silahları kullanarak, dünyanın dört bir yanındaki düşman gördükleri ülkelere yaptıkları saldırılar durdurulmalı.

Elektromanyetik tekniklerle depremlere, aşırı yağışlara, aşırı soğuklara, aşırı sıcaklara sebep oldukları açıkça ifade edilmeli ve milletler arası teşkilatlarda bu iki ülkenin üzerine gidilmeli.

Sonraki safhada bu ülkelerin idari kadroları milletler arası mahkemelerde insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında yargılanmalı. İktiza ediyorsa bu ülkelerin bu idarecilerden kurtarılmaları için millet arası bir askeri ittifak kurulmalı.

Dünyanın başka başka yerlerinde temiz su kaynaklarını hızla yok etmek, bazı canlı türlerini yok ederek tabiatın dengesine büyük zarar vermek, bu yolla düşman gördükleri devletlerde kuraklık ve kıtlığa kasten sebep olmak, korona dahil olmak üzere pek çok biyolojik saldırılar yapmak, tahammül edilebilir suçlar değildir. Bu suçlara ve suçlulara karşı bütün dünya artık bir araya gelmelidir.

Mehmet Fahri Sertkaya

“Şebeke suyu içmeyin”

Türkiye’nin dört bir yanında ishal şikayeti ile hastahanelik olan insanların sayıları giderek artıyor. Pek çok ildeki tıbbi yetkililer, sorunun şebeke suyu olduğunu tespit ettiler. Bazı illerde doktorlar “Şebeke suyu içmeyin” demeye başladılar. Bu seviyeye gelmiş ve hayati ehemmiyete sahip bu hususta hala devletimizin icap edenleri yapmamış ve yapmıyor olması çok tehlikeli bir vaziyet…

Sorunun temelinde, barajları besleyen akarsularda oluşan müsilaj ve algler var. Bu güne kadar ilgili siyasi yetkililer, bu sorunun buraya kadar geleceğini önden hesap edip çoktan tedbir almalıydılar. Lakin şimdilerde kriz seviyesine gelindiği halde bile gerekenler yapılmıyor.

Nükleer, biyolojik ve kimyasal saldırılara karşı yapılmış planlamalar, vazifelendirilmiş teşkilatlar/kurumlar var ama herkes kış uykusuna mı yattı, anlamak mümkün değil. Türkiye çok geniş kapsamlı ve uzun süreli bir saldırı altında.

Türkiye’ye iklim silahlarıyla saldırılar yapılıyor. Hava şartları tabii/doğal değil. Deprem hareketlilikleri tabii değil. Toprakların kuruması, temiz su kaynaklarının bu derece hızla azalması tabii değil. Deniz sularında, akarsularda ve baraj sularında görülen kirlenme tabii değil. Bunların hepsi suni/yapay… Korona da suni… Bitti, kurtulduk sayılır bu saldırıdan da ama ya yenileri yapılır ve yayılırsa?

Bu saldırılara milli bir seferberlikle derhal karşılık vermemiz gerekiyor. Kaybedilecek bir saat bile aleyhimize işliyor ve böyle giderse çok yakında çok yüksek sayıda can kayıpları da başlayacak.

Mehmet Fahri Sertkaya