Etiket arşivi: Gizli Ermeniler

Akademi Dergisi Türkiye ve dünyaya yön veriyor – 17 Eylül 2023


Almanya içten içe daha da karışıyor. Yakında basın ve medyaya yansır bu iç karışıklık.

Şartlar bu hale gelmişken, dengeler bu kadar değişmişken, kendi yaralarını saramaz haldeki Çin’in, Esed’e ve çetesine destek vermesi, yapacağı yeni ve büyük bir ahmaklık olur.

O Esed’i orada Çin de tutamaz. Tutmak için mücadele verirse, kendi çeperini kendisi çürütmüş olur. Kendi taşıyıcı kolonlarını kendisi yıkmış olur.

Senelerdir İstanbul ile restleşmeye çalışan Çin, daha kaç defa rezil olmalı ve büyük/yıkıcı darbeler almalı?

İran halkı acilen sakinleşmeli, akl-ı selim ile davranmalı. Oyunları görmeli. Bu, gerçek bir hürriyet ve hak mücadelesi değil. Bu, şeytani bir oyun. Bu oyunu kuranlar belli ve yine aralarında Ankara hükumeti denilen suç çetesi de var. Aralarında MİT denilen gizli Ermeni/Çingene ihanet ve kara para teşkilatının casusları da var. Bunlar, Azerbaycan’ın idaresini elinde tutan gizli Ermeni ve Çingene kara paracılarla da organize haldeler. Ayrıca İran’ın idaresinde bulunan gizli Ermeni ve Çingene gruplarla da paslaşıyorlar. Devletler üstü halde organize olan bölgesel bir ihanet, terör ve kara para teşkilatı ortalığı karıştırıyor.

Bir kafesten çıkarak diğerine girmek, hürriyete kavuşmak değildir. Girilen yeni kafes biraz daha geniş olsa bile…

İran’daki halkın hak ve hürriyet mücadelesini İstanbul hep destekledi ve destekleyecek ama göre göre de şeytani oyunlara piyon olmayacağız.

Şunların hepsini, sözde sığınmacılarla birlikte bu ülkeden sürmek, def etmek lazım. Sözde kardeşlerinden ayrılmamış, dayanışmaları başka topraklarda devam etmiş olur.

Bakalım orada onlara yabancı, sığınmacı muamelesi mi kardeş muamelesi mi yaparlar. Bakalım can, mal ve namus emniyeti bile bulabilirler mi o sözde kardeşlerinin arasında…


İstanbul hükumeti:

Adnan Menderes Türkiye’nin bir değeri değildir. Adnan Menderes, mason, İslam ve Türk düşmanı bir vatan haininden başka bir şey değildir.

Adnan Menderes’in, kendi devrinde açıkça sergilediği onca Türk ve İslam düşmanı tavırları, uygulamaları herkesin gözleri önünde iken… Türkiye içinden ya da dışından tarafların, onu müslüman Türk milletinin bir değeri olarak anlatmaları, onların da Adnan Menderes gibi Türk ve İslam düşmanı olduklarının tezahürüdür. Bunca maddi delil/gerçek, tartışılamaz seviyede gözler önünde iken, Menderes hakkında aksini iddia edebilmek akıl sorunu değilse, niyetin bozukluğunun, sinsi düşmanlığın tezahürüdür.

İstanbul hükumeti:

Boğaz kenarındaki yalılarda bulunan gizli Ermeniler/Çingeneler, Yahudiler, Rumlar için işlerin hiç iyi gitmediğine dair istihbarat alıyoruz.

Bu konuyu da yakinen takip ediyoruz ve işlerini, dengelerini, her şeylerini daha da bozmak için gereken her şeyi yapmaya devam edeceğiz. Bu ülkeye ihanet eden hiç kimse cezasız kalmayacak.

İstanbul hükumeti:

Adnan Menderes gibi, benzeri binlercesi gibi müslüman rolü oynayan bir münafık olan… İslam düşmanlarının, masonların, satanist canilerin, kara paracıların piyonu olan Ramazan Kadirov ölmüş ve bu gizleniyor olabilir.

İstanbul hükumeti:

Dünyanın önde gelen onlarca hükumetinin, arka plandan işbirliği yaparak İstanbul hükumetine karşı mücadele verme çabaları, bir yandan da hain Ankara çetesini ayakta tutma çabaları, Rusya Federasyonunun parçalanma sürecini de hızlandırıyor ve süreci bütün tarafların kontrolü dışına çıkartıyor.

Bir Ankara için, bütün dünya ateşe atılıyor.

İstanbul hükumeti:

Çin halkı arasından “iyi” olanların, oradaki insanlık dışı nizamdan, otoriteden, ÇKP’den kaçmak… Bu yolla can, mal, ırz emniyetini korumak yönündeki çabalarına, Türkiye ve gerçek müttefikleri olarak açıkça destek vereceğiz.

Bu kişilerin Tayvan, Japonya, Güney Kore, AB, ABD başta olmak üzere, dünyanın onlarca ülkesinde mülteci olabilmeleri için dünya dengelerini yönlendireceğiz.

İstanbul hükumeti:

Brezilya ve Güney Afrika Cumhuriyetindeki büyük sorunların daha da derinleşeceğini, baş edilemez seviyeye geleceğini görüyor ve dünyadaki bütün tarafları dikkatli ve gerçekçi olmaları hususunda uyarıyoruz.

İstanbul hükumeti:

20-28 Eylül günlerinde Türkiye’deki ve dünyadaki pek çok dengenin aniden değişebileceğini değerlendiriyor ve her ihtimale hazırlıklı vaziyette ilerliyoruz.

İstanbul hükumeti:

Kara paracı Esed çok zorlanıyor. Malum kara paracı hükumetlerin organize desteği ile orada tutulmaya çalışılıyor. Lakin bu zorlama sürecin sonu karanlık görünüyor. Esed’den alacağı olanlar acele etmeliler.

İstanbul hükumeti:

ABD’nin ve İngiltere ile İsrail’in, Ukrayna’daki savaşı Lavrov karakteri ile birlikte yürüttükleri, Lavrov’un bu ülkelere çalıştığı, tartışmaya mahal bırakmayacak kadar kesin bir gerçek.

Ukrayna’da siviller ölüyor. Kadınlar, genç kızlar, çocuklar hatta bebekler bile kaçırılıyor. Organ kaçakçıları her kısımda faaliyet gösteriyor. Bu savaş tiyatrosu ve arka plandan yapılan vahşi kara para işleri, artık dünya insanlığını fazlasıyla geriyor.

İstanbul hükumeti:

İstanbul boğazı ile yakın çevresinde gemi kazalarındaki artışları şaşırtıcı bulmuyoruz. Boğazı kara para işlerinde kullanılan gemilere asla açmayacağız.

İstanbul hükumeti:

Gidişi sessiz olmuştu ama dönüşü gürültülü olacak.

İstanbul hükumeti:

Endonezya ve Malezya ile diplomatik temaslar hızla azaltılacak. Türkiye vatandaşları bu iki ülkeden en kısa sürede çıkmalılar. Çok çok yakın gelecekte bu ülkelerde Türkiye’nin diplomatik temsilcilikleri bile bulunmayacak.

Cehennem çukuruna dönmüş, vahşetin hakim olduğu, kara paracılığın tabana yayıldığı, idrak ve muhakeme sorunlarının her yerde görüldüğü ülkelerle işimiz olmayacak. Şu sıralarda Ankara çetesi ile hala kara para işleri yapmaya çabalayan ülkelerle de işimiz, bağımız olmayacak.

Bütün taraflara hak ettikleri muameleyi yapacağız, asla adaletsiz olmayacağız. Milletimize yapılan kötülükleri asla karşılıksız bırakmayacağız.

İstanbul hükumeti:

Meksika’da darbe ihtimalini düşük görmüyoruz. Halktan yana, halkın ve ülkenin gerçekten hür olmasından ve sorunları, acıları çözmekten yana bir askeri darbe yaşanırsa, açıkça destekleyeceğiz.

Halkların ve orduların, ülkelerini her türlü işgalden, kuşatmadan hatta iç kuşatmadan ve hainlerden kurtarması hak değil, vazifedir ve bu türlü mücadelelerin meşruiyeti tartışılamaz kesinlikle gözler önündedir.

İstanbul hükumeti:

Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BM), masonların, satanistlerin, kara paracıların, sömürgecilerin, dünya insanlığını oyaladıkları ve işlerine gelecek tarzda yönlendirdikleri bir kulüptür. Dünyanın bütün ülkeleri, mümkün olabilen en kısa sürede BM’den ayrılmalı ve bu oyunu bozmalıdır.

Dünya Sağlık Örgütü ve daha pek çok sayıda milletler arası teşkilat da dünya insanlarına düşman olan masonların, satanistlerin kulüpleridir. Bu gibi teşkilatlardan dünya insanlığı hiçbir fayda görmedi, aksine saymakla bitmez vahim zararlar gördü ve görüyor.

İstanbul hükumeti:

Libya’nın kurtuluşunun tek yolu, yeniden Türkiye toprağı olmasıdır. Aksi halde dünyanın yamyam, sömürgeci, vahşi, şeytanlaşmış hükumetleri ve şirketleri, Libya’yı yemeye devam edecekler. Libya’da sorunlar, acılar çözülmeyecek. Aksine olarak zaman geçtikçe sorunlar ve acılar daha da devleşecek.

İstanbul hükumeti:

İspanya halkının başlarındaki masonları, satanistleri devirebileceğine, kendi iç kavgalarını verip kazanacağına… Hemen sonra İstanbul merkezli Türkiye ile iyi ilişkiler kurarak yoluna devam edebileceğine… Kazananlar kulübunde yer alacağına gerçekten inanıyor ve çok yüksek ihtimal veriyoruz.

İstanbul hükumeti:

Ak denize kıyısı olan ülkeler arasından…
Ankebut Ağından hemen çıkabilenlerinin…
Çok yakın geleceğin en güçlü ülkeleri arasında olacaklarından şüphe etmiyoruz.

İstanbul hükumeti:

İtalya’yı, Güney İtalya ve Kuzey İtalya isimleriyle ikiye bölmek…

İstanbul merkezli kazananlar kulübunde yer almak isteyen iyi İtalyanları Güney İtalya’da bir araya getirmek…

Bu süreç boyunca Türkiye ile gerçek müttefiklerinin iyi İtalyanlar ile organize şekilde hareket etmelerini ve yüklerini hafifletmelerini sağlamak…

Güney İtalya’yı dünyanın maddi refahı, huzuru, sükuneti en yüksek gerçek hukuk devletleri listesinde üst sıralara hızlıca taşımak…

İstanbul için işten, meseleden bile sayılmaz.
Yeter ki iyi İtalyanlar bu yönde gerekli iradeyi, duruşu, mücadeleyi sergileyecek olsunlar.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Türkiye ve dünyaya dair özet haberler


Okyanuslarda yaşanan şiddetli depremler karalara doğru ilerleyecek.

Gerçek Devlet Bohçalı’ya bunama/alzheimer teşhisi kondu.

Anayasa Mahkemesi çok hareketli. Büyük gelişmeler kapıda…

Yerin üstü de altı da çok karışık. Sürekli iç gruplaşmalar, iç çatışmalar/tartışmalar var. Kimse kimseyi dinlemiyor. Kimse ortak karar alamıyor ve ortak hamleler yapamıyor.

İngiltere vatandaşı ve casusu Mehmet Şimşek aşırı bunaldı. Hiçbir şey istedikleri, planladıkları, bekledikleri gibi gitmiyor. İstifa etmek istiyor, izin verilmiyor. Bir anda intihar etse, hiç şaşırtıcı olmaz.

Türkiye’de halk patlama seviyesinde. Sorunlar bitmek bilmiyor ve taşınabilecek seviyeyi çoktan aştı. AKPKK’nin üst isimleri halkı yatıştırmak ve oyalamak için yurt dışından destek/taktik istiyorlar. Lakin aç mideleri hiçbir şeyin oyalayamayacağını, yolun sonuna geldiklerini kabulleniyorlar.

Son günlerde yanarak düşen ve hemen meteor denilen şeylerin hepsi meteor denildi. Çok sayıda UFO da sinyale girdi ve düştü.

UFO düşme vakalarında artış olmasından, UFO’ların daha büyük parçalar halinde düşmesinden çok endişe ediyorlar. Devletlerin ordularında ve kolluk kuvvetlerinde UFO kazalarına müdahale için oluşturulmuş birimleri kullanarak, UFO kazalarını insanlığa duyurmadan gizlemek istiyorlar.

PTT’nin hem araçlarını hem de para transfer sistemini kayıt dışı, gizli şekilde kullanmak isteyenler var. Büyük hain ve kara paracı BinAli Yıldırım da bunlardan biri…

Almanya’da Scholz’un oyun dışına çıkartılması gerektiğini, daha fazla işlerini yaramayacağını kabulleniyorlar. Scholz karakterinin sinyallere ve İstanbul’un icra ettiği baskı siyasetine daha fazla dayanamayacağını kabulleniyorlar.

Almanya’da polis teşkilatı bile içten içe kaynıyor. Almanya’da gidişattan kimse memnun değil.

İngiltere’de her an kontrol kaybedilebilir. Büyük büyük bölgelerde peş peşe ya da eş zamanlı olarak otorite boşlukları oluşabilir ve tarihe geçen seviyede yağma hadiseleri yaşanabilir. İngiltere kimse için güvenli liman değil.

Fransa da Almanya gibi. Macron’dan kimse memnun değil. Herkesin gözü açıldı, sistemi anladılar. Macron’dan kurtulmak isteniyor. Onu orada tutmakta ısrar edenler de köşeye sıkışmış vaziyetteler. Fransa’da çok büyük halk isyanları her an başlayabilir ve kesinlikle silahlı bir mücadeleye dönüşecektir.

En çok da Afrika kökenli Fransa vatandaşlarından çekiniyorlar.

Almanya’da savaş uçakları için yedek parça temini sorunu artık devasa bir seviyeye geldi.

Olağan akış çok büyük oranda bozuldu. Fark edilmesin diye hava üslerinde askeri uçakları çalıştırıp karada dolaştırarak etrafa görüntü veriyorlar. Sonra motorları kapatıyorlar.

Almanya’da para yok, benzin yok, mazot yok, doğalgaz yok, yedek parça yok, her şey sorunlu ve Almanya sefil bir halde…

Çareyi tekrar Merkel’e koşmakta arayanlar da çok ama boşa oyalanıyorlar. Almanya’yı o halden çıkartabilecek tek yer İstanbul…

Tüpraş’taki bazı mühendisler, sorumluluklarını yerine getirdiklerine, gerekli uyarıları yaptıklarına ama dikkate alınmadıklarına dair evraklar hazırladılar. Böylece kendilerini hukuki koruma altına aldıklarını değerlendirdiler.

Türkiye’de bazı iş grupları, petrol rafinelerinin başına bir şeyler gelirse, neler olacağı/yaşanacağı ve o günler için nasıl hazırlıklar yapılabileceği, tedbirler alınabileceği üzerine gizlice çalıştılar. Oluşabilecek sıkıntılara alternatif çıkış yolları bulmaya odaklandılar.

Benzin ve mazot sıkıntısı nedeniyle faaliyetlerinin tamamen ya da büyük oranda durmasından, işlerinin aksamasından, kısa sürede çok büyük maddi zarar yaşamaktan ve ayrıca itibar kaybetmekten çok çekiniyorlar.

Perinçekgiller familyası, doğrudan üst muhataplar bulamadıkları için ABD’ye sitem ediyorlar.

Bir yandan ABD’ye, İngiltere’ye çalışırken, bir yandan Çin’e ve Rusya’ya çalışıyorlar. Hususiyle Çin’deki müslümanların hakkından hangi taktiklerle gelinebileceği hususunda Çin yetkililerine destekler veriyorlar.

Çin, Ekim/Kasım aylarında Antalya başta olmak üzere tatil ve ziraat bölgelerinde büyük sellere, hortumlara sebep olmak için şimdiden çalışmalar yürütüyor. İklim silahlarını buna göre planlıyorlar.

Yunanistan’da yaşanan ve akıl almaz yoğunlukta olan son yağışlar suni yollarla sağlandı. Orman yangınlarını söndürmek hedeflendi.

Yıllar önce de Yunanistan’daki devasa orman yangınları ile baş edilememişti ve aynı yol tercih edilmişti. O vakit suni hava şartları İstanbul’a kadar ulaşmış ve akşamdan sabaha kadar İstanbul üzerinde neredeyse her saniye bir şimşek çakmıştı. Yaşananları hemen yazılı olarak anlatmıştım ve Türkiye kamuoyunda ses getirmişti. Pek çok kişi bu gerçeği hemen açıkça konuşarak ve yazarak anlatmıştı.

Bu defa Yunanistan’a o kadar aşırı yağış düşmesini sağladılar ki iş yine büyük zarara döndü. Maddi kayıplar çok büyük. Can kayıpları da az değil. Ziraatın büyük kısmı darbe aldı, mahsül heba oldu. Hayat felç oldu. Bu defa, yangınlardan korumaya çalıştıkları askeri yığınaklar sel içinde kalarak büyük zararlar ve sorunlar oluştu. Türkiye’ye, İstanbul hükumetine karşı yapılan o askeri yığınaklar şimdi çok zorlu şartlar içinde…

Ormanlar yanmaya devam etseydi, bu kadar büyük zararları olmazdı.

Türkiye’de son yapılan ve kamuoyunda da tartışılan bazı gizemli kazılarda, geçmişte de yüksek bilim ve teknoloji bulunduğunun, geçmişte de genetik mühendisliği ile insanların, hayvanların ve bitkilerin genlerinin değiştirildiğinin delillerine ulaşmış olabilirler.

Konya’daki obrukları inceleyen ekiplerden bazıları, toprağın bir dış müdahale ile atomlarına ayrıldığını, obrukların çok çok ileri teknoloji ile kolayca açıldığını kanıtlayacak delillere ulaşmış olabilirler.

Bu işin devamında, dünyanın altını tünel ağları ile dolduracağımız projenin, tahmin edilenden çok ama çok daha kısa sürede ve tahmin edilenden çok çok daha kolay şekilde yapılmasını sağlayacak teknolojilere ulaşmak mümkün görünüyor.

Kanada’nın da ufku kapkaranlık görünüyor. Kanada’nın fazla yolu kalmamış gibi görünüyor. Kanada içi gelişmelerin hepsi birbirinden daha berbat.

Günümüz Kızılderilileri de Akademi Dergisini hayranlıkla takip ediyorlar ve çok istifade ediyorlar.

Yeniden Refah Partili Doğan Aydal gizli Ermeni bir vatan haini…

Dini ve milli değerlerimize tamamen aykırı şekilde giyinerek güya spor faaliyetleri icra eden voleybolcular da Türk ve müslüman değiller. Çoğunluğu gizli Ermeni. Ebrar Karakurt da gizli Ermeni. Bu gibi proje karakterlerini kullanarak milletin değerlerini yıkmak, töresini bozmak, aile kurumunu yıkmak, cinsi sapıklığı yaymak isteyenler, bu maksatla bu gibi yarı çıplak ve cinsi sapık ekran fahişelerini her yolla müdafaa edenler de Türk ve müslüman değiller. Onların da çoğu gizli Ermeniler.

Organize şekilde, tahrip edici hatta yıkıcı bir casusluk faaliyeti sergileniyor. Sözde voleybolcuların şımarıklığı, küstahlığı, cesareti de buradan geliyor. Mesele, adli makamların derhal müdahale etmesini gerektirecek kadar tehlikeli ve yıkıcı bir ihanet teşkilatının bitmek bilmeyen taarruzları meselesi…

Her yerdeler ve ani/büyük bir temizlik şart. Böyle bir ihanet ve çökertme faaliyetinin içinde mason tarikatının bulunmaması, ihtimal dışı zaten… O masonların hepsinin kafalarının kopartılması hukukun gereği. Milli güvenliğin gereği.


Ürdün, İngiltere’nin, İsrail’in, ABD’nin kuklası gibi davranmaya devam ederse, çok yakında Ürdün diye bir devlet kalmayacak.

Kral Charles karakteri ile, oğulları olarak bilinen karakterler arasında ihtllaflar artıyor. Gerilme yükseliyor.

İngiltere’nin boyunduruğundan çıkmak isteyen ülkelerdeki bazı yetkililer, fırsat kolluyorlar. Dünyanın her yerinde Londra büyük güç kaybetti.

ABD’nin hızla uçuruma doğru sürüklendiğini gören, kabullenen senatörler, neler yapabileceklerini, tamamen mani olmayacaklarsa da hangi kısımlarda ne kadar mani olabileceklerini tartışıyorlar. ABD’nin herhangi bir yerde bir savaşa girmesi halinde dünyaya rezil olacaklarını kesinlik seviyesinde biliyorlar ve bunun yaşanmasını istemiyorlar. Türkiye ile ABD’nin karşı karşıya gelmesinden çok korkuyorlar.

Mağarada rahatsızlanan ABD’li Dickey o mağarada aslında ne arıyordu ya da neyi inceliyordu? Yanında kimler vardı, kimlerle doğrudan ya da dolaylı yollardan bağlantılıydı?

Ortadoğu yeni bir Avrupa olamaz. Ortadoğuya dair mfs projeleri tamamlandığında, Avrupa onunla kıyas bile götürmeyecek kadar geri kalmış bir sözde medeniyet olarak görülür. Kimse Avrupaya gitmez, Avrupada kalmak da istemez.

Lakin ısrarla yanlış yolda ilerleyen prenses Selman, ortadoğunun o günlerini göremez.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Geçmişte Türk halkına zulmeden TSK subayları yargılanacaklar

İstanbul hükumeti:

TSK bünyesindeki mason, kripto kimlikli ve kara paracı hain subayların idaresinde olan bazı TSK birimleri, geçmişte çok defa köyleri yaktı. İnsanları yaşadıkları yerlerden sürdü. Yağma suçları işledi. İşkence ve tacavüz suçları işledi. Bunlar, Türkiye’nin inkar edilemez gerçekleri. Söz konusu hainler, Türkiye’de ve bölgede terörü daima kendi elleriyle örgütlemiş, alevlendirmiş ve bu ateşin sönmesine izin vermemek için de her türlü suçları işlemeye devam etmiş, bunu yaparken TSK dahil devletimizin bütün kurumlarını da alet etmiş hainler…

Bu gerçekler inkar edilmeyecek, üzeri örtülmeyecek ve geriye dönük yargılamalar yapılarak, o hain ve mason TSK subaylarının emekli olanları da yargılanacak.

Şu sıralarda da TSK bünyesindeki mason ve hain subaylar, bir yandan Azerbaycan ile çevresinde kara para hedeflerine ulaşmaya çabalarken, bir yandan Suriye’ye, Irak’a, Libya’ya, Somali’ye kadar uzanan coğrafyalarda TSK’yı cinayet, katliam, uyuşturucu ve insan/organ kaçakçılığı işlerine bile alet etmektedir. TSK içindeki bütün masonlar/hainler, kara paracılar en kısa sürede temizlenecektir.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Kamu sektöründe herkes eşit olacak


İstanbul hükumeti:

Bedenen ve zihnen zorlanmaya başlayan insanlar kamu hizmetlerindeki makamlarında/görevlerinde tutulmayacaklar. Bu, onların da hayrına, iyiliğine olacak.

Konunun uzmanlarından oluşan bir bilim heyeti, “İşlerini gereğince yapmayacak kadar yaşlanma”nın teşhis edilmesi için hangi kriterlerin dikkate alınacağını belirleyecek.

İnsanların hepsi, aynı yaşta ihtiyarlamıyor. Genetik kodları düzgün olan bir soydan gelip gelmemekten tutalım da bebeklikte yeterince anne sütü içilip içilmediğine… Bebeklikten sonraki süreçte sağlıklı ve dengeli beslenilip beslenilmediğine… ilk gençlik yıllarından itibaren spor yapılıp yapılmadığına… Alkollü içkiler ve sigara içilip içilmediğine… Uyuşturucu kullanılıp kullanılmadığına… Uzun süreler boyunca elektromanyetik kirliliğe maruz kalınıp kalınmadığına… Şiddetli kazalar ve hastalıklar yaşanıp yaşanmadığına kadar, pek çok değişken, insanların, iş göremez seviyede yaşlanma yaşını değiştiriyor.

Türkiye’de kamu çalışanları için sabit bir yaş sınırı olmayacak. Masonların, satanistlerin, kripto kimliklilerin ve başka ülkelere çalışan hainlerin asla sızamayacağı Adli Tıp Kurumu’nun müşahedesinin ardından, “İşlerini gereğince yapamayacak kadar yaşlanmış” raporu verilen seçilmiş ve atanmış herkes derhal emekliye sevk edilecek.

Devlet hizmetlerinin kısmen durması bir yana, yavaşlamasına sebep olacak amiller/etkenler dahi anında ortadan kaldırılacak.

Mesleğinde, uzmanı olduğu konuda çok yüksek bilgi ve tecrübeye sahip olan ama “İşlerini gereğince yapamayacak kadar yaşlanmış” raporu verilen kişilerden bazılarının, arka plandan yarı zamanlı danışmanlık hizmeti vermeleri ve normal maaştan daha düşük maaş almaları sağlanacak. Bu kişilerin yetkileri ve makamları olmayacak.

İstanbul hükumeti:

Otuz yıllık devlet memuruyla, otuz günlük devlet memuru, şayet aynı diplomaya sahiplerse, aynı konuda eğitilmişlerse ve devlet kurumunda aynı mesai süresi içinde aynı kamu hizmetini veriyorlarsa… Aynı maaşı alacaklar.

Çalışma süresine göre kıdem, kıdem tazminatı, yüksek ücret/maaş gibi hukuksuz sözde haklar memurlara ve işçilere bundan sonra verilmeyecek.

Sürekli kendini geliştirenler, daha üst hizmet seviyesine gelenler, işinde daha uzmanlaşanlar ve daha fazla ücret almayı hak edenler daha yüksek maaş alabilecekler.

Devlet memurlarının tatil süreleri de sabit olacak. Otuz yıllık memur da birinci yılındaki memur da her yıl aynı eşit sürede tatil hakkına sahip olacaklar. Devlet memurlarının tatillerinin tamamı yaz mevsimine denk getirilmeyecek.

İstanbul hükumeti:

Türkiye’de insanların devlet memuru yapılması süreci ile devlet memurluğundan men edilmesi süreci çok hızlandırılacak.

Devlet kurumları memur ihtiyacını karşılamak için en fazla bir iki gün sıkıntı çekecekler, eksik kadro ile işleri idare decekler. Bir iki gün içinde yeni memurlar iş başı yapmış olacaklar.

Devlet kurumları, sorunlu, uyuşmayan, tembel, iş yapmayan ya da işini gerektiği gibi yapmayan memurları hemen bir gün içinde memuriyetten uzaklaştırabilecek. Bunun için bir soruşturma, teftiş, yargılama süreci yaşanmayacak.

Memuriyetten men edilen kişi, kendisine haksızlık yapıldığı kanaatinde ise dava açacak. Davalar en geç 15 gün içinde bitecek. İnternet üzerinden duruşmalar da yapılacak, yapay zekalar da kullanılacak, akşamları dahi duruşmalar yapılabilecek ve adalet sistemi çok hızlanacak. Haksızlık yapılmadığına hükmedilen kişinin memuriyet hayatı tamamen bitecek. Bu safhadan sonra bir üst mahkemeye son bir defa itiraz hakkı olacak.

Kendisine haksızık yapıldığına hükmedilen memur işine iade edilecek. 15 gün boyunca memuriyetine devam etmiş gibi maaşı tam olarak verilecek. Ona haksızlık yapan amir/müdür kişinin maaşından 7 günlük ücret kesilecek, ödenmeyecek. O amir/müdür kişinin siciline bir eksi puan da yazılacak. Bu, onun terfi süreçlerinde göz önünde bulundurulacak.

Birkaç tekrarla haksız şekilde memurları işinden men eden amir/müdür hakkında hemen soruşturma başlatılacak. En geç 15 gün içinde hakkında karar verilecek. Aslında kendisinin sürekli sorun çıkartan, uyuşmayan, dürüst ve iyi niyetli olmayan bir kişi olduğu kesinleşmişse, memuriyetten men edilecek. Üst mahkemeye itirazı neticesinde de alt mahkemenin kararı onanırsa, o müdürün/amirin memuriyet hayatı tamamen bitecek.

İstanbul hükumeti:

Çok yakında Türkiye’de resmi bir Metafizik İlimler Üniversitesi tesis edilecek. Bu üniversite iki yıllık ve yatılı bir üniversite olacak. Üniversiteye yatılı devam etmek, mecburi olacak.

Bu üniversitede yetiştirilecek talebeler, metafizik kabiliyetleri olup olmadığı belirlenerek seçilecekler. Öncelikle resmi ilahiyat üniversitesinde dört yıl boyunca gerçek İslami tedrisattan geçirilecekler. Bu sırada İlahiyat Üniversitesinde bu talebelere özel sınıflar olacak ve bu dört yıllık süreçte de metafizik ilimlere dair çok temel seviyede, kendilerini korumayı öğretecek kadar ek dersler görecekler.

Bu talebeler arasından, dört yıllık ilahiyat tedrisatını tamamlayabilenleri, Metafizik İlimler Ünivesitesine sınavsız geçiş yapacaklar. Bu üniversite sürecinde de bütün masrafları devlet tarafından karşılanacak. Harç da ödemeyecekler, yurt ücreti de ödemeyecekler, yemek ücreti de başka ücretler de ödemeyecekler. İlk yılda bu talebelerin sayısı yaklaşık on bin kişi olacak.

İki sene sonrasında mezun olduklarında, hem çok derin İslami ilimlere vakıf olan, hem çok ahlaklı ve dürüst olan, hem çok zeki ve metafizik kabiliyetleri olan, hem de metafizik kabiliyetlerini kullanmayı en iyi seviyede öğrenmiş olan kişiler olacaklar. İki senelik tahsilden hemen sonra, askerlilik hizmetinden de muaf tutularak, ordumuzun istihbarat birimlerinden, emniyet teşkilatımızın istihbarat birimlerine ve yüksek ehemmiyete sahip devlet kurumlarına kadar, çok geniş bir sahada faaliyet verecekler. Devlet başkanını, yardımcılarını, bakanları, genelkurmay kademesini, üst siyasi/idari ve adli yetkilileri metafizik sahada korumaya da alacaklar. Metafizik istihbarat elde etme, metafizik saldırılardan korunma, karşı metafizik saldırılar yapma hizmetleri verecekler.

Gerçekten yerli ve milli ve onay verilmiş büyük şirketlerde çalışmalarına da izin verilecek. Lakin sözleşme şartlarında, bu kişileri mezun olduktan sonra çalıştıracak olan şirketlerin, Metafizik İlimler Üniversitesine yüksek meblağda tazminat ödemesi şartı bulunacak. Aksi halde özel sektöre çalışmalarına mani olunacak. Bu yolla, devletin/kamunun üzerindeki mali yükün hafifletilmesi ve eğitme ile öğretme hizmetlerinin giderek daha da yüksek kaliteye çıkartılarak sürekliliğinin sağlanması hedeflenecek.

Bir daha bir Türk devletini Yahudilerin, Çingenelerin, Ermenilerin, metafizik kartını kullanarak yıkmasına ya da açıkça yıkmadan Türk devletinin her makamına sızmasına meydan bırakılmayacak. Türkler bir daha asla metafizik cepheyi boş bırakmayacak.

Metafizik İlimler Üniversitesinden mezun olan herkesin, bu üniversitenin ilgili bir kurulu ile teması devam edecek. Bu hususa da çok dikkat edilecek. Bu kişiler memleketin ya da dünyanın başka başka yerlerinde bile olsalar, lüzumu halinde eş zamanlı olarak metafizik savunma ya da metafizik saldırı hizmetlerine hemen dahil olabilecekler. MİT yerine kurulacak gerçekten yerli ve milli istihbarat teşkilatımız, bu kişilerin kendi aralarındaki irtibatını emniyetli hale geiren sistemler kuracak ve bu sistemi üniversite içinde kuracak.

Türkler, dinamit patlatmaya bile gerek kalmadan dağları patlatıp dağıtabilecek kadar yüksek metafizik güce ulaşacak ve bu gücü daima koruyacak.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Grönland’daki buzulların erimesinin dünyaya zararı yok

İstanbul hükumeti:

Gizli Ermeni, mason, satanist Celal Şengör’ün, Grönland’a dair yakın geçmişte yaptığı ve şimdilerde muhtelif yerlerde yapmakta olduğu açıklamaların epeyi bir kısmının bilimsel temelleri bulunmuyor.

Grönland’ın tamamındaki buzulların erimesi halinde bile dünyada ciddi bir tehlike oluşmuyor. Grönland buzulları tamamen erirse, denizlerin yedi metre yükseleceği iddiası da bilime değil, masonların ve satanistlerin palavralarına, art niyetli açıklamalarına dayanıyor. En arka plandan uzaylı unsurlar tarafından idare edilen masonlar ve satanistler arasında, bu bilim dışı ve cahilce ve dayanaksız iddialar, uzaylı tarafların kendi menfaatlerini korumak, dünyada gizlice yaşama şartlarını devam ettirmek adına yayılıyor. Türk olmadığı halde Türk rolü oynayan, Türklerin hiçbir ortak değerine tabi olmayan Celal Şengör’ün hiçbir açıklaması Türkiye’nin ve Türk halkının görüşlerini ifade etmiyor.

Türkiye, Grönland’daki buzulların mümkün olan en kısa sürede ve tamamen eritilmesi, bu maksatla en ileri teknolojilerin kullanılması ve şimdilerde Vikingler denilen Türk atalarımızın zamanında olduğu gibi bütün Grönland’ın baştan sona yeşil bir ülke haline gelmesi için üzerine düşen her şeyi yapacak. Türkiye, Grönland meselesinin en birincil tarafıdır ve bu hakkından asla taviz vermeyecek. Türkiye’nin askeri, siyasi, mali, dini, tarihi dengeleri içinde Grönland hep üst yerlerde olacak. Türkiye’nin bu türlü hak ve menfaatlerine zarar veren açıklamalar asla hoşgörü ile karşılanmayacak.

Türkiye çok yakında, yerin altındaki ileri teknolojili uzaylı toplulukları kısa sürede imha edebilecek ileri savaş teknolojilerine de sahip olacak. Bu tür gelişmiş silahlar, insani sınırlar dahilinde yaşamamak için direnen, İblis’in yolundan gitmek için direnen, dünya insanlığını kandırıp sömürmek yolundan dönmemek için direnen bütün uzaylı taraflara karşı da kullanacak.

Dünyadaki bütün tarafları, bilimin özgürleştirilmesi, masonların ve satanistlerin gerici bakış açılarından, palavralarından, art niyetlerinden kurtarılması ve bu yolla gezegenimizin özgürleştirilmesi için mücadele vermeye davet ediyoruz.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..