Etiket arşivi: Ege denizi

Ege denizini boşaltın, tatbikat yapacağız


“1. Metafizik su oyunları tatbikatları” kapsamında, Ege denizinin tamamında, su üstünde ve su altında, canımızın sıkıldığı vakte kadar tatbikat yapacağız.

İlgili taraflar arasından, can ve mal kaybı yaşamak istemeyenler, tatbikatlarımızı bitirdiğimizi ilan ettiğimiz vakte kadar, Ege denizinin hiçbir yerinde dolaşmasınlar. Havadan dahi dolaşmasınlar. Türkiye’ye karşı oluşturulan hiçbir planın, fesatın, düşmanlığın içinde yer almasınlar.

Olası riskler:

– Deniz üstü ve deniz altı araçlarında patlamalar, batmalar, yangınlar ve ayrıca bunların personellerinde toplu ölümler.

– Ege denizinin dibinde yer altı şehirlerinde ani patlamalar, çökmeler. Denizin dibinde çok geniş alanlarda çok derin göçükler oluşması, yere batma hadiseleri

– Fay bulunmayan yerlerde bile, deprem denemeyecek kadar aşırı şiddetli sarsıntılar.

– Bilimsel izah yapılamayacak şekilde oluşan şiddetli hatta dev dalgalar.

– Kaynamış haldeki deniz suyu sebebiyle oluşan ciddi yanıklar.

– Açık alanda bile kısa sürede ölüme sebep olan gaz zehirlenmeleri.

– Hava ve suyun dengelerinde, insan cildini, genzini, nefes borusu ile akciğerlerini kısa sürede tahrip eden kimyevi bozukluklar.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Şimdi duhan vakti

Görüşmeler çok vakit alıyor. İlgilenmem gereken çok işler var. Daha fazla vakit ayırmam pek mümkün değil. Zaten herkes neyin ne olduğunu anladı, öğrendi ve şartları biliyor. Varlıkta kalmak isteyenler İstanbul’a uyacaklar. Bunu resmi açıklamaları ile de gösterecekler. Bu güne kadar durmaksızın bizimle çatışmış olanlar, tazminatlarını da ödeyecekler. Somut irtibat da kuracaklar.

Bu şartlar kendisine uymayanlar, ara bir çözüm bulmayı denemekten ve görüşmeye çalışmaktan vazgeçsinler. Ne boşa vakit kaybetsinler ne de bana boşa vakit kaybettirsinler. Büyük bir samimiyetle yazıyorum ki şunca iyiliğe rağmen hala fırsatı değerlendirmeyen hiç bir ülke ve taraf umurumda değil. Gelmesinler zaten öyleleri bana doğru…

Bu dünyanın altı da üstü de yanıp yok olacaksa bile bu şartlar değişmeyecek. Herkes bu şartlara uyarak İstanbul’dan yana duracak ve kurtulacak ya da inadına devam ederek çökecek, batacak, yok olacak.

Fazla yayın yapmaya da gerek kalmadı. Herkes her şeyi anladı, bildi. Beni dinleyenler kargo uçakları ile bile sermayelerini kaçırıp kurtardılar. Dinlemeyecek olanlar da zaten bundan sonra da dinlemezler. Şimdi ben metafizikçi ekibime daha çok vakit ayıracağım, destek vereceğim.

Şu Almanya’yı en başa alacağız. Rusya, ABD, Çin, İngiltere, Kanada, Hindistan, Yunanistan, İsveç, Finlandiya, Ukrayna, Avustralya, Japonya, Kuzey Kore, Tayvan, Güney Kore, İsrail, İran, Suriye derken… Onlarca ülkeyi, altıyla ve üstüyle birlikte ve eş zamanlı olarak çökerteceğiz. Zaten çökükler de son taaruzları da yapacağız.

Pakistan halini gizleyemiyor ama Hindistan hala gizleyebiliyor. Aslında sinyaller karşısında Hindistan’ın hali Pakistan’dan çok beter…

Hindistan’da yerin altı ise üstünden bin beter. Yerin üstündekiler “Çok çok fazla sayıda vatandaşımız ölüyor. Dehşetli şekilde ölüyorlar. Bütün sistemlerimiz, cihazlarımız bozuluyor. Arızalarla baş edemiyoruz. İmalat yapamıyoruz, işlerimiz de bozuluyor” diye çıldırıyorlar.

Orada yer altındaki uzaylılardan İmam-ı Rabbani hazretlerinin bile intikamını alacağım…

Ekber Şah karakteri vesilesiyle sebep oldukları maddi ve manevi zararların intikamını alacağım.

Mektubat-ı Rabbani’yi tahrif etmelerinin de intikamını alacağım…

Şehit ettikleri sayısız müslümanın ve İslam aliminin intikamını alacağım.

Sahipkıran Emir Timur’a yaptıklarının, biyonik robotla yerine geçmelerinin ve o biyonik robota katliamlar yaptırarak o büyük zatın şanını lekelemelerinin intikamını alacağım…

Saymakla bitmez zulümlerinin, cinayetlerinin, kasıtlarının intikamını alacağım.

Yerin altında ve üstünde toplamda milyarlarca kişi ölecek. Herkes görecek, İblis’e seve seve uyarak insanlığa her sahada kastetmenin karşılığını, cezasını…

Ak denizde ve Ege denizinde pek çok farklı noktada birikmiş olan yer altı gazlarını patlatmaya ve bu vesile ile depremlere sebep olmaya devam edeceğiz. Yerin altındakileri korkudan bile öldüreceğiz.

Bu güne kadar, siviller/masumlar zarar görmesinler diye geri duruyorduk ama bundan sonra pek çok düşman ülkede yanardağları patlatacağız. Faal olmayan yanardağları bile faaliyete geçireceğiz. Bu şekilde yerin altına ve üstüne aynı anda çok büyük sorunlar yaşatacağız.

Kıbrıs başta olmak üzere, dünyanın her yerindeki kumar, fuhuş ve eğlence merkezleri şu andan sonra en yoğun şekilde sinyale girecekler. İnsan denemez o tiplerin dehşetli şekilde ölüşlerini, peş peşe intiharları, kavgaları ve cinayetleri ve sinir krizlerini görenler, oralarda bir gün bile duramayacaklar.

Dünyanın önde gelen kara para merkezlerinden biri olan Azerbaycan da çöktü. Devlet dairelerinden hastahanelere, eğlence ve kumar merkezlerine kadar her yerde çok büyük sorunlar var ve gizleniyor. Dehşetli ölümler de gizleniyor.

Bu görüşmeler, manevi yandan bakınca, son ikazlardı. Bundan sonra takdir ne ise o olacak. Dünyada yeni virüsler falan yayılmayacağını, toplu ölümlerin virüslerden kaynaklanmayacağını buraya açıkça yazıyorum. Şimdi duhan vakti…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..

Bakalım neler olacak


Dünya genelindeki boğazlarda ve kanallarda yaşadıkları ciddi sorunlar da Ankebut Ağı ülkelerinin, önünü sonunu hesap etmeden kararlar almalarına ve hamleler yapmalarına sebep olabilir.

Benim de istediğim zaten bu… Buna açık, buna hazırlıklı olacağız. Ege denizi, krize/karışmaya en müsait deniz. Ege’de bir deniz savaşına girmeye her an hazır olacağız. İstanbul’un ve İstanbul boğazının güney tarafındaki güvenliğini en çok da Ege denizinde sağlayacağız/başlatacağız.

Ankebut Ağı ülkelerinin kapsamlı bir deniz harbine girecek donanmaları da askerleri de mali imkanları da kalmadı. Lakin adım atacakları bir hareket sahaları da vakitleri de kalmadı. Açıkça ve peş peşe iflas bayraklarını çekmeden önce, böyle bir saldırıya teşebbüs edebilirlerse, bu da bizim için bulunmaz bir fırsat olacak. Çok taktik davranmış, çok yıkıcı bir darbe daha vurmuş olacağız.

Bunu yapamayınca, Ege denizinde peş peşe ve şiddetli suni depremler ve peşi sıra dev dalgalar (tsunami) yapmaları ihtimali de var. Buna da hazırlıklı olacağız.

O şartlarda ya da bu şartlarda, hiç fark etmez. Öyle ya da böyle, önümüzdeki en az on yıl boyunca, Ege sahillerimizde sorunsuz şekilde turizm ve otelcilik yapılmayacağını değerlendiriyorum. Bunun mesajlarını ilgili kişilere daha önce vermiştim. Bu defa en açık şekilde yazmış bulundum.

Bakalım bu konularda önümüzdeki günlerde neler olacak…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Deneyin de görelim

Haydi, Ege denizine doğru gelebilecek olan donanmalar varsa, gelsinler. Türkiye’ye karşı bir şey yapabileceğini düşünenler, sahaya insinler.

Bana karşı hukuk yoluyla, devlet kurumları yoluyla, hukuk dışı yollarla ya da basın ve medya ve sosyal medyada şeytanca iftiralarla son bir saldırı denemesi yapmak isteyenler varsa, onlar da denemeye başlasınlar.

Çünkü bundan sonrası yok. Bu akşamdan itibaren başka bir Türkiye, başka bir dünya var.

Ve benim her ihtimale verecek çok kuvvetli, çok çökertici, çok şok edici karşılıklarım var.

Ve benimle birlikte hareket eden dünya kadar taraf da var.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Suni adalarda hayvancılık yapılacak

Ege denizinde ve Ak denizde de sabit suni adalar yapacağız. Bunlardan büyükçe olan üç tanesini hayvancılığa ayıracağız. Bu üç adada sadece hayvancılıktan sorumlu bir avuç insan bulunacak. Başka insanların bu adalara gitmesine izin verilmeyecek.

Başta Türkiye içinden olmak üzere, dünyanın her yerinden birbirine uygun hayvan türleri getirilerek bu adalara salınacaklar. Serbest yaşayacaklar. Kafeslenmeyecekler, kendi dışkıları üzerinde büyütülmeyecekler. Sürekli hasta halde yaşatılıp bir yandan da ilaçlar bedenlerini mahvetmeyecek.

Yem masrafı olmadan, tesis/ahır masrafları olmadan, ısıtma ve soğutma masrafları olmadan, ilaç masrafları ve yoğun veterinerlik masrafları olmadan, türlü türlü ek masraflar olmadan, hastalıklardan ötürü hayvan kayıpları yaşanmadan, bu adalarda on milyonlarca hayvan beslenecek. Hayvancılıkta hiç kimse Türkiye ile rekabet edemeyecek.

Türk çocukları doya doya et ve et ürünleri ile beslenerek büyütülecek. Bedenen de zihnen de çok sağlam olacaklar. Türkiye’de hastahanelerin de doktorların da ceza evlerinin de adliyelerin de sayıları dibe vuracak.

Kocaman adliye yapmakla övündüğümüz şu yüz karası halden kurtulacağız.

Bu gibi projeler devletimizin hazinesine her sene çok ama çok yüksek meblağlarda gelir sağlayacak ve hiç kimse kamudan, hazineden çalamayacak. Bu sayede devletimiz hiç denecek kadar düşük vergiler toplayacak.Yine de dünyanın açık ara en güçlü ülkesi olacak.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi