Pek çok maksat var

Bütün dünya bilmeli ki, dünyadaki bütün taraflar iyice bilmeli ki şu anlarda sahada oynanan bu çirkin oyunların arka planında pek çok maksat var. Bunca danışıklı dövüşlerin arka planında dünyanın yeniden merkezi olacak bu bölgede bir hakimiyet kurmak mücadelesi var. Buralarda toprakları kendilerine ayırmak, bölgeleri kendi nüfusları altına tamamen almak, siyasi haritaları değiştirmek, halkları oradan oraya sürüklemek, mümkün olursa bazılarını yok etmek ve daha türlü türlü maksatlar var.

İstanbul’un bu kadar açık ara üstünlüğüne son vermeye çalışmak, son dakika hamleleriyle yeniden denemelerle bir sonuç elde etmeye çalışmak var. Ama hiç kimse unutmasın ki bu kadar oyunun arka planında acilen bir şekilde kara para elde etmek ve de en kısa zamanda gaz işlerinden doğalgaz işlerinde yeni dengeler ve güzergahlar tesis etmek hedefi maksadı da var ve çok yakın gelecekte yeraltı kaynakları madenler üzerinden büyük gelirler elde edebilmek için şu anlarda o geleceği hazırlama planları var. Bunlara herkes dikkat etmeli Türkiye’de İran’da Azerbaycan’da Ermenistan’da Irak’ta Suriye’de etrafımızdaki her yerdeki herkes onlara dikkat etmeli.

Müslim ya da gayri müslim şöyle insani konuşan bu lisanı konuşan siyasi görüşleri şöyle olan böyle olan herkes iyi bilmeli ki, burayı aslında karıştıranlar bu bölgenin insanları değildir. Ve de herkes onu Abd’ye artık sen kimsin demeli, herkes o Çin’e, git kendi kendine bat, batarken buraları karıştırma, demeli, herkes bütün taraflar Amerika’ya, sen zaten battın boşuna buraları karıştırma, bu ateşe mani olacak şartları geçtin demeli.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Sonuna kadar savaş…

Dünyanın bütün dengeleri bir anda yerinden oynayacak olsa ve dünya üzerindeki bütün taraflar, ülkeler, devletler, büyük şirketler, toplumlar, halklar, yeraltı şehirleri hepsi eş zamanlı olarak savrulacak ve kıyamet kopuyor zannedilecek olsa bile, parasız kalmış, köşeye sıkışmış, çaresiz kalmış, danışıklı dövüşleri ifşa olmuş, vakti kalmamış, acınası hale gelmiş olan Ankebut Ağının İran’ı yağmalamasına ve nakite çevirmesine izin vermeyeceğiz.

Dünyadaki bütün taraflara bu defa kendi sesimle hitap ederek söylüyorum. Herkes aklını başına alsın ve de bu oyunlardan uzak dursun. Ne İran’ın yağmalanmasına izin veririz, ne de Türkiye’nin doğusunun ve güneydoğusunun yağmalanmasına, bölünmesine, parçalanmasına izin veririz. Ne büyük Ermenistan’ın kurulmasına izin veririz. Ne de büyük İsrail’in kurulmasına izin veriniz. Biz buralarda bütün çevremizdeki unsurlarla samimi, iyi niyetli, insani değerlere saygılı ama dinleri farklı ırkların insanları farklı unsurlarla çok güzel işler yapacağız. Çok büyük yatırımlar yapacağız. Çok büyük projeleri peşpeşe devreye alacağız. Ve bunu yaparken dünyanın geri kalanına da çok ihtiyaç duymayacağız. Büyük büyük kredilere, yatırımlara bile ihtiyaç duymayacağız. Bunun alt yapısı yavaş yavaş hazırlandı dünya genelinde ve son haline de ulaşıyor ve de görüntüleniyor. Patırtı acılı sıkıntılı bir süreçten sonra bu uygulamaya geçirilecek. Ankebut Ağının ona karşı yapmak isteyeceği her hamle bu şekilde karşılık görecek. Burası cehenneme dönerse Ben de mfs’yim ve diyorum ki dünyanın her yerini yakarım. Yerin altındaki şehirleri üstündeki şehirlerden önce yakarım. Doğuyu da yakarım batıyı da kuzeyi de güneyi de yakarım. Herkes aklını başına alsın.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

İstanbul merkezli Türkiye’nin “olur”u olmadan, orta doğuda hiçbir devlet istediği yöne gidemez


Son günlerde yaşananlar, bu gerçeği bir kez daha dünyadaki bütün tarafların gözleri önüne serdi.

Bu saatten sonra Netanyahu ile çetesinin, müttefiklerini ve kuklalarını/piyonlarını sürükleyeceği yer cehennem ateşidir. Yok oluştur.


“Netanyahu’nun olmadığı bir İsrail”e meydan bırakılmadığı, izin verilmediği için, “İsrail’in olmadığı bir dünya”ya doğru koşar adım gidiliyor.

İstanbul hükumeti:

Buluşma vaktimiz bayram günü ve insanların toplandığı kuşluk vaktidir.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Telegram kendini hak ettiği çukura sürüklüyor


Bu Telegram kanalının takipçi sayacının ayarını iyice sıkmışlar.

Birkaç gündür dikkat ediyorum. Birer birer düşürüyor takipçi sayısını.

Yapılan yayınlarla orantısız bir sessizlik, tepkisizlik hep vardı. Son günlerde onun oranı da arttı.

Ortalığı yıkması gereken yayınlarda doğru düzgün görüntülenme sayısı da yok, tepki de yok, destek de yok, yorum da yok.

Bütün insanlığı ahmak yerine koyan saçma sapan algoritmalarına devam ediyorlar. Dünya krize girdikçe, en çok da İsrail ve orta doğudaki ortakları krize girdikçe, bu kanalın sansürü daha da arttı. Giderek daha da ağırlaşıyor sansür, sınırlandırma.

Koca memleketten üç beş dengesiz kişi çıkıp da şu kadar sivri paylaşımların birinin altına bile bir küfür etmez mi? Bir itiraz etmez mi, kırıp dökmez mi?

Haydi eski takipçi olanları neyin ne olduğunu biliyorlar, engelleneceklerini ya da ağızlarının payını alacaklarını biliyorlar. Hiç mi yenice takipçi yok? Hiç mi ezberi bozulan, kutsalı yerden yere vurulan yok?

Kanalın takipçi sayısı her gün birkaç kişi şekilde geriye çekiliyor, şunca sesli ve yazılı ve çok sarsıcı yayın hiç mi yeni takipçi çekmez?

Buraya gelen her yeni takipçi, kanalın geçmişini, TR’de ve dünyada nelere sebep olabildiğini bilebiliyor ve susuyor mu?

Bu kadar sansürlemeye rağmen, işte Filistin-İsrail meselesinde de TR ve dünya ülkelerine Akademi Dergisi yön verdi, veriyor.

TR’de bile neler yaşandı ve yaşanıyor. Herkes oyunu gördü. youtube, sosyal ağlarda başladı yayınlarımızın benzerleri ve sonra o sözde siyasi partiler şekle girmek zorunda kaldılar, kalıyorlar

Bu nasıl bir tezat?

Bu kadar tesir gücü olan bir kanalın nasıl olur da bu kadar az takipçisi olur? Nasıl olur da senelerdir takipçisi çakılır kalır? Nasıl olur da tesir gücü arttıkça, yayınları daha da sarsıcı oldukça takipçisi sayısı ve yayınların görüntüleme sayısı aksine olarak geriye gider?

Bu sayfada bir sirk var. Gösterilen sayıların, verilerin, analizlerin hiçbiri doğru değil ve Telegram’ın sahipleri iyice hadlerini aşıyorlar.

Görüyorlar ki ne ABD kaldı, ne İngiltere, ne Çin, ne İsrail, ne Arap denilenler, ne Rusya kaldı .

Telegram da kalmayacak. Hak ettiği çukura sürüklüyor iyice kendisini.

Açıkça, sömürgecilerin, satanistlerin, masonların, katliamcıların, işgalcilerin, kara paracıların, savaş suçlularının, insanlığın düşmanlarının safında yer alıyor. Açıkça “suç ortaklığı” yapıyor. Bu yaptığnın, çok can yakacak karşılıkları olacak ve o günlere artık geldik.

Şu @okumalar kanalına her gün herkes yeni yeni takipçiler getirdi ama takipçi sayısı artıyor, ne canlı yayına katılan sayısı artıyor

Herkesin teknik sorunları da devam ediyor. Canlı yayına hiç katılamayanlar, katılsa sesi hiç duyamayanlar, çok sık olarak canlı yayından atılanlar… Neler neler var.

Telegram’ın yöneticileri ve sahipleri, açıkça bir suç çetesi gibi davranıyorlar.

Çok sayıda kişinin bildirimleri açık, canlı yayın başlattığımda bile onlara bildirim de gitmiyor.

Telegram, bizimle, dünyanın sorunlarını düzeltmek için milletler arası şekilde uğraşan iyi insanlarla, açıkça savaşıyor. Elindeki her türlü tekniği sinsice, gizlice kullanıyor/du. Bu, artık iyice ifşa oldu ama buna devam ediyor ve bir de her geçen gün daha da artırıyor.

İşte çetelerin, gizli servislerin, masonların, satanistlerin, kara paracıların sosyal mecraların sahibi olarak insanlığa bunları yapmaması için, anlattığım e-devlet sistemine bir an önce geçeceğiz ve sadece TR’de, eş zamanlı olarak dünya genelinde bunları toptan çökerteceğiz.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Kaybedilmiş bir maçı oynuyorlar

Gelin, gelin…
Laf kalabalığını, tiyatroyu ve resmi açıklamaları bırakın ve açıkça ve topluca gelin. Biz de uzun zamandır sizi bekliyoruz.

İstanbul hükumeti:

İsrail’dekiler, kendilerini 50 yıl önceki dünya şartlarının/dengelerinin içinde zan ediyorlar. Lakin üç ay önceki dünya dengeleri bile şu anda yok.

İsraildekilerin, bilhassa Netanyahu ile çetesinin, İstanbul ve gerçek müttefikleri karşısında hiç şansları yok.

Sonu çoktan kesinleşmiş, kaybedilmiş bir maçı oynuyorlar.


İstanbul hükumeti:

İran içindeki gruplar iyice ayrışmalılar. Kimlerle dost, kimlerle düşman olduğumuzu bilmeliyiz.

İstanbul hükumeti:

Trump’ı ve Pompeo da başta olmak üzere bütün çetesini, bu bölgeye en önden bekliyoruz.

Bölgedeki bütün İngiltere, İsrail, ABD piyonlarına rağmen, bu bölge sömürgecilere, satanistlere, masonlara mezar olacak.

Bu bölgede Büyük İsrail de Büyük Ermenistan da yeniden Bizans da kurulamaz. Böyle giderlerse bu bölgede çok büyük mezarlık kurulur ve buraları dönüştürmek, değiştirmek isteyenler memleketlerine geri dönemezler.


İsrail’dekiler, kendilerini 50 yıl önceki dünya şartlarının/dengelerinin içinde zan ediyorlar. Lakin üç ay önceki dünya dengeleri bile şu anda yok.

İsraildekilerin, bilhassa Netanyahu ile çetesinin, İstanbul ve gerçek müttefikleri karşısında hiç şansları yok.

Sonu çoktan kesinleşmiş, kaybedilmiş bir maçı oynuyorlar.


İstanbul hükumeti:

İran içindeki gruplar iyice ayrışmalılar. Kimlerle dost, kimlerle düşman olduğumuzu bilmeliyiz.

İstanbul hükumeti:

Trump’ı ve Pompeo da başta olmak üzere bütün çetesini, bu bölgeye en önden bekliyoruz.

Bölgedeki bütün İngiltere, İsrail, ABD piyonlarına rağmen, bu bölge sömürgecilere, satanistlere, masonlara mezar olacak.

Bu bölgede Büyük İsrail de Büyük Ermenistan da yeniden Bizans da kurulamaz. Böyle giderlerse bu bölgede çok büyük mezarlık kurulur ve buraları dönüştürmek, değiştirmek isteyenler memleketlerine geri dönemezler.


İstanbul hükumeti:

ABD ya da diğer malum ülkeler, İsrail tarafını destekleyen askeri müdahalelere başlarlarsa…

O andan itibaren…

İran başta olmak üzere…

İsrail ve onun askeri müttefikleri ile çatışmaya girecek dünyadaki bütün devletleri, orduları ve gayr-i resmi silahlı unsurları açıkça destekleyeceğiz.

TR’deki İngiltere, İsrail, ABD piyonlarını devirerek, resmen TR olarak da bu harbe dahil olacağız.

İstanbul hükumeti:

Mike Pompeo, cani, vahşi, sömürmeci, dinsiz, namussuz, katliamcı, insanlıktan çıkmış ABD askerlerinin başında bu bölgeye gelmezse, bundan sonraki açıklamalarını kırmızı etek giyerek yapmalı.

İstanbul hükumeti:

ABD’nin de İngiltere’nin de AB’nin de NATO’nun da savaşma kabiliyetlerine artık sahip olmadığını biliyoruz ve bu gerçeği dünyanın gözleri önüne sermeye devam edeceğiz. Onların, İsrail dedikleri pislik çukurunu da varlıkta ve ayakta tutabilecek imkanları, güçleri yok. Kendileri dahi açıkça çökmek, yıkılmak üzereler.

Paraları da silahları da mühimmatları da yedek parçaları da eğitimleri de yok. Başta ise gerçek bir davaları, idealleri, inançları, birlik ve beraberlikleri yok.

Orta doğuda artık onlara yer yok.

Sömüremeyen bir batı alemi, gürültüyle çökmeye mahkumdur. Herkes ABD’nin de AB’nin de orta doğudan çekip gitmesine dair hazırlıklarını tamamlamalı.

Şu son oyunları, “İsrail 11 Eylül’ü” de çoktan çöktü, bütün insanlık sinsi oyunu gördü ve sonuç çoktan kesinleşti. İstanbul ve gerçek müttefikleri kazandı.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..