Türlü türlü tuzaklara karşı çok dikkatli olacağız.


TR genelinde, İsrail yanlısı da Filistin yanlısı da bir kamuoyu oluşturulmasına izin verilmeyecek.

TR’nin bu danışıklı dövüşlerin içine çekilmesine izin verilmeyecek.

TR’deki Yahudi ya da Filistinli unsuların TR içinde birbirlerine karşı hamleler yapmasına izin verilmeyecek.

TR’deki Yahudi ya da Filistinli unsurlara, danışıklı dövüşün bir parçası olarak ve kamuoyu oluşturma maksatlı olarak, herhangir bir tarafça terör saldırıları ya da su-i kastlar yapılmasına izin verilmeyecek.

Netanyahu’nun ve dünya genelinde paslaştığı kara paracı hükumetlerin ve liderlerin, planlarında başarılı olmalarına izin verilmeyecek.

TR’nin, bu danışıklı dövüşlerin içine çekilmesini en çok isteyenlerden biri de Putin karakteri… Onun sinsi planlarının başarılı olmasına da izin verilmeyecek.

Rusya/Putin ile organize halde hareket eden TR içindeki gizli Ermeni/Çingenelere meydan bırakılmayacak.

TR’nin güvenliğini, şartlara göre, gerekiyorsa İran’dan başlatacağız…

Gerekiyorsa açıkça İran’ı destekleyeceğiz.

Türlü türlü tuzaklara karşı çok dikkatli olacağız.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Eksik kalsaydı, şaşırtıcı olurdu…

Şu kara paracı, gizli Ermeni, azılı Türk ve İslam düşmanı, azılı ahlak ve namus düşmanı pislik herif, şu terörist Erkan Baş eksik kalsaydı, çok şaşırtıcı olurdu zaten.

Devlet içindeki paralel devletin bütün unsurları, Filistinli sözde müslümanların, aslında Ermeni/Çingenelerin destekçisi…

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Türkiye, çatışmalarda taraf olmayacak


İstanbul hükumeti:

İran ile İsrail arasında askeri çatışmalar yaşanması halinde, Türkiye olarak çatışmaların tarafı olmayacağız.

İstanbul hükumeti:

Çatışma halindeki tarafların ikisinin de hukuk tanımadığı ya da ikiden fazla tarafın olduğu zamanlarda hepsinin de hukuk tanımadığı ve vahşileştiği şartlarda…

Yaşanacak olan insan hakları ihlalleriyle ve büyük çaptaki insani krizlerle ilgilenmeyeceğiz.

Başlarındaki üç beş korkak, mason, satanist, kara paracı haini devirmeyen ve onlara itaat eden yığınların acı akıbetleri ile ilgilenmeyeceğiz.

Bu yığınların hiçbiri TR sınırlarından içeri alınmayacaklar ve TR sınırlarının dışında da onlara hiçbir maddi ve manevi yardım yapmayacağız.

İstanbul hükumeti:

Belki birkaç kişi hariç, geriye kalanlarının tamamı azılı Türk düşmanları olan o Filistinlileri…

Her fırsatta Türklerin ve Türkiye’nin karşısında yer alan o Filistinlileri…

Hala büyük bir kararlılık ve nefretle Türklere vurmaya devam ettikleri bunca hançere rağmen…

Türklük ve müslümanlık ya da insan hakları gerekçesiyle savunan TR’deki grupların da aslında Türk ve müslüman olmadıklarını artık bütün dünya anladı, öğrendi.

TR’de Hüda-Par’dan, CHKPKK’ye ve Yeniden Refah Partisine kadar çok geniş bir kitle, tıpkı Filistinliler gibi Çingene/Ermeni, hirstiyan kökenleri bulunan ve bu nedenle Filistin’i dava edinen kişiler. Bu kişilerin, gizli bir hristiyan olan ve koynunda haç taşıyan Yaser Arafat’tan zerre kadar farkları yok.

TR, bu haince, sinsice yapılanmaları en kısa zamanda tamamen çökertecek.

İstanbu hükumeti:

Son karışılıklar sırasında İsrail’de meydana gelen otorite boşluğunda sadece cinsi taciz, cinsi tecavüz, cinayet, işkence gibi suçlar işlenmiyor.

Onlarca senedir Yahudilerle de kaynaşmış, onlar kadar kuralsızlaşmış ve şeytanlaşmış olan Filistinli sözde mücahidler, her fırsatta insanları organları için de kaçırıyorlar.

Çoktan resmen iflas açıklaması gereken İsrail ve çoktan yıkılıp çekilmesi gereken Netanyahu, zorlama, sonuç vermeyecek ve sinsi müdahalelerle ayakta tutulmaya çalışılıyor. Bu süreçte İsrail vatandaşlarının da nakite çevrilmesinden kaçınılmıyor.

İstanbul hükumeti:

Herhangi bir sebeple İran’da otorite boşluğu oluşması sonrasında, İrandaki İranlı milyonlarca kişinin de TR’ye doğru toplu göçler başlatmasına sert karşılıklar vereceğiz.

Böyle bir nüfus hareketine de asla izin vermeyeceğiz. Suriye’den, Irak’tan, Ermenistan’dan Türkiye’ye doğru bir nüfus hareketine, toplu göçe de izin vermeyeceğiz.

Hususiyle doğu ve güneydoğu bölgelerimize kimsenin sızmasına ve dengeleri değiştirmesine izin vermeyeceğiz.

İstanbul hükumeti:

Çok sinsi planları uygulamaya yol arayan İsrail’in, bölgedeki en sadık tasmalı köpeklerinden biri olan Azerbaycan’a karşı da her ihtimali değerlendireceğiz. Gereken ne ise, gerektiği zamanda yapacağız.

Azerbaycan da İsrail kadar yok edilesi bir batakhane ve Azerbaycan üzerinden de Türkiye’ye sorunlar, sıkıntılar yansımasına izin vermeyeceğiz.

İstanbul hükumeti:

Suudi Amerika’nın ve Katar’ın, İsrail’de yaşananlara dair son resmi açıklamalarının, samimiyetle yapılmış açıklamalar olduğuna inanmıyoruz.

İsrail tarafının da güya karşısında olan tarafların da birbirlerine sahada “gerçek” darbeler vurmamak, gerçek zararlar vermemek için aşırı dikkatli ve tedbirli olduklarını görüyoruz.

Aksi olsaydı, şu ana kadar ortada bir İsrail bile kalmamıştı. Ya da son dakikada dünyanın onlarca ülkesi ayağa kalkmıştı.

İstanbul hükumeti:

Yaşanan son hadiselere dair Türkiye içinden açıklama yapanlardan biri olan Fatih Erbakan isimli sübyancı cinsi sapık kişi de bir gizli Hristiyan.

Türkiye’de, İran’da, Azerbaycan’da, İsrail’de, Filistin’de, ırak’ta gizli hristiyan unsurların eş zamanlı olarak çevirdiği pis işlere alet de olmayacağız, seyirci de kalmayacağız.

Bu oyunların Türkiye’nin ve bölgemizdeki vatansever unsurların aleyhine dengeler oluşturmasına mani olacağız.

İstanbul hükumeti:

Türkiye’den doğu ve güneydoğu bölgelerini almak isteyenlerin ya da buraları bölüp parçalamadan önceki süreçte, buralara sinsice istedikleri toplulukları yerleştirmek isteyenlerin gövdelerinin üzerinde baş bırakmayacağız.

Kendi topraklarında bile onlara nefes aldırmayacağız.

İstanbul hükumeti:

Bedeli kıyametin kopması olacaksa bile, BOP’a son darbeleri de vuracağız.

Bu son süreçte oynanmak istenecek her türlü danışıklı dövüşü, sinsi manevraları, düşmanlarımızın aleyhine çevireceğiz.

İstanbul hükumeti:

Bölgedeki hükumetlerin mensuplarının, kendi şahsi kara para işleri ya da içlerinde bulundukları dini/milli grupların kara para menfaatleri için haddi aşmalarını…

Ve devletlerin güçlerini, kurumlarını, ordularını “kara para çekişmelerinde üstünlük elde etmek için” kullanmalarıı…

Dünyadaki bütün unsurları bir anda dünya savaşının içine çekecek çok vahim bir hadsizlik olarak görüyoruz.

İstanbul hükumeti:

Netanyahu ile danışıklı dövüşenleri geçelim, Netanyahu’ya selam verenleri bile TR’nin, bölgenin ve bütün dünya insanlığının açık düşmanları olarak görüyor ve sınıflandırıyoruz.

İstanbul hükumeti:

Tekrar ediyoruz. Taliban çok açık şekilde gözler önünde ki bir terör ve suç örgütüdür Talibanla herhangi bir seviyede iş tutan, temas kuran, onu muhatap alan herkes terör dahil türlü vahim suçların suç ortağıdır.

Kara para menfaatleri gereği Taliban’ı meşrulaştırmaya çabalayan taraflara meydan bırakmayacağız.

İstanbul hükumeti:

Filistinlilerin lehine açıklamalar yapan… Onlara para, silah, mühimmat, erzak, araç, teçhizat veren tarafların hiçbirini…

Çok yakında Türkiye merkezli olarak bütün bölgede başlatılacak olan devasa projelerin içine almayacağız.

Filistin yanlısı bütün unsurları daha şimdiden metafizik saldırılarla aşırı yıpratacağız.

İstanbul hükumeti:

Herkesin dini inançlarına saygı gösteren… Kara para, terör, ahlakı ve dini yıkma faaliyetleri ve sömürme ile zulüm işlerinde yer almayan ve bunları eliyle, diliyle desteklemeyen… Bizlere düşmanlık etmeyen, medenice yaşayan İsraillilere/Yahudilere düşman değiliz.

Onlar bize karşı bir düşmanlık etmedikçe ya da insani sınırlar olan hassasiyetlerimizi terk etmedikçe, bizlerden zarar görmezler, görmeyecekler.

Dini baskı da yapmayız, yapmayacağız.

İstanbul hükumeti:

Hamas, şunun bunun piyonu olan bir organize suç, terör ve ihanet örgütüdür. Meşru bir teşkilat değildir. Kara para işlerinin basit piyonlarından biridir.

Harp hukukuna da riayet etmeyen, teröristçe eylemler yapan ve hiçbir meşru tarafın, hiçbir mazeretle muhatap alamayacağı bir vahşiler güruhudur.

İstanbul hükumeti:

Açıkça iflas etmesine, açıkça yardım dilenmesine sayılı günler kalmış olan Çin’in…

Ortadoğuya yaptığı müdahaleleri kendi iradesiyle yaptığına hala inanan tarafları…

Siyaseti bırakıp seyyar satıcılık yapmaya davet ediyoruz.

İstanbul hükumeti:

Kara paracı, insanlık düşmanı Sisi de bu oyunların altında ezilecek ve kazdığı kuyuya düşenlerden olacak.

Sert kayaya öyle bir çarpacak ki o anda oluşan gürültüyü, dünyanın her yerinden herkes duyacak.

İstanbul hükumeti:

Köpek yiyenlerin köpekleşmesini, domuz yiyenlerin domuzlaşmasını hiç tuhaf bulmuyoruz ve şaşırmıyoruz.

Şunca sarsıcı Filistin gerçeklerine rağmen, hala Türkiye’de Filistin lehine açıklama yapanların ne yediklerini çok merak ediyoruz.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Netanyahu’nun ve Arap yarımadasındaki çetesinin İsrail’i ne kadar yakacağı ile ilgilenmiyorum


O yangın Türkiye’ye ve bölgede benden yana olan unsurlara yayılırsa, zarar vermeye başlarsa, ben İsrail başta olmak üzere bütün dünyayı “kısa sürede gerçekten yakan” cehennemi bir yangının içine çekerim.

İslam dinini hem inanç hem de amel/uygulama kısmında hiçbir zaman doğru şekliyle kabullenememiş, içine sindirememiş ve yaşamamış olan…

Buna rağmen kendilerine asırlardır müslüman denilen Filistinlilerin…

İslam harp hukukuna taban tabana zıt davranışlarından biz gerçek müslümanlar mesul değiliz.

Filistinli canavarların bu gibi davranışlarını İslam dini tasvip etmiyor ve biz gerçek müslümanlar da tasvip etmiyoruz.

Filistinliler asırlardır kararlılıkla devam ettirdikleri itikadi ve ameli sapıklık çizgisinde kaldıkça, onları bu ümmetten de insan nevinden de saymayacağız. Onlarla asla dost, müttefik de olmayacağız.

Filistinlilerin bu hallerde olmasında, şu sıralarda da müslüman gibi görünürken vahşet sergilemelerinde, en çok da yahudilerin ve hristiyanların “yozlaştırma” faaliyetlerinin tesirli olduğunu ve oynadıkları oyunların aleyhlerine döndüğünü, bütün dünyanın kamuoyunun dikkatlerine sunuyoruz.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Yine olmamış

Şu kadar renksiz, zevksiz, ahenksiz, özensiz, uyumsuz olmak nasıl mümkün olabiliyor?

Acaba Can Ataklı bunu yapabilmek için profesyonel bir destek mi almış?

Bu gün çıtayı bir adım daha yükseltmiş ve ceketini de ortama uydurmuş.

İnsan, ortamın ahenksizliğinden ve boğuculuğundan sıyrılıp da konuya odaklanmak için gereksiz yere fazla enerji harcamak zorunda kalıyor.

Konu mühim olmasaydı, çoktan kapatırdım. Bakalım neler diyecek ve bakalım o aşırı itici hatta berbat ortama tahammül ettiğime değecek mi…

Olmamış.

Yine olmamış. Biraz sadeleştirme çalışması yapılmış ama tek sorun kalabalık mıydı?

Yine renk tercihleri hatalı. Tek başına bile insanı boğan, sıkan, iten renkler, bir de bir araya getirilmiş vaziyette. Renklerin birbirleriyle ahengi de yok.

O kitaplık, köşedeki marangoz çırağına yarım saat içinde yaptırılmış bir eser mi?

Zaten ortamda ışık da yetersiz. Ayrıca görüntüleme/kayıt kalitesi de yetersiz ve düşük. Bir yandan Youtube da sansürlüyor kanalını…

Böylece tesir gücü yerlerde sürünüyor.

Ben anlamıyorum, bu işten anlayan birini mi bulamıyor, buluyor da onları mı dinlemiyor…

Hiçbir şey yapamayan, iyi iş çıkartamayacak olanlar, bari şöyle bir ahenkli sadeliği tercih etsin.

İzleyicilerin memnuniyeti ve sürekliliği hemen artış gösterir.

Yanan yanar, ölen ölür, kalan sağlar da sonra ölür.
Çok kaptırmayın kendinizi…
Bu bölgede kısa sürede milyonlarca kişi ölecek zaten.

Şu tasarım nasıl?

Masa ve koltukta biraz şekil değişiklği olsa…
Detaylarda biraz daha hoş şekli/hatları olsa…
Genel olarak da mekanda daha açık ve uyumlu iki ya da üç renk tercih edilse…

Bence tek başına yayın yapan kişiler için en mantıklı tercih olur.

Sağ ve sol çaprazdan da iki kamera daha konulursa, tek dokunuşla canlı yayın sırasında kameradan kameraya geçilirse, çok çok iyi olur.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya