Sansürü kaldırmayan her platform yanacak, çökecek, bozulacak

Xiaomi, Çin’de Telegram kurulumunu engellemeye başladı. Engelleme, Xiaomi’nin Android işletim sisteminin bir çatalı olan MIUI işletim sistemi üzerinden yapılıyor.

Çinlilere nasıl anlatılabilir bilemiyorum, tercümanlar anlatırlar bir şekilde… Bizim Türkçe’de bir deyiş var “Güneş balçıkla sıvanmaz.” diye…

Tam da burada kullanılması gereken bir deyiş… Çin ve benzerleri çıldırsalar da yayınlarıma uygulanan sansür kırılacak. Bu gerçekler bir güneş gibi bütün dünyayı aydınlatacak ve onlar da hiçbiri teknikle buna mani olamayacaklar.

Telegram bu sansürü kaldırmazsa, ortada Telegram diye bir şey kalmayacak. Devletleri çökerttim, benim için Telegram’ı çökertmek işten bile sayılmaz. Zaten haftalardır teknik sorunlar yaşıyor da tamemen düzeltemiyor. “Kapatacağım” dediğimden öncesinde Telegram’a zarar vermeye başlamıştık biz…

Sansürün kaldırılacağını bilip de Irak’ın, Çin’in ve diğerlerinin peş peşe çırpınmaya başlamaları, beyhude çabalar.

Bu sansür sadece Telegram üzerinde değil, her platformda kırılacak. Sansürü kaldırmayan her platform yanacak, çökecek, bozulacak, işlemez hale gelecek. Çalışanları ölecek, sunucuları yanacak, bağlanılamaz hale gelecek. Kullanıcıların verileri yok olacak. Hiçbir platform, kesintisiz şekilde aldığı bu darbelere dayanamaz. Çin’deki yerli platformlar da sansür uygulamayacaklar ya da onlar da işlemez hale gelecekler.

2018 yılında, Ankebut Operasyonunu başlattığımdan kısa süre sonra Çin’in gerçek yüzüne dair birkaç tesirli yayını bir gün içinde yapmıştım. Ertesi sabah bakıldığında o yayınlar bu kanalda yoktu. Telegram’ın sahipleri yayınları açıkça silmişlerdi ve takipçilerim benim sildiğimi düşünmüşlerdi.

Yukarıda bir yerde duruyordur. O gün yazı yazdım. “Telegram bunu bize bir daha yaparsa, burada durmayız” dedim. İşte olan o günden sonra oldu. Silmeden engel olmanın yollarını kullandılar. Algoritmaları/kodları ayarladılar ve bu yayınların yayılmasını, görülmesini belli bir sınıra indirdiler ve daha fazla görülüp yayılmasına izin vermediler. Hala bu kanal ve bu yayınlar aynı ayarda sansürleniyor. Zaten gerçek sahibi CIA olan o batı sosyal mecraları bu ayarı çoktan yapmıştı.

Telegram’ın sahipleri bu “yardımları” için Çin’den ve daha sonra başka ülkelerden paralar da aldılar. Bu yolla da ben Telegram’ın kısa sürede çok güçlenmesini ister istemez sağlamış oldum. Zaten Telegram’ın Türkçe dil desteği bile yoktu. Telegram’da yok denecek kadar az Türk kullanıcı vardı. Kimsenin Telegram’a geleceği de yoktu. Aynı anlarda tek Türkiye’de değil, dünya genelinde Telegram’a kullanıcılar hem de vasıflı, tesirli kullanıcılar çektim.

Lakin buna rağmen bile burada hep nankörlük ve sansür gördüm. Şimdi Telegram kararını verecek. Ya bu sansürü tamamen ve derhal kaldıracak ya da “yok olanlar kulübüne” adını üst sıralarda yazdıracak.

Twitter halinden de ders alacak. O Twitter bile en çok metafizik sinyaller ve dünya siyasetini aleyhine yönlendirmem neticesinde çöktü, iflas etti. Yakında tamamen çöpe atılacak.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Enaz 100 sene boğazları kara para trafiğine kapattım

“Bidon’un İstanbul stratejisi neden işe yaramıyor?” diyeceklermiş, diyememişler.

O USS Nitse gemisi nerelerde, ekibi nasıl, iyiler mi?

Bin tane USS Nitse gelse bile bu boğazları açabilirler mi, açamazlar…

Bundan sonra, en az birkaç yüz sene için bu boğazları organ, insan, uyuşturucu kaçakçılığına ka-pat-tım.

İtirazı olanlar karşıma çıksınlar, hepsini yerin dibine geçireceğim, ibretlik hallerde ölmelerini sağlayacağım.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Haydi hemen oynayalım


İster inanın, ister inanmayın ama sizden daha fazla istiyorum İstanbul’un ve bütün Türkiye’nin yıkılmasını, yanmasını, işgal edilmesini, ayaklar altında ezilmesini…

Şu sürü her şeyi hak ediyor ama siz de hak ediyorsunuz.
Siz başlatın, ben tamamlarım yine, Maraş’ta olduğu gibi…

Bu defa Maraş’ta mı olur, Washington’da ya da New York’ta mı olur ya da Kaliforniya’da mı olur hatta Moskova’da, Pekin’de, Roma’da, Madrid’de, Atina’da, Londra’da, Seul’de, Tokyo’da, Paris’te, Berlin’de, Tahran’da, Varşova’da mı olur, yaşar görürüz. Belki bu defa silsile halinde devam eder de şu saydığım yerlerin hepsinde kısa aralıklarla olur.

Neyse… Kartları görüyorum ve hepsi lehime… Sözü uzatmak istemiyorum, haydi hemen oynayalım.

Son diyeceğim şey yine aynı: bütün dünya genelinde yerin üstü de altı da tamamen yanıp kavrulacak, tamamen yıkılıp çökecek ve milyarlarca ceset fışkıracak olsa bile yemin ederim ki boğazları kara para işlerine açmayacağım ve Ankara hükumeti denilnen ihanet şebekesini yine de devireceğim. Hiç kimseden korkmuyor ve çekinmiyorum.

Putin, gelemedi…
Sisi, gelemedi…
Netanyahu, gelemedi…
Bunlar, kendi ülkelerinde bile adeta yok oldular, boy gösteremez oldular. Hiç hükümleri geçmez oldu.

Tahıl Koridoru denilen kara para koridorunu iptal ettim, kimse açamadı. Dünyayı birbirine kattım, sağlam bir tek denge bırakmadım, kimse ağzını açamadı.

Türkiye enerji merkezi yapılacaktı güya, yapılamadı. Türkiye’ye yatırımcı yağacaktı güya, kimse gelmedi. Türkiye’deki mevcut yatırımcılar bile kaçıştı. Maliye/economi kontrolde tutulamadı.

Mehmet Şimşek, Gaye Erkan ve benzeri yabancı ülke vatandaşları, hiçbir halta yaramadı. Hayat pahalılığı, geçinme sorunu aşırı seviyede arttı, millet ufak ufak patlamaya başladı ama buna çare bulunamadı. Belki birkaç gün sonra büyük patlamalar yaşanacak ama ortada çare yok.

Abdullah Gül ile çetesine de hareket sahası kalmadı. Ortada bir Tayyip de kalmadı. Bohçalı da matematikteki etkisiz eleman misali ortada kaldı.

Buradaki piyonlarınızın, İstanbul’a ayak uyduruyormuş görüntüsüyle oynayacağı türlü oyunlar, başlamadan çöpe atıldı.

Geçen bu süre içinde Çin, Rusya, İngiltere, ABD, Fransa, Almanya, Japonya, Güney Kore, İtalya, İspanya gibi dünyaya güçlü gibi yutturduğunuz içi kof ülkeler bile iyice battı. Çin, Rusya ve Fransa, hemen birkaç saat sonra iflas açıklasa ve devasa iç karışılıklar başlasa, hiç şaşırtıcı olmayacak.

Yerin altındaki şehirlerde sorunlar arşa çıktı. Dünya genelinde yerin altında da üstünde de sisteminizde ciddi çatlaklar oluştu, ayrışmalar, itirazlar bastırılamadı.

Güya yeni bir Ankara hükumeti atadınız, güya Hakan Fidan’ı ülkenin başına geçirecektiniz, sadece siz değil onlar da şu kadar kısa sürede bunların nasıl yaşandığını bile anlayamadı. Şok halinden hala çıkamadı.

Daha saymakla bitmez rezillikleriniz, çaresizlikleriniz gözler önünde ve bu kadar şeyden sonra, yine etrafımıza üç beş gemi göndereceksiniz, yine suni afet ve işgal tehlikesi/riski oluşturaaksınız da bütün bu devasa sorunlardan kurtulacaksınız, öyle mi?

Boş verin siz o işleri, İstanbul’un nakavt edici son yumruğunu da yemenizin vakti gelmiş.

Yemin ediyorum ki ben eski ben değilim ve topluluklar halinde kan dökmeyi artık sizden çok çok daha fazla istiyorum.

Bu mekan ele geçirileblir ama beni ele geçiremezsiniz. Her türlü ama her türlü kuşatmayı yarıp geçecek teknolojiye de ekiplere de sahibim. Yine de oynamak istiyorsanız, işte meydan, oynayalım. Çok gürültülü olur ve bir kez daha yerin dibine geçersiniz.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Hawai fena olmamış. Güzel, beğendim ben…


Kıbrıs adası için de bundan istiyorum.
Oraya da çok yakışır.
Kıbrıs adasının bir başından girmeli alevler, diğer tarafından çıkmalı. Hayvanlara yazık ama ne yapalım, kurunun yanında yaş da yanıyor maalesef…

Nedir o cinsi sapıklık, kumarbazlık, namussuzluk, kara paracılık, ihanet, cinayet, mafyacılık, rezalet öyle… Öyle bir Kıbrıs olacağına, hiç olmasın daha iyi…

Önce iyice bir yansın, temizlensin, sonra hayvancılık projelerinde kullanırız Kıbrıs’ı ve bir yandan yavaş yavaş, yeniden şeytanlaşmaya da izin vermeden nüfusu artırırız orada…

Yeniden Çingenelerle doldurulmasına da izin vermeyiz.
İyi fikir değil mi?

Madem bin kere ikaz edilse bile kimsenin dinleyeceği yok, insan gibi yaşayacağı yok, o halde yansın bütün dünya?

Bir an önce şu gibi yerlere, lavların tam ortasına atasım gelen devlet liderleri ve onların çetelerinden olan kişiler var.

O Stoltebenberg de bence bunlardan birine acilen atılmalı. Hiç kimsenin insanlığın düşmanı, İblis’in dostu olma hakkı yok, olamaz. Peşinden Lloyd Austin’i de attık mı, dünya epeyi bir ferahlar.

Bu arada, Çin’in o kayıp bakanı bulunabildi mi? Ne oldu o iş?

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

“Adalet bakanı istifa etmeli” demişler ama edemez

Bu, teknik olarak mümkün değil. Çünkü o kişi resmen Adalet bakanı değil. Şu anda o makamda hukuksuz ve gayr-i meşru şekilde bulunuyor. Diğer bakanlar, CB ve CB yardımcısı ve TBMM’deki herkes gayr-i meşru şekilde makamları, yetkileri, sıfatları kullanıyorlar.

TR’de seçim falan yapılmadı, orta oyunu oynandı. Sonuçları hukuken geçerli ve meşru bir seçim yapılmadı. Yapılmış gibi gösterilen kısmında ise Cumhurbaşkanı kazanmadı.

Şu anda devletimizin hiçbir yetkili idareci yok. Atamaların, tayinlerin de tamamı gayr-i meşru…

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya