Gizli Ermeni/Çingene paralel devlet çöküyor – 14

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ilk kadın amirali yapılan Gökçen Fırat da gizli Ermeni/Çingene bir vatan haini…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde genel cerrahi uzmanı olarak çalışan ve ameliyatlara sarhoş girmesiyle meşhur olan Eren Dağ da gizli Ermeni/Çingene…

O da sistemin adamı…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak çalışan Gülşah Şenay Karagöz de gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak çalışan Gülşah Karakuyu da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde radyoloji uzmanı olarak çalışan Gökhan Esen de gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde patoloji uzmanı olarak çalışan Ferda Aksel de gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde üroloji uzmanı olarak çalışan Erdal Ersoy da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak çalışan Emine Kayataş da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak çalışan Dilara Kovancı Yıldız da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak çalışan Dilara Boztaş Engin de gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde acil tıp uzmanı olarak çalışan Bilge Uçaroğlu da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde KBB uzmanı olarak çalışan Hatice Güzelküçük Akay da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde ortopedi ve travmatoloji Uzmanı olarak çalışan Barış Alkan da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde iç hastalıkları uzmanı olarak çalışan Banu Başer de gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde KBB uzmanı olarak çalışan Mehmet Altunay da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde üroloji uzmanı olarak çalışan İlhan Karabıyık da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde radyoloji uzmanı olarak çalışan Halil Gökkuş da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde nöroloji uzmanı olarak çalışan Mehdi Akıncı da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde acil tıp uzmanı olarak çalışan Mehmet İlbay da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde radyoloji uzmanı olarak çalışan Mehmet Koçak da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde iç hastalıkları uzmanı olarak çalışan Merve Akduman da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde genel cerrahi uzmanı olarak çalışan Mustafa Canberk de gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde anesteziyoloji ve eeanimasyon Uzmanı olarak çalışan Mürüvvet Sibel Alkan da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde cildiye uzmanı olarak çalışan Müge Sahillioğlu da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde biyokimya uzmanı olarak çalışan Nebahat Ertilav da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak çalışan Ömür Albayrak da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde ortopedi ve travmatoloji uzmanı olarak çalışan Olcay Oktay da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde kardiyoloji uzmanı olarak çalışan Özlem Aydın Engürel de gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde göz hastalıkları uzmanı olarak çalışan Rafiye Nur Abay da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde göğüs hastalıkları uzmanı olarak çalışan Rengin Aygüler de gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde ortopledi ve travmatoloji uzmanı olarak çalışan Recai Özkılıç da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde kalp ve damar cerrahisi uzmanı olarak çalışan Raşit Önoğlu gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak çalışan Rukiye Taş da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde anesteziyoloji ve reanimasyon Uzmanı uzmanı olarak çalışan Sanem Çakıcı da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde göz hastalıkları uzmanı olarak çalışan Sedat Avcıoğlu da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde anesteziyoloji ve reanimasyon Uzmanı uzmanı olarak çalışan Sanem Çakıcı da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde çocuk hastalıkları uzmanı olarak çalışan Semra Ekici de gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde çocuk hastalıkları uzmanı olarak çalışan Yasemin Baranoğlu da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde tıbbi patoloji uzmanı olarak çalışan Ziya Kokarağaç da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde iç hastalıkları uzmanı olarak çalışan Zeliha Yılmaz Akin de gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde biyokimya uzmanı olarak çalışan Rabia Nur Yıldız da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak çalışan Merve Ecem Albayrak da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde anesteziyoloji ve reanimasyon Uzmanı uzmanı olarak çalışan Duygu Cantürk de gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde iç hastalıkları uzmanı olarak çalışan Büşra Taşçı da gizli Ermeni/Çingene…

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesinde mikrobiyoloji uzmanı olarak çalışan Barış Bölükbaşı da gizli Ermeni/Çingene…

Gördünüz mü? Biz Türklerin devletinde, devlet hastahanesinde bile Türk yok.

Bu sistemi de Londra kurdu ve yönetiyor. Bu yönetme işini en çok da mason tarikatı üzerinden yapıyor. Türkiye’de bu Ermeni/Çingeneler, devletin okullarında hep biliniyorlar, kollanıyorlar, yükseltiliyorlar, torpil görüyorlar… Sonra da devletin hastahanelerinde ve Ermeni/Çingenelerin kontrolündeki özel sektörün hastahanelerinde öncelikli olarak iş başı yapıyorlar ve sistemin sadık kulları oluyorlar. Bütün bu süreçlerde gerçek Türkler oyun dışı yapılıyorlar. Hem de kendileri hiç fark edemeyecekleri şekilde, sinsice oyun dışı yapılıyorlar.

Devletimizin okulları, üniversiteleri de gizli Ermeni/Çingene öğretmenlerle, akademisyenlerle, müdürlerle, rektörlerle dolu. Devletimizin yaptığı seçme ve yerleştirme sınavları hep bu Çingeneleri bir yerlere getirmek için yapılıyor. Çünkü devlet sistemimizin çok büyük kısmı çoktan ele geçirilmiş vaziyette… Kendi ülkemizde esir, kuşatılmış gibiyiz.

Bu nedenle, bütün skandallarına ve kütük gibi cahil ve vasıfsız haline rağmen Çingene Fahrettin Koca hala sağlık bakanı olarak tutuluyor.

Hastahaneleri, bakanlıkları ve devletin diğer kurum kuruluşlarını organize halde kullanarak Türkiye’de insan ve organ kaçakçılığı yapanlar da işte bu Çingene teşkilatı… Çok vahşice davranışlarla insanlar kaçırılıyor, bebekler kaçırılıyor, iyi olabilecek hastalar ameliyat masalarında bilerek öldürülüyor ve organları çalınıyor, çok ama çok büyük paralar da dönüyor bu işlerde ve aslan payını Londra/Kraliyet alıyor.

İşte bu kodu bozuk, ahlak ve namus bilmez, merhamet bilmez Çingeneler Türkiye’yi daha fazla oranda ele geçirsinler diye, sığınmacı denile denile Suriye’den, Pakistan’dan, Afganistan’dan, Afrikadan buraya on beş milyonun üzerinde Çingene de getirdiler.

Bütün millet lanet etme seviyesine geldiği halde direnenler, o sığınmacı denilen Çingeneleri göndermeyen yetkililer de hep bu gizli Ermeni/Çingene hainler… Hepsinin hangi konuda ne zaman ve nasıl hareket edeceklerine ise Londra/Kraliyet Çingeneleri karar veriyor.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Gizli Ermeni/Çingene paralel devlet çöküyor – 13

Çok iyi, güzel, takdir edilesi huyları, davranışlar olan ve İzmirli olan Burak Durgun da Ermeni/Çingene…

Güney Amerika’da dolaşmaktan çok zevk alıyor, çok mutlu oluyor. Çünkü kodları uyuşuyor. Oralarda da yoğun Çingenelik hakim…

Oysa eskiden oralar da hep Türk diyarlarıydı ve kodları çok düzgün Türkler yaşarlardı. İblis, Çingeneleri dünyanın her tarafına yaydı.

Ordu Mesudiyeli olan Mehmet Şendinç, “Değişik yollarda” isimli Youtube kanalı ile tanınıyor. Çok yerleri gezdi, geziyor ama Hindistan ve çevresini gezmekten çok büyük zevk aldı, alıyor. Çünkü kodlar uyuşuyor.

Her ne kadar Ordulu görünse/bilinse bile o da Ermeni/Çingenelerden. Soy adı şen-dinç de bir şifreleme… Zaten bu nedenle Youtube’da sansürlenmiyor. Aksi halde kanalının kalabalıklara ulaşmasına asla izin verilmez. Youtube’da gerçek Türklere asla meydan bırakılmıyor. Kanallarını geçelim, gerçek Türklerin videoların altına yaptığı yorumları bile ön plana çıkamıyor.

Mehmet Şendinç’in de takdir edilesi, iyi huyları çok. Türk kültüründen çok şey taşıyor üzerinde ama her defasında iş bir safhaya geliyor ve çektiği videolar sırasında itikadının, kabullenişlerinin, hedeflerinin Türkler gibi olmadığını belli ediyor. Buna rağmen Türk zan ediliyor. Ne yazık ki milyonlarca Türk çocuğu ve genci, onu Türk zan ederek izliyor ve kabullenişleri, hayat tarzı şekilleniyor.

Mehmet Şendinç, gittiği, gezdiği ülkelerde zaten çoğunlukla İranlı zan ediliyor. Çünkü İran’ın nüfusunun epeyi kısmı Hindistan kökenli. İblis farkl farklı zamanlarda Hindistan’daki Çingeneleri batıya doğru sürdüğünde, Çingenelerin yolları çoğunlukla İran üzerinden geçti. Oralardaki Türklere dahi Çingene kodları yoğun şekilde karıştı, bulaştı. Farsça denilen dil de bu seferler sırasında oluştu, Hintçe’den türedi. Ermenice ise daha da sonra bu temel üzerine türedi.

Mehmet, Ermenistan’ı da çok sevdi, orayla da uyuştu. Çünkü orada da günümüzde Çingene kodları hakim… Hindistan gibi yerin dibine sokulası bir yeri bile renkli, zevli bir yer gibi göstermek için çok çabaladı, çok taktik oynadı. Hindistan’ın aleyinde olmak istemedi. Hindistan’ın akıl almaz, sinir sistemi dayanmaz gerçek yüzünü açıkça göstermedi.

Youtube, kendini Ermeni ya da Yahudi zan eden ama bizim aramızda Türk rolü oynayan kanal sahipleri ile dolu… Bunların bir kısmı, aslında Çingene olduklarını, iğrenilecek işlerin, bağlantıların ve hayat tarzının içinde olduklarını da biliyorlar. Çoğunun aklı da darbeli… Bu kadar pislik hale getirilmiş bir hayatı yaşamaya kendilerini zorladıkça, akılları zorlanıyor bir süre sonra…

Demedi deme İbrahim, şu İngiliz zan edilen Çingene kral, daha tacını yeni giymiş olduğu halde, kısa sürede öldürülür ya da ölmüş gibi gösterilerek oyundan alınır.

Çünkü sahanın dengeleri çok bozuldu İbrahim, çok… Kral olsa neye yarar, kopan bu fırtına adamı sarayı ile birlikte söküp uçurur, savurur.

Neden yahu neden?

Netenyahu! Ne biçim ekipleriniz, adamlarınız var sizin?

Neden bu kadar kısa sürede ve kolayca yıkılıyorlar?

Siz, kendinizi dünyanın patronu gören, insan üstü bir şeyler olarak gören İsrail değil misiniz?

İblis’in veletleri olarak gören Çingeneler değil misiniz?

Siz bile bu kadar kolayca ve kısa sürede yıkılırsanız, diğerleri ne yapacaklar?

Haydi Netanyahu, topla herkesi topla… Bu halde kalırsanız, dünya üzerinize yıkılacak ve bunun farkındasınız. Dünyada ne kadar büyücü ve medyum Çingene varsa, hepsini organize edin, gayrete getirin. Yoksa başınıza gelenlere bütün dünya şaşıracak.

Ürdün Kralı 2. Abdullah da Çingene…
Çingene cumhurbaşkanı Abdullah Gül zamanında TR’yi ziyaret de etmişti. Londra/Kraliyet kuklası iki Çingene olarak ülkemizde ihanet, sömürme, peşkeş, ahlaki ve dini yozlaştırma ve her türlü kara para faaliyetlerine hız vermişlerdi.

Ürdün kralı 2. Abdullah’ın babası Hüseyin bin Talal…

Türkiye’de Hıyanet işleri başkanlığında bu model Çingenelerden çok görebilirsiniz.

TR’nin muhtelif yerlerinde görebileceğiniz gibi, dünyanın muhtelif yerlerinde de bu model (Bilal Erdoğan benzeri) Çingeneler görebilirsiniz.

Türk rolü oynayan gizli Ermeni/Çingene Kazım Yurdakul, bu gün hangi Ermeni/Çingene kanalına çıkarak ihanetlerine ve palavralarına devam etti diye hiç bakmayın…

Ben paylaşayım. Bu gün de onu bir başka Ermeni kanalı olan “Ne var ne yok” kanalında, Türker Akıncı isimli gizli Ermeni/Çingenenin karşısına çıkarttılar.

Sistem çalışıyor, sistem direniyor, sistem ihanetlerinde ısrar ediyor.

Londra/Kraliyet Çingeneleri, ordumuzun genel kurmay kademesine yeni atamalarını yaptı. Atadıklarınının tamamı Ermeni/Çingene vatan hainleri…

Türkiye’nin gayr-i meşru Savunma bakanı Yaş-ar Gül-er gizli Ermeni/Çİngene bir vatan haini…

Türkiye’nin gayr-i meşru Genel kurmay başkanı Met-in Gür-ak, Mardin Kızıltepe’li Ermeni/Süryani/Çingene karışık bir vatan haini…

Türkiye için en büyük milli güvenlik tehditlerinden/tehlikelerinden birir…

En az Hulusi Ak-ar kadar büyük bir vatan haini…

Türkiye’nin gayr-i meşru Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu da gizli Ermeni/Çingene bir vatan haini…

Soy isminde
-bay
-ar
-ak
-oğlu

şeklinde, gizli Ermeni/Çingenelerin çok sık kullandığı şifrelemelerden dördü birden var.

Albayrak, Bayraktar, Baykar gibi isimler de hep gizli Ermeni/Çingene şifrelemeleri… Erdoğan, Erbakan bile Ermeni/Çingene şifrelemeleri…

Bu gibi şifreleme kelimeleri isim ya da soy ismi olarak kullanan kişilerin bu kadar etkili ve yetkili yerlerde bir araya gelmiş olması tesadüf değil, Londra’nın kararı…

Türkiye’nin gayr-i meşru Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu da gizli Ermeni/Çingene bir vatan haini…

Doğduğu yer olan Eskişehir, Türkiye’de nüfusuna oranla en sık Ermeni/Çingene haini barındıran illerimizden biri…

Ziya’nın, Eskişehir’in gayr-i meşru belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen ile yakın teması sadece hemşehricilik değil. Bir gizli Ermeni/Çingene dayanışması. Daha önce yazmıştım, Yılmaz Büyükerşen de gizli Ermeni/Çingene vatan hainlerinden biri… İnanmayanlar, hemen Merak Akşener’e sorabilirler. O anlatır her şeyi… İnkar ederse, ben detaylara girer anlatırım.

Ha şen-er, ha er-şen… Ne fark eder, hepsi biliyor mevzuyu… Hepsi de aynı sistemin içindeki hainler…

Yıllar önce, Hulusi Ak-ar ile Meral Ak-şen-er’in sevgili hayatı yaşadıklarını yazmıştım ve birden ortalık çok gerilmişti, hatırlıyor musunuz? Ne oldu o mevzu?

Türkiye’nin gayr-i meşru Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu da gizli Ermeni/Çingene bir vatan haini…

Ercüment ve Levent isimlerini de hep tercih ederler bunlar.

“İzmir askeri casusluk davası” denilen davada sözde yargılandı. Suçluydu, cezalandırılmalıydı, sistem tarafından beraat ettirildi ve yükseltildi.

Basın ve medyadaki sistem mensupları da “FETÖ kumpası olan İzmir askeri casusluk davasında yargılanarak beraat etti” mealinde yazıp yönlendirdiler milleti…

FETÖ’nün çalışma tekniklerini herkes bilir. İftira atmaktan, sahte delil uydurmaktan hiç çekinmez. Lakin buna rağmen FETÖ’nün iddialarının/suçlamalarının ve delillerinin çoğu doğrudur, hukuka uygundur.

Ergenekon ve Balyoz davalarında da iftiralara ve sahte delillere başvurdu ama sanıkların tamamı zaten kripto vatan hainleriydi. İşini temiz yapmadı FETÖ, çünkü kendisi de temiz değildi.

Evet, şu anda Türkiye’de deniz kuvvetlerinin başında böyle bir pislik, böyle tescilli bir vatan haini var.

Neden, çünkü Londra/Kraliyet Çingeneleri, böyle olmasını istiyor.

Ve Londra bu gibi oyunları çok eskiden beri öyle taktik oynuyor ki şimşekleri üzerine çekmiyor, bize dayatıyor, kendisi ABD’yi öne sürüp şamar oğlanı yapıyor. Sadece Türkiye’de değil, onlarca ülkede aynı sistem işliyor ve herkes ABD’yi suçlu görüp ona lanet ediyor. Oysa bu işleri aslında Londra yapıyor, yaptırıyor.

Londra tarafından, Kara kuvvetlerinde orgeneralliğe terfi ettirilen İrfan Özsert ile Kemal Yeni de gizli Ermeni/Çingene hainler…

Londra tarafından, Hava kuvvetlerinde orgeneralliğe terfi ettirilen İsmail Güneykaya da gizli Ermeni/Çingene bir vatan haini…

Londra tarafından, Kara kuvvetlerinde korgeneralliğe terfi ettirilen Zorlu Topaloğlu, Sezai Öztürk ve Mustafa Oğuz da gizli Ermeni/Çingene hainler…

Londra tarafından, Deniz kuvvetlerinde koramiralliğe terfi ettirilen İbrahim Özdem Koçer de gizli Ermeni/Çingene bir vatan haini…

Londra tarafından, Deniz kuvvetlerinde koramiralliğe terfi ettirilen İbrahim Özdem Koçer de gizli Ermeni/Çingene bir vatan haini…

Londra tarafından, Hava kuvvetlerinde korgeneralliğe terfi ettirilen Erdoğan Gür ve İsmail Üner de gizli Ermeni/Çingene vatan hainleri…

Londra tarafından, Kara kuvvetlerinde tümgeneralliğe terfi ettirilen şu kişiler de gizli Ermeni/Çingene vatan hainleri ve sistemin adamları:

Burhan Aktaş, Mehmet Özeren, Özkan Ulutaş, Mehmet Yasin Kalın, Faruk Metin, Mehmet Cafer Aksoytürk, Ertan İnaltekin, Subutay Adaş, Murat Ataç, Hurşit Ağırcan, Mücahit Zorlutuna, Ahmet İbiş, Hakan Tunç ve Osman Alp.

Londra tarafından, Deniz kuvvetlerinde tümamiralliğe terfi ettirilen şu kişiler de gizli Ermeni/Çingene vatan hainleri ve sistemin adamları:

Mehmet Baybars Küçükatay, Alper Yeniel, İsmail Güldoğan, Refik Levent Tezcan, Ramazan Özoğul ve Hüseyin Tığlı.

Londra tarafından, Hava kuvvetlerinde tümgeneralliğe terfi ettirilen şu kişiler de gizli Ermeni/Çingene vatan hainleri ve sistemin adamları:

Kemal Turan, Hayrettin Koca ve Ertunç Ertufanlı.

TSK mensupları arasından rütbeli/rütbesiz hiç kimsenin, şu gayr-i meşru, kripto kimlikli, Londra piyonu, kara paracı, vatan haini, casus sözde komutanlara itaat etme zorunluluğu yok. Hatta bunlara itaat, vatana ve millete ihanettir.

Görüldükleri yerlerde bunların kafalarına Türk milleti adına birer kurşun sıkmanın dinen hiç vebali yoktur hatta sevabı, manevi karşılığı çoktur.

Türkün ordusu, gölgelerinden bile korkan bir avuç Ermeni/Çingene çapulcunun idaresine teslim edilemez.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

İç savaş ihtimali yüksek


(Sesli mesajın otomatik olarak metne dökülmüş hali)

Akademi Dergisitakipçisi: – Sayın hocam Hayırlı geceler. (…) Merkez’de Yaşıyorum. Ben güvenlik görevlisiyim. İsmim (…) Öncelikle dinlediğiniz için, cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim.

Hocam ben bu ülke için Çok endişeleniyorum. Yani ülkenin gündemi Belli zaten yazılarınızda okuyorum hocam. Takip ediyorum. Sizi maalesef. İçleri acısı bir durum var. Ülke Gün geçtikçe kötüye gidiyor ekonomimiz kötüye gidiyor. O kötüye gidiyor. Bu kötüye gidiyor. İnsanlardaki yaşam sevincini aldılar.

İnsanlar artık Çıldırma noktasına geldi ama beni asıl endişelendiren asıl korkutan bir dudurum var hocam. Yani ülkemize maalesef. Mülteci adı altında her yerde sessizce gelen bir istila var ya bunlar resmen istila diyor. Hocam siz de görüyorsunuz. Her şeyin farkındasınız efendim. Allah göstermeye ya yarın bir gün ülke bir savaşa girse ya da bir kargaşa olsa bunlar ilk önce bizi kesmeye kalkar. Yani önümüzdeki süreç içerisinde bizim ülkemiz iç savaşa doğru gider mi? İç savaş olur mu? Hani şimdi ben Bunu soruyorum ama belki abes bulursunuz Ama hocam benim de bilinçaltındaki korku bu çünkü gerçekten söylüyorum. Ben ellerinizden öper. İki tane çocuğum var. Biri * yaşında biri * yaşında yani çocuklarımıza vereceğimiz Gelecekten dolayı ki Görünen köy kılavuz istemez gerçekten. Tüylerim ürperiyor hocam.

Mehmet FahriSertkaya = O ihtimal var ve yüksek de bir ihtimal. Bu, hain Ankara hükumetinin Londara’dan, İsrail’den ve Washington’dan talimatlar alarak yaptığı bir ihanet… Bu hususta Ankara’nın karar alma yetkisi, hakkı yok. Ankara’ya üstte talimatlar veren saydığım o ülkelerin de Türk milletine karşı onlarca senedir uyguladıkları bu gibi oyunlardan taviz vermeleri mümkün değil. Zaten kara para gelirleri de otorite boşlukları ve milyonlarca sözde sığınmacı sayesinde çok artıyor. O halde, yayınları da takip ederek sezdiğin gibi, TR bir iç savaşa gidiyor. Çünkü bu şartlardaki TR’de halkın başka bir kurtuluş yolu görünmüyor.

Hem hain hükumetin hem de kamu kurum kuruluşlarındaki hainlerin, hem de onların buraya doldurduğu on beş milyondan fazla sözde sığınmacının başka türlü temizlenmesi ihtimali yok.

Gün gün artan hayat pahalılığı, geçim sıkntısı, bu iç savaş ihtimaline koşar adım götürüyor bu ülkeyi…

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Şu otobüsleri de düzeltmediler, düzeltmeye de hiç niyetleri, istekleri yok


Ne gerek var masraf etmeye, tedbir almaya, insanlar ölsün, onlar için daha az zarar… İnsanlar umurlarında bile değil. Para kaybetmesinler, gerisi sorun bile değil.

Şu otobüslerin eni, boyu ve uzunluğu akıl alır şey değil. Bu orantıdaki araçların sık ve ölümlü kaza yapmaması teknik olarak mümkün değil.

Eni, boyu, uzunluğu derhal yeniden orantılanmalı, otobüslerin ölçüleri değiştirilmeli. Yarım otobüs dediğimiz araçların da ölçüleri orantılı değil, onlar da tercih edilmemeli.

Otobüslere gerekli şartlarda ek dingiller bile eklenmeli. Şimdilerde askeri araçlarda sık kullanılan çok dingilli ve buna rağmen çok sayıda tekeri aynı anda aynı yöne dönebilen sistem de kullanılmalı.

Bu da yeterli değil, yolcu kabini kısmında kağıt gibi yırtılıp parçalanmaya mani olacak tasarım ve malzeme de kullanılmalı. Yanmayan, alev almayan malzemeler de zorunlu tutulmalı. Bütün bunları yapsalar ve şu andaki otobüslerin satış fiyatıyla satsalar bile, yine de çok para kazanırlar.

Üç beş tane mason ve satanist, bütün dünya insanlığını sağılacak/sömürülecek inekler misali görüyor. Bir yığın ahmak gibi görüyor.

Araba sanayiinde hiçbir zaman gerçek rekabete izin verilmemiş. Verilseydi, böyle mi olurdu…

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya