Hakkında daha önce birkaç satır yazmıştım ama soranlar var.
Engin Avcı kodlamalı şahıs Türk değil, müslüman da değil. Gizli Ermeni dediğimiz kesimden ama Çingene yanı/kodları ağır basanlardan biri…
Metafizik görüşü yani durugörüsü var. Başka da bir marifeti yok. O kabiliyetini de şeytanlığa kullanıyor.
Uzun zamandır Akademi Dergisi takipçisi ve yayınlarımın peşinden kendince yayınlar yapıyor. Hem siyasi yayınlarında hem de dini paylaşımlarında açıkça münafıklık yapıyor.
Son aylarda metafizik sinyale daha çok giriyor, daha çok çarpılıyor ve dış görünüşü de bunu gözler önüne sermeye başladı. Aklının, idrakinin, dikkatinin, odaklanmasının da darbeler aldığı görülüyor. Bu nedenle, son aylardaki davranışlarıyla, yayınlarıyla kendini iyice açık etmeye başladı.
Kendini mehdi olarak göstermek istiyor ve sinsice bunun alt yapısını kurmaya çabalıyor. “Mehdi şunu yapacak, bunu yapacak” diyor, sonra kendisi onları yapmaya oynuyor. Hiçbir şey de yapamadığı için, hacca, umreye, şuraya, buraya gidiyor ve “şu kadar kaldım.”, “zuhuratta şunu gördüm” diye diye milleti oltasına düşürmeye oynuyor.
Adli ve tıbbi yetkililerin müdahale etmesi hale çoktan dönüştü ama Türkiye’de resmen sistem hala kriptoların ellerinde olduğu için, onu da sorun çıkartmadan izliyorlar. Hatta onun gibileri sahada basit maşalar olarak isteyerek kullanıyorlar, besliyorlar.
Bütün müslümanların, böyle kriptolara, böyle münafıklara, böyle sinsi insan şeytanlarına karşı çok dikkatli olması gerekiyor.
Engin Avcı, Ermeni/Hristiyan kökenli bir kişi. İsmailağa cemaatine sempatisi de buradan geliyor. Çünkü İsmailağa cemaatinin tıka basa gizli Ermeni/hristiyan dolu olduğunu en içeriden biliyor. Cübbeli denilen Ahmet Mahmut Ünlü isimli münafığın gizli Ermeni olduğunu da biliyor.
Engin Avcı da onlar gibi türlü pis işlerin içinde… Onda büyücülük işleri de çok. Ermeni/Hristiyan kökenli olanların çoğu da sistem tarafından bir süre sonra satanist bir zihniyete getiriliyor. Sonra sabah akşam illuminati, deccaliyet vs. diyerek güya ifşa yayınları yapıyorlar, aslında halka korku pompalıyorlar. Bu milletin üfleyerek yıkıp geçebileceği üç beş satanisti ve masonu, her şeye müdahale edebilen, her yeri yönetebilen kişiler olarak kabullenmenizi istiyorlar.
Gerçekten ifşa yapan bizler, yayın yapacak yer bile bulamıyoruz, her yerde açık hukuksuzlukla engelleniyoruz, sansürleniyoruz. Senelerdir cezalar, davalar, türlü sıkıntılar bitmek bilmiyor ama bu şarlatanlara sistem hiç sorun çıkartmıyor. Youtube da bile sansürlenmiyorlar. O kadar dahi sorun çıkartılmıyor.
Yakın gelecekte, dünyanın muhtelif yerlerini, Türkiye merkezli olarak, geniş ve uzun kanallarla doldururken, bir yandan da penguenlerin sayısını artıracağız.
Dünya insanlığının bol bol penguen eti yemesini ve bu sayede de sağlıklı olmasını sağlayacağız.
Penguenlerin, uzaylı insan türleri tarafından yenilen hayvanlar olarak kalmasına daha fazla izin vermeyeceğiz. Basit oyunlarla, aldatıcı sözde bilimsel açıklamalarla ve ayrıca hukuk dışı kararlarla, yasaklamalarla, cezalarla, dünya insanlığına yasaklanan hayvanlar olarak kalmasına, daha fazla izin vermeyeceğiz.
Penguenler, görünüş olarak çirkin hayvanlar değiller. Pislik içinde yaşayan ve insana tiksindirici görünen hayvanlar da değiller. Azı dişleri ile vahşice avlanan yırtıcı hayvanlardan da değiller. Tırnakları ile avlarını vahşice kapan ve sonra parçalayarak yiyen hayvanlardan da değiller. Penguenler, eti yenmesi haram olmayan yani yenilmesi helal olan hayvanlar arasındalar.
Penguenler, uygun şartları bulabildiklerinde gayet temiz ve sağlıklı yaşayan hayvanlar… Sürekli balıklar, deniz kabukluları ve bol bol da kalamar yedikleri için, protein seviyesi gayet yüksek olan, vücudunda faydalı yağlar da bulunan ve insanlar için de çok besleyici eti olan hayvanlar.
Penguenler, -40 derece ile +40 derece arasındaki sıcaklıklarda sağlıklı şekilde yaşayabilirler. Soğuktan alınarak sıcak yere konulsalar, kolayca çevre şartlarına uyum sağlarlar. Sıcaktan alınarak soğuk çevre şartlarına konsalar da uyum sağlarlar. İnsanlardan korkmazlar, kaçmazlar. Bütün bu uygun özelliklerinin yanı sıra penguenler, karada da denizde de insanlar tarafından çok zorluk çekilmeden avlanabilirler.
Penguenlerin boyları yaklaşık 30 cm ile 105 cm arasında değişir. İmparator pengueni denilen cinsinden olanların, 45 kg ağırlığa ulaştıkları da bilinir.
Bazı insanların zan ettiği gibi penguenler sadece çok soğuk iklime sahip yerlerde yaşamazlar. Dünyada bilinen 18 penguen cinsinden sadece dördü çok soğuk iklimlerde yaşarlar. Diğerleri ise ılıman iklimlerde gayet sağlıklı şekilde yaşarlar.
Sürekli deniz suyu akıntısı bulunacak ve sürekli temiz, serin kalacak olan su kanallarında, binlerce km boyunca rahat rahat ve serince yaşayabileceklerinden şüphe edilmemelidir.
Dünya insanlığına, art niyetli şekilde sürekli yalan bilgiler verilen çok yüksek sayıdaki meseleden biri de bu…
Penguenlerin soyu tükenmiyor. Kolay kolay da tükenebilecek şartlarda değiller ve penguenleri dünyamızda gizlice yaşayan bazı uzaylı insan türleri kontrollü şekilde avlıyorlar, yiyorlar. Etini çok da beğeniyorlar.
Penguen etinde civa bulunabileceği iddiasıyla, penguen etinden uzak durulmasının tavsiye edilmesi de art niyetli bir tavır. Civa, kirlenen denizler nedeniyle bütün deniz canlılarında bulunabiliyor. Bu, penguen etinin sağlıklı olup olmamasıyla alakalı bir mesele değil.
Türkiye’nin denize sınırı olan illerindeki sahillerini de dünya insanlığının hayranlıkla bahsedeceği Türkiye içindeki uçsuz bucaksız kanallarını da penguenlerle bol bol dolduracağız. Penguenlerin uygun cinslerinin beslendiği penguen çiftliklerinin Türkiye’nin iç bölgelerinde bile tesis edilmesi ve bu çiftliklerin söz konusu kanallardan sürekli beslenmesi için devlet desteği ve teşviki uygulayacağız.
Penguen meselesindeki oyunları, hileleri de bozacak ve milletçe kabullenişlerimizi doğru yönde değiştireceğiz. Penguenler, bir kuş türüdür. Tıpkı tavuklar misali, uçamayan bir kuş türüdür. Temiz ve sağlıklı hayvanlardır ve etlerinin yenilmesinde dinen de tıbben de vicdanen de bir mahzur yoktur.
İşe, ilk olarak, nereden türediği belirsiz “penguen” ismi yerine, bu hayvanlara gerçekten Türkçe bir isim verilerek başlanmalıdır.
Her gün tertemiz denizlerde serbestçe ve uzun süre yüzen…
Her gün tertemiz ve taze deniz canlılarını yiyerek beslenen…
Her gün karada geçirdiği süre içinde de temiz kalan ve temiz hava soluyan penguenlerin, etlerinin sağlıksız olması mümkün olamaz.
Penguen eti insanlar için çok faydalı ve besleyici. İlgili uzmanların, çocukların daha sağlıklı gelişmesi için bol bol penguen eti yedirilmesini tavsiye etmesi gerekir.
Bol proteinli beslenme, temiz beden, temiz hava, bol hareket, hepsi de penguenlerde… Penguenler, dünya insanlığı için en önde gelen besin/protein kaynaklarından biri olmalı.
Kaz ve ördek etinden bile öncelikle, penguen eti tavsiye edilmeli.
Penguen yağı da çok çok faydalı ve insanlara hususi olarak tavsiye edilmeli. Hususiyle çocukların yeteri kadar penguen yağı tüketebilmesi sağlanmalı.
Penguen eti ve yağı, kısa sürede insanların vücutlarında toparlanmaya sebep olacak değerlere sahip. Beyin ve zihin de faaliyetlerinde iyileşmelere sebep olacaktır. Hafızayı dahi güçlendirecek, ruhi/psikolojik bazı sorunların da iyileşmesine sebep olacaktır.
Tıp sahasında, yan etkisi olmayan ve gerçekten tedaviye sebep olan ilaçlar yapılırken de penguen yağı kullanılmalı. Kozmetik sektöründe penguen yağı kullanılması çok isabetli olacaktır.
Türkiye kadar, Rusya’nın arazi ve iklim şartları da penguen çiftlikleri tesis etmek için uygun…
Doğru arazi ve iklim şartlarına, doğru penguen cinsi götürülmeli. Ayrıca, penguenlerin dünyanın tabii manyetik alanına bağlı dengeleri var. Kuzey yarım kürede pek yaşamak istemiyorlar. Bu hususta da akademik seviyede çalışmalar yapılmalı ama mason, satanist sözde bilim adamlarının bu çalışma ekiplerine sızmalarına asla izin verilmemeli.
Tesis edilecek penguen çiftliklerinde, elektromanyetik kirliliğe karşı faraday kafesli koruma kalkanı yapılmazsa, netice hüsran olabilir.
Penguen eti, insanlarda beyin faaliyetlerini iyileştirmekle kalmaz, metafizik kabiliyetlerin de güçlenmesine sebep olur.
Metafizikçiler için de iyi bir besindir. Durugörü kabiliyetini de güçlendirir.
Penguen yağından doğru usullerle yapılacak kremler, yaşlanmaya karşı tabii bir ilaç olur.
Bazı penguen cinsleri, zorlu şartlara düşerlerse, aylarca aç kalabilirler. Bu sırada vücutlarındaki yağı yakarlar ve hızla kilo verirler.
Penguenler, kolayca ölen hayvanlar değildir. Bu yönüyle de besiciliğe uygundur.
Kanatlı hayvanlarda, diğer hayvan türlerinde olduğu gibi idrar ve dışkı ayrı ayrı atılmaz.
İdrar da dışkı ile birlikte atılır. Bu nedenle kanatlıların/kuşların dışkıları çok keskindir, yıpratıcıdır, kimyevi özellikleri kuvvetlidir. Aynı zamanda kanatlıların dışkıları çok değerli bir tabii gübredir.
Penguenlerin dışkıları ise, çok daha keskindir ve doğru şartlarda değerlendirilirse hazine gibidir. Hem gübre olarak hem de biogaz tesislerinde kullanılırken çok daha verimlidir.
Bu yönüyle bakılınca, penguen çiftlikleri kuracakların bu kadar keskin dışkılara karşı en baştan temizlik usullerini çalışmaları gerekir.
Gece yaptığım penguen yayınlarına İblis ayrı, uzaylı bazı türler ayrı kızmışlar. Çok sinirlenmişler.
Dünya insanlığının bu gerçeklerin farkına varmasını, sağlıklı olmasını, beyin/zihin faaliyetlerinin ve metafizik faaliyetlerinin güçlenmesini, bedeni ve ruhi hastalıkların ortadan kalkmasını, ömürlerin uzamasını istemiyorlar.
Üç nefeslik ömürler yaşıyoruz. Daha sağlıklı ve dengeli beslensek daha ileri yaşlara kadar yaşayabiliriz ve sağlıklı bir ihtiyarlık devri de yaşarız.
Her fırsatta bol bol et, süt, yumurta tüketmemiz gerekiyor. Kanlandıran, canlandıran, besleyen, dinç tutan, kuvvetli tutan tarzda beslenmemiz gerekiyor.
İşte penguenler de dünya insanlığına bu yolda çok büyük bir kolaylık ve fayda sağlayacak ve bunu istemeyenler de sayıda az değiller.
Günümüzde besiciliği yapılan tavuk cinslerinin pek çoğu, genleri ile oynanmış cinsler…
Bu yetmezmiş gibi, yeterince güneş ışığı görmeden, yeterince hareket etmeden yetişiyorlar. Gayet pis ortamlarda, hormonlu ve sağlıksız yemlerle yetişirlerken, hasta olmasınlar diye ilaç üstüne ilaç veriliyor bu tavuklara… Bütün hatalar ve kasıtlar üst üste ve bu tavukları yiyen insanlarda ibneleşme, cinsiyet değiştirme talebi, aşırı ve sürekli öfke halleri ve daha başka fiziki/ruhi sorunlar oluşuyor.
Penguenler doğru şartlarda beslenirlerse ve yaygın şekilde penguen eti ile yağı tüketilirse, bu sorunların hepsi hızla ortadan kalkacak.
Ben artık çok sıkıldım o İblis’in kancıkça kararlarından ve tavırlarından…
Hep minderden kaçmasından…
Hep işleri uzatmasından…
Korkaklığından, düzenbazlığından…
Dünyadaki bütün metafizikçiler yakinen takip etsinler, bu dünyayı İblis’in ve cin/insan bütün çetelerinin başlarına yıkacağım.
İsteyen herkes bu metafizik çatışmada hemen karşıma geçsin, İblis’e sahip çıksın, onu korusun, güç yetirebiliyorsa…
Bunu da en çok şunun için yapıyorum. Bana güç yetiremeyen İblis ve çeteleri, bir süredir ekibimden tecrübeli birkaç kişiyi zihin kontrolünde tutuyor. Ben de sonunda patladım. Onlar zihin kontrolünde kaldıkça her gün sayısız cin ve insan şeytanı öldüreceğim. Uzaylı dünyalı fark etmeyecek. Sayısız yeri yakacağım. Sayısız lideri ve çetelerini çarpacağım. Sayısız fabrikaları bozacağım. Sayısız askeri ve sivil aracı imha edeceğim. En başta da askeri gemileri ve denizaltıları ve konteyner gemilerini bozup yakıp batıracağım. Kıtalar arası internet trafiği sağlayan kablo hatlarını da öncelikle bozacağım. Daha neler neler yapacağım.
Benzin döküp yaksam şu dünyayı, o kadar ağır kayıp ve hasara yol açmaz.
Ekibimden olan bir kişiye bile, evet sadece bir kişiye bile, akıl almaz sayıda cinle ve eş zamanlı olarak çok yüksek sayıda medyum insanla ve dağlar kadar büyülerle sürekli olarak musallat olunması ne demekmiş… Ve ekibime sıkıntı verilmesi benim için ne demekmiş ve ekibimden olanlar için neler yaparmışım, yerin altı da üstü de acı acı görecek.
Korkaklar, mümkün olsa bir kişiye trilyon kişiyle bile saldıracaklar. O kadar şeytanlar. Cesaretleri varsa, onları da ayrıca benim üzerime sevk etsinler de görelim.
O İblis’in dahi kollarını, bacaklarını kıracağım. Derisinde yanmamış bir yer bırakmayacağım.
Hedefimizdeki canlı ve cansız, insan ve cin, dünyalı ve uzaylı her şeyin atom altı parçalarının ayarını bozacağız. Aniden yüksek ısılar oluşacak, durduk yerde yanan ve kararan insanlar da olacak. Hiçbir teknoloji ve tıbbi müdahale, onların içten içten yanmalarını söndüremeyecek.
Cansız şeyler ise mukavetmetlerini kaybedecek, neyi taşıyorlarsa, artık taşıyamaz olacaklar. Bina, köprü, asma köprü, gizli askeri üs, radar ve sonar istasyonları, hava limanlarının kuleleri ve hatta pistleri, uçakların taşıyıcı gövdeleri ve tek tek yazılsa çok yer alacak binlerce şey sinyale girecek.
Bunların arasında, yer altı şehirlerinin çatılarını taşıyan sistemler bile var…
Haberleşme imkanları arttıkça ve herkes dünyanın her yerinden görüntülere, bilgilere kolayca ulaştıkça…
En çok konuşulan ve şaşırılan şeylerden biri de Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve civarında görülenler oluyor.
Kara derili, ekşi suratlı ve genel ifadeyle “Çingene” denilen bu çok sorunlu insanların, ne kadar tuhaf, anlaşılmaz, kabullenilemez davranışları olduğu konuşuluyor. En çok da temizlikten ne kadar uzak oldukları görüldükçe, izleyen, öğrenen insanları şaşırtıyor.
Geçenlerde Hindistan’da “insan”ların yol ortasına ihtiyaç gidermeleri yasaklandı diye, halktan büyük bir tepki yükseldi. Hindistan öylesine insanlıktan uzak bir diyar ki koca koca “insan”lar, utanma nedir bilmeden, yol ortasında ve herkesin arasında ihtiyaç giderebiliyorlar. Zaten taciz, tecavüz, eziyet, kin, nefret de aşırı seviyede yaygın.
Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’in pisliği ve daha pek çok sorunu, kısa yazılarla ve videolarla anlatılabilecek gibi değil…
Nüfusları kalabalık diye, böyle sözde ülkeleri, günümüzün ya da geleceğin güçlü ülkeleri arasında sıralayanlara gülüp geçebilirsiniz. Bunlar, düz yolda yürümeyi beceremeyen ve kendilerine bile faydası olmayan topluluklar, kalabalıklar. Bunları güçlü bir toplum ve devlet yapmak, eşyanın tabiatına aykırı…
Arıza başlıyor, bütün sistem kilitleniyor, kapılar bile açılmıyor ve batarya kısa sürede alev almaya başlıyor. Sonrası çok fena…
Sürücü hemen camları kırıp kendini dışarı atamazsa ve bir de araçta birkaç kişi bulunursa, bunların bazıları yaşlı, özürlü, hamile kadın ya da çocuk olursa, vah ki ne vah…
Sürücü kendini mi kurtarsın, onları mı kurtarsın, neyi nasıl yapsın.
Senelerdir bunları anlatıyorum. Dünyada, imal edilerek satılmaya uygun şartlarda elektrik araba teknolojisi hala yok. O bataryalar, çok sıcak ve çok soğuk havalarda kimyası bozulan şeyler ve ölümcül sonuçları olan türlü arızalara sebep oluyorlar. Sadece sıcakta ve soğukta değil, başka şartlarda da kimyaları bozulabiliyor.
Bütün bunlar göz önündeyken, bunca devlet bu araçların ve başta da Tesla’nın insanlara satılmasına nasıl, ne hakla, hangi hukuka göre izin veriyor?