Niye? Niye öyle konuşuyorsun?

Putin! Sen burayı karıştırınca, kuralsızca her kötülüğü yapınca meşru oluyor da ben orayı gayet seviyeli, Rusya halkının da iyiliğine olacak şekilde ve mertçe karıştırınca mı gayr-i meşru ve hukuk dışı bir şey yapmış oluyorum?

Kafaya bak…

Kafanın sana bile faydası yok. Nerede kaldı ki hukuksuz şekilde başında bulunduğun koca millete faydası olsun… Yıllardır kafana göre istediğini hain, istediğini terörist ilan ediyorsun. Tayyip’ten farkın yok. Beni de terörist mi ilan edeceksin, etsen ne olacak, neye yarayacak?

Karıştırdığın, mahvettiğin tek ülke orası ya da burası da değil. Sadece burada bile, senin yüzünden milyonlarca çocuk yatağa aç giriyor, tedavi imkanları bulamıyor, doğru düzgün bir aile ve toplum şartları içinde yetişmiyor.

Milyonlarca kadın/anne de tahammülü çok zor şartlarda yaşıyor. Onlar çocuklarına yiyecek lokma veremiyorken, o seviyeye kadar organize bir hırsızlığa ve dolandırıcılığa maruz bırakılmışlarken… Sen güya nükleer santral yaparak onlardan yine yine çalıyorsun. Sen, kimsesiz yetimleri bile soyan, onlardan bile çalan hatta onların bedenlerini, organlarını bile çaldıran, mafyalara sattıran bir şeytansın… Buraya kitap hacminde yazarım da sana laf nasıl anlatılsın? Sen insanlıktan çıkalı, yarım asırdan fazla zaman geçmiş. Sana laf anlatmak, karanlığa kurşun sıkmak kadar faydasız ve mantıksız.

Bana hukuku, siyaseti, insanlığı, nasıl davranacağımı ve kararlar alacağımı sen mi öğreteceksin?

Daha o Erkhov şeytanını bile buradan almadın sen. Bu günlere, içinde bulunduğun şu şartlara, çok büyük bir şeytanlaşma ve inatlaşma kararlılığı ile geldin sen. Şu anda kalemini elimde tutuyorum, istediğim an kırabilirim. O güvendiğin ülkeler, hükumetler, mafyalar, gizli servisler de sadece izlerler, başka bir şey yapamazlar. Anca kendi dertlerine düşerler. Sıradaki kişi/taraf olmamak için İblis’e yalvarmaya başlarlar. Gerçi çoğu, şimdiden de yalvarıyorlar.

Hep dediğim gibi, yakanı yakarlar, yıkanı yıkarlar, sıkana sıkarlar ve karıştıranı da karıştırırlar. Kana kan, göze göz, dişe diş…

Şimdi ne yapabiliyorsan yap, boş laf yapma, icraat yap. Seni, çeteni, seni orada tutmaya çabalayanları göreyim…

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Gizliyorlar

Amerika kıtasındaki çok geniş bir çevrede, çok derin ve büyük bir kriz yaşanıyor ama insanlara hala okyanus akıntılarının dengeleri ve yosunlar diye diye masallar anlatıyorlar.

Aylar önce hiçbir sorun yokken çembere ala ala birkaç yayında işaretlendiğim o geniş bölgede…

An itibariyle manyetik alan dengesi bozuk. Gazların dengesi bozuk. Rüzgarların, yağışların dengesi bozuk. Toprağın ısısı, dengesi bozuk. Okyanus suyunun dengesi bozuk. Kuşların ve okyanus canlılarının dengesi bozuk. Okyanus suları dipten dipten fazlasıyla ısınıyor. Yerin hareketleri yani deprem hareketleri de normal dışı… Bölgenin her yerinde, bu kadar vahim seviyedeki sorunları gözler önüne seren hadiseler yaşanmaya devam ediyor. Canlılar tuhaf şekilde ölüyor. İnsanlar bile sürekli yeryüzüne sızan gazlardan ötürü aniden rahatsızlanıyor.

Bilinen dünya tarihinde bu güne kadar hiç görülmemiş olan çok ama çok büyük afetler bağıra bağıra geliyorlar ama ABD’nin resmi yetkilileri hala ABD halkı için bir şeyler yapmak yerine… Karşımda hain Ankara hükumetini ayakta tutmak, hain Moskova hükumetini ayakta tutmak için çırpınıyorlar. Dünya genelindeki insan, organ, uyuşturucu kaçakçılığını ve sömürme düzenini ayakta tutmak için çırpınıyorlar. İsrail’e ve İngiltere’ye köpeklik etmek için çırpınıyorlar. İçi boş, kof, üflense yıkılacak olan Çin’i dünya devi gibi göstermek için çırpınıyorlar.

ABD’den ve bütünüyle Amerika kıtasından sesimi duyanlar, bu ikazlarımı elden ele tanıdıklarına göndersinler. Oralarda akıl almaz acılar yaşanacak. Kısa sürede ve kendi imkanlarıyla nasıl tedbirler alabileceklerine baksınlar.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

Ankara’nın canı cehenneme…

Ankara ile anlaşmayacağım. Ankara, benim muhatabım değil. Düşmanım bile değil. Ankara mevzu bahis bile değil. Ben Ankara’yı arkalayanları yerden yere vurmadan durmayacağım.

Öyle ki Beyaz Saray’da, Kremlin’de, AB merkezinde, NATO merkezinde, Vatikan’da, İspanya’da, italya’da, İsrail’de, Azerbaycan’da, Almanya’da, İngiltere’de bile olsalar.. O Kaliforniya’nın altındaki yer altı şehrinde bile olsalar, kutuplarda bile olsalar, Hindistan’ın, Çin’in Rusya’nın altında ve üstünde bile olsalar, hepsini tarihe gömeceğim.

Sonra da Ankara’nın, üzerine basılıp geçilecek birkaç böcekten ibaret olduğunu dünyaya göstereceğim.

Hiç kimse dedikodulara kulak asmasın ve yanlış hesaplar içine dahil olmasın. Daha önce benzeri oyunlarla aldatılanlar, şimdi bir daha aldatılmasın ve oyalanmasın ve sömürülmesin.

Putin’le de Esed ile de anlaşmayacağım. O Esed’e dahi yaptığının karşılığını vereceğim, sadece en uygun vakti kolluyorum ve o vakte kadar şartları olgulaştırıyorum.

FETÖ denilen gruplar ile de anlaşmayacağım. Zaten artık herkesten önce onları ezip geçmek istiyorum. Başlarına sadece Türkiye’yi değil, bütün dünya dengelerini yıkacağım. Başka ülkelerde bile nefes alamayacaklar. Zamanla hepsi Türkiye’ye iade edilecekler ve gerekeni yaptıracağım.

Türkiye içinde ve dışında, bana yetecek kadar gruplar var. Hep dediğim gibi, öyle olmuyorsa, böyle… Zamanı uzar, çok can yana yana o günlere varılır ama netice değişmez. Ben hala aynı şeyleri söylüyorum. Yerin altı üstüne gelecek, karışmayacağım, düzeltmeyeceğim, korumayacağım. Bu, dünya genelinde olacak. Kimse karşımda ayakta kalamayacak. Bu nedenle de acele etmeyeceğim. Artık iyi niyetle, merhametle davranarak fırsatlar oluşturmayacağım. Ne kadar çok karaktersizi, kuralsızı cehenneme sevk ederek bu işi tamamlayabileceğime bakacağım.

Bana kuru kalabalık lazım değil. Namertler, nankörler, şeytanlaşmışlar, her an her şeyi yapabilecekler, hiçbir değeri kalmamış olanlar lazım değil. Az olsun, öz olsun… Ben onlarla dünyayı değil, dünyaları bile fethederim.

Bir şekilde benden teyit etmedikten sonra, ismimin karıştırıldığı planlara, projelere, vaatlere hiç itibar etmeyin.

Ben bu dünyayı yakmadan, yıkmadan düzeltmeyeceğim, çünkü muhataplarımın çoğu, kararlarıyla, davranışlarıyla bunun böyle olmasını istediler. Ve ben onlara nasihat etmekten, onları ikaz etmekten, onlara tahammül etmekten yoruldum ve artık onların istediği akıl almaz, dehşete düşürücü son sahneleri hazırlamakla meşgulüm.

Çok da kafanıza takmayın, ilahi adalet var ve herkes hak ettiğini bulur, yaşar. Çay var, bayram çayı, içer misiniz?

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

..

28 Haziran 2023

(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında bir takipçisi ile yazışmasının tek taraflı olarak yayınlanmış halidir)

Akademi Dergisi takipçisi: – Assalemualeykum hocam.
Kurban baytramı mübarek olsun.
Şu Rusyada yaşananlar acaba şu rüyada gördüklermmidir.
Eskiden, belki bir kaç sene önce gördüğüm bir ruyayı anlatmak istiyorum.
Rüyamda yeri sanki haritada gibi gördüm. Kiyevın yukarısındaki devletler sanki birleşmişler. Rusyanın küçük parçası da o birliğin içindeydi. Kiyev o birliğin merkezi olduğunu düşünüyordum. Sadece şunu hatırlıyorum.

Mehmet Fahri Sertkaya: = vas amin. Seninde bayramın mübarek olsun. Rüyan yaşananları ve devamında yaşanacakları haber vermiş rusya da askeri darbe olacak, engelleyemeyecekler ama öncesinde halk hareketleri ve asker sivil silahlı çatışma grupları oluşacak gibi görünüyor.

Akademi Dergisi takipçisi: – Hocam, ben bu gördüğüm rüyada başkasını temsilen mi gördüm? Bu tabir başkası için mi geçerli?

Mehmet Fahri Sertkaya: = Evet, yayınları ve gündemi takip ettiğin için sen de sık sık beni temsilen kendini görüyorsun. Böylece de bu hizmetlere fayda sağlamış oluyorsun.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bunlar az bile…

Kurban bayramında kurbanlık alan ve kurbanlıklarını keserek etlerini yiyecek olan vatandaşların epeyi kısmı hasta olacaklar. Belki de milletimizin arasında, hayvanlardan insanlara bulaşan bulaşıcı hastalıklar bile yayılabilir.

Çünkü, milletten saklaya saklaya çok yüksek sayıda hayvanı yurt dışından getirdiler, getiriyorlar. Bu hayvanlar zaten oldukları yerlerde bile sağlıklı değillerdi, şu gibi gemilerde getirilirken iyice mikrop ve hastalık yüklendiler.

Neredeyse Türkiye’nin tamamında şap hastalığı görülüyor olmasının asıl sebebi, bu kadar gizli kapaklı, kontrolsüz ve art niyetli şekilde yurt dışından hayvanlar getirmek mi?

Bu da Türk besicilere ayrıca ağır bir darbe oldu.

Aman, boş verin gitsin. Zaten bu millet müstahakını buluyor. Bunlar az bile…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi