Resmi yetkililere aldanmayın, masallar anlatıyorlar

Hayret… Provokasyon, dezenformasyon, teröristlik, FETÖ’cülük, devlet düşmanlığı, bölücülük, hainlik v.s. dememişler bu defa…

Antakya’daki özel bir hastanede hastaların terk edilmesi meselesine dair, insan ve organ kaçakçısı Sağlık Bakanı Koca “Bu ve benzeri iddialarla ilgili gerekli soruşturmaları başlatmış bulunuyoruz.” demiş.

Onca şahitle ve görüntü ile sabit olan onca şeyi ısrarla red ederek herkese sövdüler, herkesi tehdit ettiler ya, bu meselede de aynını yapmaları çok sıradan olacaktı. Yapamamışlar…

“Çok yalan söyledik, çok sivrildik, halk patlamak üzere… Tehditle, zorbalıkla, sövüp saymakla, tutuklamalarla bu iş olmayacak” mı dediler kendi aralarında acaba….

NATO’nun, ABD’nin, İngiltere’nin, Almanya’nın, Fransa’nın, Rusya’nın, Çin’in ittifak halinde hareket etseler bile kendilerini bu milletin ayakları altında ezilmekten kurtaramayacağını mı kabullendiler acaba…

Vatan haini ve millet düşmanı ve satanist ve mason resmi yetkililere aldanmayın, her hususta yalanlar, masallar anlatıyorlar.

Maraş’ta da bulaşıcı hastalık var ve şebeke suyu temiz değil.

Kayseri’de çok şiddetli deprem/ler tehlikesi var ve tehlike geçmiş değil.

Kayseri için daha büyük risk ise volkanik faaliyet… Bir anda yeryüzüne lavlar çıkabilir. Dumanlar, küller havada uçuşabilir. Sadece duman ve küller bile yüksek sayıda kişinin ölmesine sebep olabilir.

Volkanik faaliyetlere dair de ikazlar yapmıştım. Bursa, Manisa, Kütahya, Muğla, Denizli, Afyon, Eskişehir, Kayseri, Antalya ve daha pek çok yer için bu risk var.

Bir yerde suni depremler yapılabilmesi için oralarda büyükçe fay hatlarına gerek yok. Yeterli elektromanyetik alanı yani suni manyetik alanı biriktirerek, doğru yere doğru zamanda yönlendirebilenler, yeri yerinden oynatabilirler.

Maraş ve Hatay depremlerinde, zemin katta olanlar bile deprem anında ayakta durmakta zorlandılar. Görülmemiş şiddette depremler oldu. Çünkü o suni depremler yüzeye çok yakındı, aslında derindeki fayların oynaması ile değil, yüzeydeki tabakanın manyetik alan dengesiyle yerinden oynatılmasıyla gerçekleşti o depremler…

Bu, bir anda yapılabilen bir şey değil. Bazen saatler öncesinden, bazen günler öncesinden hedef bölgeye suni manyetik alan yönlendirmek gerekir. Hedef bölgenin üstüne/göğüne suni manyetik alan yönlendirmek de yeterli değil. O manyetik alanı, yerin manyetik alanı ile etkileşmeye sokacak teknolojik düzeneği de kurmak gerekiyor.

Eş zamanlı olarak frekansla da oynanır. Bizim duymadığımız ama hayvanatın duyduğu çok rahatsız edici sesler oluşur ve bu nedenle bazı kuşlar bölgeyi derhal terk etmeye başlarlar. Bağlı olan köpekler gidemezler de sürekli havlarlar. Tepkisiz kalamazlar. Aslında depremler “Ben geliyorum, kaçın” diye naralar atarak gelirler.

Yani herhangi bir devletin, herhangi bir şiddetli depremi, hiç değilse iki saat önce tespit etmesi ve bölge halkını ikaz etmesi mümkündür ve çok kolay bir iştir. Teknolojinin ve idare sistemlerinin bu yönde ilerlemesine, organize edilmesine masonlar izin vermiyorlar, set oluyorlar.

Manyetik alanlarla ve frekanslarla oynayarak yerin altındaki lavları patlatmak, kabartmak ve yeri parçalayarak çıkmasını sağlamak da mümkündür.

Volkanik felaketlerin, sadece eski/sönmüş yanardağların faaliyete geçmesiyle yaşanacağına inanmak ve bunu temel alarak değerlendirmeler yapmak vahim bir hatadır.

Şu an için en yüksek risk hala Güneydoğu bölgemizde… Oradan İç Anadoluya ve biraz da Akdeniz’e uzanan bölgede… Yani son çizdiğim işaretli bölgede…

“Fay hattı yok” deyip dursalar da Mersin için de yüksek seviyede risk var.

Ege bölgesi için volkanik hareket, şiddetli deprem, dev dalga/tsunami, çökme riskleri hala çok yüksek…

Kayseri’de yüzyıllardır faaliyette olan vahşi sistem ifşa olacak. Kayseri bir dönem ülke gündemine oturacak. Hatta o sırada dünya gündeminin ilk maddesi de olabilir.

Bir kesinlik yok ama yüksek ihtimal var ki Kayseri iki kere ülke gündemine oturabilir. Birinde yaşanan afetlerden ötürü… Diğerinde de afet/ler sonrasında meydana çıkan sarsıcı gerçeklerden ve konunun Türkiye’nin en ünlü siyasetçilerine, iş adamlarına, cemaatlerine v.s. bağlanmasından ötürü…

Afet kısmında muhtemelen “Erciyes patladı” başlıkları da atılacaktır haberlerde…

Türkiye’deki ya da dünyadaki meşhur ve büyük bir dağın patlaması, çökmesi, birkaç parçaya ayrılması ihtimali hiç düşük değil. Ardından havadan görüntü alan helikopterdeki basın mensuplarının “Bu inanılır gibi değil. Burada, bu dağın içinde sanki başka bir dünya varmış. Uzaylılardan kalan yüksek teknolojiyi de onların cesetlerini de görebiliyoruz. Tarihi bir anı yaşıyoruz sayın seyirciler.” demesi ihtimali hiç düşük değil.

Devamında “Yetkililer, tam olarak neler olduğuna dair henüz bir resmi açıklama yapamadılar. Patlamış, parçalanarak yıkılmış olan dağa karadan ulaşmaya çabalayan askeri unsurları görüyoruz. Orduya ait helikopterler buradan uzaklaşmamız için bize yönlendirme yapıyorlar. Yüksek radyasyon ve zehirleyici dumanlar olabilirmiş. Olay yerinden aktaracağımız görüntüler şimdilik bu kadar. Mümkün olursa arkadaşlarım uydu görüntüleri elde ederek yayına verecekler. Artık yeni bir dünya var. Bu inanılmaz. Rooswell’e UFO düştüğü gerçekmiş, hepsi gerçekmiş… ” diyebilirler.

“Bu depremler normal değil. Suni depremler oldukları da konuşuluyor. Bir şeyler normal değil. Her şey normal olsaydı, biz astrolojide bu depremleri görürdük” mealinde yorumlar yapmış bütün astrologların dürüst olmadıkarına, muteber olmadıklarına hemen emin olabilirsiniz. Boşuna vakit kaybetmeyin öyle olanlarla ve aldanıp kanmayın. Her an herhangi bir konuda aynı ahlaksızlığı siz fark etmeden yine sergilerler de siz anlayana kadar çok geç olur.

Ankebut Ağı’nın bir şey yapabileceği yok. Şu anda da biz metafizik taarruz yapıyoruz. Yine dünyanın her yerinden kaza, bela, vefat haberleri gelecek. Yangınlar, uçak kazaları, gemi batmaları ve arızaları v.b haberler gelecek. Hatta sosyal ağlar da çökebilir.

Türkiye’de çok sayıda sahte üniversite var. Bunlar daha çok para tuzağı olan yerler. Çok vahim krizlere de sebep oluyorlar. Diplomalı cahiller ordusu mezun ediyorlar ve sonucunda çok canlar da yanıyor. Liyakatsizlik her yeri sarıyor. Daha önce de temas etmiştim bu meseleye… Çok yakında bunlar toptan kapatılacaklar. Üniversite sayısı çok azaltılacak ve üniversitelerde eğitme ve öğretme kalitesi çok artırılacak. YKS, asla hile yapılamaz bir hale getirilecek. Masonların, kriptoların çocuklarına meydan bırakılmayacak. Üniversitelerdeki masonlar da kriptolar da ani ve büyük bir darbe ile toptan temizlenecekler.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Borsa’da işlem yapmak caiz mi?

(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında bir takipçisi ile yazışmasının tek taraflı olarak yayınlanmış halidir)

Akademi Dergisi takipçisi: – S.a hocam bir soru sormak istiyorum size. İşyerinde konusu geçiyor, bana da soranlar oluyor net bir cevap veremiyorum.
Borsa oynamak caiz midir?

Mehmet Fahri Sertkaya: = vas

Borsa bir oyun değil, kumar değil, slamın emir ve yasaklarına riayet ederek borsada faaliyet icra edilebilir, hisse satın alınabilir ve satılabilir.

Lakin borsayı kumara dönüştüren gruplar var. Bunlar çoğunlukla masonlar, sabetaycılar, gizli ermeniler v.s.

Küçük yatırımcıları borsaya çekiyorlar, şirketler üzerinde kontroller yapabiliyorlar bir seviyede. Planlı şekilde hisseleri düşürüyorlar, yükseltiyorlar, derken yeni borsacıların paralarını çalıyorlar. Hayatlarını karartıyorlar. Bunlara uymak kesinlikle haram

İslam dininin izin vermediği işleri yapan firmalara ortak olunamaz, hisseleri alınamaz. Lakin Türkiye islam devleti olmayıp da dar’ül harp olduğu için, günümüzde Türkiye borsasında faaliyet gösteren ve içki, sigara gibi kesinlikle haram ve sağlığa zararlı işlerde faaliyet gösteren şirketlerin bile hisseleri alınabilir, satılabilir, ortak olunabilir.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

YKS, büyük ihtimalle yapılamayacak

ÖSYM’nin yayınladığı sınav takvimine göre, 17-18 Haziran’da yapılacağı duyurulan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), çok ama çok büyük ihtimalle yapılamayacak ve iptal edilecek. Çok ama çok büyük ihtimalle o gün Tayyip de Kılıçdaroğlu da Meral de diğer piyonlar da ortada olmayacaklar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Toprağa bitki ekmek | Rüya tabirleri

(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında bir takipçisi ile yazışmasının tek taraflı olarak yayınlanmış halidir)

Akademi Dergisi takipçisi: – Hocam s.a.
Bugünde rüya gördüm,
Toprağa bitki ekiyordum.
Etrafımda başka insanlarda var birlikte yapıyoruz. Yeşil daha bitmemiş açmamış bir bitki, lale mi desem, bizim burada dağlarda olur nergis mi çiğdem mi bilemedim yeşil bir bitki.

Sık bitmiş yerleri seyreltip boş yerlere dikiyorum. Elimle toprağı bir hamlede açıp bitkiyi dikip sonra etrafını toprakla kapatıyorum, elimle bitkinin etrafındaki toprağa bastırıyorum.

Etraftakiler beni uyarıyor, daha seyrek dik, zaten o bitki çoğalıp etrafında da çoğalır biter diyorlar. Ben de daha seyrek olarak dikiyorum.

Toprak da kupkuru değil, güzel verimli bir toprak, elimle açınca diplerin nemli olduğunu görüyorum. Bitkiye su vermiyorum toprağın nemi yeter ve yağmurlar yetişir diye düşünüyorum.

Mehmet Fahri Sertkaya: = vas

bu rüyalarda hep temsilisin

bundan sonra tanıdığın kişileri de böyle rüyalarının içinde göreceksin ve onlar da temsili olacaklar

bu rüyalar hep memleket meseleleri ile alakalı ve bundan sonra da böyle rüyalarını betkletmeden gönder sen bana