Sözümü dinleyin

Türkiye genelinde çocuklarınızı ilk ve orta dereceli okullara göndermeyin. Başka şehirlerde üniversite tahsilinde olan evlatlarınızı da panik yapmadan geri çağırın. Hemen sabah sakince yola çıksınlar. Organize olun, kararlı olun, gerçekçi olun, tedbirli olun, her şeyi başkalarından bekleyenlerden olmayın ve gayretli olun.

İhanetleri binlerce kere ispat edilmiş olan Ankara hükumetinin, sizin menfaatinize olacak kararlar almasını daha da mı bekliyorsunuz, beklemeyin. Artık neler yaşandığını iyice bir idrak edin.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Haluk!

Gelirim oraya, seni ayaklarından asarım tavana… TSK’nin hain genelkurmay kademesi bile, mason ve kripto savcılar ve hakimler bile seni ve çeteni elimden alamaz. Senin gibi nitelikli dolandırıcıya, çingeye, teröriste mi kaldı hayır, hasenat işleri?

Seni elimden İsrail de ABD de İngiltere de NATO da alamaz. Benim canımı daha fazla sıkma, topla çeteni de al topunu da sektir git…

Bu, son uyarım…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

TSK helikopterleri afet bölgesinde uçacak

Hava muhalefeti yok. Hemen şimdi Hatay’ın üzerinde gerekiyorsa Türkiye’nin bütün askeri ve sivil/idari helikopterleri seferberlik halinde uçacaklar. Göstermelik birkaç uçuş da yapmayacklar. Bölgeyi tahliye de etmeyecekler.

Türkiye devletinin imkanları Suriyeli teröristler, Libyalı teröristler, Somalili teröristler, İsrail, İngiltere, ABD ve benzerleri için kullanılmayacak. Hemen şimdi Türkiye’nin ve Türk milletinin menfaatleri için kullanılacak.

Bu defa da hala vatandaşlarımızı ölüme, soğuğa, çadırsızlığa, açlığa, ilaçsızlığa, doktorsuzluğa, askersizliğe, yağmaya, teröristlere bırakamayacaklar. Gerekiyorsa üstlerinize sıka sıka bu milletin hizmetine ve muhafazasına koşacaksınız.

Şu anda orada vali de belediye başkanları da belediye personelleri de bazı emniyet personelleri de depremzede vaziyette…

Hemen çevre illerden kolluk takviyesi de yapılacak.

Gemiler git gel yapmayacaklar. Gidecekler, kalacaklar, tedavi edecekler, ilaç verecekler, doyuracaklar ve bölgede kalacaklar. Kimseyi başka yerlere nakil etmeyecekler.

Hiçbir yabancı ülkeden, Azerbaycan’dan bile sözde yardım ekipleri kabul edilmeyecek ve bölgede hala mevcut olanlar da derhal def edilecek. Gitmeyene sıkın, ne vebali varsa benim üzerime…

Kimse ile tartışılacak, vakit kaybedilecek zaman değil. Anlamak istemeyene hemen sıkın, leşini de ortada bırakın. Hiçkimse sizleri ceza evlerinde yatıramayacak. Söz veriyorum…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bütün Türk milletine sesleniyorum


Derhal ve tamamen silahlanın ve bölgenizdeki bütün yabancı unsurları vurun. Hangi ülkerin personelleri, askerleri, üsleri, araçları, bürokratları olduğuna hiç bakmayın. Ayırt etmeyin. Canlı teslim almaya uğraşmayın.

Polislerimiz de askerlerimiz de sizinle beraber yabancı unsurları imha edecekler. NATO unsurları da imha edilecek.

Türkiye çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya…

Bütün bürokratlara, belediye başkanlarına kadar herkese sesleniyorum.

Ankara hükumetine itaatı derhal terk edin ya da başka çaresi kalmadıysa son çare olarak istifa ederek kendi hayatınızı kurtarın. Yoksa sizler de vurulacaksınız.

Son saldırının devamı gelecek. Fay hattını istedikleri gibi kıramadılar ve kırmaya çabalıyorlar. Hain Ankara hükumeti ve onunla bunca yıldır danışıklı dövüşen sözde siyasi partiler ve liderler hala ülkenin idaresinde etkili oldukça, can kayıplarımız onlarca milyona çıkacak. Kaybedilen şehirlerin sayısı onlarca adete çıkacak. Ve yine de devletimizin, ordumuzun imkanlarını seferber etmeyecekler. Yine de onlarca ülkenin ortak işgal teşebbüsüne meydan verecekler.

Sağcısı, solcusu, şucusu, bucusu, kadını, erkeği yok. Milli seferberlik haline geçiyoruz. Evvela ordumuzun genelkurmay kademesindeki hain rütbelileri parçalayacağız. Ordumuz ve milletimiz el ele devam edecek.

Daha önce de söylemiştim, tekrar ediyorum Hatay ilindeki sahil şeritlerinden epeyi içeriye girin. Sahile yakın yerlerde bulunmayın.

Manyetik alan dengesi, karıncalar, kuşlar ve daha pek çok şey, depremi önden haber veriyorlar. İsteyen bütün devletler bu alametleri sürekli takip eden sistemler kurararak afet bölgelerindeki vatandaşlarına erken uyarı yapabilirler. Bir iki dakika değil, yarım saat hatta bir saat öncesinden tedbirler aldırabilirler. Bunu yapmak için yüz binlerce kişiyi seferber etmek ya da yüzlerce milyar dolar ayırmak da gerekmiyor. Çok da kolay, zahmetsiz ve nispeten masrafsız bir iş bu…

Lakin o masonlar, buna da izin vermiyorlar. Bunun bu şekilde kabullenilmesine bile meydan vermek istemiyorlar. Böyle bir kabullenişi bile baskılıyorlarlar. Onlardan biri de maymun Celal… O herifin Türklükle, Türkiye ile hatta insanlıkla bir bağı yok. Son süreçte çoğu yönlendirmeyi onun üzerinden yaptılar.

Türkiye’ye yapılan bunca suni afet saldırılarının ve işgal ön hazırlıklarının arkasında Netenyahu kadar Trump karakteri de var.

Son günlerde Türkiye’nin muhtelif yerlerinde, hava sıcaklıklarında çok ani düşmeler ve yükselmeler yaşandı. Bunlar da elektromanyetik saldırıların, frekans saldırılarının tezahürü… Yaşanan bu ani hava şartlarını dürüst bilim adamları, “suni müdahaleler yapılıyor” ifadesini kullanmadan asla açıklayamazlar. Hala müsilajın bir anda nasıl ortadan kalktığını açıklayamadıkları gibi…

İsrail yok olmanın eşiğinde… Elindeki son kartlarını kullanıyor. Tasmasını elinde tuttuğu onlarca ülke üzerinden Türkiye’yi derhal durduramazsa, önce Suriye, Irak, İran, Kıbrıs ve Yunanistan’ın Türkiye’ye hızla dahil olacağını ve sonra İsrail diye bir yer kalmayacağını kesinlik seviyesinde biliyorlar.

Avukatlar önce kendi aralarında organize olacaklar.

Sağlık çalışanları önce kendi aralarında organize olacaklar.

Belediyelerin çalışanları önce kendi aralarında organize olacaklar.

Devletin kurumlarındaki memurlar önce kendi aralarında organize olacaklar.

Polisler ve jandarma subayları önce kendi aralarında organize olacaklar.

Semtler, mahalleler önce kendi aralarında organize olacaklar.

Herkes derhal, büyük bir hızla organize olacak.

Herkes konuşacak, hesap soracak. “Neden bu böyle, bu devlet kimin elinde, kimin kontrolünde? Ne oluyor, nasıl bir düzenin içindeyiz?” diyecek.

Herkes ikinci safhada diğer gruplarla organize olacak ve caddelere, meydanlara da inilecek. Gerekli şartlarda kuvayı milliye hareketi kapsamında silahlı mücadele de vereceğiz.

Şu andan itibaren Türkiye sınırları içindeki bütün yabancı askerlere, bürokratlara, sözde diplomatik temsilcilere ve temsilcilik çalışanlarına sorgusuz sualsiz ve ikazsız sıkılacak.

En önce de sözde yardım ekibi, sahra hastahanesi personeli olarak görünenlere ve NATO personeli olarak görünenlere sıkılacak. Türkiye’deki bütün ABD ve NATO üslerine sıkılacak. Gerekiyorsa etrafınlarına etten duvarlar öreceğiz, bir yandan da kurşunlar, bombalar yağdıracağız. Oraları cehenneme çevireceğiz ama yine de topraklarımızda hiçbir yabancı unsur bırakmayacağız.

Gün bu gündür. Kimse dakika bile kaybetmeyecek. Hainler güruhuna, onların emrindeki sözde valilere, sözde kaymakamlara ve sözde emniyet amirlerine de kimse itaat etmeyecek.

Ya bu devletimizin Türk milletinin devleti gibi her anında, her kararında dimdik durulacak yönetilecek ya da bu millet devletini hainlerin ve örtülü işgal kuvvetlerinin elinden alacak.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na Diyarbakır, Şanlıurfa, Bingöl, Elazığ, Antalya, Adıyaman, Gaziantep, Kilis ve Kahramanmaraş’taki 15 saha için petrol arama ruhsatı verilmiş.

Trakya’yı da Yunan’a sattı zaten… Putin karakteri ile de oturum anlaştı. Gaz merkezi dedi durdu. Durmak yok, satışa devam.

Fransızlarla da anlaşmaları sağlam yaptı. Trakya’dan pay da verecek Fransızlara ama Hatay dahil, daha başka başka yeleri de peşkeş çekecek.

Hele bir İstanbul engelini aşabilsin, neler yapacak neler. Türkiye diye bir yer bırakmayana kadar satacak, bölecek, peşkeş çekecek, işgale açacak.

Sözde muhalif partiler ve liderler de bu işlerde aynı merkezden talimatlar alıyorlar ve paylarını da oradan alacaklar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Hatay depremi hakkında bilgilendirme ve değerlendirmeler


Mersin, Adana, Antalya ve Konya’da bulunan bütün vatandaşlarımız, panik yapmadan, oralarda da yıkıma sebep olabilecek şiddetli depremleri yüksek ihtimal dahilinde görerek, binalarından çıksınlar ve geceyi dışarıda geçirsinler.

Sanki gökyüzünün yüksekliği azalmış ve sanki yıldızlar daha yakınmış gibi görünen gecelerde, afet ihtimalinin yüksek olduğunu değerlendirin. Gerekiyorsa geceyi sakince ve panik yapmadan dışarıda geçirin.

Çünkü, tabii olsun ya da suni olsun, depremler öncesinde kesinlikle bölgenin manyetik alan dengesi değişir. Göğün manyetik alanı değiştiğinde geceleri sanki gök biraz aşağı inmiş ve yıldızlar daha yakınlaşmış gibi bir görüntü oluşur.

Bu, 99 Marmara suni depreminde de böyle oldu. Sonraki suni depremlerde de böyle oldu ve bundan sonrakilerde de böyle olacak.

Devletimizin depremleri çok büyük isabet oranıyla önceden tespit edebilecek ve bölge halkını ikaz edebilecek teknolojisi, imkanları, kadroları kesinlikle var ama onlar da kullanılmıyor. Türkiye devleti, şu son Hatay depremini önceden halkına duyurabilirdi. Bunda da kesinlikle ihanet var. Biz dahi, devletin imkanlarına kıyasla çok yetersiz ve kısıtlı olan imkanlarımızla Hatay depremini önden haber verebildik.

Tayyip karakteri, Soysuz karakteri, Bohçalı karakteri, Hulusi karakteri, Şentop karakteri, Meral karakteri, Fuat karakteri, Kemal karakteri, Kalın karakteri, Yaşar Güler karakteri ve bilinen o diğerleri…

Hepsi de bu saldırıyı biliyorlardı ve aslında daha şiddetli olmasını bekliyorlardı.

Biz de biliyorduk. İkazlar da yaptık.

Kızmışlar, çok ama kızdılar. Günlerdir sahada yaptıklarıma ve şurada yazdıklarıma, milletimi bilgilendirmeme, devletmizi, ordumuzu, emniyetimizi yönlendirme çok kızdılar.

Çaresiz, aciz bir Türkiye görüntüsü oluşturmak istediler, bunu bozmama çok kızdılar. Sözde yardımlar iddiasıyla işgalin ön hazırlıklarına giriştiler, bunu bozmama da çok kızdılar. Yağmalar alsın yürüsün istediler, bunu da bozdum ve çok kızdılar. Organlar ve insanlar kaçırmak istediler, bunu da bozdum ve çok kızdılar. Bulaşıcı hastalıkların yayılmasına meydan vermek istediler, bunu da bozdum, çok kızdılar. Orada ahali açlıktan, imkansızlıklardan, soğuktan ölsün istediler, milli bir seferberlik havası/şartları oluşturdum, buna da çok kızdılar.

Sözde Türk basın ve medyasına had bildirdim, rest çektim, ayar verdim, buna da kızdılar.

İsrail dokunulamaz zan ediyordu kendisini, buraya gönderdiği ekipleri korkudan titrediler, günlerce sahaya inemediler, sonra görüntü olsun diye ancak inebildiler ve bir halt edemediler, buna da çok kızdılar.

Soysuz’un resmi kimlikli olan çetelerine kadar hepsini sıkıştırdım, dengelerini bozdum, sahada afalladılar ve buna da kızdılar.

Yardım toplama numaralarıyla istedikleri kadar paralar vuramadılar, buna da kızdılar. Halk bu defa çok bilinçli olabildi ve vurgunlar çok sınırlı kaldı.


Türkiye’de bir korku ve çökmüşlük halinin hakim olmasına izin vermedim, buna da kızdılar.

Gemilerine, uçak gemilerine, Türkiye’ye gönderdikleri başka ülkelerin yetkililerine, NATO yetkililerine ve en son da Blinken’a meydan bırakmadım, buna da kızdılar.

Şu ana kadar neler yaptıysam, kat kat fazlasını yapacağım ve asla geri adım atmayacağım.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi