Derhal ve tamamen silahlanın ve bölgenizdeki bütün yabancı unsurları vurun. Hangi ülkerin personelleri, askerleri, üsleri, araçları, bürokratları olduğuna hiç bakmayın. Ayırt etmeyin. Canlı teslim almaya uğraşmayın.
Polislerimiz de askerlerimiz de sizinle beraber yabancı unsurları imha edecekler. NATO unsurları da imha edilecek.
Türkiye çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya…
Bütün bürokratlara, belediye başkanlarına kadar herkese sesleniyorum.
Ankara hükumetine itaatı derhal terk edin ya da başka çaresi kalmadıysa son çare olarak istifa ederek kendi hayatınızı kurtarın. Yoksa sizler de vurulacaksınız.
Son saldırının devamı gelecek. Fay hattını istedikleri gibi kıramadılar ve kırmaya çabalıyorlar. Hain Ankara hükumeti ve onunla bunca yıldır danışıklı dövüşen sözde siyasi partiler ve liderler hala ülkenin idaresinde etkili oldukça, can kayıplarımız onlarca milyona çıkacak. Kaybedilen şehirlerin sayısı onlarca adete çıkacak. Ve yine de devletimizin, ordumuzun imkanlarını seferber etmeyecekler. Yine de onlarca ülkenin ortak işgal teşebbüsüne meydan verecekler.
Sağcısı, solcusu, şucusu, bucusu, kadını, erkeği yok. Milli seferberlik haline geçiyoruz. Evvela ordumuzun genelkurmay kademesindeki hain rütbelileri parçalayacağız. Ordumuz ve milletimiz el ele devam edecek.
Daha önce de söylemiştim, tekrar ediyorum Hatay ilindeki sahil şeritlerinden epeyi içeriye girin. Sahile yakın yerlerde bulunmayın.
Manyetik alan dengesi, karıncalar, kuşlar ve daha pek çok şey, depremi önden haber veriyorlar. İsteyen bütün devletler bu alametleri sürekli takip eden sistemler kurararak afet bölgelerindeki vatandaşlarına erken uyarı yapabilirler. Bir iki dakika değil, yarım saat hatta bir saat öncesinden tedbirler aldırabilirler. Bunu yapmak için yüz binlerce kişiyi seferber etmek ya da yüzlerce milyar dolar ayırmak da gerekmiyor. Çok da kolay, zahmetsiz ve nispeten masrafsız bir iş bu…
Lakin o masonlar, buna da izin vermiyorlar. Bunun bu şekilde kabullenilmesine bile meydan vermek istemiyorlar. Böyle bir kabullenişi bile baskılıyorlarlar. Onlardan biri de maymun Celal… O herifin Türklükle, Türkiye ile hatta insanlıkla bir bağı yok. Son süreçte çoğu yönlendirmeyi onun üzerinden yaptılar.
Türkiye’ye yapılan bunca suni afet saldırılarının ve işgal ön hazırlıklarının arkasında Netenyahu kadar Trump karakteri de var.
Son günlerde Türkiye’nin muhtelif yerlerinde, hava sıcaklıklarında çok ani düşmeler ve yükselmeler yaşandı. Bunlar da elektromanyetik saldırıların, frekans saldırılarının tezahürü… Yaşanan bu ani hava şartlarını dürüst bilim adamları, “suni müdahaleler yapılıyor” ifadesini kullanmadan asla açıklayamazlar. Hala müsilajın bir anda nasıl ortadan kalktığını açıklayamadıkları gibi…
İsrail yok olmanın eşiğinde… Elindeki son kartlarını kullanıyor. Tasmasını elinde tuttuğu onlarca ülke üzerinden Türkiye’yi derhal durduramazsa, önce Suriye, Irak, İran, Kıbrıs ve Yunanistan’ın Türkiye’ye hızla dahil olacağını ve sonra İsrail diye bir yer kalmayacağını kesinlik seviyesinde biliyorlar.
Avukatlar önce kendi aralarında organize olacaklar.
Sağlık çalışanları önce kendi aralarında organize olacaklar.
Belediyelerin çalışanları önce kendi aralarında organize olacaklar.
Devletin kurumlarındaki memurlar önce kendi aralarında organize olacaklar.
Polisler ve jandarma subayları önce kendi aralarında organize olacaklar.
Semtler, mahalleler önce kendi aralarında organize olacaklar.
Herkes derhal, büyük bir hızla organize olacak.
Herkes konuşacak, hesap soracak. “Neden bu böyle, bu devlet kimin elinde, kimin kontrolünde? Ne oluyor, nasıl bir düzenin içindeyiz?” diyecek.
Herkes ikinci safhada diğer gruplarla organize olacak ve caddelere, meydanlara da inilecek. Gerekli şartlarda kuvayı milliye hareketi kapsamında silahlı mücadele de vereceğiz.
Şu andan itibaren Türkiye sınırları içindeki bütün yabancı askerlere, bürokratlara, sözde diplomatik temsilcilere ve temsilcilik çalışanlarına sorgusuz sualsiz ve ikazsız sıkılacak.
En önce de sözde yardım ekibi, sahra hastahanesi personeli olarak görünenlere ve NATO personeli olarak görünenlere sıkılacak. Türkiye’deki bütün ABD ve NATO üslerine sıkılacak. Gerekiyorsa etrafınlarına etten duvarlar öreceğiz, bir yandan da kurşunlar, bombalar yağdıracağız. Oraları cehenneme çevireceğiz ama yine de topraklarımızda hiçbir yabancı unsur bırakmayacağız.
Gün bu gündür. Kimse dakika bile kaybetmeyecek. Hainler güruhuna, onların emrindeki sözde valilere, sözde kaymakamlara ve sözde emniyet amirlerine de kimse itaat etmeyecek.
Ya bu devletimizin Türk milletinin devleti gibi her anında, her kararında dimdik durulacak yönetilecek ya da bu millet devletini hainlerin ve örtülü işgal kuvvetlerinin elinden alacak.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na Diyarbakır, Şanlıurfa, Bingöl, Elazığ, Antalya, Adıyaman, Gaziantep, Kilis ve Kahramanmaraş’taki 15 saha için petrol arama ruhsatı verilmiş.
Trakya’yı da Yunan’a sattı zaten… Putin karakteri ile de oturum anlaştı. Gaz merkezi dedi durdu. Durmak yok, satışa devam.
Fransızlarla da anlaşmaları sağlam yaptı. Trakya’dan pay da verecek Fransızlara ama Hatay dahil, daha başka başka yeleri de peşkeş çekecek.
Hele bir İstanbul engelini aşabilsin, neler yapacak neler. Türkiye diye bir yer bırakmayana kadar satacak, bölecek, peşkeş çekecek, işgale açacak.
Sözde muhalif partiler ve liderler de bu işlerde aynı merkezden talimatlar alıyorlar ve paylarını da oradan alacaklar.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi