China Times, Adıyaman’da sözde arama kurtarma faaliyeti yapan Tayvanlı ekibe hareket sahası bırakılmamasını ve onların da kovulmasını… Keyfince, gerçekleri gizleyerek ve saptırarak yazdı.
Tayvanlı sözde kurtarma ekibinin, göçük altında kalan bir kişiye tam ulaşacakken, bir Türk ekip tarafından bölgeden kibarca uzaklaştırıldığını yazdı. Gazeteye göre ekip bu gelişmenin ardından Türkiye’den ayrılma kararı aldı.
Kalanlar da hızla def olsunlar. İstemiyoruz hiç kimsenin sözde kurtarma ekiplerini…
Samimiyetle yardım yapacak olan ülkeler ve ülkelerdeki sivil teşkilatlar da üzerinde bayraklar, logolar, ülke isimleri, semboller doldurulmamış tarzda paketleri, çadırları, konteynerleri Türkiye’ye “hilesiz” ve kara para işlerine alet edilmemiş şekilde göndererek, Türk yetkililere teslim edip dönebilirler. Burada beklemeyecekler. Ekranlara oynamayacaklar. İç işlerimize karışmayacaklar. Hiçbir dengeyi yönlendirmeye teşebbüs etmeyecekler.
Ankara hükumeti, NATO, Blinken, Şi, Putin, Macron, Scholz, Netenyahu ya da benzerleri, kendilerini Türkiye içinde tutabilecekmiş zannına kapılanların başlarına geleceklerden sadece kendileri sorumludur. İrademi tanımayanların attığı adımların karşılığı verilir, herkes sonunu kendi belirler. Sorumlusu da kendisi olur.
Burası Türkiye, Haiti değil… Türkiye bölünmeyecek… Türkiye diz çökmeyecek… Türkiye ezik ve çaresiz kalmış bir ülke değil ve olmayacak. Türkiye’de başka ülkelerin istediği nüfus/yerleşme ve harita değişiklikleri de olmayacak. Türkiye’den şu yaralı anda organ hasadı ve insan kaçakçılığı yapılamayacak. Türkiye, onlarca ülke iç işlerine karışmadığında, şundan daha büyük yaralarını bile kendi başına kısa sürede sarabilecek imkanlara, teknik donanıma ve teknik personellere sahip.
On milyondan fazla sözde mülteci de burada kalmayacak, en sert şekilde kovulacaklar. Söz konusu ülkeler ve teşkilatlar, buna da mani olamayacaklar. İsteyenler, emirleri/kontrolleri altındaki sözde mülteci grupları hemen şimdi çıkartsınlar. Çünkü biz onlara da önce omuz atacağız, sarsacağız ve buna rağmen gitmeyenlerini işgalci kuvvet göreceğiz. Gömüp geçeceğiz. Ceset torbaları bile kullanmayacağız. Düşman askeri muamelesi gördüklerinde, panikleyip kaçmaya başladıklarında da hepsini batı tarafına sürüp sınırlarımızın dışına atacağız.
Onlarca uçak gemisi etrafımızı saracak olsa bile, ülkemizde nükleer bombalar üst üste patlayacak olsa bile, bunu yapmaktan geri durmayacağız. Son seviyede ciddiyiz. Benden söylemesi…
“İstediğimiz ortam sağlanamadı. Şimdi dönün, çok yakında daha kalabalık halde geleceksiniz” dediler ya size… İnanmayın onlara… Çok yakında başka suni afetler de olabilir ve hatta buraya gelebilirsiniz ama dönemeyeceksiniz. Çünkü bu şeytanca hamlenizde herkes oyunu gördü. Bu milletin her ferdi, her polisi, her askeri size sıkacak. Amir, müdür, kaymakam, vali, vekil, bakan, CB diye kimse takmayacak. Herkes sıkacak.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi