Yer altı şehirlerinde gizlice yaşayan çok sayıda uzaylı türü, kendi idarecileri ve manevi liderleri de kandırıyorlar.
Dünyada yer altında gizlice yaşayan ve yer yüzüne çıksalar oksijen seviyesi, atmosfer basıncı, gün ışığı kendilerine hiç sorun çıkartmayacak türler de kandırılıyorlar.
Yer yüzüne sadece biyonik robotun içinde çıkabileceklerini, kendi bedenleri ile çıkarlarsa tabii güneş ışığının, gaz dengesinin ve atmosfer basıncının, derhal ölmelerine sebep olacağını zan ediyorlar. Önder diye şeytan gibi kişilere tabi olmuşlar, büyük kandırılıyorlar. Hem dünya hem ahiret felaketlerine sürükleniyorlar.
Yeryüzünde dünyalı insanlarla uzaylı insanların bir arada yaşamalarının mümkün olmadığına da inandırılmışlar. Oysa bu dünyanın gerçek tarihinde, pek çok farklı zamanda, dünyalılarla uzaylılar yer yüzünde bir arada yaşayabildiler. Sonra yine iblis oyunlarını oynadı, dengeleri bozdu, fitneler çıkarttı ve kan döktürdü.
Pek çok uzaylı tür, İslam dini ve Kur’an-ı Kerim hakkında da büyük kandırıldılar. Kur’an bir metafizik kitabı değil. Bir büyü kitabı da değil. Peygamberimiz de bir büyücü değil. Büyücülük ve kahinlik, İslam dininde en kesin şekilde yasaklanmış olan şeyler.
Ayet-i kerimeleri okuyarak ya da dinleyerek metafizik çatışmalara giren müslüman metafizikçilerin çok güçlü olmaları, Kur’an-ı Kerim’in gerçekten Allah kelamı olması ile bağlantılı. Yoksa haşa büyü ile bağlantılı değil.
Yayınlarım pek çok yeraltı şehrine yayılmasın diye… Hadis-i şerifler, ayet-i kerimeler ve yaptığım izahlar da yayılmasın diye… Çok ileri seviyede bir sansür de var. Uzaylı türlerin başındaki siyasi ve manevi liderler, son şanslarını kullanıyorlar. Hakikatları şeffafça duysa, görse, hemen kendine gelecek olan bazı zavallı uzaylı türler ise boş yere ölüyorlar.
Kur’an-ı Kerim sadece dünya insanlığına değil, uzaydaki bütün insan ve cin türlerine hitap eden son ilahi kitap.
“Her şeye Kur’an engel oluyor. Kur’an olmasa mfs bizi nereden bilecekti… Tam da biz kazanıyorduk, Kaf dağını da aşacaktık. Lanet olsun, lanet olsun, lanet olsun” diye diye çırpınan, sinyale girip çarpılan, ağzından kanlar gelerek ölen o insan şeytanları, yerin altını ayrı, yerin üstünü ayrı kandırıyorlar ve felaketlerden felaketlere sürüklüyorlar.
İtibarlı bir halde ve maddi refah içinde yaşamak için, İblis’e kanmış, ona tabi olmuş numarası yapan bu siyasi ve manevi liderler de aslında bütün hakikatların farkındalar. Tek hak dinin İslam dini olduğunun, uzayda her yerde İslam dininin ve Kur’an-ı Kerim’in olduğunun farkındalar…
Allah’ın ayetlerini üç kuruşa değişiyorlar. Üç günlük dünya hayatındaki geçici zevklere değişiyorlar. Bunlar, insanların en lanetlileri…
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi
..