Ermeni – Katolik Kilisesi yangını ciddiyetle soruşturuluyor mu?

Surp Pırgiç Ermeni Katolik Kilisesinin lojman kısmında çıkan yangının sebepleri ciddiyetle soruşturuluyor mu?

Kaç kişi birden büyü yapıyormuş? Yoksa ayin mi yapıyorlarmış? İnsan ya da hayvan kurban etmişler mi?

Yangından geriye kalanlar arasında büyücülükte kullanılan malzemeler var mı?

Hayatta kalanların ifadelerine başvuruldu mu? Kimi, kimleri hedef alıyorlarmış?

Bu vaka, vatana ihanet ve cinayet suçlarına kadar giden, organize suçlara da giren geniş kapsamlı bir soruşturma ve yargılama gerektiriyor mu?

Emniyet teşkilatı ve adalet teşkilatı, son yıllarda yoğun şekilde kedilerin ayaklarını, bacaklarını kesenleri hala mı bulamamış oldu? Bu soruşturmanın, bu sorunu da kökten çözen bir yanı olacak mı?

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Mesai bitişine kadar bekleyeceğim

Bu akşam Türkiye’de mesai saati bitişine (Öğleden sonra 17:00) kadar bekleyeceğim.

O vakte kadar İtalya’daki Meloni hükumeti tarafını açıkça seçmemişse ve açıkça tarafını ilan etmek manasına gelen çıkışını da yapmamışsa… Onların da mühleti bitecek.

Oralara dair bütün projeler iptal edilerek rafa kaldırılacak. En az 20 yıl raftan inmeyecek ve başkalarının indirip yapma teşebbüslerine de asla izin vermeyeceğim.

Benim, projeler hususunda hiç acelem yok. Beklemem gerekiyorsa bin sene bile beklerim. Şu dünyada en iyi öğrendiğim şeylerden biri de sabır… Düşmanlarımın aklının alamayacağı kadar sabır sergileyebilirim.

İtalya, mesai bitişine kadar İstanbul’dan yana durmamışsa, sadece Meloni hükumetini değil, bütünüyle İtalya’yı sileceğim ve Avrupa’da en yoğun sinyale giren… Ayrıca siyasi, askeri ve mali dengeler üzerine en ağır şekilde çöken devlet İtalya olacak… Kısa süre içinde başına gelmeyen kalmayacak. Esed’den bile daha feci şekilde sert kayaya çarpacak.

Ben sıkıldım bu pis dünyanın pis tavırlarından, siyasetinden… Buraya insanlık getireceğim. Öyle ya da böyle, bu dünyayı temizleyeceğim, düzelteceğim. Herkesin omurgası olacak, omurgasızlar gibi yaşamak isteyenlerin başlarına gelmeyen kalmayacak. Benim onlarca alternatifli planlarım zaten var.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..

Denge ve karar değişiklikleri var


Son ikazları yapmış, birkaç güne dengelerin ve kararların değişeceğini herkesin anlamasını sağlamıştım. Beklenen güne/ana geldik.

Çin’i ve Kore’nin kuzeyini koruyan metafizik desteğimi bölgeden tamamen kaldırıyorum. Bölgede bunlara savunma sağlayan bütün çemberleri kaldırıyorum. Bölgeyi, Kore’nin kuzeyinin ve Çin’in ve Rusya’nın düşmanlarına tamamen açtım. Havadan, karadan ve denizden açtım… Şu andan itibaren o bölgede Rusya’yı, Çin’i ve Kore’nin kuzeyini yoğun sinyale alacağız. Ayrıca her türlü siyasi, askeri ve mali dengeleri de iyice, yıkıcı seviyede aleyhlerine çevireceğiz. Çin’in ve Kore’nin kuzeyinin hedef alındığı askeri müdahalelere dahi tepkisiz kalacağız.

Japonya, Tayvan ve Kore’nin güneyine giden sinyallerimizi ise bir miktar azaltacağız. Bu üçlünün bölgede daha hakim halde olmalarını sağlayacak ama ayağa kalkmalarına da izin vermeyeceğiz. Bölgedeki tarafların danışıklı dövüşlerine şu andan sonra asla izin vermeyeceğiz. Danışıklı dövüşmeyen tarafların, Çin’e ve Kore’nin kuzeyine karşı yapacağı tatbikatlara, askeri seferlere/uçuşlara, deniz zırhlılarına v.s. büyük bir serbestiyet vereceğiz.

Çin’in tamamında, Kore’nin tamamında, Rusya’nın tamamında, Tayvan’ın tamamında, Japonya’nın tamamında, bu kadar geniş bölgenin tamamında Samsung marka bütün cep telefonlarını ve bilgisayarları ve tabletleri… Ayrıca Çin markası olan ya da kendi markası olmasa da Çin’in imal ettiği bütün cep telefonlarını, bilgisayarları ve tabletleri sinyale alacağız. Yine bu geniş bölgedeki Samsung ve Çin markaları ile bağlantılı bütün baz istasyonlarını sinyale alacağız. Bölgede idari/siyasi, askeri ve mali/ticari sahalarda büyük krizlere sebep olacağız. Çin’e, Rusya’ya, Japonya’ya ve Kore’nin güneyine ait olan sosyal platformların tamamını da yoğun sinyale alacağız.


Yine bu bölgede, şu anda pek çok bölgede yaptığımız gibi elektrik santrallerini, trafoları da hedef alacağız. Elektriksiz bıraktığımız yığınlar arasına yüzlerce milyon kişiyi daha ekleyeceğiz. Yine bu bölgede, Ankebut Ağı ile doğrudan ya da dolaylı yollardan bağlantılı olan bütün şirketleri, fabrikaları, imalathaneleri yoğun sinyale alacağız. Sadece bir kaç gün içinde bile yüzlerce milyar dolarlık zarara sebep olacağız.

Sonra da yayınlar yapacağım ve “Haydi Türkiye’nin, İstanbul’un karşısında durun da sizi görelim. Haydi bu bizim bölgemizde her türlü pis işlere, kara ve kanlı işlere devam edin de sizi görelim. Bizim iç işlerimize karışın da sizi görelim. O kara ve kanlı paralarla Ankara’yı daha uzun süre fonlayın da sizi görelim” diyeceğim.

Ayrıca şu andan itibaren Türkiye’de faaliyet gösteren Rusya ve Çin diplomatlarını, casuslarını, kara paracılarını, biyonik robotlarını, her türlü mekanlarını çok ama çok ağır sinyale, bu güne kadar görülmemiş seviyede sinyale almaya başladık.

Bundan sonra Türkiye’nin Çin’i taşımasının bir manası yok. Çin’in kısa sürede parçalanmasını, orta vadede ise yok olmasını sağlayacağız. Uzun vadede ise lanetle anılmasını sağlayacağız.

Bundan böyle, her kime fırsat ve mühlet veriyorsak, çok çok kısa süreliğine vereceğiz ve baktık ki kullanmayacak, son darbeleri de vurup ezip geçeceğiz. Şu anda dünyayı bile tersine döndürebilecek güce sahibiz. Galaksiler toplanıp gelseler bile Ankebut Ağını elimizden alamazlar. Yerin altındaki ve üstündeki satanist pislikleri elimizden alamazlar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Yeter artık…


Dünyayı örtülü şekilde işgal etmiş olan uzaylı şer kuvvetlerin merkez üslerinden biri de Avustralya…

Dünyayı bu örtülü işgalden ve sömürüden kurtarmak isteyen herkesin öncelikli düşmanlarından, hedeflerinden biri de Avustralya…

Avustralya kendi içinde gerekli kavgayı şu ana kadar yapamadı. Şimdiden sonra da yapamazsa, Ankebut Ağından çıkamazsa, dünya insanlığı gerekeni Avustralya’ya yapacak.

Dünya insanlığının kurtuluşu maksadıyla, ayrıca Avustralya halkının da kurtuluşu ve hakiki hürriyetine kavuşması maksadıyla, Avustralya’ya askeri operasyonlar yapılacak. Vakti geldiğinde bunu Türkiye ve gerçek müttefikleri yapacak.

Avustralyanın yeraltı ve yer üstü kaynakları, dünya insanlığının hizmetine, faydasına sunulacak.

Çok çok gelişmiş sistemleri, günümüzde bile “uçuk” görülen teknikleri kullanacağız ve Avustralya kıtasını Asya kıtasına karadan bağlayacağız. Aradaki çok uzun ve geniş bölgeyi kaya sağlamlığı ile dolduracağız. Dolayısıyla şu an o ara bölgede olan pek çok ada ve adacık da birbirine karadan bağlanmış olacak. Orada yepyeni bir hava, ortam, denge oluşacak. Oralar, insanlık düşmanı uzaylıların kullanamadığı yerler olacak. Oralara da insanlık, adalet, iyilik, eğitim, ahlak, maneviyat gidecek.

Oralarda insanların, hayvanların ve bitkilerin genetik kodlarına daha fazla müdahale etmelerine de mani olunacak. Avustralya’dan Asya’ya kadar olan bölgedeki bütün insanlar maddi ve manevi tehlikelerden korunmuş olacak.

Biz yukarıda rahat edemeyeceksek, onlar aşağıda rahat edemeyecekler. Onlar, yukarıdaki devletleri ve toprakları keyiflerince yönetemeyecekler. Yeryüzünde insanlara keyiflerince sinsi saldırılar yapamayacaklar. Sağlığı, genetik kodları, toprağı, hayvanatı, denizleri, balıkları mahvedemeyecekler.

Dünya genelinde boğazları ve kanalları nasıl kapattıysam, şu andan itibaren yerin altından üstüne araçlarla çıkmaya yarayan bütün geçitleri hedef alıyorum ve kapatıyorum. Hepsini kapatıyorum. Yananın, düşenin, parçalananın canı cehenneme… Suçlusu ben değilim, kendileri… Ben, bir savunma refleksi sergiliyorum, saldırmıyorum.

Bundan sonra da akıllı olmazlarsa, özellikle Türkiye ve çevresine dair hedeflerimin karşısına dikilirlerse, yerin altında nefes almaya yarayan, hayatta kalmaya yarayan, su içmeye yarayan, tedavi olmaya yarayan, enerji kaynağı olan, bir şekilde hayatiyeti devam ettiren bütün sistemlerini, teknolojilerini, kanallarını, araçlarını, teknik adamlarını, suni güneşlerine kadar her şeylerini hedef alacağım. Bir günde onlarca milyar uzaylının feci şekillerde ve topluca öldüğünü duysam, on saniye bile kafama takmayacağım.

Yeter artık… Bu dünyada kimsenin kimseye karşı şeytanlık yapmasına izin vermeyeceğim. Senelerdir nasihattan anlamayanların ve inatlaşanların, bu dünyada yerin altında da üstünde de yaşamalarına izin vermeyeceğim. Şeytanlaşanların yaşayacağı tek yer var, cehennem…

Havamızla oynanıyor… İklimimiz oyuncak olmuş… İçme sularımız yerin altına doğru çalınıyor. Denizlerde balıklarımız ve diğer deniz canlıları yok ediliyor. Laboratuvarda hususi balık türleri geliştirilip de denizlerimize bırakılıyor ve denge alt üst ediliyor. Yoğun gaz salınması ve ısının artırılmasıyla denizlerimizde kasıtlı olarak müsilah oluşturuluyor. Ormanlarımız yakılıyor. Ekinlerimiz tarlalarda kurutuluyor. Besi hayvanlarımız topluca ya da tek tek öldürülüyor. Türlü virüsler kasten yayılıyor. Değişik bir grip virüsü yayılsa, pandemi ilan edilmek ve yine organ hasadı yapılmak isteniyor.

İnsanlarımızın genetik kodlarına saldırılıyor. Çocuklarımız, genç kızlarımız, kadınlarımız kaçırılıyor. Devletletimizin idaresine sızılıyor, devlet kurumlarımızla bile kara ve kanlı para işleri yapılıyor. Nerede vicdanlı ve iyi bir dünya insanı kalmışsa, kendi devleti o kişinin üzerine yıkılıyor. Zulmün ve vahşetin bu seviyesinde kurtlar, kuşlar, börtü, böcek bile feryat ediyor. Zaten arılar bile kasıtlı olarak yok ediliyor. Sonra bir şeyleri düzeltmek istiyormuş gibi görünen Bill Gates, Elon Musk ve benzerleri dünya insanlığına dayatılıyor. Acımasızca bir daha, bir daha vuruluyor.

Zulüm arşa varmış, yeryüzünün her yerinde feryat figan kopuyor. 12 yaşında kızların on milyonlarcası fuhşa zorlanıyor. Organ kaçakçılığı uçuk bir seviyeye varmış, kimsenin can ve beden güvenliği de bulunmuyor.

Dünya cehenneme çevrilmiş ama bunu yapanlar arasında asıl taraf olan uzaylılar, yerin altında sorunsuzca yaşayacaklar mı?

Bütün bu yaptıklarına devam ederek ve yanlarına kâr kalarak, cezalarını çekmeyerek hayatlarına devam edecekler mi?

Öyle bir dünya yok… Etme, bulma dünyası bu dünya ve bundan sonra kana kan, göze göz, dişe diş, sivile sivil, kadına kadın, çocuğa çocuk, su kaynağına su kaynağı, enerji kaynağına enerji kaynağı, gıda kaynağına gıda kaynağı… Bundan sonra böyle ve vebal bizde değil, biz kendimizi savunacağız ve düşmanlarımız kendi sonlarını belirlemiş olacaklar. Hepsi bu… Bütün dünya yanacak yıkılacak olsa bile bu şeytani sistemin daha fazla devam etmesine asla izin vermeyeceğim.

Yakmaya başlıyorum bu dünyanın altını ve üstünü… Gücü yeten haydi mani olsun da göreyim.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

..

Brezilya’yı beş parasız bırakacağım

Krizlerden krizlere savuracağım. Kara paraları iyice keseceğim. Açlıktan yaprak, böcek, toprak yiyecekler. Hastalıklardan hastalıklara sürüklenecekler. Toplu toplu ölecekler. Harplere darplere sürükleyeceğim. Brezilyalılar açlıktan ötürü öyle hallere düşecekler ki o uşaklık ettikleri Amerikalıları bile yiyecekler. Ordudaki kara paracı subayları yiyecekler. Hükumetin mensuplarını yiyecekler. Lula da Silva’yı bile yiyecekler. Brezilya’ya öyle şeyler yapacağım ki Ankebut Ağı Brezilya’ya karşı o kadar acımasız olamamıştır.

Şunları kızarak yazdığım zan edilmesin. Son derece sakinim, gülerek yazıyorum. Ben Brezilya’yı Bolsonaro’yu yıkmaya karar verdiğimde zaten silmiştim. Lula’yı da yıkacağım. Sonra gelenleri de yıkacağım. Brezilya’yı görülmemiş bir hızla çökerteceğim. Şu anda bile meteliğe muhtaç hale düşürdüm onları… Kara paralar çok kesildi ve yolun sonuna zaten gelmek üzereler…

Böyle her şeyiyle pislik sarmış bir ülkeyi zaten benim ittifakımda görmek istemiyorum. Orayı okyanusa mı sokar çıkartır da paklarım ya da ateşlere mi atıp paklarım, şu anda emin değilim ama bir şekilde temizleyeceğimden eminim.

Benim bir yeri temizlemem için, oranın hükumetinin ve halkının temizlenmeyi istemesi gerekmiyor. Brezilya diye bir ülke, şu anda bile kalmadı. Görüntüden ibaret varlıkta duruyor. Üflense yıkılacak bir vaziyette…

Ankebut Ağının da böyla kara para ülkelerine destek verecek, onları ayakta tutacak gücü, teşkilatı, adamları, paraları kalmadı.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi