Sinan Ateş cinayetinin arka planı

“Böyle olmasını istemedim. Bu haksızlık, Sinan’ı (Ateş’i) vurdular.”

“O yaptı, yapma dedim, yalvardım. Bahçeli’nin belgelerini yayınlayacaktı.”

“Onu sistem öldürdü. Bahçeli ve Tayyip bir oldular. Allah belasını versin hepsinin…”

“Söyledim ona, bu belgeler sende diye kimseye deme dedim. Öğrenmişler…”

“O karısı, karısı yaptı. Şeytan…”

(Sözde siyasi partilerden birinde, genel başkan baş danışmanı olan bir kişinin konuşmasından bir kısım bu…)


Meral Akşener hatta Mustafa Destici bile Sinan Ateş cinayetinin içinde…

Sağ siyasi partiler diye bilinen partilerin neredeyse tamamı bu cinayetin bir şekilde içinde… Karışmayanı bile biliyordu ve tasvip ediyordu.

Meral Akşener de Sinan Ateş’in yaşamasını istemiyordu. Kendisine ayak bağı olacağını düşünüyordu. Ayrıca kendisini ifşa edeceğinden endişe ediyordu. Sinan Ateş’te, sağ eğilimli tabanı kendisine çekme potansiyeli gördüğü için de ölmesini istiyordu. Mafya Anası Meral Akşener, her türlü kara para işleri bir anda ifşa olacak diye de korkuyordu.

Sinan Ateş, ömrünün son 13-14 ayı içinde çok sayıda delil elde etti ve biriktirdi.

Sinan Ateş’i karısı ve ayrıca Sedat Peker ispiyonladı.

Sinan Ateş’in mücadelesi, Tuğrul Türkeş’i de büyük tehlikeye düşürüyordu. Sinan’ı satanlar, Tuğrul’a da haber uçurdular.

Tuğrul, ben onu şamarlayıp siyasi sahadan devirdikten sonra da hiç rahat durmadı. Malum ülkelerin sözde büyükelçilerinden talimatlar alarak sahaya yayma ve sahayı yönlendirme işini bırakmadı. Zaten piyon Tayyip’in koluna girerek, o haini devletin başına hukuksuzca taşıyanlardan biri de Tuğrul… Tuğrul bunu CIA ve MOSSAD için yaptı. Bu hususta Cüneyt Zapsu’dan çok geri kalmadı.

Yıllar önce de ifşa etmiştim ki Tuğrul Türkeş’in Devlet Bohçalı ile kavgası da bir danışıklı dövüştü. Sinan Ateş’in nelerle meşgul olduğuna emin olan Tuğrul, süreç boyunca çok şeyler yaptı.

Devlet Bohçalı ile de görüştü. Sorunu israil’e de bildirdiler.

Sinan Ateş’in karısı, ailesinden gelen derin bağlantıları olan bir kişi. Kara para işlerinin, ihanet işlerinin içinde olan bir kişi. Kadının soyunun bir yanı gizli Ermeni, diğer yanı gizli Yahudi… Tıpkı Türkeş ailesi gibi…

Sinan Ateş, bataklıkta yetişmiş bir kişi…

MHP ve ülkü ocakları içinde yükseldikçe üst üste şoklar yaşadı. Hep insan kalan bir yanı oldu ve bazı işlerde geri durdu.

Bu hali onu hep baskı altında tuttu. Dışlandı, uzaklaştırıldı.

Teşkilatta gördüğü ciddi sorunları Bohçalı’ya anlatıyor, düzeltilmesini istiyordu. Düzeltilmeyince tekrar da anlatıyordu. Bohçalı artık o konuşunca dinlemiyordu bile… Bohçalı Sinan’dan tiksinir olmuştu.

Sinan da Bohçalı’nın gerçek yüzünü iyice gördükçe ondan tiksinir olmuştu. Bohçalı’nın teşkilattaki yakışıklı gençlere kanca takan bir ibne olduğunu da öğrenince büyük sarsılmıştı.

Sinan, teşkilatın üst isimleri arasında çocuk pornografisinin çok çok yaygın olmasını da hiçbir zaman kabullenmedi ve bundan çok tiksindi.

Sinan, ülkü ocaklarının da içinde bulunduğu çetelerin… Bebek, çocuk, genç kız ve kadın kaçırdığını gördükçe bunları tasvip etmedi, vicdani sıkıntıları hep yaşadı.

Acil organa ihtiyaç olunca, sözde mültecilerin haricinde, hastahanede ameliyat olacak kişilerin kasten öldürülmesine ve o sırada bazı iç organlarının alınmasına da tahammül etmek istemedi.

Para karşılığında böbrek bağışçısı olan gönüllülerin de ameliyat masasında kasten öldürülmesine vicdanı izin vermedi.

Mültecilerin çocuklarının ve kızlarının kaçırılarak Adana İncirlikten kalkan uçaklarla ve bir yanda da organlarla, İsrail’e gönderilmesini içine sindirmedi.

Sinan, yıllardır Akademi Dergisini, yayınlarımı takip ediyordu ve çok tesirleniyordu. Bu yayınlarla ve bu mücadeleyle de güç ve yön buluyordu.

Tuğrul Türkeş’in İngiltere ile de doğrudan bağlantıları var.

Tuğrul’un Çin ve Kore’nin güneyi ile de bağlantıları sağlam. Lakin en kuvvetli bağlantıları batıdakilerle… Kore’nin güneyi de zaten cehennemi hale gelmiş bir yer. Orada insanlığı bile çoktan öldürdüler. Her şeytanlık orada…

Tuğrul’un soyunun bir yanı da Çingene… Kendini daha çok Yahudi sayıyor, görüyor.

Tuğrul, Doğu Perinçek ile de sıkı paslaşıyor, her türlü kara para, vahşet, terör, ihanet işlerinde… Pek çok yönden Perinçek’in iplerini elinde tutuyor.

Sinan Ateş cinayeti sonrasında Doğu’nun paniklemesinin bir sebebi de bu bağlantıları…

Bu kadar pis iş yapılırsa, orada Adnan Oktar’ın ve çetesinin bulunmama ihtimali yok. Bütün bu pisliklerde Adnan Oktar ve çetesi de var. Tuğrul da Adnan’la ve Adnancılarla sıkı paslaşıyor.

Sinan, Bohçalı’yı harcayınca, aynı zamanda Tayyip’i de harcamış olacağına inanıyordu. Ülkü ocaklarını toparlayabileceğine, kısa sürede büyük bir siyasi yükselme imkanı bulunabileceğine, ülkenin gidişatının değiştirilebileceğine inanıyordu. Sinan Ateş cinayetinde Tayyip de var.

Sinan Ateş cinayetinde de Bohçalı, Soysuz’u kullandı. Bu cinayette ilk kademede görünen organizatörlerden biri de Soysuz… Lakin Devlet Bohçalı, Semih Yalçın, Şenkal Atasagun, Tayyip ve daha onlarca kişi bu cinayet suçunun içinde… Onlardan yol İngiltere’ye, ABD’ye, İsrail’e de uzuyor. Sinan Ateş cinayetinin, milletler arası yargılama gerektiren kısımları da var.

Sinan Ateş, “İçinde bulunduğum davadaki tezatlar, sorunlar, kafamı hep kurcaladı. Hayatımı hep zorlaştırdı. Önceleri ihtilaf halinde olsam da takip ettikçe mfs’nin yayınları bana hep doğruları gösterdi.” diyordu.

“Mfs’nin bazı yayınlarını okudukça şüphelere düştüm. Sonra sorguladıkça ve araştırdıkça doğruları öğrendim.” diyordu.

Sinan, bedeli her ne olursa olsun, planladığı hamlesini yapacaktı. İtirafçı olarak yargılanmayı da göze alıyordu.

Sinan “Her yerde, Ülkücü hareketin bilmediği ve Bahçeli’nin emrinde olan torbacılar var.” diyordu.

İran’dan, Irak’tan, Suriye’den gelen sevkiyatların Ülkücü hareket üzerinden yapıldığını anlatıyordu. Her türlü uyuşturucu ve silah, ayrıca insan ve organ kaçakçılığı yapıldığını anlatıyordu.

Sinan ile eşi, emirle evlendirilmiş kişiler/di. Sinan’ın, bu hayatta eşini seçme hakkı bile olmadı.

Buğra Kavuncu da Tuğrul Türkeş ile paslaşanlardan…

Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında, öncelikli olarak Buğra Kavuncu ifadeye alınsa, ciddi bir sorgulama yapılsa, peşi iplik söküğü gibi yine çözülür. Sürecin devamında Türkiye’de hiç siyasi parti, siyasi lider kalmaz. Bunların hepsinin üst isimleri de toplanıp alınır. Mevcut İngiliz dayatması rejim de yıkılır.

Her pisliği, her ihaneti bir arada yapıyorlar. Ekranlarda birbirleriyle atışıyorlar. Sürekli danışıklı dövüşüyorlar.

Buğra Kavuncu, Çin mafyalarındaki pislikler kadar acımasız ve şeytanlaşmış bir pislik…

Karışmadığı pis iş yok. Organ işlerinin de içinde… Nerede bir pis iş varsa hemen gidip bulan, dahil olan, pislikten ve kandan beslenen bir şeytan.

Dağda PKK teröristlerinin arasında da bulunduğu ve çok sayıda mehmetçiğimizi şehit ettiği de konuşuluyor sahada…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bir Yorum Yazın