Ziraatte piramid devrine hızla geçmeliyiz

Her gün aleyhimize işliyor. Türkiye’nin iklimine, havasına, toprağına, bitkilerine, insanlarına saldırılar artarak devam ediyor.

Temsili resimler kullanarak anlatacağım…


Türkiye’de, Suriye’de, Irak’ta, Güney Azerbaycan’da, ziraata elverişli olan hatta çok verimli olan topraklarda ve ziraata elverişli olmayan topraklarda, piramid sistemine geçmeliyiz.

Bahsettiğim sistemde, yerin üstünden bakılınca kocaman ve piramit şekilli bir çatı görünecek. Yapının çoğu kısmı şeffaf malzemelerden yapılıp güneş ışınlarını içine geçirecek.

Lakin içine girilince anlaşılacak/görülecek ki içinde ters bir piramit gibi duran bir yapı/kısım/boşluk olacak. Bu kısım, zemin hizasından içeriye, metrelerce aşağıya doğru giden bir şekilde olacak. Kapılardan içeri girilince hemen aşağı doğru giden merdivenler/basamaklar olacak.

20×20 mt, 40×40 mt, 60×60 mt. ya da daha büyük boylarda birkaç standart boy olacak.

Neredeyse her parçası fabrikada ve seri imalat bantlarında imal edilecek. Tarla ya da verimsiz arazide hafriyat yapılacak, çıkartılan toprak kenara konacak. Sonra kazılan yere birkaç TIR’la malzemeler götürülecek. Uygulama sahasında sadece bir gün içinde her şey yapılmış, tamamlanmış olacak. Bu piramitler doğru malzemelerle seri imal edildikleri için hem uygun fiyatlı hem de uzun ömürlü olacaklar.


Kocaman piramitlerin, toprağın içine doğru uzayan kocaman kısımlarında, şu resimdekine benzer sistem/basamaklar olacak.

Kapıların iç kısımlarından başlayarak, aşağıya, merkez noktaya kadar, dört bir yandan basamaklar inecek ve bunlar merkezde birleşecek.

Bu basamakların üzerinde, kolayca saksıları yerleştirmeye ve kaldırmaya yarıyacak ek detaylar, sistemler de olacak. Küçük çelik bilyeler bunların yüzeylerine de sabitlenebilir.

Temsili resimdeki saksı konacak basamaklar, yukarı doğru gidiyorlar ve en geniş kısmı en altta… Tarif ettiğim sistemde ise en geniş yer yeryüzü seviyesinde olacak, en dar yer ise en aşağı/dip kısımda olacak.

Böyle derine, dibe doğru giden bir tarz kullanıldığı için, kulanılan yüzey alanı ve bir tarladan alınan mahsül sayısı çokça artacak. Tarlada hafriyat yaparken çıkartılan toprak da saksılarda kullanılacak.

Ayrıca, yerin üstüne kalan piramit kısmı soğuk ve sıcak havayı keserek içeride ideal sıcaklığı sağlayacağı için bir yıl içinde yapılan hasat sayısı artacak. Yaz ya da kış demeden türlü meyveler/sebzeler yetiştirilebilecek.

Aşırı sıcaklar, aşırı soğuklar, yağışsız geçen zamanlar, aşırı yağışlar, fırtınalar, dolu yağışları, sel baskınları, yoğun kar yağışı, topraktan ve havadan gelen haşerat, domuzlar, ekinlere dadanan kuşlar, uydulardan ekinlere/tarlalara gönderilen zararlı sinyaller, sorun olmaktan çıkacaklar.

Alt piramit kısmı, topraktan gelen her türlü zararı önlediği gibi, üst piramit kısmı da havadan ve yeryüzünden gelen her türlü zararı/zararlıyı önleyecek


Daha iyi anlaşılsın diye yine temsili resimler kullanıyorum.

Bahsettiğim usul/teknik, arenalara benzeyecek. Farkı şu ki yeryüzü seviyesinden yukarı doğru değil, aşağı doğru inecek. En dip noktası, en dar yeri olacak.

Bu usul yapılırken, beton kullanılmayacak. Ana taşıyıcı kısımları paslanmaz çelik olacak. Saksı konacak basamakları ise türlü türlü malzemeden yapılabilir. Hafif, sağlam, uzun ömürlü ve düşük maliyetli pek çok alternatif var.

Bu usul sayesinde üst piramitten içeri girecek güneş ışığı bütün saksıların üzerine düşecek. Raflı sistemlerde bu mümkün değil.

Yine üst piramit kısmın iç duvarlarına konacak olan su püskürtme vanaları sayesinde içerisi gerektiğinde sulanacak ve sular bütün saksıların üzerine düşecek. Yani içeride suni bir yağmur yağdırılacak.

Sulama sonrası taşan sular ise kısa sürede en aşağıya, en dar ve sivri kısma toplanacak. Sistem bu suları tekrar toplayarak ve su haricindeki şeyleri süzüp arıtarak, tekrar sulama tankına aktaracak. Su israfının da önüne geçilecek.

Bu piramid tekniği sayesinde bitkilerde hastalık da görülmeyecek. Bitkilerin yetişme süresi kısalacak. Meyve ya da sebzelerin sağlığı yükselecek. Ziraat ilaçlarına hiç ihtiyaç kalmayacak. Her kısımda büyük bir iktisat ve kâr sağlanacak.


Üst piramid kısmının dış yüzeylerinde, yağmur suyunu ve düşen çiği/kırağıyı toplayıp sulama tankına gönderen detaylar olacak.

Bunun haricinde üst piramitin en tepesinde uygun büyüklükte bir rüzgar türbini de olacak. Bu türbinlerden her piramid sistemin tepesinde birer tane olacağı için, geniş arazisi olanlar, onlarca piramid ve onlarca rüzgar türbini sahibi olacaklar.

Bu rüzgar türbinlerinden elde edilen enerjiyi piramidlerin içinde, isterse akşamları bitkileri birkaç saat daha ek aydınlatmada, sulama motorunda, isterse yakındaki evinde/evlerinde kullanabilecekler. İstenirse dış piramidin dış yüzeyinde birkaç şerit halinde verimli güneş enerjisi panelleri de çekilebilir. Bu, içeriye yeterli güneş ışığı girmesine mani olmaz.

Piramit seraların rüzgar ve güneş ışığı sayesinde ürettiği elektrik sayesinde, evlerde kullanılan nem alma cihazlarındaki sistemle aynı sisteme sahip “havadan su toplama” cihazları çalışacak. (Bu sistemi yıllardır anlatıyorum. Geçmiş yayınlara bakılabilir) Hiç su kaynağı bulunmayan, hiç sulama imkanı bulunmayan yerlerde bile hatta çöl şartlarında bile bu piramit tekniği ile kusursuz şekilde havadan su toplanabilir ve ziraat yapılabilir. Lakin toprağın, havanın, bölgenin şartlarına göre doğru malzemeler seçilmeli…

Kocaman piramit sistemler tarlalarda ya da kurak arazilerde dip dibe konulmayacağı, daha verimli olması için aralarına boşluk bırakılacağı muhakkak… İşte o arada kalan boşluklara da kocaman, yerin altına metrelerce uzayan su depoları konulacak. O depolar tamamen toprağın altında kalacaklar. Yazın içlerindeki su ısınmayacak, kışın donmayacak. Çok doğru ve tasarruflu malzemelerden yapılacaklar. Isı yalıtmaları kuvvetli olacak.

Bu su/sulama depolaları, yağmur sularını da çiği de havadan su toplayan cihazın ürettiği suyu da içinde muhafaza edecek.

Bu öyle bir sistem ki şehirlerde de sorunsuzca kullanılabilir. Evlerinin büyük bahçeleri olanlar da mesela 10×10 mt boyunda, seri imal edilmiş piramit seradan sipariş edecekler…

Öncesinde bahçelerini 10×10 mt genişliğinde 3 mt derinliğinde kazdıracaklar. Sipariş verilen firmadan iki çalışan, yanlarında piramid seranın bütün parçaları bulunduğu halde gelecekler ve gün içinde piramid seranın her kısmını yapıp/takıp bitirecekler.

Çünkü bu piramid seraların her bir kısmı hazır imal edilmiş, birbirine kolayca geçen/birleşen, birkaç vida sıkmaya kalmış şekilde olacak. Büyük bir çadırı kurmaktan biraz daha zor olacak bunları kurmak.

Üstelik bu usulle, ev halkının, sebzeler, meyveler yetiştirirken her gün saatlerce zaman ayırması da gerekmeyecek.

Bir aile, ihtiyaç duyduğu sebzelerin tamamını ya da büyük çoğunluğunu kendisi kolayca yetiştirebilecek.

Satın alma ve kurulma masraflarından sonra, onlarca yıl boyunca kullanılırken hiç yüksek masraflar çıkmayacak karşılarına…

Şehir içlerine kurulan piramid seralar da şehrin elektrik ve su şebekelerinden beslenmeyecekler. Bölgede yeterli rüzgar ve güneş ışığı varsa, aksine olarak evin su ve elektrik ihtiyacı şehir şebekesinden alınmaz/karşılanmaz olacak. Ev halkı elektrik ve su faturası ödemez olacak.

Piramit şeklinin haricinde, tamamen çember/daire şekilli seralar da üretilebilir. Yine yerin içine doğru basamaklı olurlar. Çember şekilli seraların, toprağın üstünde kalan çatı kısımları da çember şekilli bir yarım küre şeklinde yapılabilir.

Çember şekilli sera yapılacak olursa, tek bir noktadan hareket eden ve yerinden ayrılmayan bir kişi, bütün basamakların üzerini tamamen saksılarla doldurabilir.

Farklı uygulamalar da olabilir. Piramit seranın, yer üstünde kalan bütün kısımları önce ısı yalıtması yüksek ve tasarruflu bir malzemeden yapılır. Sonra dış yüzeylere güneş enerjisi panelleri döşenir. Sonra da onlarca yerinde küçük ve çember şekilli delikler açılır. Oralara da daha önce anlattığım, ışığı içeri aktaran ama soğuğu aktarmayan sistemlerden konulur. Piramidin tam tepesine de sanki su toplarmış gibi duran ama aslında ışık toplayıp içeri aktaran bir ters piramit şekilli parça konulabilir. Ya da güneş merceklerinden bir tane konulur.

Neticede, gün boyu paneller elektrik üretirken, içeriye de gün ışığı aktarmak mümkün olur. Yine de ışığı yetersiz görenler olursa, üretilen elektriğin çok çok az bir kısmını, piramitin içini led lambalarla aydınlatmak kullanabilirler.

Gelelim en güzel yerine…

En basit şekilde anlattığım bu sistemi mühendislerinize gösteriyorsunuz. Onlar doğru malzemeler, doğru birleştirme sistemleri, doğru boylar ve diğer teknik detaylara da dikkat ederek size piramit seralar yapıyorlar…

Sonra onlara “Bunun deniz için olanını da yapın” diyorsunuz ve oyuncak yapar gibi kolayca yapıyorlar.

Denizin içinde kalan kısmı ters piramit şeklinde olacak. Denizin üzerinde kalan kısmı düz piramit şeklinde olacak.

Güneşten ve rüzgardan bol bol elektrik üretecek. İçinde ise bol bol ve sağlıklı bitkiler yetiştirecek.

Bunlardan peş peşe imal ederek denize ya da büyük göllere salmaya başlayacaksınız. Birbirleri arasında da zincir, su borusu ve elektrik kablosu bağlantıları yapacaksınız. Sonra kocaman alanlarda hem çok yüksek sayıda bitki yetiştirecek ve satacaksınız. Hem de çok yüksek elektrik enerjisi ve bol su üreterek satacaksınız. Aradan kaynamasın, koca piramitlerin içine birer tane arı kovanı koyarsanız, bol bol da bal üretir satarsınız.

Bu piramitlerin içindeki arılar kışın ölmezler, kovanlarına da çekilmezler ve bal üretmeye devam ederler. Çünkü piramitlerin içinde yaz-kış farkı kalmayacak. Yazın da kışın da ideal ısı olacak. Işık da su da bol olacak. O halde sorun kalmayacak. Proteini yüksek bitkiler ekerseniz, arılar çiçeklerden çok onları severler, bol ve kaliteli bal yaparlar.

Daha önceki deniz platformu projesinde anlattığım, batmazlık özelliği kazandıran çelik balonlardan bu işte de kullanabilirsiniz. Bir yanı en az 20 mt genişliğinde olacak bu piramitlerin dört yanına batmayan çelik balonlar koyarsınız. Onlar hem dalgalarda da sallanırlar ve ayrıca elektrik üretirler. Geceleri güneş ışığı olmadığı için, piramitlerin üst zirve noktalarında rüzgar türbinleri ve yanlarındaki çelik balonlar sayesinde geceleri de elektrik üretebilirsiniz.

Piramit şekilli deniz seralarını tekrar karaya çekmek, bunların içindeki saksıları alıp yani hasat yapıp yeni saksılar koymak, mesele bile değil… Bunun da türlü türlü yolunu kolayca bulabilirsiniz.

Şu Türkiye’de hala Akkuyu’da nükleer santrale para harcamak, parayı çöpe atmak demek. Türkiye’nin nükleere hiç ihtiyacı yok ve Akkuyu’yu nükleer santral olarak da kullanmayacak, Ruslardan alacaklarını da alacak.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bir Yorum Yazın