Kurt değildi onlar…


Eyyub peygamber, Ankebut Ağının seferberlik halinde kendisine yaptığı metafizik saldırılar nedeniyle, o meşhur rahatsızlıkları yaşadı.

Kendisi çok zengin bir peygamberdi. Çok büyük tarlaları, çok fazla sayıda besi hayvanı, çok yüksek sayıda çalışanı, güzel güzel evlatları vardı. Hepsine de Ankebut Ağı kastetti. Onun besi hayvanlarına bile metafizik ve teknolojik saldırılar yaptılar. Şam civarındaki geniş tarlalarına ve ekinlere de sürekli saldırdılar. Çalışanlarına da ayrıca metafizik saldırılar ve büyüler yaptılar ve uzaklaştırdılar. Neticede kısa sürede Eyyub aleyhisselamın işini, gelirini, düzenini bozdukları gibi, çocuklarını dahi katlettiler.

İblis’in sistemine yani Ankebut Ağına mensup olup da dünyanın dört bir yanında bulunan satanistler, hiç merhamet etmediler. Her fırsatta seferber olarak Eyyub peygambere eş zamanlı metafizik sinyaller göndermeye devam ettiler ve kendisini de öldürmek istediler. Eyyub peygamberin, İsrail oğullarından bir peygamber olduğunu da umursamadılar.

Aralarından büyücü olanlar çok ağır büyüleri eş zamanlı olarak yapıyorlardı. Eş zamanlı olarak üzerinde on binlerce, bazen yüzbinlerce büyü birikiyordu. Bunlara karşı sürekli okumalar yapıyordu. Bütün bunların haricinde, metafizik sinyaller yayan çok yüksek sayıda cihazla da kendisine saldırılar yapılıyordu.

Yine aynı zamanlarda çok sayıda satanist, masum insanları İblis’e kurban ettikleri ayinleri yaparak da Eyyub peygambere büyüler yapıyor, karanlık enerjiler gönderiyordu. Eyyub peygamberin ağır hasta olup vefat etmesi için, ayinlerde kurban ettikleri ya da edecekleri insanların bedenlerine işkence ediyorlardı. Bazısına elektrik veriyorlardı. Bazısına çiviler ya da kazıklar çakıyorlardı. Bazılarına ise deriyi ve eti çürütecek kimyevi maddeler döküyorlardı. Bazılarını vahşi hayvanlara parçalatıyor ve yediriyorlardı. Bazılarına dikişler ve düğümler atıyorlardı. Bazılarını yakıyorlardı. Bazılarının gözlerini oyuyorlardı. İnsanlık dışı her şeyi deniyorlardı.

Daha öncesinde binlerce hak peygamber, bu gibi toplu metafizik saldırılar sebebiyle kısa sürede şehit olmuşlardı. Eyyub peygamberin ömrü, yaşayacağı vardı. Eceller Allah’ın takdirindeydi ve Allah hayatta tuttu kendisini…

Eyyub peygamber, kelimelerle tarif edilmesi mümkün olmayan acılar yaşadı seneler seneler boyunca… Bunlar bir yandan dayanılamaz seviyede ruhi daralmalar iken, bir yandan da dayanılamaz seviyede bedeni ağırlıklar, sızılar, acılardı. Bir kere bile isyan etmedi.

Vücudunda gerçek manada kurtlar oluşmadı. İnsan gözüyle görülebilen kurtlar değildi onlar… Yoğun metafizik sinyaller ve çok ama çok yüksek sayıdaki büyüler, üstüne bir de metafizik sinyal gönderen cihazlar, artık Eyyub aleyhisselamın vücudunun atomlarına bile tesir ediyordu.

Bunun neticesi olarak vücudunun hücrelerinde de bağlantı sorunları oluşuyordu. Devamında da kan değerleri ve vücudunun salgıladığı diğer sıvıların/hormonların değerleri bozuluyordu. Bunun neticesi olarak vücudunun içinde istenmeyen mikro-organizmalar da oluşuyordu. Kurt denilen şeyler işte bu mikro-organizmalardı. Normalde bir insan bu gibi ağır metafizik saldırılara ve böyle ciddi vücut/sağlık sorunlarına bir gün bile tahammül edemez, ölürdü.

Yine büyüler ve sinyaller, bir zamandan sonra Eyyub peygamberin vücudunun sinir ağının normal çalışmasına mani oluyor, bu da vücudunu kontrol etmesine engeller çıkartıyordu. Hareket etmesi çok güçleşti ve bedeni çok yavaşladı. İş yapamaz, çalışamaz, geçim temin edemez olmuştu. Bedeninin kilitlenip kaldığı ve ibadetlerini bile yapamadığı zamanlar çok oldu ve uzun sürdü.

Çok kalabalık bir etrafı olduğu halde, zamanla herkes onu yalnız bıraktı. Öyle ki yakın akrabaları bile ondan uzaklaştı. Onun halini anlamak, kabullenmek istemediler. Büyük bir zenginlikten, büyük bir yokluğa düştüğü gibi, eş zamanlı olarak büyük bir yalnızlığa da düştü.

O süreçte yanında sadece eşi Rahime validemiz vardı. İblis, Rahime validemize de çok vesveseler verdi, tuzaklar kurdu. Onun kararını/duruşunu değiştirmek, onu da nefsine uydurmak, onu da Eyyub peygamberin etrafından uzaklaştırmak istedi. Lakin muvaffak olamadı. Bolluk ve sıhhat zamanında yanında olan Rahime validemiz, darlık ve hastalık zamanında da Eyyub peygamberi yalnız bırakmadı ve imtihanını kazananlardan oldu.

Zamanı geldiğinde, imtihanın bitmesi Allah tarafından takdir edildiğinde, Eyyub peygambere çok güçlü metafizik kabiliyetler verildi. Eyyub peygamber, Ankebut Ağının büyücülerini, medyumlarını, cihazlarını, araçlarını, siyasi liderlerini, kara paracılarını, ayincilerini, bütün sistemini topluca çarpmaya başladı. Bu süreçte Rahime validemiz de gücü yettiği kadar metafizik çatışmalara dahil oldu ve destek verdi. Sonra tekrar zengin/varlıklı oldular. Allah onlara yine güzel güzel evlatlar verdi. Ayrıca Allah onlara sağlıkla beraber gençlik de verdi.

Eyyub aleyhisselamın yaşadığı hallerin/rahatsızlıkların benzerleri, ahir zamanda, dabbetül arz zuhur ettiğinde, dünya genelinde, eş zamanlı olarak, çok ama çok yüksek sayıda insan şeytanında da görülecek. Söz konusu insan şeytanlarını tamamı ölecek. İlk zamanlarında vücutları çok yavaşlayacak/ağırlaşacak, sinir sistemleri sorunlar çıkartmaya başlayacak, kendilerine bakamaz ve sağlıklı beslenemez olacaklar. İşleri-gelirleri de bozulacak, şirketleri de batacak, çünkü bunlarla ilgilenemez olacaklar. Devamında tartışmalar artacak, kavgalar artacak, aileleri yıkılacak. Bazıları yatalak olacaklar, vücutlarında mikro-organizmalar oluşacak. Doktorlar hastalıklarına teşhis koyamayacaklar ve eceli/vakit geleni ölecek. Bazıları ise ilk andan ölüme kadar giden süreci birkaç saniye ya da dakika, bazıları birkaç saat içinde yaşayacaklar da ölecekler. Bazılarının vücutları bir çözelti gibi çözülecek, eriyecek de dağılacak. Kara kara sıvılara dönüşecekler. Anlatması uzun gider ama akıl almaz hadiseler yaşanacak.

Dabbetül arz yani hz. Mehdi, Ankebut Ağının binlerce senedir metafizik saldırılarla şehit ettiği on binlerce peygamberin ve sayısız masum insanın, ayinlerde katledilen zavallıların hatta çocuklarla bebeklerin intikamını da alacak. Ankebut Ağının mensuplarına dünyayı bile adeta cehennem yapacak ve sonra kalabalık gruplar halinde hepsini asıl cehenneme gönderecek.

Hazret-i Mehdi, kıyamete ramak kala zamanda yani ahir zamanda, alınması gereken bütün intikamları alacak. Kıyamet sabahı da İblis’i öldürecek. Hemen peşinden de kıyamet kopacak.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

“Ben sizin başınıza bir bekçi olarak tayin edilmedim.”
“Rezil edici azabın kime geleceğini ve kimin yalancı olduğunu yakında bileceksiniz.”

“Gözleyin. Şüphesiz ben de sizinle beraber gözlüyorum.”
“Zulüm edenleri ise o korkunç sayha yakaladı da memleketlerinde (bir anda ölerek) diz üstü çökekaldılar. Sanki orada hiç yaşamamışlardı.”
“İman etmeyenlere de de ki: -Elinizden geleni yapın, biz de yapacağız.”

“Bekleyin, biz de bekleyeceğiz.”
“Haydi, hepiniz bana toptan tuzak kurun, sonra da bana göz açtırmayın.”

“İşte ben, hem benim hem de sizin rabbiniz olan Allah’a dayandım.”

“Yeryüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki Allah onun perçeminden tutmuş olmasın.”

Bir Yorum Yazın