Suriye’de devasa çapta şeker pancarı işine girmeliyiz.
Suriye’nin, Türkiye’nin, Irak’ın ve bölgenin şeker ihtiyacının çok büyük kısmını buradan karşıladığımız gibi, dünya geneline de bol bol ihraç etmeliyiz.
Şeker pancarının posasıyla ve yeşil kısmıyla hayvan yemi üretmeliyiz.
Suriye’de araziler çok müsait. Çok düşük masraflarla yapılabilecek kapalı mekanlarda, büyükçe ve çok katlı saksılar kullanmak yoluysa çok kaliteli şeker pancarları yetiştirebiliriz. 1 birim mahsül alınabilecek araziden 15-20 birim mahsül alabiliriz. Üstelik az sayıda çalışanla, düşük işletme maliyetiyle, çok düşük riskle bunu yapabiliriz.
Temiz su ve elektrik enerjisi sorunumuz da yok. Suriye’nin çoğu yerinde artık terör sorunu da yok. Bu işe de hiç vakit kaybetmeden girmeliyiz.

Eş zamanlı olarak Suriye’de yer fıstığı işine gireceğiz. Bunu da devasa çapta ve yine kapalı mekanlarda, saksılı sistemle yapacağız.
Toprağı, suyu, nemi, havayı, gazı, ısıyı, ışığı, her şeyi istediğimiz gibi kontrol altında tutabileceğiz. Risk sıfıra yakın olacak. Senede en az altı kere hasat yapılacak. Her hasatta, bir birim mahsül alınabilen araziden hiç değilse 20 birim mahsül alınacak.
Ekme, sulama, hasat etme, her şey otomatik sistemlerle olacak ve düşük masraflar olacak. Zararlı ve zehirli ziraat ilaçlarına ihtiyaç kalmayacak.

Yer fıstığının yağı çıkartılacak ve bütün dünya geneline satılacak. Yemeklerde, salatalarda, ekmek yapmakta, her türlü unlu mamülde, gıda sanayiinde, her yerde bol bol kullanılacak.
Yer fıstığının posası çocuk mamalarında, gıda sanayiinde, kahvaltılıklarda v.b. kullanılacak. Yine yer fıstığının posası ve yeşil kısmı da hayvan yemi yapmakta kullanılacak.
Tek bu iş bile, temiz iş yaparak da büyük paralar kazanılabileceğini gözler önüne serecek.

Manyok işine de Suriye’den başlayacağız. Suriye’nin toprakları ve diğer şartları, devasa çapta manyok işi yapmaya da müsait.
Manyoğu da kapalı mekanda, saksılı ve raflı sistemle, tamamen otomatik şekilde yetiştireceğiz. Manyoktan çok sağlıklı ve kullanışlı un elde edeceğiz.
Böylelikle dünyanın un, yağ ve şeker ihtiyacının epeyi bir kısmını tek başına karşılayabilen bir Suriye olacak.
Bu işler Suriye’deki işsizlik, aşsızlık sorununun çözülmesine de büyük katkı sağlayacak.
Benim hassasiyetlerime uyabilen taraflar… Dinleri, lisanları, ırkları her ne olursa olsun… Suriye’ye devasa yatırımlar yapmaktan çekinmesin. Kimseye dininden, lisanından, ırkından ötürü baskı ya da haksızlık yapılmayacak. Suriye, İstanbul’un kanatları ve gölgesi altında… Tereddüte mahal yok.
Her hususta şeffaf oldum ve her şeyi açıkça yayınlayıp izah ettim. Bir sorunlu kısım var ama o da geçici bir sorun. Suriye böyle ayağa kalkmaya başlayacak, dünyayı şaşırtacak ve sonra dünyadan Ankebut Ağı tarafları bu işleri bozmaya kalkacak. Hususiyle Fırat nehri sayesinde yapılacak projelerden, kazançlardan rahatsız olacaklar. Bozmak isteseler de meşru müdahalelerle ve rekabetlerle bozamayacaklar.
Sonra askeri müdahale yapmaya çabalayacaklar. İttifakla ordularını bölgeye getirecekler. Lakin yayınlarda açıkça gördüğünüz gibi İstanbul o vakit kardeş Suriye’ye ordularını gönderecek. “Durun, buradan geçiş yok. Burada size yer yok. Sizin devriniz şimdi tamamen bitecek.” diyecek. Bedeller ödeyecek ama yine de Suriye’yi ve Suriye’ye yatırım yapanları ortada bırakmayacak.
Şimdiden ve tereddüt etmeden Suriye’ye büyük yatırımlarınızı yapın. İstanbul’a kimse diz çöktüremedi ve çöktüremeyecek.
Ben bir yandan bu gibi işleri de sevk ve idare ederken, bir yandan da Türkiye’de ve devamında onlarca ülke içinde temizlik işlerini organize edeceğim. Dünyanın siyasi, askeri, mali şartlarını/dengelerini, dürüstçe çalışarak, temiz işler yaparak büyük paralar kazanmak isteyenlere göre ayarlayacağım.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi