Arka planda ne var


Ankebut Ağı, iflasını çoktan açıklaması gereken Amerika Birleşik Devletçiklerini ayakta tutmak, iflasını ötelemek için binbir türlü oyun oynuyor. Dünyadaki etkili ve yetkili herkes, ayrıca basın ve medyadaki tecrübeli ve bilgili herkes ve ayrıca maliye uzmanları arasında işini iyi bilen herkes, bu sarsıcı gerçeğin farkında.

Lakin önümüzde kocaman bir soru işareti var. Ankebut Ağı, ABD’de hava şartlarını suni olarak mı ayarlıyor? Bundan bir menfaat mi elde ediyor? Şu akıl almaz soğukların ve karın arka planında dünyadaki bütün tarafları sarsacak ve gizlenen gerçekler mi var?

ABD’de halkın hareketinin azalması, alış verişin, harcamaların azalması mı isteniyor? İmalat gücü kalmamış, rekabet gücü kalmamış, parasının değeri kalmamış, yarınlar için ümidi kalmamış… Bu güne kadar yalan rüzgarlarıyla ve dünyaya yayılmış mason tarikatı sayesinde oyunlar oynayarak gerçekleri gizleyen ve yaşanacakları öteleyen ABD, artık daha büyük oyunlar mı oynamak zorunda?

Aynı şeyi o batak Çin de mi yapıyor? Olmayan bir virüsün, uydurma bir pandemisiyle, yüz milyonlarca insanı bilime, akla, hukuka ve tıbba aykırı olarak evlerine kapatmasının, bunda ısrarcı olmasının bir sebebi de bu mu? Hedeflerden biri de hareketi, alış verişi, tüketimi, harcamaları/masrafları azaltmak mı? Görünür şekilde iflas etmeyi ötelemek mi?

Üretemeden tüketen, çöker. Üretip satamayan da çöker. Nüfusu kalabalık olanlar, kısa süre öncesine kadar iyi üretim ve satış yapanlar ya da kara paralardan iyi beslenenler, bir anda satışlar ve kara paralar/gelirler büyük oranda kesilince kısa sürede çökerler.

Büyük topraklara ve yüz milyonlarca kişiden oluşan bir ülke nüfusuna sahip olmak, bir güç olmaktan çıkar da taşınamaz bir yüke döner.

Diğer Ankebut Ağı ülkelerinde de kara paralar çok azaldı, meşru işler de bozuldu ve oralardan ABD ile Çin’e akan musluklar da büyük oranda kesildi. İstanbul’u hafife alanlar, İstanbul’un iradesine karşı mücadele edenler, şimdi dilenecek kadar çökükler, bitikler.

Geç de olsa, diğer ülkeler akıllarını başlarına alsınlar ve asla İstanbul’un karşısına çıkmasınlar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bir Yorum Yazın