Şu Nurettin Canikli de Soysuz gibi…

Her türlü pisliği onlarca farklı somut delille çoktandı meydanda olduğu halde, toplumdan büyük bir nefret ve tepki yükselmesine rağmen, hiçbir şey yaşamadı. Karşısında devleti, adalet sitemini bulmadı. Aksine bütün kurum ve kuruluşları onu korumanın, sahada tutmanın yollarına baktılar.

Çünkü devletin bütün kurum ve kuruluşlarına gerçek bir paralel devlet olarak bu çift kimlikli ve omurgasız hainler sızdılar da kendilerine karşı işlemez hale getirdiler.

Şu ihanet teşkilatı, on seneye yakın süre karşımda gık bile diyemedi. Kendini en tepede gören Adnan Oktarcılar sadece benimle uğraşabildiler. Hep beraberce devletimin adliyelerini, savcılarını, polislerini, istihbaratçılarını, hakimlerini, ceza evi müdürlerini, hastahane baş hekimlerini ve hekimlerini, jandarma personellerini, herkesi seferber ettiler de yine de aciz kaldılar.

Oysa bana gelene kadar ne canlara kıydılar, kaç aileyi yıktılar, kaç masumu içerilerde çürüttüler. Kaçına iftiralarla, usulsüzlüklerle raporlar dayadılar. Vatana, millete hizmet etmek isteyen o masumlar, bunların gerçek kimliklerini ne yazık ki bilmiyorlardı.

Ben hangi davayı gizli Ermenilere, gizli Yahudilere, kara paracılığa getirdiysem, hepsi kilitlendi. Hakimlerin gizli Yahudi olduklarını yüzlerine vuruyorum diye isimlerini söyleyemiyorlardı.

Yazdığım itiraz dilekçelerinde “Sen de mi gizli Yahudisin? Nasıl ve neden hukuku ve tarih bilimini ayaklar altına alıyorsun?” diye rest çekiyordum. Çok sayıda dilekçem UYAP’a bile girmedi.

Bunların hepsini bu millet somut delillerle duyacak, görecek, anlayacak. Anlayacak bu ülkede terörün neden bitmediğini… Yoksulluğun neden bitmediğini… Neden her yeri mafyaların, organ kaçakçılarının, insan kaçakçılarının ve sözde mültecilerin sardığını…

Anlayacak neden her yeri fuhşun, uyuşturucunun, travestilerin, ibnelerin, arsızların, namussuzların, hırsızların sardığını… Anlayacak devlet gücünün onlara karşı neden kullanılmadığını…

Şu Canikli’de de organ, uyuşturucu, insan kaçakçılığı dahil her pislik var.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bir Yorum Yazın