
Şu Erbakancıların çok tuttuğu ve sözde ehl-i sünnet, itikadı düzgün hoca diye bilinen Cevat Akşit de gizli Ermeni…
İleri seviyede de büyücü…
Gerçek müslümanlar hep ezildiği dışlandığı halde onun oğlunun THY’de iyi yerlere gelmesi de gizli Ermeni oluşundan… Oğlunun başarıları olarak anlatılanlar da hep balon…
Bayraktar ailesi ve onların İHA’ları, SİHA’ları kadar büyük bir balon…

Murat Gezici, ısmarlama anket sonuçları hazırlayan çok sayıdaki gizli Ermeniden biri…





Bunun da soyunun bir yanında Yahudilk var ama Ermeni tarafı da güçlü…
Bunlar bile hep kriptoların dayanışması ile birden parlatıldılar. Ülkede Türk/İslam kültürüne çok büyük darbeler vurmakta da kullanıldılar. Yine de söndüler, varlıkta tutulamadılar.
Çünkü müzik ve film gibi sahalarda çok büyük paralar da dönüyor ve gizli Ermeniler, gizli Yahudiler ve diğer kriptolar, bu sahalarda sık sık gerçekten çatışıyorlar.
Şu Tarkan sönmesin, benzerleri yükselmesin diye toplamda kaç kişi öldürdüklerini biz hala netleştiremedik.
Kerim Tekin de gizli Ermeniydi ve Tarkan sönmesin diye öldürülenlerden sadece biriydi… Onunla sıkı paslaşan gizli Ermeni Tayfun Duygulu korktu, çok büyüyeceği halde önce geri durdu. Bir süre sonra tekrar yükselmeye oynadı ve o da trafik kazası geçirdi. Yaralı kurtuldu. Sonra bir daha asla gizli Yahudilerle bu sahalarda restleşmedi. Zaten onu kaza sonrası da rahat bırakmayın dünyayı başına yıktılar.








Şu vatan haininin had bilmez yazılarına karşılık verdim diye, malum ihanet sistemi işledi ve İzmir’de açılan bir davada bana Adıtürk’e hakaret ettiğim iddiasıyla hapis cezası verildi. Zaten haksız şekilde ceza evinde yatırılıyorken SEGBİS sisteminden bağlandım İzmir’deki mahkemeye…
Her zaman olduğu gibi konuşturmuyorlardı bile… Yine de iki dakikada bellerini bükecek savunma yaptım. “Deliller var” dedim, “Daha önce yargılandım beraat ettim” dedim, “Milli Eğitim onaylı kitaplarda bile bunlar var ve kaynaklara sadık kaldım” dedim. “Bilir kişiye gidilmesini talep” ettim.
“Kimse şahsa özel bir kanunla koruma altına alınamaz. Şahsa özel kanunlar anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Adıtürk ü koruma kanununun iptali için Anayasa mahkemesine müzekkere yazmanızı talep ediyorum” dedim. Kadının umurunda bile olmadı. Dinledi bu birkaç cümlemi ve sadece saniyeler sonra “Şu kadar yıl hapis cezası aldın. Yedi gün içinde itiraz edebilirsin” dedi. Skandalın ötesiydi… “Sizin adınız ne dedim” söylemedi.. Devamında “Adıtürk gibi sabetaycı gizli Yahudi misiniz de bu kadar somut delili ve bu kadar temel hukuk kaidelerini bile görmezden geliyorsunuz ve ilk duruşmada hapis cezası veriyorsunuz?” diyecektim. İsmini de veremedi.
Sayfalarca tutan ön itiraz dilekçesi yazdım. “Senin gerçek kimliğin ne? Bana hukuki zeminde geçerliliği olan bir gerekçeli karar tebliğ etmek zorundasın? Çok merak ediyorum gerekçeli karara tarih ve hukuk bilimlerine uygun ne yazabileceksin” dedim. Sonra o dava da kilitlendi…
Hepsi şebeke bunların…
Gözünün önünü görmeyen, en temel tarih ve lisan bilgisine bile sahip olmayan, kripto kimlikli olunca istediği gibi bu milletin değerlerine sövebileceğini zan eden Zahide Uçar çıkar, istediği gibi atar tutar ama bir gerçek müslüman çıkıp tarihi kaynaklarla gerçekleri anlatırsa, sistem hemen devreye girer…
Bu ülkede çok Müslümana çok zulüm ettiler. Sadece Türklere değil, Kürtlere de diğer Müslüman unsurlara da çok zulüm ettiler. Çok öldürdüler. Çok içerilerde çürüttüler. Çok iftiralar attılar. Çok yargısız infaz yaptılar. Çok kadınları, çok anaları ve çok evlatları ağlattılar. Sonra da kendilerini çağdaş, bizi çağdışı ilan ettiler. Yobaz ilan ettiler, gerici ilan ettiler. Bunları diye diye de bize her ihaneti ettiler.
Yemin olsun ki yanlarına bırakmayacağım.
Ben kırk kere dedim “Sahaya inmek istemiyorum. Bu haldeki bir ülkenin başına geçmem” diye… Siz beni dinlemediniz, her seferinde kibirlendiniz. Her seferinde bana inat işler yaptınız. Her seferinde Londra’ya kulluk ettiniz.
Şimdi hep beraber seferber olun ve yapabiliyorsanız sahaya inmeme mani olun. Topluca ağlaşın Londra’ya ve Londra piyonu malum ülkelere, yapabiliyorlarsa ordular getirip sizi elimizden kurtarsınlar.
Çoğunuzun mezarı bile olmayacak. O kadar haddi aştınız.

Gizli Ermeni Levent Göktaş’ın, ordumuzun unsurlarını kullanarak su-i kast yaptığı Gaffar Okkan da gizli Ermeniydi.
Zan edildiği gibi Türk/İslam mücadelesi veren bir kişi değildi Okkan’ın ve çevresinin yaptığı. Bir iç çatışmaydı
Ben yıllar önce Gaffar Okkan su-i kastını da Levent Göktaş’ın yaptığını yazdığımda, Göktaş o vakit hala çok havalıydı. Kendini dokunulmaz, korkusuz görüyordu. Telegram kanalına gerçek isim ve soyisimli hesabıyla takipçi bile olmuştu ama daha da öteye gidememişti.
Şimdi Göktaş Ermenisi hakkında o kahramanlık palavralarını kimse söyleyemiyor. Bunların pisliklerini anlatmaya ömür yetmez. Göktaş’ın kaç gerçek Müslüman askerimizi teröristlere yem ettiğini ya da elleri ile öldürdüğünü hiçbir zaman bilemeyeceğiz.


Mehmet Metiner de Ermeni, Yahudi ve başka ırkların karıştığı bir kişi…
Firavun gibi, İblis gibi bir mahluk.
Hususi dosya açıp birkaç gün anlatmak lazım.







Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi