Kolay değil ama imkansız da değil


Türlü ihtimaller var. Onlarca senelik kesinleşmiş iş var. Dünya kadar madencilik işi var. Çok değerli madenler, şifalı doğal taşlar, hazineler, tarihi eserler bulunacak bu kocaman çalışma sahalarında…

Asya içlerine doğru, sorunları merkezinde çözmek için ilerleyeceğiz. Bu sırada hem devletimizi ve milletimizi maddi ve manevi feraha kavuşturacağız hem de hakiki müttefiklerimizi.

Hemen değil ama ilerleyen safhalarda o Akdeniz ile Hazar denizi arasında boydan boya uzanan Elbruz dağını da tamamen tıraşlayacağız.

Çok yüksek, çok geniş, çok uzun, çok sert bir dev olarak karşımızda duruyor ama bu işleri kolaylaştıran teknolojiler geliştirdikten sonra bu kısma girişeceğiz. O vakte kadar Putin’i ve çetesini geçelim, Rusya Federasyonu diye bir şey de kalmamış olacak.

O dağdan çıkacak olan taşlara da çok ihtiyacımız var. Kara denizde, Ak denizde ve Hazar denizinde çok sayıda sabit suni ada yapacağız. O taşlar, o kayalar işimizi çok kolaylaştıracak ve masraflarımızı çok düşürecek. Onları da deniz üstünde ve kanallar üstünde kolayca nakil edebileceğiz.

Zan edilenin aksine, Çin bu projelerden rahatsız olmayacaktır. Onlara da çok büyük kazandırıyor bu projeler ve aslında masrafın epeyi kısmını bile karşılamalılar. Ya da bu işlerin bazı kısımlarını kendi imkanlarını kullanarak ve bizim taraftan ücret istemeyerek kendileri sırtlanmalılar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bir Yorum Yazın