Şu andan itibaren İran’ın başındaki Londra piyonlarına itaat eden her makamdan ve rütbeden İranlı yetkiliye karşı su-i kastlarımızı artıracağız.
Dünyaya göstere göstere tetik çekeceğiz. İran denilen kadim Türk topraklarını daha da karıştıracağız. Kaostan düzen kuracağız ve ordumuzla birlikte İran’a girme sürecini büyük oranda hızlandıracağız. Bu maksatla Türkiye’de de karışması gereken her yeri karıştıracak, dokunulması gereken herkese dokunacağız.
Soydaşlarımız haksız şekilde katlediliyorken, “kana kan, göze göz, dişe diş” diyeceğiz.
Türkiye’deki İranlılardan masum olan bir avuç kişiyi hariç bırakacağız, kalanlarına bu ülkeyi cehennem edeceğiz. İran’a doğru akan, İran’dan dışarıya doğru akan her ne türlü kara para işi varsa, daha da bozacağız. Hatta meşru işlerini, gelirlerini de bozacağız.
Bizden hiç kimse Türkiye’deki saçma sapan guguk sistemine ve hain Ankara hükumetine takılmayacak, aldırış etmeyecek. Bu yapacaklarımızdan ötürü rahatsızlığı olanlar varsa, benim karşıma çıkacaklar. Ben de karşıma çıkabilen olursa şayet, dünyanın gözleri önünde ayaklarımın altına alıp ezeceğim.
Aynı şekilde Fransa, Rusya, İngiltere, Almanya, ABD ve Çin’in Türkiye’deki bütün meşru ve gayr-i meşru işlerini, düzenlerini iyice bozacağız.
Gazamız mübarek olsun.
Bence çok geç kaldık. Malum ülkelerin sözde büyük elçilerinden birkaçını meydan yerlerde sallandırmamız ya da her türlü pisliği çevirdikleri sözde büyükelçilik binalarını kafalarına yıkmamız gerekiyordu. Biz hala kendimize yakışır tarzı korumak için dikkat ettikçe, bunlar Türk tokadının ne olduğunu bilemez oldular.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi