Bana inanmıyorsanız Ahmet Hakan’a sorun

Soysuz, bakanlık gücüyle, karşıt olduğu gruplara operasyonlar yaptırarak, elde ettiği uyuşturucuları imha ettirmedi, çoğunlukla yurt dışına sattı. ABD’nin Ankara Büyük Elçiliği de bu kara para işlerine aracılık etti. İncirlik askeri üssü ve oradaki ABD uçakları da uyuşturucu sevkiyatlarında kullanıldı. Bu gibi işlerde Amerikalılar, Ruslar, İngilizler, İsrailliler, İranlılar, Ukraynalılar, sözde Türk tarafı ve diğerleri, birbirilerinden ayrı bir sistem değiller. İş kara para ise, hepsi birbiriyle çok iyi geçinebiliyorlar, düşmanlık etmiyorlar ama milletlerin önünde danışıklı dövüşmeye de devam ediyorlar.

Taksim’deki son terör saldırısının ellerine yüzlerine bulaşacağını anladıktan sonra Soysuz’un ABD’yi sert sözlerle suçlaması da danışıklı dövüşten ibaretti. Suçluluk psikolojisinin tezahürüydü. Aksi takdirde milletler arası siyasetin bir anda karışması gerekirdi. Koskoca Türkiye’nin görev başındaki Suç İşleri bakanı, böyle acı bir hadisenin hemen üzerine bu sözleri söyleyecek, intikam mesajı dahi verecek ama hiç kriz çıkmayacak… ABD tarafı sert karşılık vermeyecek hatta baskı yaparak o bakanı oradan indirmeyecek… Buna ahmaklar ve aynı kara para ve terör sisteminin içinde olanlar ihtimal verebilir.

Söz konusu teşekkülün basın ve medyada da çok sayıda adamları var ve sistemin mensupları olarak o şekilde konuşuyorlar. Bana inanmıyorsanız Ahmet Hakan’a sorun, her şeyi ve her kesi tek tek anlatsın size… Hatta Ahmet Hakan size sistemi anlatırken, Soysuz’un aslında kim olduğunu, nasıl işler yaptığını da anlatabilir. Soysuz’un emniyet müdürlerini bile neden öldürttüğünü anlatabilir. Son zamanlarda dikkat çekici şekilde artan polis ölümlerinin ve sözde intiharların arka planını da anlatabilir. PKK’ye gelen silahları, bu silahların getirilmesiyle dönen parayı, bu paranın ne kadarının Soysuz’a gittiğini de anlatabilir. Anlata anlata konuları İran’a, Suriye’ye, TSK’ye, MİT’e, İngiltere’ye, ABD’ye, Avrupa ülkelerine, Rusya’ya hatta Çin’e bağlayabilir. Bunların Türkiye’deki sözde diplomatik temsilciliklerine de bağlayabilir. Soysuz’un, adalet sistemi içinde neler çevirdiğini, hususiyle bana karşı mücadele ederken nasıl kendini aştığını, nirvanaya vardığını ama oradan aniden yere çakıldığını da anlatabilir. O vakit hükumetin ne kadar sıkıştığını ve Soysuz’un neden istifa tiyatrosunu oynamak zorunda kaldığını da anlatabilir. Evet evet, şaşırmayın. Ahmet Hakan’a benim üzerimdeki davaları, resmi evrakları sorsanız, onları bile anlatabilir. Soysuz gibi bir pisliği Devlet Bohçalı neden getirdi, her şeye rağmen neden Suç İşleri bakanlığı makamında tutuyor diye sorsanız, Ahmet Hakan bu konularda da çok şeyler anlatabilir.

Hiç şüphe edilmemeli ki nerede ABD ve NATO üsleri varsa, orada kara para, terör, katliam, yağma, kaçakçılık işleri vardır. Para eden bebekse, çocuksa, kadınsa, hiç fark etmez, onları bile kaçırırlar ve kaçırıyorlar. Soysuz’un Türkiye’deki sözde mülteciler konusundaki direnişinin arkasında da bu vahşi gerçek var. Mülteci dedikleri sahipsiz kalmış insanlar, onlar için para demek, başka hiçbir şey değil…

Soysuz’un uyuşturucu imalathaneleri de var. Onu arka plandan yönlendiren ve kollayan Mehmet Ağar’ın da var. Mafya anası Meral Akşener’in de var. Bu sistemin içinde olup da teröristlerle paslaşmama, ortak işler yapmama ihtimalleri de yok. Uyuşturucu işinin yanında, para eden her türlü işi de yapıyorlar. Böyleleri ekranlarda milliyetçi, vatansever rolü oynarken, arka plandan teröristlerle beraber iş yapıyorlar.

Soysuz HDPKK karşıtlığında samimi olsaydı, elindeki devlet imkanlarıyla şimdiye mecliste HDPKK diye bir sözde partiyi, aslında bir terör teşkilatını bırakmamıştı. Lakin birbirlerinden ayrı teşkilatlar değiller. AKPKK’nin ve diğer sözde partilerin içi de tıka basa terörist, hain ve kara paracılarla dolu. İşte meclisteki sözde millet vekili bir kadın şeytanın, terör kampında çektirdiği fotoğrafları meydana çıktı. Sonra ne oldu… O günden beri her şey olması gerekene inat, aşırı bir dikkatle, sessizlikle, danışıklılıkla ilerletiliyor. Hatta basın, medya ve sosyal medya hainleri, teröristleri de buna çok dikkat ediyorlar. Oysa şunlar danışıklı dövüşmüyor olsalar, aynı teröristler ve hainler adalet sistemine de sızmış olmasalar, sadece o kadından yola çıkılarak HDPKK ve bütün altılı çete toplanıp alınırdı.

Şimdi, yeni bir seçimden bahsediyorlar. Anayasa açık ve tartışmasız şekilde izin vermediği halde, danışıklı dövüşen sözde siyasi partiler ve sözde siyasi liderler, Tayyip’in üçüncü kere aday olmasına tepki bile vermiyorlar. Bunların artık anayasayı takmadıkları bir devre gelindi. Kafalarınca yeni bir hokus pokus yapacaklar, biraz çatışıp biraz danışıklı dövüşecekler ve hep beraber daha da iktidarda ve mecliste kalacaklar. Lakin öyle olmayacak. Ehemmiyetine binaen tekrar yazıyorum. Büyük bir kararlılıkla yazıyorum. Türkiye’de o beklenen seçim olmayacak. Bunların hepsi toplanıp alınacak. Siyasi sahada karar alacak olanlar da mali ve askeri konularda karar alacak olanlar da adımlarını buna göre atsınlar. Aksi halde kaybedenler kulübünde yer alacaklar.

| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi