(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında bir takipçisi ile yazışmasının tek taraflı olarak yayınlanmış halidir)
İstanbul boğazını tıraşlamadan önce boğazın iki girişine de köprü yapılacak. Hem üstünden geçmeye, hem de suları kesmeye, hem de askeri güvenliği sağlamaya yarayacak. Resimler tamamen fikir vermesi için, onlarla sınırlı kalma. İki köprü de tepe bakışıyla oval şekilli olacak.

Karşıdan karşıya düz bir hatta ilerlemeyecekler. Fikir vermesi için Unkapanı köprünü attım.

Onun gibi kemerli köprüler olacak bu iki köprü.

Buradaki köprü de gerçekçi olmayan, grafik montajı ile yapılmış bir köprü ama bu da anlatacaklarımı anlamanı kolaylaştıracak.

Bu resimde arkadaki köprü de anlamanı kolaylaştıracak. Proje şu…
Boğazın iki girişine de kemerli ve çift katlı köprüler yapılacak. Bu köprülerde, tam ortaya kalan kısımda çok geniş ve yüksek bir kemer olacak. Onun iki yanına kalan kısımlarda ise nispeten daha dar kemerler olacak. Köprülerin ayakları, hususiyle en ortadaki geniş kemeri taşıyan ayakları dev gibi olacak. Çünkü çok büyük su kütlesine ve su akarına karşı duracaklar.
O ayaklar 80 ile 200 mt genişliğinde olacak. Yani suya karşı duran yüzey ile onun tam zıddına duran arka yüzü arasında gerekiyorsa 200 mt genişlik olacak. Ayaklar denizin dibinde 200 mt genişlikte olsa da üste çıktıkça incelecekler ve 80 ile 120 mt arasında bir genişliğe sahip olacaklar.


Bu iki resim, Venedik’i su baskınlarından kurtarmak için uygulanan projeyi gösteriyor. Denizin dibinde kocaman plakalar duruyor, gerekli görüldüğü anlarda (deniz suyunun yükselmesi ya da tsunami anlarında) parça parça kalkıyorlar ve birbirlerine dayanarak suya set oluyorlar. Bu teknik istanbul’a yapılacak söz konusu köprülerde daha da geliştirilerek uygulanacak.
Köprüler beş kilometreden daha uzun olacakları için, aradaki kısımlarda bu sarı bariyerler/plakalar köprülerin çok sağlam ayaklarına da kendilerini kilitleyecekler. Bu sayede boğazın iki giriş kısmında da suyun önü tamamen kesilebilecek.
Kapatılmış haldeki iki köprünün arasında kalan su tahliye edilecek. Boğaz traşlanarak genişletilirken boğazda hiç deniz suyu olmayacak. Tamamen kuru zeminde rahatça çalışılacak. Boğaz genişletildikten sonra da bu iki köprü yerlerinde kalacak. En az 5 asır boyunca sorunsuz şekilde kullanılabilecek teknik özellikte olacak bu köprüler.
Yapılırken masraf etmekten, doğru malzemeleri bol miktarda kullanmaktan hiç çekinilmeyecek. Hep ilerisi de düşünülecek.
Köprü turkuaz renginin hakim olduğu renk tercihleriyle ve Buhara, Semerkant gibi Türk şehirlerindeki tarihi eserlerde görülen işlemelerle, nakışlarla süslenecek.
İlk katında on gidiş, on geliş olmak üzere 20 otoyol şeridi olacak. İki gidiş, iki geliş olmak üzere dört ray hattı olacak. Bir gidiş ve bir geliş olmak üzere iki hyperloop sistemi çekilecek, ilk katında yaya geçişi yasak olacak. Lakin üst katı daha da inceliklerle yapılacak, tam bir sanat eseri gibi duracak. Üst katında da motorlu araçların geçişi yasak olacak. Üst katın iki yanında boydan boya dükkanlar olacak.
Köprü çok geniş olduğu için, üst kattaki her bir dükkan da çok geniş olabilecek. İki sıra halindeki dükkanların ortasında kalan yolda yürüyen bant sistemi olacak. Yürüyen bant sistemi de gidişli gelişli yani yan yana iki sıra halinde olacak. Belli aralıklarda bu bantlardan dışarı çıkılabilecek hareketsiz zeminler bırakılacak. O dükkanlarda kafe, lokanta/restoran, elbise ve teknoloji mağazası tarzında işletmeler çok sayıda olacak. Bunların yanında muhtelif sanatlarda el işi ile yapılan takılar, süs eşyaları v.b. satan yerler de çok olacak.
Köprülerin iki yakasında, araçlarıyla gelen insanların araçlarını park edebilecekleri çok geniş ve çok katlı yeraltı otoparkları olacak. Arabalarını park edenler, çok az mesafe yürüyecekler, mesafenin çoğunu yürüyen bantlar ve yürüyen merdivenler sayesinde yorulmadan kat edecekler.
Eminönü bölgesi de tıraşlanıp denizle dolacağı için, meşhur balıkçılar bile bu köprülerin üst katlarında hizmet vermeye devam edecekler.
Bu kadar geniş, sağlam ve çok maksatlı yapılacak olan bu köprüler, istanbul’un güzelliğine güzellik katacaklar. İçeriden dışarıdan çok çok güzel bir görüntüye sahip olacaklar. İstanbul’un trafik sorununu da çok çok azaltacaklar.
Dev dalga (tsunami) tehlikesine karşı da İstanbul boğazını ve çevresini koruma altına alacaklar. Tarihi yarım ada denilen yerin zemini iyi halde değil. Son derece zayıflamış, sıkıntılı bir zemini var. Zaten ayinci satanistler bin seneden fazladır oranın altını köstebek yuvası gibi yaptılar. Bu da ayrı bir sıkıntı. Her halükarda orasının geleceği yok. Şimdi kontrollü şekilde orayı tıraşlayıp denize vermek, en doğru tercih… Kapalı çarşının hali ayrıca iyi değil, ömrünü çoktan tamamlamış. Köprülerin üst katlarında zaten tarihi dokuya/görünüşe/tarza sahip binlerce yeni dükkan yapılacak. Yeni Kapalı çarşılar da köprülerin üst katları olacak.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi