Ankebut Ağı yerlerde sürünüyor. Son birkaç gündür şartlarını zorlayarak metafizik saldırılara ağırlık veriyorlar, gezegenimizin dışından bile kuvvet toplamaya, yardımlar almaya çabalıyorlar ama netice alamıyorlar. Benzetmek gerekirse artık dipleri kazılıyor. Her sahada iyice güçsüz, çaresiz kalıyorlar. Gün gün eriyorlar.
Bizim bunlarla da oyalanacak vaktimiz yok. Yapacak çok işlerimiz, hizmetlerimiz var. Aylar öncesinden tekrarla ifade ettiğim gibi her şey lehimize gelişiyor ve gelişmeye devam edecek. Önümüzdeki aylar boyunca da her şeyin lehimize devam edeceği şimdiden görülebiliyor.
Şimdi şu sarsıcı gerçeği dünyadaki bütün tarflara baştan duyurmak istiyorum. Kısa süre içinde batı toplumlarını zihin kontrollerinden çıkartan büyük/güçlü/sert müdahaleler yapacağım. Hem metafizik yollarla uygulanan zihin kontrollerini imha edeceğim hem de dünyalı ya da uzaylı tarafların cihazlarla yaptıkları zihin kontrollerini ortadan kaldıracağım.
Batılı toplumlar kısa süre içinde büyük bir ferahlama yaşayacaklar. O anlara çıkınca da kararlarını verecekler. İstanbul’un insani, vicdani, ahlaki, hukuki mücadelesine ayak uydurmak isterlerse uyduracaklar. Epeyi düze çıktıkları halde yine umursamaz, dünya yıkılsa dönüp bakmaz hallerine devam edeceklerse, edecekler. Birinci ihtimalin sonunda cennet misali bir dünya hayatına kavuşabilirler. Huzur, emniyet, adalet, mutluluk içinde yaşayabilirler. Batı dünyasının vaziyetini silbaştan kendilerine göre ayarlayabilirler. İkinci ihtimalin sonu da belli. Cehennemi bir hayat, durmadan artan acılar, göz yaşları, zulümler, toplu ölümler, savaşlar, iç savaşlar, suni kıtlık ve kuraklık, açlık, yokluk, enerji krizleri, sahte salgınlar, aşı ya da ilaç gibi gösterilen ve zihni uyuştururken genetiği bile bozan sıvılar ve çok daha fazlası…
Batı dünyası hazır olsun. İstanbul bu müdahaleleri karışılık beklemeden yapacak. Bir teşekkür bile beklemeyecek. İnsanlık kurtulsun diye yapacak. Batılıların farkında bile olmadığı çok kalın zincirleri kısa sürede kesip atacağım ve insani bir tavırla ayağa kalkıp kalmayacaklarına, başlarındaki insanlık düşmanlarını ayaklarının altına alıp almayacaklarına bakacağım.
Ve herkes görecek ki bunları yaparken de yok edilemeyecek, öldürülemeyecek ve durdurulamayacağım.
| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi
Günlük arşivler: 18 Ekim 2022 - 23:50
Danışıklı dövüşüyorlar
ABD dünyanın liderliğini devam ettiremezse Çin’in dünyanın yeni lideri olma ihtimali yok. O ihtimal çoktan yok edildi. En iyi senaryoya göre, Çin varlıkta kalsa bile onlarca sene belini doğrultamaz. Ben o onlarca sene boyunca Çin’in dünyanın başına bela olmasına da izin vermem. Lakin bence gerçekleşecek ihtimal şudur ki ben Çin’i parça parça edeceğim ve oralardaki halkları da kurtaracağım. Tıpkı Amerika Birleşik Devletçiklerini parça parça ederek oralardaki halkları da kurtaracağım gibi…
Hala uygulamada ABD ile Çin’in bir farkı yok. Bu yönlü bir açıklamayı yapan Blinken bile Çin’le organik bağlantıları olan, Çin’in menfaatlerini ABD’nin menfaatlerinden daha önde tutan bir kişi. Daha açık ifadesiyle bir Çin casusu… Ya da daha arka plandan bakılacak olursa bir İngiltere casusu…
Bütün dünyanın gözleri önüne serdim ki eskiden beri dünyanın lideri aslında İngiltere… Daha doğrusu İngiltere idi. Hitler dünyaya çok büyük iyilikler yaptı. İngiltereyi mahvettiği gibi dünya genelindeki sistemini de neredeyse tamamen çökertiyordu. Bu sıralarda mecburen göstermelik lider, maşa olarak kullanılan ülke ABD yapıldı. Şimdiden sonra ise ABD’nin lider göründüğü bir dünya düzenini Londra bile ayakta tutamazdı. Londra’nın da kararıyla ve gayretleriyle Çin yeni göstermelik lider yapılacaktı ve Çin merkezli yeni bir Ankebut Ağı da daha örülemeden İstanbul tarafından parçalandı. O yol çoktan kapandı…
Londra’ya çalışanlardan biri olan Blinken diğer ihtimal için “kaos” demiş. “İstanbul” dememek için kaos mu demiş, ne demiş, net de değil… İstanbul dünyanın yeni lideri zaten oldu. Uygulamada çoktan oldu da bunun resmiyete ve zahire/görünüre dökülmesi kaldı.
Dünyadaki tarafların Blinken’a ve benzerlerine zaten itimadı kalmadı ama ben yeniden izah edeyim dedim. Hala şüphesi kalmış olanlar varsa emin olsunlar ki Çin ile ABD ve Çin ile Rusya bile danışıklı dövüşüyorlar. Dünya insanlığının bunlarla zaman kaybetmemesi gerekiyor.
| Mfs – Düzen bozan – Akademi dergisi
Çok dikkat çekici
Dünya Süryani Katolik Patriği Mor İgnatius Yusuf III. Yunan denilen kişi, çetesiyle beraber, soyunun bir yanının Rum kökenli olduğu bilinen Tayyip’i ziyaret etmiş. Fotoğraflar da çekilmiş, paylaşılmış. İnsan ilk baktığında “Sanki Tayyip’in akrabaları Tayyip’i ziyarete gelmişler. Ne kadar da benzeşiyorlar. Geriye doğru soylara bir bakılsa, akrabalık da çıkar aralarında” diyor.
Sonra da “Hiç yoksa bunlar da Tayyip’le beraber organ işi dahil her türlü insanlık dışı kara para işlerini yapıyorlar da enerjileri, zulmetleri mi benzeşiyor. Şunlar güya din adamlarıymış. Bizim Hıyanet işlerinin başındaki gizli Hristiyan hainde bile şunlardan daha ehven bir sima var. Şunlar ne halt etmişler, nasıl günahları ne kadar süre işlemişler de öyle kapkara ve meymenetsiz olmuşlar.” diyor.
Bir bakılıp araştırılsa, şunların tamamı büyücü çıkarlar. Belki de Tayyip iktidardan düşmesin diye orada, tam merkez noktada büyüler hatta ayinler bile yapmışlardır. Tayyip’i de sözde kutsamışlardır. Geçen de Yahudi din adamı denilen organ kaçakçıları, çoçuk kaçakçıları ve katilleri gelmişti böyle… Dünyanın bütün kara paracıları, bütün büyücüleri, bütün çocuk katilleri, bütün masonları ve satanistleri, Tayyip’in iktidarda daha fazla tutabilmek için seferber oldular ama boşa uğraşıyorlar. Şu Putin niye Ortodoks Hristiyan din adamları diye bilinen kara paracıları göndermedi, ben ona şaşırdım.
Süryanilere de yazıklar olsun. Böyle büyücü, böyle çocuk katili, böyle satanist, böyle organcı, böyle insan şeytanı kişileri güya din adamı diye diye başlarında tutuyorlar. Şunlar, şu meymenetsiz ve zulmet akan suratlarıyla ve normal kıyafetlerle bizim mahalle karakolunun önünden geçseler, tedbiren peşlerine polis takılır. Polisler dikkatli olurlar, mahallenin çocuklarını, genç kızlarını şunlardan korumaya odaklanırlar.
| Mfs – Büyü bozan – Akademi Dergisi