– Avustralya ve Yeni Zelanda, Britanya ile yolunu ayırmakta samimi olursa, İngiliz Milletler Topluluğu denilen sömürge sisteminden kurtulmakta samimi olursa, İstanbul bu hususta bu ülkelere en yüksek seviyede destek verecek.

– İstanbul’un artık Çin ve Rusya’nın mevcut hükumetleri ile hiç işi yok. Onları muhatap dahi almayacak.

– Önce ABD’de Bidon’un hükumeti devrilecek ve bunun peşi sıra Rusya’da Putin’in hükumeti devrilecek. Bunlar yaşanırken “tam yeri ve zamanı” dediğim yerde ben biyonik robotları somut delillerle ifşa edeceğim, dünya insalığına göstereceğim. O andan sonra dünya başka bir dünya olacak. Bundan böyle uzaylı taraflar dünya üzerinde biyonik robotlarla hiçbir yeri ellerinde tutamayacaklar.

– Hükumetleri benden yana olmayan ülkelerde bile etkili pek çok grup benden yana… Kısa süre sonra pek çok hükumet adımı açıkça telaffuz etmek zorunda kalacak. Hatta ABD’nin seçim hilesi ile başa gelmiş gayr-i resmi başkanı Bidon bile adımı kameralar önünde açıkça telaffuz etmek zorunda kalacak. Çünkü bundan sonra çok büyük hadiseler hiç durmak bilmeden peş peşe yaşanacak. Dünya tarihinde çok büyük bir kırılma noktası artık zahiren/görünürde yaşanacak. Hiçbir güç buna karşı duramayacak. Üstelik bütün bunlar peş peşe yaşanırken, şaşkına dönmüş milletlere anlatılacak yalanlar bulunamayacak. Gerçekler mecburen anlatılacak.

– Cemaatimi ülkelerinde hemen yasaklamayanlara hemen çok çok büyük sorunlar çıkartacağım.

– Göğe merdiven dayayan akrobat Putin ve o da bitti. Bundan sonra sadece uzatmaları oynayacak ama maçın sonucu değişmeyecek.

– Putin’in yerine Peskov ‘un ya da yine aynı çetenin içinden olan başka birinin getirilmeye çalışılması, boşuna bir mücadele olacak.

– Rusya’daki hain hükumetin Suriye’de alacağı hiçbir karar, İstanbul’un yolunu ve hatta hızını kesemeyecek.

– Ermenistan’la hiçbir zaman anlaşmayacağım. Henüz onlardan Kazakistan’da dökülen Türk kanının intikamını tam olarak almadım ve yeminimi unutmadım, alacağım. Dünyaya ilan ediyorum ki Ermenistan’ı ordularımla ezip geçeceğim. O gün geldiğinde kimse sesini bile çıkartamayacak. Ermenistan yok edilmeyi fazlasıyla hak ediyor. Fare suratlı insan şeytani Paşinyan da öyle…

– Şu anlarda Güney Azerbaycan’da karşımda duranlar ve sivil kanı dökenler bilsinler ki en az bire on oranında kanlarını dökeceğim. Güney Azerbaycan’da karşıma dikilen tarafların hem siyasi/idari hem de askeri sorumlularını öldüreceğim hem de milletlerinden çok kişiyi… Kana kan, dişe diş, göze göz…

– Ben hiçbir şey kazanmadığım zaman, hiç kimseye siyasi, askeri ya da mali sahalarda hiçbir şey kazandırmayacağım. Eski günler bitti… Ya ortak kazanılacak ya da hiç kazanamayacaklar.

– Türkiye Genel Kurmay Başkanlığında vazifeli olan üst rütbeli hainler, hadlerini iyice aştılar. Güney Azerbaycan konusunda canımı çok sıktılar. Mühletleri dolmak üzere…

– Rusya’ya ihanet edenler listesinde en üst sıralarda olan Şoygu yakında öldürülebilir. Çok büyük ihtimalle emri altındaki ordu onu haklı olarak öldürecektir. Büyük ihtimalle de kafası gövdesinden kesilecektir. İbret-i alem olacaktır.
Türkiye’ye ihanet edenler listesinin baş sıralarında gelen Hulusi Akar da benzer bir akıbeti yaşayabilir.

– Başarılı şekilde rüya tabiri yapabilen sayıca az bazı taraflar, yakın sürecin nasıl olacağını zaten gördüler. Rusya’nın şu andaki idari kadrosu “En fazla iki üç sene içinde mfs Rusya’yı parçalayacak” dediler, buna kani oldular. Lakin ben o kadar uzun süreceğini zan etmiyorum.
Açıkça ifade etmekte hiç mahzur görmüyorum ki ben Rusya’yı parçalarken Kazakistan’ı da merkez üslerden biri yapacağım.

– Dünyanın pek çok tarafında pek çok büyük projeye aynı anda girişeceğim ama dün paylaştığım ve “Belde-i Tayyibe burasıdır” dediğim yerde en büyük projelerimi en başta başlatacağım. Evet, Türkiye’nin güney doğusu, Basra körfezine kadar Güney Azerbaycan, Irak ve Suriye’de her şeyi değiştireceğim. Su, gıda, enerji, en yüksek teknoloji, sağlık, huzur, adalet, hikmet, en ileri seviyede eğitim ve öğretim, sanat, ahlak ve faydalı her şey bu bölgede olacak. Buradaki medeniyet dünyanın farklı yerlerindeki milletlerin gözlerini kamaştıracak. Güneş yeniden doğudan doğacak. Zaten sonrasında güneşin batıdan doğması yani İblis’in bir kez daha batı dünyasını güçlendirip doğuyu çökertmesi, dünyaya yine batı dünyası üzerinden kan, zulüm, dinsizlik, ahlaksızlık yayması da kıyametin en büyük ve en yakın alametlerinden biri olacak. Sonra iyi ve güzel bir devir yaşanmayacak, kıyamet kopacak. O vakte kadar dünyada o kadar büyük ve güzel projelere imza atacağım ki bizden sonraki Adem nesilleri bile bunlardan istifade edecekler.

Topraklarımız çok kısa süre sonra Basra’ya kadar uzanacak. Bu bölgenin insanları da çok uzun zaman sonra yeniden gerçek Türklerin adaletini, çok geniş din ve fikir hürriyetini görecekler, yaşayacaklar. Haksız yere kan akıtılmayacak, terör olmayacak, zulüm olmayacak, sömürme olmayacak.
Daha sonra bölge ta Basra körfezine kadar, büyük gemilerin dahi rahatça geçebileceği çok geniş ve derin kanallara sahip olacak. (Çizilen kanal hatları temsili)

Bir değil bin tane nükleer bomba da atılsa, Londra merkezli sistemin emri altında kalmış bütün devletler ittifak da etse, virüsler de yayılsa, yüzlerce kere suni depremler de yapılsa ben ölmeyeceğim ve yolumdan dönmeyeceğim. Bu güne kadar burnum bile kanamadan geldim ve bundan sonra daha “öldürücü” biri olarak yoluma devam edeceğim. Bu dünyada cin ve insan şeytanlarına artık fazla tahammül etmeyeceğim. Fazlaca mühlet vermeyeceğim. Türkiye’de hala Londra merkezli sisteme çalışan herkesi en kısa sürede toprağın altına göndereceğim. Bunların dünya üzerinde yaşamasına, nefes almasına izin vermeyeceğim. Pek çok defa dünyanın farklı yerlerinde toplu ölümlere de sebep olacağım ve sonrasında hep gülüp geçeceğim. Ruhunu şeytana satanların gideceği tek yer vardır: cehennem.
Daha önce de açıkça ifade ettiğim gibi, şu ana kadar isteseydim Çin’i parçalardım. Siyasetime, planlarıma uymadığı için de parçalamadım. Bir yandan da mühlet vermek istedim. Lakin bundan sonra büyük bir hızla Çin’i parçalanmaya sürükleyeceğim. Çünkü Çin de bunu hak ediyor. Bu sırada Çin’in dört bir yanında toplu ölümler olmasından da çekinmeyeceğim. Ben kararları bu yönde almayacağım ama karşımda güçsüz kalmış tarafların sınır tanımaz mücadelesi Çin’de toplu ölümlere sebep olacak diye, yapacağım müdahaleleri yapmaktan da geri durmayacağım. Toplu ölümlerin sorumluluğu da benim üzerimde olmayacak.
Zaten bundan sonra uzaylıların diretmesi, şeytanca kararlar alması sebebiyle yeryüzünde ne kadar kan dökülüyor ve ölümler oluyorsa… Aynı nispette yerin altındaki şehirlerde de kan dökülecek, toplu ölümler olacak.
Bundan sonra yeryüzünde temiz suya, gıdaya, hayvanlara, ziraat arazilerine, enerjiye, insanlığın sağlığına ne kadar zarar veriyorlarsa, aynı nispette yerin altındaki uzaylı şehirlerine de zarar vereceğim. En başta da enerji, gıda ve su sistemlerini yerle bir edeceğim. Şartları oluştuğunda, Zülkarneyn aleyhisselamın devrindekinden daha da yüksek seviyedeki teknolojiyi kullanmama ve yeraltı üslerini topluca yok etmeme yetkim var. Buna dinen izin var. Bu hususta bana yardımcı olacak çok gelişmiş uzaylı ve Müslüman türler de var.
Yerin altıyla, üstüyle… Dünyalılar kısmıyla, uzaylılar kısmıyla hatta cinler alemi kısmıyla bu dünyayı ben idare edeceğim. Şimdiden sonra hakikaten pişman olan, düşmanlığından vazgeçen ve İstanbul merkezli yeni dünya düzenine tabi olmak isteyenlere yeni bir şans vereceğim. Geçmişi sileceğim. İntikam almayacağım. Kötü davranmayacağım. Lakin hala İblis’in/Londra’nın sistemine tabi olmak/kalmak isteyenleri, hala insanlığın düşmanı kalanları yemin ederim ki yok edeceğim. Milletleri de onların peşinde gidecekse, o devletleri milletleri ile beraber yok edeceğim, haritadan sileceğim. Bu dünya üzerindeki herkes çok geniş bir din, vicdan, ibadet, kıyafet, ifade hürriyetine sahip ama hiç kimse satanistlik hürriyetine sahip değil. Hiç kimse ve hiçbir hükumet ve hiçbir millet insanlığa düşmanlık edemez. Etmeye kalkan yok olur. Bundan sonra böyle…
İşte fırsat… Bundan sonra duruşunu değiştirecek olan milletler, hükumetlerine ayar çeksinler, LGBT sapıklığını ve cemaatimin oralardaki faaliyetlerini yasaklayarak işe başlasınlar. Kırmızı çizgilerimi herkes biliyor ve onlardan asla taviz vermeyeceğim. LGBT de bir insan hak ve hürriyeti değildir. İblis’in istediği bir sapıklıktır. İnsanlığı hem vücut sağlığı, hem ruh sağlığı hem toplum düzeni olarak tehdit eden bir baş belasıdır.
Açıkça gözler önündeki şu anda dünyada “dünya lideri” yok. Hepsi eş zamanlı olarak söndüler, bittiler. Putin bitti… Şi bitti… Biden bitti… Hepsinin planları bozuldu ve ne yapacaklarını bilemez haldeler. Şu anda dünya üzerinde İstanbul’dan başka bir merkez hakikatte yok. Görüntüden ibaret var. Londra/Kraliyet bile aslında hükmünü kaybetti. Öyle ise kimse hayal aleminde yaşamasın. Şu şartlarda bile elini taşın altına koymayanlar, dik durmayanlar, Londra ile birlikte yok olur giderler.
Bundan böyle Ayasofya Müslümanların hiçbir şeyidir. Orası eskiden beri Hristiyanların da mabedi değildi. İblis’in ve Deccalin “hakimiyet” sembolü olan o satanist mabedini yerle bir edeceğim. Müslim ya da gayr-i müslim herkes bu hususlardaki sarsıcı hakikatleri şimdiden kabullenmeye başlasın.
Birbirimize söz verdiysek, sözümüzü tutacağız. Anlaşmalar yaptıysak, onlara sadık kalacağız. Ben bu ülkede ve bu ülkenin yakın çevresinde neler yapacağımı defalarca açıkladım. Bunlar kabullenilecek. Kendi ülkemde ve çok yakın çevresinde bile hiçbir şey yapamayacaksam, kimlerle, hangi ortak menfaatlerde buluşacağım. Daha bu kısımları bile aşamamış olan taraflar, benden uzak dursunlar. Kazanırken kazandırmayan, hep her hususta kendi kazanmak isteyenler Londra’ya bağlı kalmaya devam etsinler. Benim için hiç mesele değil… Benim illa birileriyle ortak menfaatlerde buluşmak gibi bir mücadelem yok. Şartlar belli, olursa olur, olmazsa olmaz. Hepsi bu…
Hiç kimse Putin’in yaptığını yapmayacak. Benimle anlaşıyormuş numarası oynayanları en baştan yok edeceğim.
Benimle irtibat kurmak taraflar için hiç zor bir şey değil. Dakikalık bir iş… En kötü ihtimalde bile en fazla bir iki günde yapılabilecek bir iş… Bundan sonra sadece metafizik irtibatlar değil, somut irtibatlar kurulacak. Bunun önünü kesenler, kapatanlar varsa aşılacak, yıkılacak… Herkes üzerine düşenleri yapacak.
Muhtelif tarafların arasında, bazı iç taraflar var. Yani kendi içinde bölünmüş taraflar var. Bunlar için benim yapabilecek bir şeyim yok. Dik duracaklar, açıkça ve net duracaklar. Somut irtibatlar kuracaklar. Şartlara bakacağız. Birlik olamıyorlarsa, bin parçaya da bölünecekler ama yine de yanlış safta yer almayacaklar.
Şeytanlığa çalışmayın. Kendinize çalışın. Huzurlu olun. Yahudi gibi yaşayın. Hristiyan gibi yaşayın. Budist gibi yaşayın ya da dininiz/anlayışınız ne ise ona göre yaşayın ama her şartta asgari insani, vicdani, hukuki sınırları gözetin. Söz verince sözünüzü tutun. İş yapınca hile yapmayın. Anlaşma yapınca ona sadık kalın. Haksız yere kan dökmeyin. Satanistleşmeyin ve insanlığa düşman olmayın. Masum insanları ayinlerde kurban etmeyin. İnsan kaçakçılığı, organ kaçakçılığı gibi şeytanlaşma derecesinde işleri meşru görmeyin. Size yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başka bir insana yapmayın.
Uzaylı da olsa insan, insandır. Şu hususlara dikkat ettikten sonra benim onlarla da bir düşmanlığım, çatışmam olmaz. Ortak paydalar bulup medenice geçinebilirim.
Ben kimseyi zorla Müslüman etmek mücadelesinde değilim. Hayatım mücadele ile geçti ama bir kere bile böyle bir tavrım olmadı. Bundan sonra da olmayacak. Onu Hz İsa yeniden yeryüzüne geldiğinde yapacak. O vakit geldiğinde zaten “gayb” olarak bilinen pek çok şey açıkça görülebilen, bilinebilen, akledilebilen şeyler olacak. O işler beni aşacak…
İblis’in kıyamete kadar ömrü var. Hep söylediğim gibi, onu öldüremem ama onu da her gün ölmekten beter hallere getiriyorum. Cinler aleminde bile onun sistemini ve itibarını yerle bir ettim. Artık son seviyede güçsüz… Bunun neticesi olarak da bizim insanlar aleminde hayra doğru gidiş hızlandı, daha da hızlanıyor. Lakin şu bilinsin ki İblis’e itaat etmeye devam eden bütün dünyalı ve uzaylı liderleri, yetkilileri öldürebilirim. Şu andan sonra da bu süreci hızlandıracağım. Liderlerde yaprak dökümü yaşanacak.
Daha ne kadar karşılıksız para basabilirsiniz? Daha ne kadar resmi yetkililere yalan açıklamalar yaptırabilirsiniz? Daha ne kadar ordularınızın perişan hallerini gizleyebilirsiniz? Daha ne kadar emriniz altındaki milletlerin akli, ruhi, bedeni hastalıklarını, perişan hallerini, manevi boşluklarını gizleyebilirsiniz? Yerin altındaki uzaylı milletlerde bile isyan havası var. Onlar bile mücadelemi takip ettikçe, yazılarımı takip ettikçe, okudukça ve öğrendikçe nasıl bir zulüm sisteminin içinde olduklarını iyice kavradılar. Nasıl kandırıldıklarını iyice anladılar. Dünyanın her yerinde eş zamanlı olarak büyük hadiselerin yaşanmaya başladığı görülünce “Sanki kıyamet kopuyor” benzetmesi yapılacak. İblis’in ve deccalin ortak sistemi yıkılıyorken, çok gürültülü yıkılacak.
Ne basın ve medyadaki yalanlar, ne sosyal medyadaki sansürler bu gidişatı durduramayacak.
Gerçek Süleyman Hilmi Tunahan’a dair sarsıcı gerçekleri de vakti geldikçe anlatacağım. Dünya insanlığı duyduklarına, gördüklerine çok çok şaşıracak.
Bu dünyayı yaratan bir Allah var. Eşi, ortağı yok. Şu koskoca dünyayı/insanlığı, bir avuç insan ve cin şeytanına bırakmadı, bırakmaz. Bu güne kadar aslında kıyamet kopacaktı. Allah, öncesinde yine çok güzel bir devir yaşanmasını takdir etti ve kıyameti tehir etti. Dünya insanlığının en üstün, en iyi olanlarından bazılarını bu ahir zamana bıraktı. İsa aleyhisselam da bu nedenle vefat etmedi, ölmeden semaya kaldırıldı ve tekrar gelecek. İnsanlığın içinde en iyi olanları bu zamanda dünyada bir araya getiriyor. Bu kişiler “imkansız, mümkün olamaz” denilen şartlarda iblisin ve deccalin sistemini yıkacak olan kadrolar. Bu dünya boş değil, kimsenin keyfine bırakılmış ya da bırakılacak değil.
İsa a.s. ölmedi, gelecek. Mehdi olan Süleyman Hilmi Tunahan ölmedi, gelecek. Ashab-ı kehf ölmedi, hala mücadele ediyorlar. Daha öldü bilinen bazı başka büyük zatlar da ölmediler ve mücadele ediyorlar. Şu zamanda İslam ordusu çok güçlü… Yenilemez, mağlup edilemez, karşı konulamaz bir ordu bu… Karşısına dikilenin helak olduğu bir ordu bu…