Son sözü söyledim, mevzu bitmiştir

Hiç kimse oyunlara alet olmayacak. AKPKK ile danışıklı dövüşen, AKPKK’yi ayakta tutmak için çırpınan Yunanistan’a ve dolayısıyla ABD’ye şu sıralarda askeri bir karşılık verilmeyecek. Londra’nın çok sayıda maşasının danışıklı dövüşlerine aldanarak ülkemizin ve milletimizin kurtuluşu ötelenmeyecek.

Önce Tayyip’in ve çetesinin indirilme süreci tamamlanacak ki geriye pek bir şey kalmadı. Zaten hükümsüzler, bitikler. İşin resmiyete dökülmesi süreci kaldı sadece… Eş zamanlı olarak Güney Azerbaycan ve sözde göçmenler sorunu da kesin şekilde çözülmüş olacak. Türkiye ordusu Suriye başta olmak üzere, Londra’nın emri ile bulunduğu bütün ülkelerden çıkacak ve vatanına dönecek. Bu meselelerde de çokça ilerleme sağlandı ve sonuca bağlayacağız. Azerbaycan’ın başındaki Londra kuklalarıyla da asla birlikte hareket etmeyeceğiz. Kraliyetin ve kuklalarının Güney Azerbaycan’da hareket sahası iyice daraldı ve çok kısa süre sonra inşaallah çok güzel haberler duyacağız.

Unsurlarının çoğu Türk/İslam kökenli olan, Rusya Federasyonu denilen ve yine Londra tarafından idare edilen sistemin çatır çatır çatladığı ve dağılmak üzere olduğu şu günlerde…

Çok sayıda milleti zorla ve insanlık dışı uygulamarla sınırları dahilinde tutan, yüz milyonla Müslüman başta olmak üzere bütün vatandaşlarına karşı insanlık dışı uygulamalar, baskılar, eziyetler yapan Çin’in büyük bir mali krizden sonra otorite krizine de düştüğü ve her an parçalanabileceği şu günlerde…

AB denilen teşkilatın, haklı olarak ayrılmak isteyen üye ülkeleri dünyanın gözleri önünde açıkça tehdit ettiği ve bunların basına da yansıdığı şu günlerde…

NATO denilen satanist teşkilatın çoktan oyundan düştüğü ve unutulmaya başladığı şu günlerde…

ABD’nin Avrupa’dan önce zaten çöktüğü ve sesini kıstığı, Amerikan rüyasının puf olup bir anda dağıldığı, ABD başkanlarının adamdan sayılmaz olduğu şu günlerde…

Dünyanın fitne merkezi haline gelmiş, her türlü insanlık düşmanlığının ve satanistliğin ve kara paracılığın başta gelen merkezi yapılmış, zamanında Londra’nın dahliyle elimizden alınmış, şu anlarda hukuksuz şekilde devletten sayılan ve adına İsrail denilen yerin perişan, çaresiz olduğu şu günlerde…

Bütün bunlara sebep olan Türkiye’nin/İstanbul’un hala durdurulamadığı ve sahayı yönlendirmeye devam ettiği, insanlık düşmanlarını mahvettiği şu günlerde…

Türkiye’deki hiçbir taraf, ülkemizin, Türk dünyasının ve bütün dünyanın meselelerine Londra’nın dayattığı kadrajlardan bakmayacak… Türkiye’yi oyalamaya, hızını kesmeye, başına işler açmaya yönelik basit ihanet projelerine ve danışıklı dövüşlere kimse taraftar olmayacak.

Türkiye resmen vatan hainlerinin elinden alındıktan sonra, Londra ve maşaları iyice oyundan düştükten sonra, Yunanistan’a ve onu arkalayan bütün taraflara askeri karşılıklar da vereceğiz. İhtimal ki o gün Yunanistan’ı bir harbe bile girmeden alacağız ve o gün Yunanistan’ı arkalayabilen hiçbir taraf da olmayacak. Hep söylediğim gibi, gergin ortam ve zaman onların aleyhine, bizim lehimize işliyor.

Şu anda sadece mültecilerden birkaç milyonunu Yunanistan’a göndermek bile Yunanistan krizini büyük oranda çözer ve bunun önündeki tek engel, Yunanistanla aynı merkeze çalışan Ankara hükumeti… Hatta Tayyip, Yunan tarafını arayarak “Yine olmadı. Yine İstanbul araya girdi, bu işi de bozdu” der ve beş dakika içinde şu suni krizi söndürebilirler.

45 Milyon Türk, işgal altındaki Güney Azerbaycan’da hürriyet ve insan hakları mücadelesi veriyorken tek kelam etmeyenlerin, ısrarla Yunanistan’ın üzerine gitmek istemesi asıl ihanettir. Nerede bu ülkenin milliyetçi rolü oynayan gizli Ermeni, gizli Yahudi, Mason, kara paracı insan şeytanları ve onların çoktan suç örgütüne dönüşmüş olan sözde siyasi partileri? Londra izin vermedi mi ses etmelerine? Ümit Özdağ’ın Twitter’da bile karşıma çıkamadığını bütün dünya gördü, Devlet Bohçalı ve suç örgütü MHPKK neden bu milli hususlarda suskun?

Son yirmi yılda bile onlarca Ege adası Yunanistan’a bütün siyasi partilerin danışıklı dövüşleri arasında teslim edilirken hiç mesele etmeyenlerin… Eş zamanlı olarak ülkemizde yüzlerce ihanet eylem ve söylemine hiç ses etmeyenlerin… ihanetlere “vatana ihanettir” diyemeyenlerin… Şehit yakınlarını ezip teröristleri devlet gücümüzle baş tacı edenlerin, meclise dolduranların… Saymakla bitmez ağır ihanetleri hep beraber yapanların ya da onca zaman boyunca bunlara hiç ses etmeyenlerin, şimdi çıkıp “Yunanistan’a karşılık vermemek vatana ihanettir” demeleri samimiyetsizliktir, art niyettir, vatana ihanettir. Danışıklı dövüşün muhtelif taraflarından birine mensup olmanın, Londra’ya çalışmanın emaresidir.

Gerçekten vatan, millet, devlet gibi değerler tanıyanlar ve bunlara hizmet etmek isteyenler varsa, Güney Azerbaycan meselesinde üzerlerine düşenleri yapmalılar. İstanbulla fikri ve itikadi ayrışmaları olanların bile, memleketin menfaatine, milletimizin menfaatine olan hususlarda İstanbul’un kararlarına ve mücadelelerine ortak olmaları gerekir. Vatanseverlik bunu gerektirir. Londra tepeden talimatlar verdi diye yaygara çıkartmayı gerektirmez.

Yazık ki şu Türkiye’de, hiçbir şeyimiz olmayan Ukrayna meselesinde bile nasıl halk yönlendirmeleri yapıldı, suni kamuoyu oluşturuldu ama Güney Azerbaycan’ın hürriyet mücadelesi görmezden geliniyor. Her bir kısmı, çok farklı yollardan bir şekilde Londra’ya bağlanan sözde Türk basın ve medyası da ihanetlerine devam ediyor. Tekrar ediyorum ki Ankara hükumetinin meşruiyeti yoktur. Onun emirleri ile Türkiye’yi felaketlere sürükleyen idari, mülki, askeri amirlerin hepsini topluca asarım. Bu ülkede bundan sonra hiç kimse Londra’ya hizmet etmeyecek.

İstanbul, Londra’cıların maskesini düşürmüştür ve bundan sonra onların danışıklı dövüşleriyle, kuru gürültüleriyle, rol yapmalarıyla bu ülke felaketten felakete, ihanetten ihanete sürüklenmeyecektir. Yunanistan meselesi de şimdilik burada bitmiştir. Gerektiği zamanda ben gündeme getirir, gereken sözleri söyler, yönlendirmeleri de yaparım.

| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi

Bir Yorum Yazın