Hiç kimse oyunlara alet olmayacak. AKPKK ile danışıklı dövüşen, AKPKK’yi ayakta tutmak için çırpınan Yunanistan’a ve dolayısıyla ABD’ye şu sıralarda askeri bir karşılık verilmeyecek. Londra’nın çok sayıda maşasının danışıklı dövüşlerine aldanarak ülkemizin ve milletimizin kurtuluşu ötelenmeyecek.
Önce Tayyip’in ve çetesinin indirilme süreci tamamlanacak ki geriye pek bir şey kalmadı. Zaten hükümsüzler, bitikler. İşin resmiyete dökülmesi süreci kaldı sadece… Eş zamanlı olarak Güney Azerbaycan ve sözde göçmenler sorunu da kesin şekilde çözülmüş olacak. Türkiye ordusu Suriye başta olmak üzere, Londra’nın emri ile bulunduğu bütün ülkelerden çıkacak ve vatanına dönecek. Bu meselelerde de çokça ilerleme sağlandı ve sonuca bağlayacağız. Azerbaycan’ın başındaki Londra kuklalarıyla da asla birlikte hareket etmeyeceğiz. Kraliyetin ve kuklalarının Güney Azerbaycan’da hareket sahası iyice daraldı ve çok kısa süre sonra inşaallah çok güzel haberler duyacağız.
Unsurlarının çoğu Türk/İslam kökenli olan, Rusya Federasyonu denilen ve yine Londra tarafından idare edilen sistemin çatır çatır çatladığı ve dağılmak üzere olduğu şu günlerde…
Çok sayıda milleti zorla ve insanlık dışı uygulamarla sınırları dahilinde tutan, yüz milyonla Müslüman başta olmak üzere bütün vatandaşlarına karşı insanlık dışı uygulamalar, baskılar, eziyetler yapan Çin’in büyük bir mali krizden sonra otorite krizine de düştüğü ve her an parçalanabileceği şu günlerde…
AB denilen teşkilatın, haklı olarak ayrılmak isteyen üye ülkeleri dünyanın gözleri önünde açıkça tehdit ettiği ve bunların basına da yansıdığı şu günlerde…
NATO denilen satanist teşkilatın çoktan oyundan düştüğü ve unutulmaya başladığı şu günlerde…
ABD’nin Avrupa’dan önce zaten çöktüğü ve sesini kıstığı, Amerikan rüyasının puf olup bir anda dağıldığı, ABD başkanlarının adamdan sayılmaz olduğu şu günlerde…
Dünyanın fitne merkezi haline gelmiş, her türlü insanlık düşmanlığının ve satanistliğin ve kara paracılığın başta gelen merkezi yapılmış, zamanında Londra’nın dahliyle elimizden alınmış, şu anlarda hukuksuz şekilde devletten sayılan ve adına İsrail denilen yerin perişan, çaresiz olduğu şu günlerde…
Bütün bunlara sebep olan Türkiye’nin/İstanbul’un hala durdurulamadığı ve sahayı yönlendirmeye devam ettiği, insanlık düşmanlarını mahvettiği şu günlerde…
Türkiye’deki hiçbir taraf, ülkemizin, Türk dünyasının ve bütün dünyanın meselelerine Londra’nın dayattığı kadrajlardan bakmayacak… Türkiye’yi oyalamaya, hızını kesmeye, başına işler açmaya yönelik basit ihanet projelerine ve danışıklı dövüşlere kimse taraftar olmayacak.
Türkiye resmen vatan hainlerinin elinden alındıktan sonra, Londra ve maşaları iyice oyundan düştükten sonra, Yunanistan’a ve onu arkalayan bütün taraflara askeri karşılıklar da vereceğiz. İhtimal ki o gün Yunanistan’ı bir harbe bile girmeden alacağız ve o gün Yunanistan’ı arkalayabilen hiçbir taraf da olmayacak. Hep söylediğim gibi, gergin ortam ve zaman onların aleyhine, bizim lehimize işliyor.
Şu anda sadece mültecilerden birkaç milyonunu Yunanistan’a göndermek bile Yunanistan krizini büyük oranda çözer ve bunun önündeki tek engel, Yunanistanla aynı merkeze çalışan Ankara hükumeti… Hatta Tayyip, Yunan tarafını arayarak “Yine olmadı. Yine İstanbul araya girdi, bu işi de bozdu” der ve beş dakika içinde şu suni krizi söndürebilirler.
45 Milyon Türk, işgal altındaki Güney Azerbaycan’da hürriyet ve insan hakları mücadelesi veriyorken tek kelam etmeyenlerin, ısrarla Yunanistan’ın üzerine gitmek istemesi asıl ihanettir. Nerede bu ülkenin milliyetçi rolü oynayan gizli Ermeni, gizli Yahudi, Mason, kara paracı insan şeytanları ve onların çoktan suç örgütüne dönüşmüş olan sözde siyasi partileri? Londra izin vermedi mi ses etmelerine? Ümit Özdağ’ın Twitter’da bile karşıma çıkamadığını bütün dünya gördü, Devlet Bohçalı ve suç örgütü MHPKK neden bu milli hususlarda suskun?
Son yirmi yılda bile onlarca Ege adası Yunanistan’a bütün siyasi partilerin danışıklı dövüşleri arasında teslim edilirken hiç mesele etmeyenlerin… Eş zamanlı olarak ülkemizde yüzlerce ihanet eylem ve söylemine hiç ses etmeyenlerin… ihanetlere “vatana ihanettir” diyemeyenlerin… Şehit yakınlarını ezip teröristleri devlet gücümüzle baş tacı edenlerin, meclise dolduranların… Saymakla bitmez ağır ihanetleri hep beraber yapanların ya da onca zaman boyunca bunlara hiç ses etmeyenlerin, şimdi çıkıp “Yunanistan’a karşılık vermemek vatana ihanettir” demeleri samimiyetsizliktir, art niyettir, vatana ihanettir. Danışıklı dövüşün muhtelif taraflarından birine mensup olmanın, Londra’ya çalışmanın emaresidir.
Gerçekten vatan, millet, devlet gibi değerler tanıyanlar ve bunlara hizmet etmek isteyenler varsa, Güney Azerbaycan meselesinde üzerlerine düşenleri yapmalılar. İstanbulla fikri ve itikadi ayrışmaları olanların bile, memleketin menfaatine, milletimizin menfaatine olan hususlarda İstanbul’un kararlarına ve mücadelelerine ortak olmaları gerekir. Vatanseverlik bunu gerektirir. Londra tepeden talimatlar verdi diye yaygara çıkartmayı gerektirmez.
Yazık ki şu Türkiye’de, hiçbir şeyimiz olmayan Ukrayna meselesinde bile nasıl halk yönlendirmeleri yapıldı, suni kamuoyu oluşturuldu ama Güney Azerbaycan’ın hürriyet mücadelesi görmezden geliniyor. Her bir kısmı, çok farklı yollardan bir şekilde Londra’ya bağlanan sözde Türk basın ve medyası da ihanetlerine devam ediyor. Tekrar ediyorum ki Ankara hükumetinin meşruiyeti yoktur. Onun emirleri ile Türkiye’yi felaketlere sürükleyen idari, mülki, askeri amirlerin hepsini topluca asarım. Bu ülkede bundan sonra hiç kimse Londra’ya hizmet etmeyecek.
İstanbul, Londra’cıların maskesini düşürmüştür ve bundan sonra onların danışıklı dövüşleriyle, kuru gürültüleriyle, rol yapmalarıyla bu ülke felaketten felakete, ihanetten ihanete sürüklenmeyecektir. Yunanistan meselesi de şimdilik burada bitmiştir. Gerektiği zamanda ben gündeme getirir, gereken sözleri söyler, yönlendirmeleri de yaparım.
Hazret-i Mehdi’yi bize tanıtacak alametler ve gelmesinin yaklaştığını gösterecek olan işaretler…
Alametlere gelince;
Beraberinde Allah Resülü (SAV)in gömleği, kılıcı, sancağı bulunacaktır. O sancak ki, Peygamber (SAV)’in vefatından bugune kadar hiç açılmamıstır. Mehdi’nin zuhuruna kadar da hic açılmayacaktır. Sancağında ‘El Biat’u Lillah’, Yani “Biat Allah içindir” ibaresi yazılı olacaktır.
Başında bir sarık bulunacak, bu sarığın içinden bir adam çıkıp Mehdi’yi göstererek şöyle haykıracak: ‘İşte Allah’ın halifesi Mehdi! Ona uyunuz!’
O, kuru bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek, anında yeşillenip yaprak verecek (Dine ve devlete hizmet edebilecek vasıflara ve liyakate sahip olmayan insanları bile hemen şuurlandıracak, yetiştirip hizmet ettirecek. Dahası bu insanlar, başkalarını da yetiştirecek ve hizmet etmelerine vesile olacaklar).
Ondan mucize isteyecekler; o da havada uçan bir kuşa işaret edip hemen eline düsecek.
Gökten söyle bir ses duyulacak: ‘Ey insanlar artık Allah Cebbarları (biyonik robotları), Münafık (Müslüman siyasi lider rolü oynayanları) ve yardımcılarını sizden uzaklaştırdı. Ümmeti Muhammed (SAV)’in en hayırlısını başınıza getirdi. Mekke’de ona katılın, O Mehdi’dir! İsmi de Ahmet B. Abdullah’tır. Diğer bir rivayet: ‘Size Muhammmed ümmetinin en hayırlısı olan Cabir’i tayin etti. Mekke’de ona yetişin, O Mehdidir. İsmi Muhammed B. Abdullahtır!
Yer, altın plakları gibi ciğer parelerini dışarıya atacak. İnsanların kalpleri zenginleşecek. Yeryüzü bereketle dolacak. Kabe’nin altından define çıkacak. Bunu Allah yolunda dağıtacak. Antakya veya Taberiye gölünden ‘Tabut es-Sekine’ çıkarılacak. Omuzlanıp Beyti Makdis’te onun önüne konulacak. Yahudiler onu görünce birazı müstesna Müslüman olacaklar. İsrailoğulları’na deniz ikiye bölündüğü gibi, ona da bölünecek. Arasından rahatlıkla geçip gidecek.
Horasan’dan siyah bayraklarla insanlar gelip ona biat edecekler. Meryem oğlu İsa (AS) ile bulusacak, İsa onun arkasında namaz kılacak. Üzerinde Peygamber’in alameti bulunacak.
(Bu yayın 25 Nisan 2022 tarihinde Akademi Dergisi’nin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
Peygamber (SAV)’in yolunda gidecek. Uyuyan kişiyi uyandırmayacak, kan da akıtmayacaktır. İhya etmedik sünnet; kaldırmadık bid’at bırakmayacaktır. Ahir zamanda aynı Peygamber (SAV) gibi dinin icaplarını yerine getirecektir.
Zülkarneyn ve Süleyman gibi bütün dünyaya hakim olacaktır. Salibi (Hacı) kıracak, domuzu öldürecektir. Müslümanlara bütün herşeyi geri verecektir. Yeryüzü, zulüm ve işkence yerine adaletle dolacaktır. Her şeyi hak ve adalet ölçüleriyle eşit bir halde taksim edecektir.
Böylece yer ve gök sakinleri ondan razı oldukları gibi, havadaki kuşlar, ormandaki yırtıcı hayvanlar, denizdeki balıklar bile memnunluk duyacaklardır.
Ümmeti Muhammed arasında Mehdiden memnun olmayan hiç kimse kalmayacaktır. Hatta, ‘ihtiyacı olan yok mu?’ diye tellal bağırtacak; ‘İhtiyacımız yoktur’ cevabı verilecektir. Ancak bir adam gelip ‘benim ihtiyacım var’ diyecek; bunun üzerine Mehdi ona:
‘Haydi git hazine, istediğini versin’ emrini verecek. Adam gelip hazineye durumu anlatacak o da:
‘Aç kucağını’ diyecek. Kucağını açıp hazine ona bol miktarda ihsanda bulununca adam tam bir pişmanlık içinde: ‘Muhammed Ümmetinin (SAV) en gözü doymayan kişisi benim!’ deyip, hazineden aldığını geri vermek isteyecek. Fakat hazine’biz verdiğimizi geri almayız!’ diyecek. Hülasa iyi-kötü bütün insanlar, onun zamanında görülmemiş nimete boğulacak. Gökten bolca rahmet yağacak, yerlerde bereket artacak; bütün defineleri bulacak.
Bütün ülkeler ona kapılarını açacaklar. Hint kralları ona boyun eğip, tüm hazinelerini Beyti Makdis’e verecekler. Her taraftan, arıların kovanlarına gelip sığındıgı gibi, ona gelip sığınacaklar. İnsanlara, ilkin de oldugu gibi gökten, üçbin melek inip, muhaliflerinin yüzüne ve arkasına darbeyi indirecek. (Yani üçbin melekle yardım görecekler) Meleklerin basında Cebrail (AS) sonunda Mikail (AS) bulunacak.
Onun zamanında kurtla koyun bir arada otlayacak, çocuklar yılan ve akreple oynayacak, insanlar bir ölçek buğday ektiklerinde karşılığında yedi yüz ölçek bulacak. Tefecilik, veba, zina, içki gibi fenalıklar kalkacak. Ömürler uzayacak emanetler yerine teslim edilecek. Kötüler helak olacak. Ehli Beyt’e bugz eden bir fert kalmayacak. İnsanlar arasında sözü sevilecek. Allah (c.c.) O’nun sayesinde kor fitneyi söndürecek. Yeryüzünde emniyet ve sükun hakim olacak. Hatta bir kadın, beş kadınla birlikte aralarında hicbir erkek olmadığı halde serbestçe korkusuz Hacca gidebilecek.
İsa (AS) ‘nın da bunlardan bazılarını icra etmesi buna mani değildir. Çünkü her birerleri aynı şeyi yapabilirler. Aynı zamanda gelmeleri de muhtemeldir. Bu husutaki izahat ileride gelecektir.
(Bu yayın 25 Nisan 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
İbn-i Hacer el Mekki, Hazret-i Mehdi’yi anlatıyor…
– Muhtelif zelzelelerin olacağı bir dönemde gönderilecektir.
– Konstantiniyye (ikinci fetih), Çin ve Deylem dağını fethedecektir.
– O fitnelerin zuhur ettiği bir zaman aralığında gelecek ve ihsanı karşılıksız olacaktır.
– İslam’ın aleyhine söylenecek bir söz bile, ona ağır gelir.
– Mehdi’den önce, yaygın katliamların vuku bulacağı büyük bir fitne görülecektir.
– Hz. Mehdi, bütün haramların helal sayıldıgı, büyük bir fitneden sonra çıkacaktır.
– Hilafet, ona evinde otururken gelecek ve devrinde yeryüzünün en hayırlısı kendisi olacaktır.
– Hz. Mehdi çıkmadan önce, Medine’de simsiyah taşların bile kan içinde kaybolacağı büyük bir vaka olacaktır. Bu olayda, bir kadının öldürülmesi bir kamçının sallanması kadar kolay olacaktır. Ve bu olay 2 km kadar yayılacak bilahare Mehdi’ye biat edilecektir.
– Mehdi çıkmadan önce, milletler arasında ticaret ve yollar kesilecek, insanlar arasında fitneler çoğalacaktır.
– Allah (c.c.) bütün insanların kalplerini onun muhabbetiyle dolduracaktır. Sonra o gündüzleri aslan, geceleri abid olan bir kavimle yürüyecektir.
– O’nun kumandanları, insanların en hayırlısıdır.
– Çok yaygın ve sona ermesi mümkün görülmeyen bir fitne çıkacak ve bu fitne, semadan 3 kez “Emir, Mehdi’dir, gerçek o’dur” şeklindeki nida’ya kadar sürecektir.
– Dünyada ismi geçecek bir halife kalmayıncaya kadar çıkmayacaktır.
– O gelmeden önce, doğudan ışık veren bir yıldız görünecektir.
– Konstantiniyye’nin fethi sırasında, sabah namazı için abdest alırken bir bayrak dikecek, deniz ikiye ayrılarak su kendiliğinden uzaklaşacak ve acılan yolu takip eden Hz. Mehdi, karşı kıyıya geçecektir. Sonra bir bayrak daha dikecek ve diyecek ki “Ey insanlar, ibret alınız. Deniz ben-i Israil’e nasıl yol verdiyse, bize de öylece yol verdi” ondan sonra, hepsi tekrar, tekrar tekbir getirecek ve 12 tekbirle, sehrin 12 burcu da düşecektir.
(Bu yayın 25 Nisan 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Uzaylılar (gök ehli) da Mehdi’den razı olacaklar
2.16— Ravyani, Müsned isimli eserinde ve Ebu Naim Huzeyfe’den tahric etti, Resulullah (s.a.v.) buyurdu:
“Mehdi Benim evladımdan bir Reculdür. Rengi arabi, cismi İsraili cismidir. Sağ yanağında parlayan yıldız gibi bir ben bulunur. Evvelce zulümle dolu olan yer yüzünü adaletle dolduracaktır. O’nun hilafeti döneminde yer ve gök ehli, havadaki kuşlar bile O’ndan razı olacaktır.”
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Mehdi, İngiliz imalatı suni bir devlet olan Irak’ın sınırlarını da değiştirecek ve devletine dahil edecek
4.9— Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali (r.a.)’den, Buyurdu ki:
“Küfe mescidi’nin Abdullah b. Mes’ud’un evinin tarafındaki duvarı(sınırı) yıkıldığında, o zaman, o kavmin mülkünü (topraklarını, siyasi otoritesini) kayb etmesidir ve o mülkün zevali (elden çıkması, ortadan kalkması hadisesi) sırasında da Mehdi huruc eder (dışarıya/meydana çıkar).
[Kufe şehri Irak’ın Necef şehrinde bir yerdir. Kufe, Fırat nehrinin kenarındadır. Bağdat’ın 170 kilometre güneyinde bulunur.]
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Mehdi zamanında Allahsızlık (Ateistlik) yaygın olacak
4.6— Keza (N. b. Hammad), Ebu Hureyre’den tahric etti, Dedi ki:
“Açıkça Allah Teala inkar edilmedikçe Mehdi’ye biat edılmez.”
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Mehdi önce doğu alemine yönelecek
Geceleyin, doğudan bir ateşin görülmesi
4.21 — Ali oğlu Ebu Abdullah Hüseyin (ra)’dan rivayet edildi. Buyurdu ki:
“Semadan bir alamet gördüğünüzde ki o doğudan geceleri doğan büyük ateştir, o zaman insanlar (çok büyük dertlerden, sorunlardan, eziyetlerden, haksızlıklardan, katliamlardan v.s.) ferahlanacaklar. O alamet Mehdi’nin (açıkça meydana) çıkışı demektir.”
Gece: İçinden nasıl çıkılacağının bilinemediği çok sıkıntılı, çok zor zamanlar.
Ateş: (ki karanlık gecelerde görünüyor), gidilecek yolun/istikametin artık belli olması. Müslümanların, o devirdeki oyunları, ihanetleri, işleyen küfür sistemini anlaması, öğrenmesi ve kendilerinden emin şekilde doğru yönde ilerlemeleri. Yani yolun açılması…
Ateşin doğudan çıkması: Horasan’a, Tebriz’e, İsfahan’a kadar Türk/islam diyarlarının Mehdi’nin devletine tabi olması ya da daha da doğudaki, Asya’daki Türk devletlerinin/topluluklarının diğer devletlerden/milletlerden önce Mehdi’ye ve devletine tabi olmaları.
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Namuslu müneccimler/astrologlar onun Mehdi olduğunu hep bilirler
4.18 — Kesir ibn: Mürne El Huderi’den Buyurdu ki:
Ramazandaki olayların alameti, kendisinden (Ramazan ayından) sonra insanlar arasında ihtilafın olacağı semada bir alamettir (Astrologlar tarafından bilinir). Sen ona yetişirsen azığını gücün yettiği kadar çoğalt. (Naim b. Hammad’da bu hadisi tahric etti)
(“Semadan bir münadi nida eder” ya da “semada bir alameti vardır” mealindeki ifadeler çoğunlukla “Hakiki astrologlar, normal insanlardan önce o alametleri görürler, o hususları anlarlar, bilirler” manasınadır. Astroloji ile de bilirler, rüyalar ve başka metafizik yollar ile de onlara malum edilir. Gerçek Mehdi çıkmadan az öncesini, çıktığı vakti ve yapacağı şeylerin genel bilgisini bilebilirler.)
4.22 — Ebu Cafer b. Muhammed b. Ali (r.a.)’dan rivayet edildi. Buyurdu ki:
“Siz üç veya yedi gün, doğudan bir ateş gördüğünüz zaman Al-i Muhammed’in (Mehdi’nin) çıkmasını bekleyiniz, inşAllah’ü Teala, bir münadi Mehdi’nin ismi ile semadan nida edecek ki, doğuda batıda olan (hakiki astrolog ve meydumlardan olan) herkes bu sesi işitecek. Öyleki korkudan, uykuda olanlar uyanacak, ayakta olan çökecek, oturan ise ayağa fırlayacaktır. O sesi işitip de “icabet eden” kimseye Allah rahmet etsin. Zira bu birinci ses Cebrail’in sesidir.
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Bir kadının öldürüldüğü büyük vak’a
Medine’deki büyük vak’a
4.5 — Keza (N.b. Hammad) Ebu Hureyre’den tahric etti. Buyurdu ki:
“Medine’de büyük bir vakıa olur. Öyleki yağ taşları kan içinde kalır (Söz konusu yerin her tarafında kan dökülür. Çok fazla kan dökülür). Bu vak’ada bir kadının öldürülmesi, bir kırbacın sallanması kadar kolaydır. Bu olay Medine’den yirmi dört mil kadar yayılır. Sonra Hz. Mehdi’ye biat edilir.”
[Medine “şehir” demektir. Pek çok hadis-i şerifte “şehir” manasına kullanılmıştır ve herhangi bir şehir olabilir]
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Kır bir esed ve karşısında Süfyani…
• Süfyani’nin çıkışının, Hz. Mehdi’nin zuhurunun alametlerinden olduğu
4.53 — Naim b. Hammad, Kaab’dan tahric etti, O şöyle dedi:
“Beni Abbas’ın değirmeni döndüğü zaman… (Siyah) bayrak sahipleri (IŞİD ve el Kaide) atlarını (askeri araçlarını) Şam’da zeytin ağaçlarına bağladığı zaman… Ve bu ordu ile Allah, “Eşheb ve ailesini” yok ettiği zaman… Onlardan kaçacak ve saklanacak kimsenin kalmadığı zaman… Caferiler ve Abbasiler (de) düştüğünde (mağlup olduğunda)… -Ciğer yiyen oğulları- (yani Süfyani) Şam minberine oturduğunda (Şam’da hakimiyet kurup ele geçirdiğinde)… Berberi kavmi (Kuzey Afrikalılar) de Şam’a geldiği zaman… işte bu, Mehdi’nin çıkış alametidir (Mehdi o zor zamanlarda da bütün mazlumlar için mücadele verir ve Süfyani’nin önünü keser).
Eşheb: Kır, çil renkte olan aslan demektir. Ayrıca, evleri beyaz taştan olduğu için Suriye’nin Haleb şehrine, eskiden beri Haleb-i şehbâ denir. Esed: Aslan demektir. Gazanfer demektir. Eskiden Şam denilince sadece şu andaki Şam kastedilmezdi ve Şam o zamanlar çok geniş bir arazinin adıydı. Şu anda Kuzey Suriye denilen bölge de Şam’a dahildi. Osmanlı zamanında da Şam vilayeti denilen bölge, günümüzdeki Şam şehri ile sınırlı değildi ve çok geniş bir araziye Şam denirdi.
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
İstanbul’u Mehdi fethedecek
6.3 — Keza (N.b. Hammad) Cafer’den tahric etti, O şöyle dedi:
(…) Onun/Mehdinin ashabı/yardımcıları gece abid (çok ibadet eden), gündüz ise aslanlar (savaşçılar) gibidir (ki böyle tarif edilen kavmin Türk kavmi olduğunu diğer hadislerden kesin olarak anlamak mümkün.). Allah, Mehdi için Hicaz toprağını feth ederek hapisteki Haşimi’lerin hepsini de kurtarır. Siyah bayraklar ise Kufe’ye inip biat için Mehdi’ye adam gönderirler. Hz. Mehdi ordusunu her tarafa gönderir. Zulmü ve zalimlerin hepsini yok eder. Beldeler onun emrine girer. Allah Teala onun elindeki Konstaniyye’nin fethini müeyesser kılar.
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Küfe halkının mes’ud insanlardan olduğu
7.7 — İbni Said ve Ebni Ebi Şeybe, İbni Ömer’den tahric ettiler. O şöyle dedi: Ey Küfe ehli, siz Mehdi sebebiyle insanların en mes’udusunuz.
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Mehdi Afrikayı da adaletle dolduracak
7.9 — Keza (N.b. Hammad) Ebu Kubeyl’den tahric etti. O şöyle dedi:
“Afrika’da bir emir/idareci on iki yıl hüküm sürdükten sonra bir fitne görülür. Ve orasını adaletle dolduran esmer bir adam başa geçer (yeni idareci olur) ve sonra Mehdi çıktığında O’na biat ederek O’nun lehinde savaşır.”
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Şam’da görülecek küçük siyah bayraklı bir adam
7.8 — Naim b. Hammad, Kaab’dan tahric etti. O şöyle dedi:
“Bir adam Şam’a bir adam da Mısır’a malik olduklarında, Şamlı ile Mısırlı savaşıp, Şam Ehli, Mısır kabilelerini esir ettiğinde ve yine Şam’dan küçük siyah bayraklı bir adam görüldüğünde işte O Mehdi’nin itaatına girer.”
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Ashab-ı Kehf’in de Mehdi’nin yardımcılarından olması
7.15 — İbni Merdüye, Tefsirinde ibni Abbas hadisini merfu olarak tahric etti. O şöyle dedi:
“Ashabı Kehf, Mehdi’nin yardımcıları olacaktır.”
[Ashab-ı Kehf aslında yedi kişi değil. Daha fazla kişiler ve Allah’ın takdiri gereği hala hayattalar.]
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Mehdi’yi koruyan bulut
Ebu Naim, İbni Ömer’den tahric etti. O dedi ki, Resullulah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Hz. Mehdi, başı üzerinde bir bulut olduğu halde çıkacak. O bulutta bir münadi, “Bu, Allah halifesi Mehdi’dir. O’na tabi olun.” diye nida edecektir.”
[Peygamber efendimizin (s.a.v) zahiri/görünür zararlardan korunmasına da hazret-i Allah Tabut-u Sekine’yi, nam-ı diğer Ahid Sandığı’nı vesile etti. Hatta Ye’cüc ve Me’cüc’ün dünyadaki kalıntıları yani Yeşiller ve Griler, bu sebeple de hiçbir zaman peygamberimize hiçbir türlü zarar veremediler.
Rahip Bahira hadisesi meşhurdur, kaynaklara da geçmiştir. Rahip Bahira aslında iyi bir metafizikçiydi. Peygamberimiz daha çocuk yaşlarda iken Bahira ile bir noktada denk geldiler. Bahira, daha çocuk yaşlarında olmasına rağmen gördüğü o çocuğun gelecekte peygamberlik vazifesi verilecek bir kişi olduğunu, onun beklenen hak peygamber olduğunu da kabiliyetleri ile gördü, anladı. O çocuğun olağan üstü vesilelerle korunduğunu da gördü.
Rahip Bahira’nın, peygamber efendimizin başının üstünde bir bulut olduğunu gördüğü söylenir. O bulut, her bakanın, her gözün gördüğü, görebileceği bir şey değildi. O bulut denilen şey, herkesin görebildiği hakiki bir bulut olsaydı zaten daha çocuk yaşta iken peygamberimizin şöhreti dünyayı sarardı, çok sıkıntılar da çeker, tehlikelere de düşerdi. Mehdi’nin başındaki bulut da hakiki bulut olsaydı, aynı şeyler yaşanırdı, görmeyen, duymayan kalmazdı. Bulut denilen şey, metafizik ve teknolojik olarak koruma sağlayan Tabut-u Sekine ve onun yaydığı sinyaller, ışınlardı.]
(Bu yayın 25 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Rahip Bahira hadisesi
Rivayetlere göre Rahip Bahira metafizikle çok ilgilenmiş olan bir Yahudi idi. Sonradan Hristiyanlığı seçti ya da bir sebeple Hristiyan rahibi gibi görünüyordu.
Hz. Peygamberimiz(s.a.v) dokuz ya da on iki yaşında iken amcası Ebu Talib tarafından bir Kureyş kervanı ile Suriye/Şam’a götürülüyordu. Kafile her zamanki gibi Busra’da konakladığında Bahira her zamankinden farklı tavırlar sergiledi. Ziyafet hazırlattı ve ilk defa kafileyi ziyafete çağırdı. Ebu Talib ise, peygamberimiz zarar görebilir diye onu kervanın yanında bırakarak manastıra gitti. Bahira, gördüğü olağan üstü enerjinin hareket etmediğini, sabit kaldığını görünce, yemeğe gelmemiş olanların da gelmesini istedi.
Peygamberimiz de gelince, onu fark etti. O bulutun/enerjinin peygamberimizle beraber hareket ettiğini iyice gördü. Sonra peygamberimizin sırtındaki peygamberlik mührüne de baktı ve emin oldu. Kimin oğlu olduğunu sordu. Yetim olduğunu öğrenince “Ona iyi bak, onu iyi koru” dedi Ebu Talib’e ve ekledi “Bu çocuğu Şam’a götürme. Oradaki Yahudilerden de bu çocuğun kim olduğunu anlayanlar ve zarar vermek isteyenler olur” dedi. Ebu Talib ise işlerini hemen bitirerek geri döndü.
Bahira, peygamberimizin üzerindeki/etrafındaki o olağan üstü halleri metafizik kabiliyetleri ile görerek, o yaşa kadar peygamberimizi görenlerin hatta amcası Ebu Talib’in bile görmediği bazı şeyleri görmüş oldu. Peygamberimiz hem manen melekler tarafından korunduğu, etrafında çok güçlü bir manevi kalkan olduğu gibi, zahiri/görünür zararlardan da Tabut-u Sekine vesilesiyle korunuyordu.
(Bu yayın 26 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Türk tarafından gelen düşmanın mağlup olması
1.47 — Naim, Kaab’dan tahric etti, dedi ki:
“Mehdi, düzenlediği bir orduyu Türk’e (Türklerin bulunduğu taraftan gelen bir düsmana) gönderir, onları hezimete ugratır, esirleri ve mallarını alarak Sam’a getirir. Daha sonra köleleri azat ederek sahiplerine bedellerini öder.”
(Bu yayın 26 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)
___________________________________________
Hz. İsa (a.s.)’ın gökten sabah vakti ineceği
9.6 — İbni Mace, Ravyanı, İbni Huzeyme, Ebu Avane, Hakim ve Ebu Naim, Ebu İmame’den tahric ettiler. Dedi, Resulullah (s.a.v.) bize hitab etti. Deccal’i anarak şöyle buyurdu:
Medine (İstanbul), körüğün demirin pasını giderdiği gibi, içindeki pisliği giderir (türlü vesilelerle insan şeytanları yok olurlar, Ankebut Ağının mensupları olan satanistler ve masonlar yok olurlar ve şehirde Müslümanlar söz sahibi olurlar), O güne “kurtuluş günü” (İstanbul’un gerçek fethi) denir. Ümmü Şüreyk: “Ya Resullullah (s.a.v.) o gün Arablar nerede?” dedi. Buyurdu: Onlar o gün az olurlar (Arapların çoğu doğru yoldan çıkmış olurlar ve samimi olan az sayıdaki Araplar), imamları salih bir insan olan Mehdi olduğu halde, Beytül Makdis’e sığınırlar. Orada imamları kendilerine sabah namazını kıldırmak için öne geçtiği sırada, birde bakarlar ki İsa İbni Meryem (a.s.) sabah vaktinde inmiştir. Bu (büyük hizmetler etmiş ve İslam/insanlık düşmanlarını yenerek adaletle ve İslam hukukuyla müslümanları idare eden) imam (Mehdi), Hz. İsa’yı öne geçirmek için arka arka çekilir (O andan sonra İsa aleyhisselamın Müslümanların idarecisi olmasını ister). Hz. İsa (a.s.) onun omuzlarına elini koyar ve O’na der ki: “Geç öne namazı kıldır. Zira kamet senin için getirilmiştir.” (Sen idarecilik vazifene devam et) bunun üzerine imamları (Mehdi) onlara namazı kıldırır (Onların başında idareci olmaya devam eder ve İsa aleyhisselam ise ruhani/dini bir önder olarak hizmet eder.)
[Çok kesin şekilde anlaşılıyor ki hz. isa, pek çok hadiste karanlık geceye benzetilen fitne, küfür, zulüm zamanında değil de hz. Mehdi’nin bu devri iyice sonlandırmaya yaklaştığı ve adeta gündüzü getirir olduğu, İstanbul’u da fethettiği zamanda yer yüzüne inecek.]
(Bu yayın 26 Eylül 2022 tarihinde Akademi Dergisinin sosyal hesaplarında paylaşılmıştır)