– Daha önceden de herkese açık bir yazımda ifade etmiştim. Şimdi de tekrar ediyorum. Aramızda karadan bir bağlantı olmasa bile Lübnan halkı, Türkiye’ye bağlanmayı, Türkiye’nin bir parçası olmayı kabul ederse, hile karıştırılmayan bir referandum yapılır ve kısacık süre içerisinde bu gerçekleştirilir. Şu an itibariyle dünyanın askeri, siyasi, mali dengeleri, bu birleşme için çok çok daha uygun. Böyle bir birleşme hem Türkiye halkına hem Lübnan halkına hem de çevre halklara faydalı olur. Muhtelif zenginliklerin/imkanların üzerinde, çok dar şartlarda yaşatılan Lübnan halkı da artık Ankebut Ağına bağlı devletlerin danışıklı dövüşlerinin bir kurbanı olmaktan kurtulur. Lübnan’a da adalet gelir, huzur gelir, maddi ve manevi ferahlık gelir.
– Gürcistan ve Bulgaristan ile de ayrı-gayrı olmanın manası, faydası yok. Karadeniz’i Hazar denizine geniş ve uzun bir kanalla bağlarken… Hazar denizini de Basra körfezine uzun ve geniş bir kanalla bağlarken… Dünyanın hayran kalacağı bir Trakya projesini uygulamaya koyarken… Daha pek çok sanayi, ticaret, ziraat, hayvancılık, eğitim, tıp, inşaat, şehirleşme projelerini uygularken… Toplamda yüzlerce trilyon dolarlık yeni iş/gelir sahaları oluşacak. Bir yandan da Asya ile, Türk dünyası ile birleşmelerimiz çok hızlı süreçlerle tamamlanacak.
Türkiye’nin maliyesi birden uçuşa geçecek. Bu gün Irak, Suriye ve İran denilen, zamanında Londra merkezli sistem tarafından kurulan ve sınırları belirlenen o suni devletler de söz konusu birliğin içinde kalacaklar. Bu topraklar da üzerinde yaşayan topluluklar başta olmak üzere bütün Türkiye vatandaşlarına çok geniş maddi imkanlar sağlayacaklar.
Türkiye, kazanırken kazandıracak. Neden böylesine büyük projelerden, geniş imkanlardan Bulgaristan ve Gürcistan gibi ülkeler/halklar da daha fazla oranda yararlanmasınlar. Türkiye’nin çevresindeki bütün devletler/halklar, bu hususları ciddiyetle ve açıkça konuşmaya, tartışmaya başlamalılar. Zira, önceden haber verdiğim gibi bu süreç devam ediyor ve sona geliniyor. Türkiye hakiki hürriyetine kavuşuyor.
– Güney Azerbaycan’ın yer altı ve yer üstü zenginliklerinin bir an önce, iyi kazandıran şartlarda ve yolsuzluk karışmadan pazarlanması hususunda da muhtelif taraflar açık/somut bir şekilde oturup konuşmalılar. Daha önce de yazmıştım ki kış iyice bastırmadan bölgenin enerji/yakıt satışı hızlanacak ve başta o bölge olmak üzere bütün Türkiye halkının maddeten ferahlaması sağlanacak.
Türkiye olarak son dönemeçteyiz. Daha önce haber verdiğim gibi, son zamanlarda her şey lehimize oldu ve şimdi de haber veriyorum ki bundan sonra da her şey lehimize gelişecek. Aksi ihtimal kalmadı, görünmüyor. Türkiye’nin başına şer gibi görünen şeyler gelse bile onlar da hayra dönecek. O kadar muazzam ve mükemmel bir temel hazırlandı. Bundan sonra Türkiye’yi, gerçek ve adaletli Türklerin elinden alamazlar.
Bütün halklar çok çok geniş fikir, vicdan, inanç, ibadet ifade hürriyetleriyle yaşayacaklar. Teröre ve sömürmeye asla meydan bırakılmayacak. Dini, dili, rengi, mezhebi ne olursa olsun adalet önünde herkes eşit olacak. Lakin insanlığı felakete sürükleyen dini, cinsi, fikri sapıklıklara asla meydan verilmeyecek. İnsanlığa hizmet etmeyi, adaletle idare etmeyi ibadet gören, hayatını bu maksada adayan kadrolar yeni Türkiye’yi idare edecekler.
Öyle ise bütün taraflar bundan sonrasında İstanbul merkezli yeni Türkiye’nin ve yeni dünya düzeninin içinde mi dışında mı olacağına karar vermeli ve bunu ilan etmeli.
| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi
