Batı halkları değil, İran halkı zenginleşmeli

İran ordusu içindeki vatanseverler, ellerindeki askeri imkanlarla beraber sahaya inmeliler. İran halkının yanında saf tutmalılar. İran’ın içindeki İsrail, İran’ın içindeki İngiltere son darbeleri de almalı. İran artık hakikaten hür bir devlet olmalı. Sonra İran’ın kısımları arasından, İstanbul’un kontrolündeki bir Türkiye ile birleşmek, artık rahat, huzur bulmak isteyen herkes bu kararını ilan etmeli. Yapılacak referandumlarla birlikte bu iş kısa sürede halledilebilir.

Bölgenin yeraltı ve yerüstü zenginlikleri artık batılıları değil, bölge halklarını zengin etmeli. İran’da fabrikalar, devasa ziraat, hayvancılık ve enerji projeleri peş peşe başlamalı. Kasıtlı olarak kurutulan su kaynakları geri kazanılmalı. Kasıtlı olarak sağlanan kuraklık artık aşılmalı. Molla rolleri oynayarak İran’ı kanına, iliğine kadar sömüren gizli Hristiyan şebekesi artık tamamen çökertilmeli.

| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi

Her şey çok hızlı yaşanacak


İran’da şu anda herkes kendi oyununu oynuyor. Oyunlar içinde oyunlar da oynanıyor ama kazanan biz olacağız. İran meselesinde de Londra merkezli şeytani sistem kaybedecek. İngiltere ile danışıklı dövüşe dövüşe bu güne kadar İran halkını maddi ve manevi sahalarda sömüren sözde mollalar, o kara paracı hainler devrilecekler. Hamaney çoktan öldü. Ortada görünen Hamaney değil ama Hamaney rolü oynayan kişi de devrilecek.

Güney Azerbaycan çok kısa süre sonra topraklarımıza dahil olacak. Oradan aşağı/güneye doğru Basra körfezine kadar topraklarımız olacak. Oradan doğuya doğru ise Hazar denizinin altından Türkmenistan’a ve Afganistan’a kadar olan topraklar sınırlarımıza dahil olacaklar. İran krizi bitmeden Irak da karışacak ve orada da Londra merkezli sistem kaybedecek. Bu karmaşa sırasında sözde mültecileri de ülkelere göndereceğiz. Türkiye’ye mülteci akışının da önünü kesin şekilde keseceğiz. “Sorunları merkezinde çözen bir dış siyaset” dediğim şeyi açıkça uygulamaya başlayacağız.

Şu anda İran’da devam eden “haklı” ve “hukuka uygun” mücadelenin sönmesine asla izin vermeyeceğiz. Danışıklı dövüşen tarafların tamamını mağlup edeceğiz. Sadece İstanbul’un yanında samimiyetle duranlar bu safhada “kazananlar kulübünde” olabilecekler. Bu mücadele sırasında her türlü devlet imkanımızla “açıkça” bölge halkının yanında olacağız. İcap ettiğinde askeri müdahaleler yapmaktan geri durmayacağız. Had bilmez devletler olursa, onlarla askeri çatışmalara girmeye de her daim hazır olacağız. Ben dünya siyasetinde bunları hızlandıracak ve kolaylaştıracak müdahaleler de yapacağım.

Bu bir başlangıç ve çok sayıda toprağımızı Londra merkezli sistemin çizdiği suni sınırlardan ve suni devletlerden kurtarıp ülkemize dahil edeceğiz. Haber vermiştim, her şey çok hızlı yaşanacak.

İstanbul’un karşısında duranlar, hala Tayyip’i iktidarda tutmaya çalışanlar, İran’da yaşananları hazmedemeden kendi başlarının yandığını da görecekler. Rus halkı, kendilerinden beklenen “onurlu” duruşu sergilemeyecek olsa bile, yok etmeye yemin ettiğim o Putin’i de yok edeceğim. Lakin bu ihtimalde Rusya ve Rus halkı da mahvolacak.

İran’daki adaletle, huzur içinde, sömürülmeden yaşamak isteyen taraflar hemen Türkiye ile açıkça temas kurmalılar. Biz Türkiye’nin idaresini resmen elimize almamışsak da gayr-i resmi olarak bütün ana organlar elimizde… Ben bu kısımlarda hem Türkiye’ye hem de o bölgenin halkına ihanet etmek isteyenlere de izin vermeyeceğim.

| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi

..

Netleşmeli

Süreç işliyor, bizim tarafta herhangi bir karar değişikliği yok. Son saha kontrollerini, değerlendirmelerini yapıyoruz. Hala Tayyip’i başta tutmak ya da ondan hiç farklı olmayan altılı çete ile yola devam etmek isteyen bütün taraflar yani hala Londra merkezli “çökük” sistemle yoluna devam etmek isteyenler, iyice ayrışsınlar. Biz “Tayyip devri bitti” dedik ve bitti. Lakin, kendini ayakta tutamayan bazı zavallılar, Tayyip’i ayakta tutmaya oynuyorlar. Kimleri karşımıza, kimleri yanımıza alacağımızdan emin olmak istiyoruz. Herkes en kısa sürede safını netleştirmeli. İyi bilinmeli ki Tayyip’i hala iktidarda tutmak isteyen başka devletlerin liderleri/hükumetleri bile Tayyip’le beraber yıkılacaklar. Bunlardan bazı liderler ve güya iş adamları ise Tayyip’ten bile önce yıkılabilirler.

Ayrıca bilinmeli ki Avrupa’nın mali krizleri Türkiye’nin ve ABD’nin mali krizlerinden çok çok daha ağır olacak gibi görünüyor. Devasa bir Euro krizine de ayrıca hazırlıklı olunmalı. Ben sözde mültecileri göndermek yolunda ilerledikçe, ordumuzu Suriye ve benzeri yerlerden geri çekmek yolunda ilerledikçe ve cemaatimi temizledikçe, eş zamanlı olarak Ankebut Ağına onlarca farklı koldan darbeler vurdukça da hem Türkiye hem de dünya karışacak. Türkiye karıştıkça da Tayyip’in ve çetesinin sonu gelecek ama o anlarda eş zamanlı olarak en büyük darbeleri Avrupa alacak, Londra alacak.

Doğudan batıya doğru akan kara ve kanlı paralar iyice kesilecek. İnsanlar, İslam düşmanları tarafından ele geçirilmiş olan devletimin ve cemaatimin ne kadar insanlık dışı işlerde ve ne kadar ileri seviyede kullanıldığını gördükçe… Bağlantıların her yere nasıl çıktığını gördükçe… Türkiye’deki ve dünya genelindeki siyasetçilerin, iş adamlarının, muhtelif devletlerin kurumlarının bile bu sistemin içinde olduklarını gördükçe, hatta bazı milletler arası teşkilatların bile bu işlerin içinde olduğunu gördükçe inanmak istemeyecekler. Sonra onların öfkelerini ben bile sakinleştiremeyeceğim. Ben bile sahanın büyük çoğunluğunu kontrol altında tutamayacağım. Her şey çok hızlı şekilde yaşanacak. Ankebut Ağı ise hiçbir şey yapamayacak.

Bizim geri vitesimiz yok. Bu meselede son kararı verdik, mühletleri bitirdik, bunu da ilan ettik. Bu gerçek artık iyice anlaşılmış olsun ki kısacık süre sonra her yer yangın yeri olduğunda herkes kusuru kendinde arasın.

| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi

Daha çok gayret, daha cesur şekilde gayret vakti

(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında takipçileri ile yazışmalarının yayınlanmış halidir)

Akademi Dergisi takipçisi (Salim Yoldaş): Hocam bu işi ne zamandır biliyordunuz en uygun zamanımı gozlediniz

ne zamandır bu durumdan haberiniz vardı

daha anlatmadığıniz uygun zamanı gozlediginiz çok şey elinizde gibi duruyor

Hocaefendileri sakinleştirecek bir yazı yazın beni arayanlar mesaj atanlar var …çok uçuk iddialar diyorlar Hz Allah CC bize böyle bir kaderi ilahiyye çizdi hikmeti nedir bilemiyoruz dedim onlara ustazimizin başka yolu kalmamış ya ölecek tüm vazife İslam hizmeti çöpe gidecek yada hicret edecek başka çare yok…Hz Allah isterse ehli küfrü de İslam’a hizmet ettirir…bu yaşamamız gereken bir kaderdi bize imam Mehdi ve İsa a.s gelene kadar rahat yok bunu bilin …görev sorumluluklarınızı aksatmayin vazifelerinizi yapın bu durum açılacak Hz Allah herşeyi zahir edecek açacak siz görevinizde ilimle bilgiyle edep ahlakınızla adil bir şekilde devam edin biraz sabredin …Hz Allah herşeyi zahir edecek bekleyin sabredin diye onları rahatlattım

kurslarda görev yapan hocaefendilere yönelik bir yazı yazın ne yapacaklarını bilemiyorlar benim gibi şoktalar özellikle karacaahmetle ilgili hiç evlenmedigiyle ilgili kısımlar için

Mehmet Fahri Sertkaya: Zaten yazılı ve sesli olarak bu günleri haber verdim. “Çekilin, istifa edin, uzaklaşın” dedim. İhvana da “Maddi yardımlar yapmayın, kurban hizmetlerine bile dahil olmayın” dedim. Başka söze gerek yok. Hala anlatmadığım çok geniş meseleler, sarsıcı gerçekler var. Sahanın vaziyetini değerlendirerek “vakti gelmiş” dediklerimi anlatıyorum, anlatacağım.

Akademi Dergisi takipçisi (Salim Yoldaş): istifa edin uzaklaşın derken evliler var onlar ne yiyecek içecek sadece hocalık mesleği var…?

Mehmet Fahri Sertkaya: Hocalık meslek değil, rızıklarına Allah kefil. Bakacaklar başka başka işlere.

Akademi Dergisi takipçisi (Salim Yoldaş): başka bir yerde toplanmayacakmiyoz emirimiz kim kim bize abilik edecek diyecekler bu sefer

toplu şekilde yurumemenin bir yolu olmalı

bu insanları yalnız bırakmayız boşluğa duserler

Mehmet Fahri Sertkaya: Her şeyin vakti gelecek, ben her kısımda üzerime düşen her şeyi yapacağım. Lakin önce şu pisliğin iyice bir temizlenmesi süreci var. Ben şu haliyle ne şu devletin başına geçerim ne de şu cemaatin…

Akademi Dergisi takipçisi (Salim Yoldaş): biraz sabır diyorsun abey

herşeyin yeri ve zamanı var diyorsunuz

Mehmet Fahri Sertkaya: Sadece sabır değil, gayret… Daha çok gayret, daha cesur şekilde gayret vakti. Herkes bunun farkında. Onların imtihan süreci de yaşanıyor. Bir yandan bunca hainin bir kısmına da mühlet veriliyor. Bu işlerin hep manevi yönleri, hikmetleri var.

Akademi Dergisi takipçisi (Salim Yoldaş): bende beni arayanlara mesaj atanlara sabırlı olun herşeyi takip ederek bilgili ılımlı bir şekilde hayatınıza devam edin diyeyim

anlıyorum

Mehmet Fahri Sertkaya: Şu kısımda bile gerçek bir müslüman gibi, Süleymanlı evladı gibi durmayanların akıbetleri çok fena olacak. Onlar için son uzatmalar yaşanıyor. Hala mı susacaklar, hala mı gayret etmeyecekler, dik durmayacaklar. İşte ona göre muamale görecekler, dünyaları ve ahiretleri cehennem olacak.

Akademi Dergisi takipçisi (Salim Yoldaş): anladım hocaefendilerde biraz bazı şeyleri sorgulayacak ve görevlerinin yaninda dik durucak adaletsizliğe yol vermeyecek diyorsunuz

benim anlayamayacağım şeylerde var gördüğüm kadarıyla hocalarinda kafalar karışık fakat sorgulayanlarda var hiç yok değil

Hz Allah bir yol açınca ya kadar herkes elinden geleni yapacak diyorsunuz

Köşeye sıkışan Seyfettin Alkan’dan kaçamak cevaplar

Şu tavra bakınız… Bunca somut deliller, bunca acı acı gerçekler var ama beyimize göre iftiralar varmış, Allah ve resulü ve hazret-i üstazımız cevaplarını, karşılıklarını verecekmiş. Seyfettin’e şöyle denilmesi şart olmuş: “Sen koca Seyfettin Alkan değil misin? Bunca ilmi boşuna mı okudun ve bu cemaatin en önde gelen ilim sahibi ve ayrıca yaş/tecrübe sahibi kişilerinden biri değil misin? Dünyanın her yerinden hizmetteki kardeşlerimiz ilmi meseleleri seni arayarak soramıyor mu? İşine gelen ilmi meseleye cevap verip işine gelmeyenlere böyle mi karşılık veriyorsun? Hocalık bu mu? Geçtik, müslümanlık bu mu? Geçtik, insanlık bu mu? Ne demek ben bu konuların muhatabı değilim? Bu kardeşlerimiz sana sormayacaklar da İngiltere Kraliyet ailesine mi soracaklar? Beraber çalıştığınız Adnan Oktar suç örgütüne ya da Milli İstihbarat Teşkilatına ya da türlü terör ve ihanet örgütlerine mi soracaklar? Bu nasıl bir saçmalıktır, üçkağıtçılıktır, hukuksuzluktur böyle? Sen bizimle dalga mı geçiyorsun?”

Ha bu arada Seyfettin Alkan’ın, meşhur dondurma markası olan Mado’nun ortaklarından biri olduğunu bilmeyen yoktur. Geçenlerde Doğu Türkistan meselesinde tam bir Türk/İslam düşmanı gibi davranan ve açıklamalar yaparak milletimizim tepkisini de üzerine çeken Mado’nun diğer ortaklarını bilenler, araştıranlar var mı? Yahudiler, Ermeniler ve masonlar mı o diğer ortaklar? Seyfettin Alkan’ın başka nerelerde yatırımları, para işleri ve bağlantıları var? Bunları kimse araştırmayacak mı, her şeyi biz mi yayınlayacağız? Daha mühimi, çocukça yaşlardan beri ilim, hizmet yolunda olduğu anlatılan Seyfettin’in bu mal varlığına ne vesilelerle, nasıl, kimlerin aracılığıyla ulaştığıdır. Bu da devletimizin adli makamlarının artık tahkikat yaptırması gereken bir meseledir. Hala bu yaşananlara seyirci kalan adli yetkililerin tamamı görevini yapmamak ve bu türlü türlü vahim suçları ve suçluları korumakla da itham edilerek yargılanacaklar. Vatan hainlerinin yargılandıkları davalarda yargılanacaklar ve idam edilecekler. Bunların hiçbirine ceza evlerinde bu milletin vergileriyle bakılmayacak. Bu devlete ve millete bir kuruş daha zarar ettiremeyecekler.

| Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi