Biliyordu


“Dava muvaffak olsun da varsın bizim yerimiz caminin pabuçluğu olsun.”

diyen kişi, gerçek Süleyman Hilmi Tunahan hazretleriydi.

Kendisine, hizmet etme sahası/imkanı verilmeyen şu alemde, Yahudilerin, Satanistlerin, misyonerlerin, masonların, İngiliz casuslarının, kendi yolunu devam ettireceklerini hatta kendisi gibi gösterilen dublörler kullanacaklarını da biliyordu.


“Elimden gelen her şeyi denedim. En sonunda Çatalca’da çiftlikte gizlice talebe okutmak bile istedim, ona da izin verilmedi. Kendi devletimde, iktidarı ele geçirmiş başta Sabetaycı gizli Yahudiler olmak üzere türlü keferenin zulmü ve kastı altında yine de mesafe aldım. Müslümanları da gayrete getirmek istedim ama hep korktular, geri durdular. Zahiri planda, elimden başka bir şey gelmesi artık mümkün değildi. Hiç hareket sahası kalmamıştı. Peygamberlerin sünnetinde olduğu gibi, hicret etme vaktiydi. Şu şiddetli küfür zamanında şu dava, şu hizmet var olsun, benim hicretimden sonra da devam etsin, ben bu hususta da üstüme düşeni yaparım ve arkada da kalırım.” demek istedi. Öyle de yaptı…

Lakin cemaatimizi ele geçiren Londra merkezli malum sistem, gerçek üstazımızın bu sözünü de başka manaya çekerek hakiki kardeşlerimize aktardı. Gerçek Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.), tarikatının başını masonlar, kripto kimlikli kişiler tutacak olsa da kendisinden sonra çok büyük hizmetler nasip olacak kişilerin, hakiki evlatlarının yine de olacağını/geleceğini/yetişeceğini, ahir zamana dair hadis-i şeriflerden bile bilebilirdi ama Divan-ı Salihin’e zamanın sahibi olarak katılan bir hakiki mürşid-i kamilin bu bilgiye ve daha fazlasına ulaşması işten bile değildi. Şimdi, hazret-i Mehdi zamanını anlatan sahih hadislerde geçen ve Cehcah, Kahtani gibi isimlerle kendisinden bahsedilen kişileri/hususları araştırmanın vakti… Şimdi, sadece yolunu sapıtmış Şiilerde var zan edilen, Şia itikadı zan edilen “Mehdi’nin gaybet devri”nin yani bir süre insanlar arasında görünmediği devrin araştırılmasının vakti.

Bu günlerde, üzerlerine gidildiği halde konuları tartışamayan, izah edemeyen, telefonları bile kendilerini açıkça rezil ederek ve kaçarcasına kapatan sefiller, gerçek üstazımızın talebeleri değiller. Onların hepsi de Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerine benzeyen dublörler zamanında, İngiltere casuslarının idareyi elde tuttuğu zamanda okudular. Sözde talebeler hatta sözde damat Kemal Kacar dahi, hoca görünen gizli Ermeni ve gizli Yahudi kişilerce okutuldular.

Üstazımız hicret etti ama çok defa yolunun hakiki mensuplarını yani hakiki talebelerini/evlatlarını ziyaret etti. Onlardan himmetini esirgemedi.

| Mfs – Ezber bozan

Bir Yorum Yazın