Astrolog değiller, namussuzlar

Putin’in 2024 yılında neler neler yapabileceğini ciddi ciddi anlatan ve kendini mesleğinde iyi yerlerde gören astrologlar var. Bu sözde astrologların ne yiyip içtiklerini hiç bilmiyorum ve ilgilenmiyorum ama Putin 1 Ocak 2023’ü görebilirse bile çok ama çok zor bir işi başarmış olur. Diyelim ki gördü, 2023’ün ikinci yarısını görmesi imkansız… İkinci çeyreğini görmesi bile imkansıza yakın bir ihtimal…

Kendilerince hesaplamalar yaparken “Putin’in tam doğum saatini bilemediklerini ama bir şekilde çok yaklaşık olarak bunu bulabildiklerini” anlatıyorlar. Hangi Putin için bunu buluyorlar, bunu anlatıyorlar? Kaç tane Putin geldi, geçti? Biz kaç tane Putin öldürdüğümüzden emin değiliz, sayıları netleştiremiyoruz. Şu anda da bir biyonik robot Putin var sahada ve gerçek medyumlarla astrologların bu bilgiyi doğrulaması meseleden/işten bile sayılmaz. Doğrulamak isteyenleri çoktan doğruladılar.

Her hususta olduğu gibi astroloji ve metafizik sahasında da en büyük sorun ahlak, dürüstlük sorunu. Gördüğünün, bildiğinin, çözdüğünün aksini milletimize anlatan astrologlar, şayet çok içip çekmekten dolayı bu hallerde değillerse, akılları başlarında iken böyle yalanlar anlatıyorlarsa, karaktersiz, ahlaksız ve namussuzlardır. Bunların yeri ekranlar ya da yazılı yayın organları değil, ceza evleri ya da orası da yeterli olmayacaksa, mezarlıklardır. Yeniden topluma kazandırılamayacak kadar şeytanlaşmış kişilere, toplumun vergileriyle bir ömür ceza evlerinde bakılmasına, beslenmesine, sağlık masrafları da dahil türlü masraflar yapılmasına ben karşıyım.

İşin aslı şu…

Artık biz Türkiye içinde ve dışında oyunu çok daha sert oynayacağız, oynuyoruz. Bu güne kadar pek yapmadığımız işler de yapacağız. Gerekli her durumda, yetkisiz, hukuk dışı bile kabul edilecek olsa da tetik çekeceğiz. Metafizik sahada yapmadığımız bazı şeyleri de yapacak ve çok daha ağır/güçlü saldıracağız. Söylediğim gibi, zaten zamana yayıla yayıla ellerindeki metafizikçi kadrolarının işe yarar kısmını hep kaybettiler. Bu da dengeleri değiştirdi. Artık biyonik robotları ve içlerindeki uzaylıları hiç koruyamıyorlar. Kısa süre sonra biyonik robotların çoğu oyundan düşmüş olacak. Bunların haricinde sahada gerçek çatışmalara da gireceğiz, somut deliller de paylaşacağız. Türkiye başta olmak üzere onlarca ülkede halk hareketleri de başlatacağız ve o milletlerin de gerçekten hür olmalarını sağlayacağız.

Ankebut Ağını her yönüyle, her kısmıyla birlikte mahvedeceğiz. Şayet planlarım istediğim gibi sahada uygulanabilirse kısacık süre sonra Biden ve Kamala suretindeki biyonik robotlar, sahada olmayacaklar, durmayacaklar. Putin suretindeki biyonik robot da sahada tutulamayacak Tayyip’ten bile önce devrilecek. Kısmen ya da tamamen danışıklı dövüşen tarafların hepsi kısacık sürede peş peşe oyundan düşecekler. “Bu kadar büyük hadiseler nasıl gerçekleşti. Üstelik bütün bunlar nasıl oldu da bu kadar kısa sürede gerçekleşti” diye diye insanlar şaşırmış vaziyette tartışacaklar.

ABD, İngiltere ve Rusya batacak. Bunlardan ayakta kalabilenleri bile “büyük güç” olarak kalamayacaklar. Bunları ve burada anlatmadığım ama alakalı başka başka sarsıcı hususuları, söz konusu astrologlar ve medyumlar da görüyorlar. Lakin özellikle Türkiye’deki astrolog ve medyum takımının da çoğunun arkasında, Adnan Oktar ve Mehmet Haberal’ın görünür liderliğini yaptığı organize suç, terör ve ihanet örgütü var. Örgütün talimatlarına ya da izinlerine göre konuşabiliyor ve yazabiliyorlar.

Oktar’ın ve Haberal’ın da liderleri arasında bulunduğu söz konusu milletler arası suç, terör ve ihanet örgütünün Rusya’da, Azerbaycan’da, Çin’de, Avrupa ülkelerinde, İngiltere’de, ABD’de daha onlarca ülkede uzantıları ve ayrıca bağlantıları da var. Rusya’yı “danışıklı dövüşlerin bir tarafı” olarak ellerinde oynatıyorlar ve dünya insanlığının mışıl mışıl uyutulduğu, kandırıldığı, aldatıldığı, sömürüldüğü, katledildiği, dinden ve ahlaktan uzaklaştırıldığı “şeytani düzen”lerini ayakta tutmaya çalışıyorlar.

Oysa Putin’in geleceği hiç yok. Putin bitik karakter. Rusya’nın ise işi çok çok zor. Rusya halkı, bütün uyarılarıma rağmen Putin’i ve çetesini devirmedi, başlarından atmadı. Bu nedenle, bundan sonra Rusya, en iyi ihtimalle, çok içerilerde bir yerlerde, küçük bir toprak parçasında ve kendi derdine düşmüş bir devletçik olarak varlıkta kalabilir. Putin’i ve çetesini kollayan George Soros da alternatif planlarını uygulamayı deneyecektir ama o planlar/hamleler de işe yaramayacaklar. Bütün bunlar bu şekilde anlatılıp izah edildikten sonra bir ihtimal daha oluşur. Aralarında kısmı çatışma, çoğunlukla danışıklı dövüşme bulunan taraflar bile İstanbul’un karşısında ittifak ederler ve topluca İstanbul’a saldırırlar. Bu hususta da şunları derim ki yine de İstanbul’u oyundan düşüremezler, yok edemezler.

Kraliçe’nin içinde vazife yapan uzaylı kişi, hem deccal hem de İblis için çok özel bir kişi… Çok çok uzun zamandır sahada ve dünya insanlığına yapmadığı kötülük yok. Anlaşılan o ki Kraliçe suretindeki biyonik robottan öncesinde de başka başka Kraliyet ailesi mensubu kişilerin suretinde yapılmış biyonik robotları kullanmış. Onlar üzerinden de dünyayı, dünya insanlığını maddi ve manevi felaketlere sürüklemiş.

4 Mart 2022 tarihli ve “İt ürüyecek, kervan her zaman yürüyecek” başlıklı yazımda “Bundan sonra direnmek isteseler de kısa süre sonra bir an gelecek ve tepeden aşağı yıkılacaklar. Sadece cemaatimdeki hain tepe kadro değil, Kraliyet ailesine kadar bu işin içinde olan herkes tepeden aşağı devrilecek. ” dedim. Aynı yazıda ayrıca “Kraliçenin hatta dünyadaki en büyük şer merkezlerinden biri olan o kraliyet ailesinin de artık sonu gelmiş. Sonları çok yakın. Karşı karşıya geleceğim, çatışmalar olacak ve yine ben muzaffer olacağım” dedim. Aynı yazıda “Ya Hayy, ya Kayyum” rüyamı anlatıp tabir ederken “Lakin robot örümcek demek, çoktan uzaylıların kontrolüne girmiş olan Ankebut Ağı demek. Ona iyice darbeler vurup karşımda hiç seviyesine düşüreceğim ve sonra zombi kadınlardan birini, yani Kraliçe Elizabeth’i imha edeceğim, oyundan düşüreceğim.” dedim.

Ta 4 Mart’taki bu yayında bile her şey çok açık. Zombi yani öldüğü halde her seferinde ölmemiş gibi yoluna devam eden kişi… Bunlardan rüyamda iki tane var. Birini oyundan ben düşürüyorum, diğeri elimden kaçıyor. Benim oyundan düşürdüğüm kişi Kraliçe Elizabeth ama şunu da anlamak lazım. Rüyanın görüldüğü tarihte Kraliçe Elizabeth’in içinde vazife yapan ve kendi teşkilatınca çok kıymet verilen o uzaylı kişi… İşte o kişinin ölümü elimden olacak. Şu anda biyonik robotları öldü, sistemi aşırı arızalar yaptı ve ayrıca dünya siyasetinde Kraliçe Elizabeth karakteri köşeye sıkıştı, aciz kaldı, hareket sahası bırakmadım v.s. Şimdi ise aynı uzaylı kişi Kral 3. Charles’ın içinde faaliyetlerine yani bir manada zombiliğe devam ediyor. İşte bu oyuna bir son vereceğim. Bundan sonra zombilik yapamayacak. Zombi olarak bu günlere gelmişse yani sürekli biyonik robotlar/bedenler değiştirerek oyunda kalmaya devam etmişse bile artık edemeyecek, çünkü ben içindeki o “mühim, kıymetli” uzaylıyı da öldüreceğim. Üstelik buna çok çok kısa süre kaldı.

Şimdi biraz daha açarsak, ben bu dediğimi de kısacık sürede yaptığım gibi dünya siyaseti toz duman olacak. Her yer karışacak. İnsanlık düşmanlarının dengeleri alt üst olacak. Sinirlerine de hakim olamayacaklar. Ben ise bunu fırsat bileceğim. Onlar öfke kontrolü yapmak isteseler bile fırsata çevirip daha da daha da ağır darbeleri peş peşe vurmaya devam edeceğim. Bana karşılık vermeye çalışsalar da sabredip geri geri dursalar da sonuç değişmeyecek. Ben her iki ihtimalde de daha fazla darbeler vurmaya devam edeceğim ve “şiddetli çatışma” şartları oluşacak. Bir tufan, bir boran esecek ki günler içinde dünya siyasetinden onlarca hükumeti ve lideri silip atacak. Mafya babalarına kadar, bazı dini liderlere kadar, bazı muhalif parti liderlerine ve çevrelerindeki çetelere kadar, çok büyük holdinglerin patronlarına kadar, çok sayıda ordunun genel kurmay başkanlarına kadar, çok sayıda milletler arası teşkilatın tepe isimlerine kadar, herkes bu tufanda yok edilecek.

Ve Mart ayında ifade ettiğim gibi, karşımda o kadar aciz ve çaresiz kalacaklar ki sadece hakkımda iftira, yalan, karalama, yalancı şahit gibi ihtimalleri deneyecekler. Lakin it ürüyecek, bu kervan her zaman yürüyecek. Tek bir dünya devleti tesis edene kadar… Uzay çağına geçene kadar, başka dünyaları bile feth ederek oralara da adaleti, saadeti, mutluluğu götürene kadar… Oralardaki insan ve cin şeytanlarını da yok edene kadar… Güneşin doğduğu ve battığı yere gidene kadar… Güneşin batıdan doğduğu güne kadar bu kervan yoluna devam edecek. Kimlermiş o Kraliyetin mensupları, kimmiş o deccal ve kimmiş o İblis ki bu kervanın yolunu kesebilecek…

Biliyorum ki bu yazıdan sonra da dünya eski dünya olmayacak. Dünya üzerindeki büyük değişme rüzgarı daha da hızlanacak. Bunu daha da daha da hızlandırmak için şunları da yazayım. 15 Temmuz 2022 tarihli ve “Kraliçe Elizabeth ile bilek güreşi” isimli yazımda şu cümleleri yazmıştım:

“Sonra bu biyonik robotun içindeki uzaylı ile ayrıca bilek güreşi yapmak istedim. Rüya bu ya, karşımda bir bilgisayar ekranı ve ekrandaki görüntüde ise söz konusu uzaylı var. Onunla bilgisayar sistemi aracılığıyla bilek güreşi yaptım ve onu da yendim. Böyle olunca yanımdaki biyonik robot kraliçe “İki haftaya bütün dünya finansal/mali konularda beni değil artık seni dinler, sana uyar” dedi.”

| Mfs – Ezber bozan -Akademi Dergisi