Ayasofya İblis’in mekanıdır, vakti gelince yıkılacak

(Bu yayın, Mehmet Fahri Sertkaya’nın sosyal medya uygulamasında bir takipçisi ile yazışmasının tek taraflı olarak yayınlanmış halidir)

Bu gece çok şeyleri anlatasım var ama hakikatleri birden anlatmak doğru olmuyor. Madem sordun, genel çerçevede bilgiler vereyim.

Ayasofya ne Hristiyanların bir mabedidir, ne de Müslümanların bir mabededir.

Ayasofya İblis’in projesidir. İblis’in sistemine tabi olmuş uzaylı türlerin işidir.

İstanbul’un fethi ile Ayasofya’nın bir alakası da yoktur. Ayasofya, İstanbul’un hakimiyetinin temsili/sembolü de değildir.

Öyle kabul edenler de bilmeliler ki Ayasofya geçmişte hiçbir zaman Hristiyanlara ya da Müslümanlara “gerçekten” ait olmadı.

Sahte Fatih’in, sahte fetihten sonra Ayasofyayı tam bir camiye çevirmemesi bile İblis’in kararıdır.

Güya Hristiyanlıktan, aslında Satanistlikten kalan çizimler, semboller de bu emir icabı kazınmamış, tamamen yok edilmemiştir.

Hadis-i şeriflerde, sahabenin izahlarında, Hz. Osman’ın izahında, gerçek İslam alimlerinin izahlarında hep anlaşılır şekilde İstanbul’un ahir zamanda hz.Mehdi tarafından fethedileceği ifade edilmiş. Sonradan malum teşkilatlar bu kabullenişi aksi propaganda ile değiştirmişler.

İstanbul’un haber verilen fethi çok yakında gerçekleşecek ve o vakit Ayasofya ibadete açılmayacak, yıkılacak.

Evet, yıkılacak ve İblis’in mekanı, onun hakimiyetini temsil eden o mabed tarihin karanlık sayfalarına karışacak, lakin yıkılmadan önce detaylı şekilde görüntüleri alınacak, altındaki satanistlere ait gizli mabedler, tüneller, semboller, tünellerin çıktığı yerler tarihe geçecek. Bu hususlarda gerekli soruşturmalar adli makamlarca yapılacak, dünyaya da şeffafça her husus anlatılacak, gösterilecek, hiçbir şey gizli kalmayacak.

Milletler arası yargılamalar zaten pek çok konudan ötürü yapılıyorken, araya bu Ayasofya yargılamaları da dahil olacak.

Şimdilerde birden birden Kız Kulesi’nin tadilata alınması, bu bahane ile büyük kısmının yıkılması, büyük bir inşaat/tadilat/moloz işine girişilmesini de manidar buluyorum.

Çünkü bir süredir bahsettiğim, Ayasofya’nın altına da çıkan tünellerle, vahşet mekanlarıyla Kız Kulesi denilen mekanın da bağlantıları var

Belki birileri bunları çok hızlı bir şekilde imha etmek, tünellerin içindekileri de çok hızlı şekilde yok etmek istiyorlardır.

Öyle ya da böyle, kısa süre sonra zaten İstanbul boğazı tıraşlanarak genişletilirken, tarihi yarımada da denilen o kısım tamamen tıraşlanacak.

Ne Ayasofya, ne kriptoların yaptığı Sultan Ahmed sözde camii, ne o satanist piramitleri ve sütunları, ne diğer satanist mabedleri, ne Topkapı Sarayı kalacak. Hepsi tarihin lanetlerle anılacak. Tarihin karanlık sayfalarında yerlerini alacaklar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bir Yorum Yazın