Azerbaycan’ın kara paracı Dışişleri Bakanı Türkiye’ye boşuna geliyor. İsrail’e gitmeliydi. Çok sevdikleri, acayip bir yere koydukları İsrail yardımcı olsun Azerbaycan’a…
Nedir şu rezillik, nedir şu içler acısı hal… Bu kadar aleni sömürülmeye, asimilasyona, yozlaştırılmaya, yoldan çıkartılmaya, zulme sorunsuz şekilde itaat eden Azerbaycan halkı da istediği taraftan yardım/destek istesin. İsrail kim, ne zaman Müslüman Türk’ün dostu olmuş? Ne zaman devletten sayılır olmuş? Koca Azerbaycan Türkleri, nasıl olmuş da üç beş tane kara paracı gizli Yahudi hainin, mason hainin, Aliyev gibi gölgesinden korkan bir zorlama diktatörün karşısında bu kadar sessiz, tepkisiz kalmış. Kim dikmiş o Aliyevleri o Azerbaycan’ın başına? Hiç meşruiyeti var mı şu İlham Aliyev’in? Ya karısına ne demeli? Hangi millet onlar gibi pislikleri başında tutar? Azerbaycan SSCB’den ayrılalı hangi seçim ya da referandum hilesiz yapılmış? Masonlar türlü hileler bulaştırmadan yapılmış?
Azerbaycan’da Müslüman Türk gibi, onurlu bir millet gibi duranlar ise kardeşlerimizdir. Uzun zamandır ara ara tekrarla yazıyorum. Azerbaycanlılar ya titreyip kendilerine gelecekler, üzerlerinde ne seviyede oynandığını görecekler, kabullenecekler ve hemen istikamete dönecekler ya da üzerlerinden buldozer geçecek. Sapık bir yol olduğu en geç on beş dakikada anlaşılabilen Şiiliği de terk edecekler. Ashaba sövmeyecekler, Hz. Peygamberi incitmeyecekler. İtikadi sorunlar olmayacak. Samimi olacaklar ve İran üzerinden yapılan tahrifatı da bir hamlede kaldırıp atacaklar. Sonra yıkılmaz bir dağ gibi yanlarında duracağız. Ölümüne destek olacağız. Yoksa dinimize söven, dinimizi tahrif eden, Ashab-ı Kiram’a söven, hz peygamberin temiz hanımlarına sövenler, Türk olsa ne olur? Şah İsmail de Türktü ve Yavuz Sultan Selim Han durması gerektiği gibi durdu. Son derece samimi, adaletli ve gayretli oldu. Bitirmeyi çok istediği ama bitirmek nasip olmayan hizmetler nedeniyle şu Şia sapıklığı da bu günlere kadar uzadı. Bu ümmet artık yine bir Yahudi oyunu/hilesi olan Şiilik sorununu da çözecek. Keskin kılıç gibi kararlar alarak, tavırlar sergileyerek çözecek.
Birkaç defa geçecekti o buldozer Azerbaycan’ın üzerinden, durdurduk. Böylelikle Allah onlara daha fazla mühlet vermiş, daha da merhamet etmiş oldu ama neticede yine geldi dayandı tercih zamanı… Hiç zamanları kalmadı. Ya öyle, ya böyle… Ya şeytani bir sistemin harcayıp attığı yığınlar olacaklar, çoğunun mezarları bile belli olmayacak, üst üste yığılacaklar ya da Ehl-i Sünnet itikadıyla taçlanmış hakiki Türkler gibi duracaklar ve dünyada da ahirette başları dik olacak.
İstikamete dönmezlerse, biz Türkiye olarak Kraliçe’nin danışıklı dövüşlerinin basit bir piyonu olmayacağız. Zaten o çok sevdikleri İsrail sevk ediyor Azerbaycan’ı sonu felaket olan bu yola… Ankebut Ağının basit bir piyonu olmaya… Azerbaycan üzerinden zaten Türkiye’ye, en çok da İstanbul’a ayar çekilmek isteniyor. Ben türlü türlü oyunları, tuzakları yine bozacağım ve Türkiye’yi gereksiz sıkıntılardan uzak tutacağım. Üç tane haine gününü göstermeyen Azerbaycan’ı ise acı akıbetine bırakacağım. İstikamete dönmeyecek olanlar, gidip Kraliçe’den de destek isteyebilirler, İsrail’den de isteyebilirler. Ya da kara paracı, organcı, ayinci, İblis’e tapan Sanhedrin Hahamları’ndan da isteyebilirler. Fitnenin başı zaten onlar.
Böyle Türk olacağına, olmaz olsun. Azerbaycan’dakiler ya gerçekten Müslüman Türk gibi olsunlar ya da topluca kahrolsunlar.
Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi
