Denizlerin, göllerin sahillerinde… İstanbul boğazının iki yakasındaki sahillerde… Yakında yapılacak olan, dağların eteklerinden bütün Türkiye’yi dolaşacak olan geniş, uçsuz bucaksız su kanallarının iki yakasındaki sahillerde… Suyun dibine kadar gelmiş binalar olmayacak. Bundan sonra bu gibi yerlerin suya sıfır noktaları “kamu arazisi” olarak kalacak, korunacak. Bütün millet buralarda özgürce gezecek, buralardan özgürce istifade edebilecek. Hep dediğim gibi, Kanal İstanbul asla yapılmayacak. İstanbul boğazının pek çok yeri genişletilecek, traşlanacak. En çok da Anadolu yakasında traşlama yapılacak. Son birkaç asırdır boğaza yapılan kamuya ait sarayları hatta bazı camileri bile kriptolar yaptılar. Kendi tarzlarıyla, gizli sembolleriyle yaptılar, yaptırdılar. Bunlar zaten bir nevi “hakimiyet sembolleri” haline geldiler. Söz konusu sarayları ve sözde tarihi eserleri de yıktırıp arazilerini traşlatacağım. Boğazın iki yakasında da denize sıfır saray, yalı, restoran v.s. olmayacak.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi