Doğu ile batı alemi iyice ayrışacak. Saflar yeniden şekillenecek. Bundan sonra hadiseler daha hızlı, daha somut/görülür ve daha büyük şekilde yaşanacak. Siyasi, askeri, mali sahalardaki çatışmalar/mücadeleler danışıklı olmayacak, gerçek olacak.
Hindistan, hükmünü şimdiden kaybetmiş olan Kraliçe’nin ve onun piyonları olan ABD idaresinin emirlerine uyarak karşımda durursa… Şu kritik anda bu kadar vahim bir hata yaparsa… ABD gibi Kraliçe’nin basit bir piyonu, el yakmayan bir maşası olursa…Çok ama çok acımasızca karşılıklar vereceğim. Merhametimin büyüklüğü kadar, gadabımın büyüklüğünü de dünya konuşacak. Çok kısa sürede Hindistan’a neler olduğunu görenler, gördükleri halde inanmakta zorlanacaklar.
Biz Hindistan’da genetik kod sorunlarına kadar bütün tıbbi sorunları, hastalıkları çözmeyi… Enerji, temiz su ve gıda sorunlarını en kısa sürede çözmeyi… Çocukların, genç kızların ve kadınların muhafaza edildiği, korunduğu, adaletin olduğu bir aile, toplum ve hukuk düzeni tesis etmeyi… Kısa sürede Hindistan topraklarını en verimli hallere getirerek orayı dünyanın ziraat ve hayvancılık merkezlerinden biri haline getirmeyi… İşsizlik ve hayat pahalılığı, geçim zorluğu sorununu hızlıca çözmeyi… Yüzlerce büyük fabrika tesis etmeyi ve Hindistan’ı her sahada kalkındırmayı planlıyoruz. Denizcilikte ve balıkçılıkta Türkiye’de yapacağımız projelerin aynılarını Hindistan’da da tesis etmek istiyoruz. Hindistan’da herkesi dininde, dilinde, örf ve adetlerinde serbestlik içinde yaşatmayı planlıyoruz. Kraliçe ise, ateşe müdahale etmek için bir maşa olarak kullanmayı, harcayıp atmayı planlıyor. Diyeceğim odur ki Hindistan kendi iç kavgasını hemen vermeli, Hindistan’ın idaresinde Kraliçe’ye kulluk eden hiç kimse bırakılmamalı. Yoksa Hindistan’ın şimdiden sonra yaşayacağı acılar, felaketler, toplu ölümler, hastalıklar, bölünmeler, çatışmalar, savaşlar v.s. tarih kitaplarında geniş yer tutacaklar. Gelecek nesillerden insanlar, sarsıla sarsıla, gözleri irileşerek okuyacaklar.
Irak’ta sözü geçenlerin de Kraliçe’den, Papa’dan, bunların maşası olan devletlerin liderlerinden uzaklaşması gerekiyor. Yoksa Irak için de yolun sonu şimdiden görünüyor. AKPKK’den bir şey olmaz. Biz krize tam olarak müdahil olduğumuzda, karşımızda Kraliçeler, Papalar duramaz. Olan, evvela Irak halkına olur. Daha önce yazdım. Ortada Irak diye bir devlet aslında yok. İdarecilerin hükmü de tam geçmiyor ve onlar için en isabetli karar, referandum yaparak yeniden Türkiye’ye bağlanmak olur. Bu iradeyi sergilesinler, sonra yükü Türkiye sırtlanır, gereğini yapar. Aksi halde Irak’taki halk, onlarca sömürgeci ve kara paracı devletin ve türlü terör örgütlerinin tasallutundan, zulmünden kurtulamaz. Dahası, kısa süre içinde Türkiye karşısında maşa olarak kullanılan bir halka dönüşürler ve çileleri, dertleri, sorunları bir anda daha da büyür. Bir kuru ekmeğe, bir bardak içme suyuna, bir insanca muameleye hasret kalırlar. Kırk yıldır çektikleri acılar, çekeceklerinin yanında çok hafif kalırlar.
Tekrar tekrar anlatıyorum. Dünyanın müesses nizamı hızla çöktü, kalan son kısımları da çöküyor. Dünyada sistem hızla değişiyor. Herkesin şartları iyi okuması, doğru kararlar alması gerekiyor. Şu anlarda hata yapanlar, bu hataların bedelini en az yüz sene, ihtimal ki yüzlerce sene boyunca ödeyecekler. Oysa çok kısa süre sonra ne Papa, ne Biden, ne Kamala, ne ABD, ne Kraliçe ve kraliyet ailesi kalacak…
Mfs – Ezber bozan – Akademi Dergisi