– Tamamen benim ses kaydım gibi duran ama “montajla hazırlanmış ses kayıtları” paylaşılabilir, yayılabilir. Sadece insan kulağı ile bunların sahteliğini anlayabilmek imkansızdır. Hatta montajla hazırlanmış ve görünürde benim konuştuğum, tamamen gerçek gibi görünen sahte/montaj videolar da paylaşılabilir. Bizim hesaplarımızdan en az üçünde paylaşılmamış olan hiçbir kaydı dikkate almayın.
– İnternetim hala kesik. Bu yaşanan sadece bir internet arızası/krizi değil. Çok defa tehir olundu ama artık sona gelindi. Büyük bir çatışma yaşanacak ama koca dünyaya hükmettiklerini zan edilen teşkilatlar, çaresizce basit işler deniyorlar. Bunlardan biri de hala beni, benim mekanımda yok etmeye dönük denemeler. Bunu yapamadılar, yapamazlar. Büyük patlama öncesi, şu meşhur pim çekilmeden önce beni yok etmenin türlü yollarını deniyorlar.
– Düşmanlarımız arasından korkanları, geri çekilenleri, istifa edenleri, kaçanları, susanları, korkuyla gelişmeleri izleyenleri/bekleyenleri, arka plandan paralar ve adamlar kaçıranları, delilleri yok etmeye çalışanları, mahkemelerdeki davalara ayar çekmeye çalışanları, metafizikle çarpılanları, yıkılanları, teşhis konulamayanları, toplantılarını bile erteleyenleri v.s. anlatmaya saatler yetmez. Türkiye’de sessiz bir darbe aslında gerçekleşti bile… Türkiye’de artık mason teşkilatının hükmü yok. Dolayısı ile Türkiye’de artık Ankebut Ağı hakimiyeti yok. Pimi çekmeden beklediğim her gün ve her gece bizim lehimize hadiseler yaşandı.
– Direnebilen taraflar aslında uzaylı taraflar. Onlarla da (başta biyonik Kraliçe, Biden ve Soysuzla) benim/teşkilatımın çok büyük bir çatışması olacak. Sahada her an ani ve şiddetli gelişmeler yaşanabilir. Pimi benim çekmeme bile gerek kalmayabilir. Hep söylüyorum, pimi ben çeksem de kısa süre sonrasında kontrolü elimde tutmam mümkün değil.
– “Kanımın son damlasına kadar savaşacağım.” demek isterdim ama bana hiçbir şey olmayacak. 12 yıldan fazladır sahadayım. Bana iki ay ömür biçenlerden binlercesi çoktan öldüler. Cezaevi süreçlerinden sağ çıkamayacağıma emin olanların da bir kısmı çoktan öldüler. Korkanlar hep öldüler ama cesurlar işte sahadalar. Bizim taraftan da korkanlar, çekinenler varsa, ölmeyi yok olmak zan eden varsa, hemen şimdi safımızdan ayrılıp uzaklaşsınlar. Korkmayanlar ise her şeye ama her şeye hazır olsunlar.
Düşmanlarımın ölümden korktuğu nispette ölümü seven ve arzulayan bir kahramanlar ordusu ile düşmanlarımı yerle bir edeceğim.
Mizah olsun diye yazmıyorum, gayet ciddiyim ki bir gün insanlar geriye doğru bakıp “Üçüncü dünya savaşının çıkmasına ne sebep oldu” diye tartışırken, çoğunluk “İstanbul’da Mfs’nin interneti ve elektriği kesildi. Dahası, etrafında çok hadsizce baskı ve su-i kast teşebbüsleri oldu. Zaten büyük hadiseler olacaktı dünya genelinde ama bu şekilde olması, zaten ayarından çıkmış olan dengeleri iyice alt üst etti. Sonrasında gelişmeleri kimse kontrol altında tutamadı ve dünya savaşı açıkça patlak verdi.” diyecekler.
Ayrıca iyice anlaşılmasını isterim ki bütün dünyada elektrikler ve internet tamamen kesilse bile, ben yine de irtibatlarımla görüşebiliyor ve sahayı yönlendirebiliyorum.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi