Hala milleti kandırıyorlar, hala kara para peşindeler


AKPKK, Afrika’dan sonra, Venezüela’da da uyuşturucu üretimine başlıyor.

Sözde Ziraat Bakanı Vahit Kirişçi, Türkiye’nin Venezuela’da “buğday üretimine” yani uyuşturucu üretme işine başlayacağını açıkladı.

Siyasi ve askeri dengeler Ankebut Ağının ve AKPKK’nin istemediği yönde ilerledikçe, kaybedilen kara para sahalarının yerine yenileri, alternatifleri hemen bulunmak isteniyor. Bazıları ilaç yardımı gönderme görüntüsü altında, bazıları peynir götürme-getirme iddiası arkasında, bazıları ise buğday üretme iddiası arkasında büyük çaplı uyuşturucu işleri çeviriyorlar.

Bunları Biden da Kamala da Scholz da Macron da benzerleri de hep biliyorlar. Hepsi de zaten aynı merkeze çalışıyorlar.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Not:

AKPKK hükumeti 2014 yılında Afrika ülkeleri Nijer ve Sudan’da sözde buğday üretimine başlamış fakat bir netice alınamamıştı.

AKPKK’nin Nijer ve Sudan’daki tarım fiyaskosu

“Venezuela’da maliyet ve kalite sorunu var”

Hububat Tedarikçileri Derneği (HUBUDER) Başkanı Gülfem Eren:

“Venezuela, bir Güney Amerika ülkesi olup tropikal bir iklime sahip. Bu nedenle buğday üretilse bile ortaya çıkacak hastalık ve zararlılar nedeniyle Türkiye’deki uncuların kullandığı kalitede buğday üretiminin mümkün olmadığını düşünüyoruz. Ayrıca bu ülkeden Türkiye’ye buğday taşıma maliyetlerinin yüksek olması dezavantaj oluşturmaktadır. Bunun yerine buğdayın anavatanı olan Türkiye’de ekilmeyen alanların buğday üretimine kazandırılması, sulanan alanların artırılarak verimliliğin ve ülke içerisinde arzın artırılmasının daha düşük maliyetli ve kolay olduğunu düşünüyoruz.”

Venezüela’da buğday üretme hayali

Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, Türkiye’nin Venezuela’da buğday üretmesinin mümkün olmadığını şöyle anlattı: “Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı’nın Venezuela ülke sunumu, raporları, ürün matrisleri, müşavirlik raporlarını satır satır okudum. Bu raporların hiç birinde Venezuela’da buğday üretimine ilişkin bir bilgi, yönlendirme yok.

Bununla yetinmeyerek bu ülke ile ticaret yapan, gıda ürünleri, un ihracatı yapan özel sektör firmalarının temsilcileriyle görüştüm. Aldığım bilgilere göre ülkenin iklimi, toprağı buğday üretimine uygun değil. Geçmişte buğday üretimi için bazı çalışmalar yapılmış. Fakat ülkenin coğrafyası, iklimi buğday üretimine uygun olmadığı için bu üretim istenilen verimlilikte gerçekleştirilememiş.”

Venezuela aslında buğday ithalatçısı bir ülke. Hatta un da ithal ediyor. Üstelik Ticaret Bakanlığı’nın 2021 verilerine göre 81 milyon dolarlık un ithalatının yüzde 58’i Türkiye’den.

Yıldırım, şartların sağlanıp buğday üretildiğini varsaydığında da bunun maliyetinin çok olacağını söyledi: ”Un ithalatının yüzde 58’ini karşıladığımız Venezuela’da buğday üretip Türkiye’ye getireceğiz ve un yaparak tekrar bu ülkeye satacağız. Bu hem ekonomik hem de ekolojik olarak mümkün değil. Ekolojik olarak mümkün değil çünkü ülkenin iklimi uygun değil. Ekonomik olarak mümkün değil çünkü ürünün oradan Türkiye’ye taşınması ve tekrar ihraç edilmesi çok büyük maliyet.”

Ecelden kaçılmaz


Türkiye’ye hangi taraf elektromanyetik saldırılar (Suni afetler) yaparsa yapsın, yapıldığı gibi biz Türkiye olarak ilk önce İsrail’in üzerine yürüyeceğiz. Çünkü kim yaparsa yapsın, hepsinin arkasındaki şer merkezlerinden biri İngiltere ise diğeri de İsrail… Bütün dünyanın başına bela olmuş o İsrail denilen şer merkezini haritadan silmekten hiç çekinmeyeceğiz. Bunun için ödenmesi gereken bedeller varsa, hepsini de ödeyeceğiz. Bunun için üçüncü dünya savaşının sıcak çatışmalarını başlatmam gerekiyorsa bile bunu yapacağım.

Herkes bunu böylece bilsin. Vatanımızdaki adamlarını ülkelerine çekenler, buralardan uzak tutanlar da bilsinler.

Ve herkes bilsin ki cepheyi asla terk etmeyeceğim. İstanbul’u terk etmeyeceğim. Korkaklar, topluca kaçanlar, silahı yüreğiyle değil de eliyle tutanlar hep ölürler ama ben kesinlikle ölmeyeceğim.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Silah elle değil, yürekle tutulur

Geliyoruz

Şimdi vakit daha da azaldı.

Güney Azerbaycan, Kuzey Irak, Kıbrıs, Ege adaları ve Yunanistan yolcuları kalmasın! Dünya dengeleri ve siyaseti kilitlendi. Önümüzdeki 15 gün boyunca karşımıza hiç kimse çıkamaz. Bizler bir bütün olarak böyle devam ettikçe, sonrasında da kimse çıkamaz.

Metafizikçi komandalar saha unsurlarını çok kısa süre daha ezecekler, bu arada bazı siyasi ve askeri hadiseler yaşanacak ama hepsi lehimize olacak. Hemen sonrasında işgal altındaki topraklarımızı kurtaracağız. Türkiye’nin ve dünya insanlığının sorunlarını temelden çözme sürecini somut olarak başlatmış olacağız.

Kahraman ordumuz dünyayı şaşkına çevirecek. Seferler için son hazırlıklar tamamlansın.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bomba

Şu anda,

AKPKK’yi, MHPKK’yi, MİT’i, Türkiye’deki Mason teşkilatını…

Ayrıca İsrail, ABD, İngiltere devletlerini ve en çok da gizli servislerini…

Şahıslar olarak da en öncelikli olarak Adnan Oktar, Oktar Babuna, Devlet Bohçalı, Solomon Soysuz, Abdülhamid Gül, Recep Tayyip ve Meral Akşener’i…

Peşleri sıra, adli ve idari kurumlarda vazifeli binlerce mason ve kripto kimlikli devlet memurunu aynı anda patlacak bir bombaya bakıyorsunuz.

Öyle bir bomba ki bu, patlarsa nükleer bomba misali bir tesiri olacak. Merkez noktasından en dış halkaya kadar kim ve ne varsa yıkıp atacak. Ortaya çıkanlarla dünya insanlığı şaşkına dönecek.

Türkiye’de ve dünyada aslında nasıl bir sistemin işlediği… Türkiye’deki hain hükumetler eliyle, devlet kurumlarımız eliyle nasıl da Müslüman Türklerin harcandığı… Mahkemelerin, adliyelerin, cezaevlerinin hatta hastahanelerin ne hallerde oldukları… Devlet sistemimiz içindeki gerçek paralel devlet sistemi… Bu gerçek paralel devletin insan ve organ kaçakçılıkları… Fuhuş işleri, uyuşturucu kaçakçılığı, terör işleri, silah kaçakçılığı ve her türlü pislikleri… Herkesin gözleri önüne serilecek.

ABD, İsrail, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya başta olmak üzere, onlarca ülkede peş peşe benzer bombalar patlayacak, iktidarlar devrilecek, masonlar ifşa olacaklar ve dünyanın her yanında dev gibi yangınlar devam edecek. Zaten tamamen çökmek üzere olan Ankebut Ağı tamamen alev alacak ve bu yangınını söndürebilecek gücü de olmayacak.

Ve bu bombanın pimi şu anda elimde duruyor. Her an pimini çekmek üzere olduğum bu bombanın pimini tam olarak ne zaman çekeceğime ise sahanın şartları karar verecek.

“Sahaya iniyorum” dedim. Defalarca erteledim. “Anlamıyorlar, bütün dünya karışacak” dedim ama ben ikazlar ettikçe anlamadılar, dinlemediler ve bu vakte, bu şartlara gelindi. Bu, tamamen onların tercihiydi.

Ben sahaya iniyorum. Yanandan, yıkılandan, sıkılandan, asılandan, batandan, bitenden, çökenden, ölenlerden, hiçbir şeyden ben mesul değilim. Yansın dünya, saniye tereddüt edersem Mfs değilim.

Mehmet Fahri Patlayankaya | Akademi Dergisi