MFS Bildirisi

1- Türkiye’yi Ankara hükumetinin değil, İstanbul hükumetinin idare ettiği gözler önüne serilmiştir.

2- Bundan böyle Türk ordusunun sadece Türkiyenin, Türk milletinin hizmetinde olacağı ve Türk düşmanlarının planlarına maşa olmayacağı, dosta, düşmana gösterilmiştir.

3- İstanbul hükumetinin ve ordumuzun, Türkiye’nin sorunlarını, sorunların merkezinde çözme kararlılığı devam etmektedir. Lakin, bu yapılırken Kraliçe’ye, ona kulluk eden Biden’a ve benzerlerine asla meydan verilmeyecektir. Türkiye bundan böyle resmen ilan edilmemiş bir sömürge ülke değildir.

4- Türk ordusu, kendisine karşı hukuksuz surette kuvvet kullanmadıkça asla dost ve kardeş Suriye ordusuna karşı kuvvet kullanmayacaktır. Türk/İslam düşmanlarının sinsi planlarına ve tuzaklarına karşı daima uyanık olunacaktır.

5- Ordumuz, bölgedeki diğer orduların da ABD/NATO güdümünden çıkartılması için üzerine düşenleri yapacaktır. Ordumuz bölgede emniyetin, istikrarın, adaletin vesilesi olacaktır. Bu maksatla öncelikle ülkemiz içindeki NATO ve ABD üsleri ivedilikle kapatılacak, örnek bir duruş sergilenecektir. Çevremizi sarmış ABD ve NATO üslerinin kapatılması için yapılması gereken hiçbir müdahaleden geri durulmayacaktır.

6- Türkiye’nin ve bölgenin bitmek bilmeyen türlü sorunlarının temel kaynaklarından birinin de işgal altındaki topraklarımızda güya tesis edilmiş olan İsrail olduğu bir kez daha gözler önüne çıkmıştır. Bu sözde devletin bir de Büyük İsrail Devleti yapılmak istenmesi, bu maksatla Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ismiyle tamamen hukuksuz bir projenin peşine düşülmesi, ülkemizdeki ve bölgemizdeki sorunların ana sebeplerinden biridir.

7- İsrail ve BOP menfaatleri için mücadele veren kripto kimlikli kişilerin ordumuzdan ve devletimizin diğer kurumlarından ivedilikle uzaklaştırılması zarureti gözler önüne serilmiştir.

8- Bu kişilerin de ihanetleriyle, söz konusu dış güçlerin de talimatlarıyla bu güne kadar milletimizin iradesine inat surette ülkemize getirilen ve ülkemizde tutulan sözde mültecilerin bir an evvel topluca sınır dışı edilmeleri de zarurettir. Bu husus, bir milli emniyet meselesidir.

9- Memleket dahilindeki ve haricindeki Türk düşmanlarından talimat almakta olan Ankara hükumetinin iyice çıkmaza girdiği, iyice savrulacağı ve şimdiden sonra çok büyük bir hızla dağılacağı aşikardır. Bu ihanet güruhunun, bu gayr-i meşru hükumetin, kendileriyle birlikte ülkemizi de dağıtmasına katiyen izin verilmeyecek, her hangi bir emniyet boşluğu oluşmaması için her türlü tedbir daima alınacaktır.

10- Ordumuz içindeki subayların ve devlet kurumlarımız içindeki memurların arasından Mason tarikatlarına, misyoner tarikatlarına mensup olanlarının bir an önce tasfiyeleri ve yargılanmaları için çelik gibi bir irade sergilenecektir.

11- Bundan böyle ordumuz, Türkiye üzerinde ya da çevresinde yapılan insan, organ ve uyuşturucu kaçakçılığı dahil her türlü kara para işlerine mani olmak için daha tesirli mücadele edecektir. İşlenen insanlık suçlarına katiyen izin vermeyecek, sahada bu işleri icra etmekte olan insanlık düşmanlarının etkisiz hale getirilmeleri için Emniyet Teşkilatı unsurları ile senkronize hareket edecektir. Ankara hükumetinin meydan vermesi hatta teşvik etmesiyle, Mason tarikatının da talimatlarıyla bu işlere bulaşmış ordu mensupları ivedilikle tespit edilerek yargılanmaları temin edilecektir.

12- Ülkemizde, çevre ülkelerde Türk/İslam unsurlarına karşı uygulanan hukuksuzluklara müsamaha gösterilmeyecek ve iktiza eden müdahaleler yapılacaktır. Güney Azerbaycan, Kuzey Irak, Kıbrıs, Ege adaları gibi işgal altındaki topraklarımız başta olmak üzere, işgal altındaki bütün topraklarımızın ana vatana dahil edilmesi, öncelikli meselelerimizden olacaktır.

Akademi Dergisi | Mehmet Fahri Sertkaya

Panik yapmayın

Kraliçeniz saçlarını yolmakla ve “Kaybediyoruuumm” diye bağırmakla meşgul. Krizi geçince, etrafını ve dünya sahasını daha net görecek. O zaman bir daha ve daha büyük krize girmemişse, hepinize yardım etmenin yollarına bakacak.

Ayrıca, Türkiye’de olduğu gibi ABD’de de bir hükumet kalmadı. Yine de ABD/NATO tarafı da “yardım listesi” hazırladı. Hepinizi alt alta sıra yaptılar. Her hangi bir çıkış yolu bulabilirlerse, sıra ile sizlere yardım etmeye başlayacaklar. Önce kendi başlarını kurtarsınlar, sonra artık hangi birinizden başlayacaklarsa, sizlere de yardımcı olacaklar.

Her ne olursa olsun ümidinizi kaybetmeyin. “İblis babanıza yalvarın” demek isterdim ama onu da bu günlerde çok çok fena çarpıyoruz. Kendi derdi önce geliyor.

İşte sıkın bir şekilde dişinizi. Elbet bir şeyler olur. Yeter ki ümidinizi kaybetmeyin.

Bombardımana başlayacağız

Ukrayna cephesinde, Rusların karşısında olan bütün siyasi ve askeri unsurları, 26 Mayıs 2022 Perşembe TSİ 14:00 itibariyle metafizik tekniklerle bombardımana başlayacağız.

Şu batak haldeki batının kibrinden, sinsiliklerinden, benim ülkemde bile bana ayar çekmeye dönük çabalarından, nohut kadar beyinleri ve kararlarıyla güya bana oyunlar kurmaya çalışmalarından gerçekten çok sıkıldım. Her seferinde “Bu kadar ahmaklık olamaz” diyorum ama her seferinde yeni bir ahmaklıkları ile meşgul olmak, vakit kaybetmek zorunda kalıyorum. Böyle süreçlerden hiç de tat almıyorum. Ülkemdeki sözde mültecilerden de çok sıkıldım. Kasıtlı olarak gıda krizi oluşturulmasından, hayat pahalılığına sebep olunmasından, ziraatın ve besiciliğin çökertilmesinden, hala vergilerimizin bile çalınmasından ve her şeyden çok sıkıldım.

Şu Kraliçe’ye ve piyonlarına haddini bildirmenin daha binbir türlü yolu var ama şimdilik Ukrayna cephesinde sadece metafizikle sınırlı kalacak bu operasyonumuz, her an gerçek sahadaki bir mücadeleye de dönüşebilir. Her an dünyanın çok farklı yerlerinde daha başka cephelere de yayılabilir. Kafalarda soru işareti olmuştur, şu kısmı da izah edeyim. Tayyip’i sessizce devirdim. Evet, Türkiye’de artık AKPKK’ye ve danışıklı muhalefete, açıkça görünür bir darbe yapmaya gerek bile kalmadı. Çapı en dar olan kişiler bile en geç iki haftaya kadar, peş peşe yaşanacak hadiseleri gördükçe, anlatmak istediğimi iyice anlarlar.

Dünyadaki çapı geniş kişiler, Türkiye’de ve yakın çevresinde iplerin artık Kraliçenin değil benim elimde olduğunu bir kez daha görmüş bulundular. Dünyanın çok farklı yerlerinde de Kraliçenin değil benim sözümün geçtiğini onlara daha da anlaşılır şekilde göstermek gerekiyormuş ve bunu yapıyoruz, yapacağız.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Değişen bir şey yok


Daha önce en açık şekliyle yazmıştım ki Tayvan meselesi, bizim meselemiz değildir. Tayvan’ın başına ne geldiği ile hiç ilgilenmiyoruz. O yazıyı yazdığım tarihten bu güne kadar bu meselede bizim için bir denge değişikliği yaşanmadı. Dolayısıyla kararımız da değişmedi. Bu meselede Çin tarafında da değiliz. İlla ki taraf tutmamız gerekirse Çin’in Tayvan karşısında galip taraf olmasını isteriz.

İlerleyen zamanlarda neler yaşanır, dengeler nasıl değişir bilemeyiz ama şimdilik bu meselede duruşumuz bu şekilde ve çok da net. Ukrayna meselesinde de zaten en başından itibaren Rusların Ukrayna’yı ezip geçmesini isteyen taraftım. Şu an itibariyle de aynı karardayım. Rusların, Ukrayna meselesini askeri yollarla çözmekten başka çaresi yok. Mevcut savaşı çok geniş kapsamlı bir savaşa dönüştürmeleri de bize rahatsızlık vermiyor, vermeyecek. Ukrayna meselesinde Çin’in de Rusların yanında olması yine bizim için sorun olmaz.

Aslında Çin tarafı gereksiz takıntılarından tavizler verse, bizim hassasiyetlerimize dikkat etse, biz Tayvan meselesinde Çin’e destek bile veririz. Sadece Tayvan meselesinde de değil, bölgedeki başka meselelerde de Çin’e destek verebiliriz. Hatta Japonya ve Güney Kore karşısında da Çin’in galip gelmesini isteyen bir duruşumuz olur. Sadece uzaktan uzağa metafizik destek vererek bile çok şeyleri değiştirebiliriz, dünyanın bundan yana hiç şüphesi kalmadı ama metafizik destekten çok çok daha ötesini verebiliriz. Dünyadaki pek çok askeri, siyasi ve ticari kararı değiştirebilir, Çin aleyhinde olan/olacak pek çok gelişmeyi/hamleyi durdurabiliriz. İstanbul’un gücü artık tartışılamaz surette gözler önünde…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Parmaklarımız tutuldu

İsrail için ölmeye hazır hiç kimse yok mu bu Türkiye’de?

Sizler nasıl Yahudilersiniz, atalarınız sizleri görse yüzlerinize tükürürdü?

Haydi, korkmayın, çıkın meydana, Büyük İsrail projenizi ölümden döndürmek için son hamlelerinizi de deneyin. Ordumuzu yalanlarla, hilelerle Suriye’de harbe sokmayı deneyin? Olmuyor mu, gönderemiyor musunuz? Olmuyor mu, ölmeyi göze alamıyor musunuz?

Kurşunlarımızı, kardeş ve dost Suriye ordusu askerlerine değil de yüzde doksanı sünni müslüman olan Halep halkına değil de size sıkacağımızı mı biliyorsunuz? Toplarımızı gözünüze sokacağımızı mı biliyorsunuz? O hışımla İsrail isimli sözde devletinizi de haritadan silebileceğimizi mi biliyorsunuz?

İsrail devletçiği kan ağlıyor. Çaresizlik içindeler. Sahte süper güç ABD ortada görünmek bile istemiyor. Austin masaları yumruklamaktan, orayı burayı arayıp sinirle görüşmeleri kapatmaktan başka bir şey yapamıyor. Biden zaten etkisiz eleman. Avrupa Devletçikleri Birliği (AB) “Bizim silahımız ve mühimmatımız bile yok. Bizi hiç hesaba katmayın.” açıklaması yapıyor. Ortada kaldınız.

Yok mu aranızda “Ben bu gidişi bozarım, ben yürek yemiş gizli Yahudilerdenim. Türkiye bizim kontrolümüzde. Hala güçlüyüz. Türk ordusunu İsrail menfatlerine olacak şekilde Suriye’ye sokarım. İstanbul’un iradesini tanımıyorum. Kurşunlarla dans edebiliyorum.” diyebilen?

Haydi, bir adım öne çıksınlar. Parmaklarımız tutuldu tetikte hazır bekletmekten…

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi