Deniz mahsülleri yemeyin, yağmurda ıslanmayın, kaynatmadan su içmeyin

Stratejik silahlarla saldırılar devam ediyor.


Türkiye ağır saldırı altında… “Kış bitmiyor” diye baştan yazmıştım. Detayları da biliyordum ama yazmamıştım. Hala yazmayacağım ama bu kadarını da yazmak lazım. Aradaki iyi insanlar bari öğrenip şahsi tedbirlerini alsınlar.

Türkiye’de mevsim normallerinin dışında, suni tekniklerle yağışlar olması sağlanan bölgelerde yaşayan yüksek sayıda insanda, bulantı, kusma, ishal şikayetlerinin görülmesinin üzerine düşülmeli.

Suni tekniklerle yağışlara sebep olunabildiği gibi, bu yağışların arasında zehirli kimyevi maddelerin ya da hastalıklara sebep olan biyolojik virüslerin de yere inmesi, insanlara, hayvanlara, bitkilere bulaşması sağlanabiliyor. Çoktan yazıp ikaz etmişim ve “Sakın suları kaynatmadan içmeyin.” demiştim. Damacana ile nakil edilen su bile olsa, dağdan akan en güzel sulardan bile toplansa, hiçbir su kaynatılmadan içilmemeli.

İnsanların derilerini ve sonra etlerini yiyen, parçalayan, yakan biyolojik virüslü saldırılara karşı da ayrıca tedbirli olunmalı. Seyretilmiş nükleer bombalı saldırılara karşı tedbir alınması gerektiğini de tekrarla yazmıştım. Öncesine şahsi tedbirler alınamıyorsa bile, hiç değilse patlamadan sonraki kısma dair tedbirler alınmalı.

Türkiye’nin denizlerinde, çoktan acil durum ilanı gerektirecek seviyede aşırı gaz sızması var. Yer altından çıkan muhtelif gazlar deniz suyunun rengini değiştiriyor, çok kısa sürede çok geniş alanda alglerın oluşup renk değişmesine sebep oluyor. Müsilaj benzeri sümüksü yapıda maddelerin oluşmasına sebep oluyor. Herhangi bir devlet olsa, şu ana kadar konuyu dünya gündemine bile taşırdı. Dünyanın her yerinden uzmanları da çağırırdı. Birkaç büyük şehri ise kademeli olarak boşaltırdı. Lakin burası Türkiye… Adı Türkiye olan, bütün her şeyiyle idaresi Türk düşmanlarının elinde olan bir ülke… Bu gazları yer altında oynayan, toplayan, sıkıştıran, sızdıran taraflarla Türkiye’deki idareciler zaten aynı taraflar. Birbirlerinden ayrısı, gayrısı yok.

Böyle bir anda devletin yapması gereken yüzlerce acil ve mühim müdahaleyi yapmıyorlar ama insanlar şahsi tedbirler alabildikçe almalılar. Şu zamanlarda deniz mahsülleri yenilmemeli. En çok da midyeler başta olmak üzere her türlü deniz kabuklusunu yemekten kaçınılmalı.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Bir Yorum Yazın