Büyük bir ihtimal var


Kısa bir zaman sonra www ağında büyük sorunlar yaşanabilir. Dünya genelinde ya da dünyanın büyük kısmında internete erişim çok uzun süreli olarak kesilebilir.

Devlet kurumları arasındaki irtibatı sadece internet (www ağı) üzerinden sağlayan devletler başta olmak üzere… Şirket içi irtibatını sadece internet üzerinden yapan çok büyük şirketler… Ayrıca ticaretinin (alış ve satışlarının) tamamını ya da çok büyük bir kısmını internet üzerinden yapan şirketler… Bir anda neye uğradıklarını bile şaşırabilirler.

Ayrıca daha önce de yazıp uyarmıştım. Çok kuvvetli elektromanyetik saldırılarla bilgisayarların, sunucuların, akıllı cep telefonlarının ve benzeri cihazların bir anda yanıp çalışmaz hale gelmesi ihtimali de çok zayıf durmuyor.

Dünyada kabul görmüş internet (www) ağının haricinde kendi internet ağını da kurmayan ve kullamayan devletlerin hürriyetleri büyük risk altında. Türkiye de “ttt” ağını derhal kurmalı.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Yıllardır bu günleri hazırlıyoruz

Açılan bütün yollardan bütün vatanseverler hiç zaman kaybetmeden yol alacaklar. Hiçbir şeyden, hiçkimseden çekinmeyeceksiniz. Karşımızda durabilecek gerçek bir güç unsuru kalmadı. Dünyanın yeni merkezi artık İstanbul oldu. Türkiye değil, bütün dünya yangın yerine dönecek olsa bile bir adım geri atmayacaksınız. Çizdiğim ve açtığım yollardan hep beraber ilerleyeceğiz.

Sadece, şu anda Türkiye dediğimiz sınırlar içinde kalan topraklarımızı değil… Sadece, işgal altındaki adalarımızı, elimizden ihanetlerle alınmış eski topraklarımızı değil… Aynı anda onlarca ülkeyi de kurtarıyoruz. Onların da hürriyetlerine kavuşmalarını sağlıyor ve İstanbul merkezli yeni bir dünya düzeni tesis ediyoruz. Dünya bizi izliyor, bizim ayağa kalkmamızı bekliyor. Biz ayağa kalktığımız gibi, onlarcası açıkça yanımızda duracaklar. Bozgun yaşıyorlar, yaşananların hızına da yetişemiyorlar. Ne yapacaklarını da bilemiyorlar. Bir şey yapmaya güç de yetiremiyorlar.

Emirleri sorgulamayın. “Şimdi zamanı mı?”, “Bu kadarı da yapılmalı mı?” “Şu kısmı şöyle olmalı mı?” demeyin. Yıllardır bu günleri hazırlıyoruz. Haydi daha fazla gayret, hep beraber ayağa kalkıyoruz.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Canan Kaftancıoğlu yargılamasındaki sorunlar

Türkiye’de bağımsız bir adalet sistemi artık yok ama Canan Kaftancıoğlu hakkındaki hükümler hukuka uygun. Uygun olmasına uygun da büyük sorunlar da var. Sorun şurada ki verilen cezalar son derece hafif ve yetersiz. Adalet sisteminin, verilmesi zaruri, hukukun gereği, milli güvenliğin de gereği olan seviyede cezaları, siyasi baskı altında kalarak, ayrıca organize bir basın ve medya baskısı altında kalarak vermediği görülüyor. Yine bu baskıların neticesinde soruşturmayı/yargılamayı yeterince derinleştirmediği görülüyor. Yoksa Canan’ın muhtelif suçlar işlediği, en açık şekilde terör örgütlerini bile övdüğü/savunduğu, vatana ve millete ihanetler ettiği, Türk düşmanlarıyla ittifak ettiği, tartışmaya mahal vermeyecek surette gözler önünde.

Buna rağmen Canan’ı müdafaa etmekte olan kişiler şu anlarda “suçu ve suçluyu övme” suçunu işliyorlar. Bu güne kadar da bu “organize terör ve ihanet” suçlarına yardım ve yataklık etmiş kişiler olduklarını açıkça ilan ediyorlar. Bu safhada da adalet sisteminin siyasi baskı altında, basın ve medya baskısı altında, bazı yabancı ülkelerin Türkiye’de yürüttüğü organize eylemlerinin baskısı altında kaldığı görülüyor ve yine karşımıza malum ülkelerin Türkiye’deki sözde büyükelçileri de çıkıyor.

Bu kişilerin tamamı hakkında da derhal yargılamalar başlatılması gerekiyor. Canan Kaftancıoğlu’nun en büyük suç ortaklarından birinin de Ekrem İmamoğlu olduğunu, İmamoğlu’nun hangi büyükelçiler ve Türk düşmanı yabancı STK’ler üzerinden yönlendirildiğini de Türk adalet sistemindeki ilgililer biliyorlar. Bunları bilerek gereğini yapmayan adli yetkililer de suç işliyorlar. Hem de vahim suçlar işlemiş oluyorlar. Türkiye’nin milli güvenliğini de tehlikeye atıyorlar.

Bu soruşturmalar ve yargılamalar derhal yapılmalı. İş CHPKK idarecilerine hatta Kemal Kılıçdaroğluna kadar bile uzanıyorsa, onlar hakkında da hukukun gereği yapılmalı.

Bu husustaki görüşüm biliniyor. Uzun zaman önce yazmıştım. HDPKK’nin bir an önce kapatılması, ilgililerin tamamının toplanıp alınması, bir daha böyle bir sözde siyasi partiye izin verilmemesi ne kadar hukukun gereği ise, CHPKK hakkında da aynının yapılması hukukun gereğidir. Hatta altılı koalisyonun tamamen bu hale gelmiş sözde siyasi partiler ve teşkilatlar olduğu açıkça gözler önündedir.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Tercihler ve sonuçlar

Sputnik Türkiye’de, gazeteci-yazar Ceyhun Bozkurt ile, zamanlaması çok manidar bazı değerlendirmeler yapmışlar. Dün yazdığım ve Yunanistan ile ABD’ye de haklı olarak çattığım yazılardan hemen sonra bu değerlendirmelerin Sputnik’te yer alması dikkat çekici.

Çok hakkaniyetli değerlendirmeler var. Lakin yersiz endişeler ve gerçekleşmesi artık mümkün olmayan ümitler/beklentiler de var. Yunanistan Ege’yi Yunan gölü haline getiremez. ABD ya da NATO ya da o İngiltere Kraliçesi, Yunanları daha fazla arkalayamaz. Egedeki adalarda tutamayacağı gibi ABD/NATO/Kraliçe, Yunanistan ana karasında da askeri varlığını daha fazla tutamaz, tutamayacak.   

Kuzey Kıbrıs kısmı değil sadece, bütünüyle Kıbrıs adasına dair planlarımızı da engelleyemezler. Bu güne kadar Kıbrıs üzerinden çevirdikleri dolapları, yaptıkları hukuksuzlukları da daha fazla çeviremezler, yapamazlar. Suriye’nin kuzeyindeki PYD/PKK/YPG teröristlerini de daha fazla ayakta tutamazlar. Türkiye ve Suriye kısımları da dahil olmak üzere BOP projesi bütünüyle ÇÖP projesi oldu. Sadece son olarak temizlik/süpürme harekatları yapmamız kaldı. 

Bütün bu hususlarda Türkiye, gerçek dostları/müttefikleriyle birlikte, ABD ve Yunanistan da dahil olmak üzere bütün düşmanlarına karşılık verebilecek ve hepsini mağlup edebilecek güce sahip. Türkiye’nin, düşmanlarına karşılık verip onları mağlup edebilmesi için açıkça ve tamamen parçalanıp çökmek üzere olan Rusya Federasyonunun desteğine ihtiyacı yok. 

Zelenski’nin nerede ne konuştuğu, kimlerle hangi şartlarda anlaştığı da meselemiz bile değil. Toptan batmış, çökmüş bir sistemin, hala kendini güçlü göstermek için sahadaki piyonlarını ekranlara oynatmasından başka bir şey değil son yaşananlar. Herkes görüyor ki biz fazlaca tartışmıyor, konuşmuyor ve icraatlarımızla yolumuza bakıyor, mesajlarımızı veriyoruz.

İstanbul, şu anda yaşanmakta olan sürecin içinde Rusya’nın da Ukrayna’nın da bulunması için birçok kere fırsatlar verdi. Rusyaya yıllarca maddi ve manevi çok büyük kazanma imkanları oluşturdu. Uzun süre mühlet de verdi ama fayda etmedi. Rusya hep bencil, her ama her hususta kendi dediğinin olmasını isteyen ve hep sadece kendisinin kazanmasını isteyen bir duruş sergiledi. Kadim Türk ve İslam düşmanlığından da taviz vermedi.


Ukraynayı, imkansız görülen bir anda uçurumun kenarından aldık ama hiç umurlarında bile olmadı. Rusya da Ukrayna da en baştan yanlış yöne gittiler. Çıkmaz sokağa çoktan girdiler. Rusya ve Ukrayna, Ankebut Ağının kıymet bile vermediği basit piyonları olmayı ve danışıklı dövüşmeyi ve üç kuruş kara para geliri peşinde koşmayı tercih etmek yerine İstanbul’la yoluna devam etmeyi seçmiş olsalardı, şu anda birbirleriyle danışıklı dövüşerek batmak yerine, İstanbulla birlikte devleşip dünyaya ferman okutan ülkeler arasında yer alacaklardı. Rusya doğru tercihler yapmış olsaydı, şu anda yaşanmakta olan süreç belki de bitmişti. Hep dediğim gibi Rusya’nın yanlış tercihleri sonucu değiştirmiyor, sadece süreci uzatıyor. Her şeye rağmen İstanbul yine de dünyanın başkenti oluyor. Şimdi AKPKK’nin aynı yanlış tercihi yapması da sonucu değiştirmeyecek. Sadece süre uzayacak ve bazı detay kısımlar değişecek.

Şu anda dünyada İstanbul’dan başka bir güç unsuru “hakikatta” yok, sadece görüntüde/ekranlarda, lüzumsuz tartışmalarda ve yayınlarda var. Ve İstanbul’un, kendilerine sunulmuş bunca fırsatlara, karşılarında sergilenmiş bunca insanlığa ve güzel ahlaka rağmen yanlış yola gitmekte ısrar ederek kendilerini “hiç” edenlerle bundan sonra da işi yok.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi