Türkiye ayağa kalkıyor, saha hazır mı?

Türkiye bir barut fıçısı gibi

Ankebut Ağının BOP projesi kapsamında kullandığı “merkez üs” ülke olan Türkiye’nin vaziyeti hiç iyi değil. BOP projesi çöktü, Ankebut Ağı gün gün güç kaybediyor, dağılıp çöküyor. Dünya siyasetinde neler neler yapmayı planlamışlardı ama ne hallere düştükleri herkesin gözleri önünde… Ortadoğuya dair planları da çöktü. Artık dünyanın hiçbir bölgesinde Ankebut Ağının istedikleri olmuyor, planları, talepleri gerçekleşmiyor.

Bu süreç, bu yaşananlar, Türkiye’nin de çok büyük sıkıntılar çekmesine, sorunlarının üst üste eklenerek büyümesine sebep oldu, oluyor. Türkiye öyle bir hale geldi ki bölünme hatta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Derhal gerekli müdahaleler yapılmazsa, Türkiye için buradan sonrası bir uçurum…

Türkiye’nin en ileri seviyede, çok büyük kriz seviyesinde bir ekonomi sorunu var. Yine aynı seviyede toplumsal gerginlik sorunu var. Eğitim, ahlak, maneviyat sorunu var, iletişim sorunu var. Toplumsal adaletsizlik sorunu var. Akıl almaz seviyelere ulaşmış rüşvet ve yolsuzluk sorunu var. Halkın yüzde birinin bile güvenmediği, adalet dağıtmak yerine can yakan mahkemeler sorunu var. Açlık, sefalet hızla artışta. Geçinemeyenlerin, faturalarını bile ödeyemeyenlerin sayıları çığ gibi artıyor. Bankalar gibi icra dairelerinin de ayarı çoktan kaçtı. Dosyalar dağ gibi yığıldı. Döviz kuru, gayr-i resmi ve suni müdahalelerle kontrol altında tutulmaya çalışılıyor. Alım gücü her geçen gün eriyor. Ziraat bitti, besicilik bitti. Gıda krizi de çığ gibi büyüyor. Afetler de peş peşe gelmeye devam ediyor. Hızla artan kuraklığa karşı, yaşanması beklenen afetlere karşı, çoktan alınması gereken tedbirlerin hiç biri alınmadı. Bu günlerin kaybedildiğini bütün millet biliyor ama millet geleceğe dair ümidini tamamen yitirmek üzere ki başa gelebilecek en büyük, en bitirici felaket de bu olacaktır.

Ümit tamamen bitmediği halde bile sokaklarda öfke hakim, her yerden isyan kokusu yavaş yavaş yükseliyor ve bu öfkeyi dahi art niyetli şekilde yönlendirmek, kontrol etmek isteyen iç ve dış düşmanlar var. Türkiye bir barut fıçısı gibi ve herhangi bir taraf bir kıvılcım çakarsa, bütün Türkiye çok şiddetli şekilde patlayacak.

Daha fazla zaman kaybedilmesi, Türkiye’nin varlığını da birliğini de iyice riske atacak. Uzun zaman önce ifade ettiğim gibi, Türkiye yönetilmiyor, savruluyor.

Osmanlının son devri de böyleydi. Bir İstanbul hükumeti vardı ama her şeyi berbat etmişti, her şey üzerine yıkılmıştı. Hareket sahası bile kalmamıştı. Otoritesini büyük oranda kaybetmişti. İçimizdeki İsrail ve İçimizdeki Ermenistan, bu milletin ve devletin düşmanlarıyla ortaklaşa hareket ederek bir Ankara hükumetini tesis etmişlerdi. O günden bu güne kadar da Türkiye’de demokrasi, laiklik, cumhuriyet, fikir ve ifade hürriyeti hep lafta kalmıştı. Danışıklı dövüşlerin arasında kalmıştı. Ankara hükumetleri hiçbir zaman meşru hükumetler olmadılar. Dış güçlerin, içimizdeki piyonları olarak faaliyet gösterdiler. “Türkiye cumhuriyeti” denilen sistem, hiçbir zaman hür/bağımsız bir devlet sistemi olmadı. Bu güne kadar yapılan seçimlerin ve referandumların tamamı gayr-i meşru… Türkiye, üstü örtülü bir işgal sistemiyle, sömürge sistemiyle idare edildi. Gerçekte Türkiye’yi İngiltere ve ABD büyük elçileri yönettiler ve şu anda da vaziyet aynı… Bunun tek bir istisnası bile olmadı. Evet, gerçek manasında yazıyorum, o günden bu güne kadar, bu millete ve devlete hizmet eden tek bir Ankara hükumeti bile olmadı.

Türkiye onların hiçbir zaman umurlarında olmadı ve şimdi Türkiyenin parçalanmasını hatta yok olmasını istiyorlar. Şimdi, Türkiye’yi varlıkta tutmanın, birliğini de muhafaza etmenin, devleti ve milleti bu kadar çok sorundan kurtarmanın, gerçekten hürriyetimize kavuşmanın vakti geldi.

Yeniden ve gerçek bir İstanbul hükumetini tesis etmenin vakti geldi. Yeniden gerçek bir Türkiye’yi tesis etmenin, sömürgeci ve kara paracı devletlerin tahakkümünden ve sömürmesinden kurtulmanın vakti geldi. İstanbul’u yeniden Türkiye’nin başkenti yapmanın ve ilerleyen süreçte yeniden dünyanın başkenti yapmanın vakti geldi.

Ankara hükumetinin, İstanbul hükumeti ile nasıl ilişkiler içinde olacağına “kesin” karar vermesinin ve ona göre bir duruş sergilemesinin de vakti geldi.

Türk milleti sorunlarıyla mücadele edecek, dertleriyle savaşacak, çareler üretecek, bir ve beraber olacak, tarihe geçecek bir hızla bir dönüşmeyi gerçekleştirecek. Birkaç yıl sonrasının Türkiyesi bile çok başka bir Türkiye olacak.

Mülteci oldukları iddasıyla pek çok ülkeden BOP projesi kapsamında vatanımıza getirilen onursuz harp kaçkınları gibi olmayacak Türk milleti… Devlet sisteminin tamamen çöküşünü izlemeyecek. Canının, malının, ırzının, dininin daha büyük tehlikelere düşmesine seyirci kalmayacak Türk milleti… İlk iş olarak da sayılarının 11 milyonu bulduğu konuşulan bu sözde mültecilerin ülkelerine ya da geldikleri ülkelere geri gönderilmesi sağlanacak. Bunlara yapılmakta olan her türlü nakdi ve ayni yardımın bu milletin fertlerine yapılması derhal sağlanacak.

Türkiye’nin, bu güne kadar büyük zararlara sebep olmuş ve olmaya devam eden bu kadar büyük bir mülteci sorununu aşması için, gerçekçi olması şart. Derhal yapması gereken sarsıcı müdaheleler var. Türkiye, hukukun gereği olarak Suriye’ye tam kapsamlı bir müdahale yapacak. Anlaşmak istiyorsa Esed’le de anlaşacak, anlaşmak istemiyorsa onu da ezecek. Suriye içindeki sorunlu her yere ve her şeye müdahale edecek ve gerekirse harplere de girecek ve bu bölgeyi bu kadar acılarla dolduran ABD’yi de Rusya’yı da Çin’i de diğer kara paracı ülkeleri de bölgeden uzaklaştıracak. Onursuz harp kaçkınlarına da şöyle diyecek: “Meşru müdahale hakkımızı kullanarak memleketinize müdahale ettik, ayar çektik. Şimdi gidin, birlik içinde, iyi niyetlerle, dayanışma halinde olun ve sorunlarınızı da çözün. Kendi sorunlarınızı başkalarının üzerine yıkmayın. Bir daha devletiniz, vatanınız tehlikeye düşerse onursuzca kaçmayın, kalın ve savaşın. Biz şimdi en çok da sizler yüzünden batmak üzere olan ülkemize de ayar çekeceğiz.” Bu sürece mani olmak isteyecek ülkelere de bu onursuz, utanmaz harp kaçkınlarını milyon milyon gönderebiliriz. Batıya doğru bütün sınır kapılarını sonuna kadar açabiliriz. Bu hususta yazılı ya da sözlü surette herhangi bir aksi çıkış yapacak bütün büyükelçileri de 48 saat içinde ülkelerine göndereceğiz. Bunlardan talimat ve para alarak haber yapan meşhur sözde Türk haber kanallarını, sunucularına kadar, sözde tartışma programlarına çıkarttıkları alçak hainlere kadar tutuklayıp asacağız. Dikkat edin, öfkeyle yazmıyorum, gerçek manasında yazıyorum, asacağız… Hem de meydan yerde asacağız.

Türkiye, görenlerin, duyanların bir anda “Ne oluyor, nasıl oluyor” dediği kararlar alacak, müdahaleler yapacak ve kısa sürede ayağa kalkacak. Türkiye İstanbul’dan ayağa kalkacak. Ortadoğu da İstanbul üzerinden ayağa kalkacak, doğrulacak, selamete çıkacak. Sonraki süreçte bütün dünya İstanbul sayesinde selamete, huzura, mutluluğa, adalete, emniyete çıkacak.

Türkiye’nin bunu yapabilmesi için, İstanbul’dan bir ayağa kalkma hamlesi yapabilmesi için, dünya siyasetinin, dengelerinin buna ayarlanması gerekiyordu. Ankebut Operasyonu yıllardır bunu sağladı. Dünya zaten İstanbul merkezli olarak dönüyor. Dünya buna zaten hazır. Dünya devleri denilen ülkeler ve liderleri, ittifak ederek bile İstanbul’un karşısına dikilemiyor. Uzun uzun anlatılması gereken kısımlar var ama şu temel kısmı anlatıldıktan sonra, detayları herkes anlayabilecektir. Sözü uzatmanın gereği yok.

Ankara hükumeti ve onunla bağlantılı bütün taraflar kararlarını derhal versinler, nasıl duracaklarına kesin şekilde karar versinler, 32. gün bu defa tehir olmayacak.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi

Sahi, neler dönüyor?

İçinde kadın bir uzaylının bulunduğu Elon Musk suretindeki biyonik robot, iddialara göre Twitter’ı satın almış. Çok büyük de para vermiş. O para gerçekten verilmiş mi yoksa kripto Yahudi, satanist, insanlık düşmanı ve çok büyük hain olduğunu gözler önüne serdiğim ve bir an önce yargılanmasını talep ettiğim Aydın Doğan’ın, çok köşeye sıkışınca onca gazete ve tv kanalını sözde satması gibi mi olmuş bu iş, çok tartışılır. Görünene bakarsanız o da satmıştı ama aslında sadece resmiyette başka bir emanetçiye devir teslim olmuş, kendisi işlerin başında kalmış ve gerçekte bir para/ödeme hareketi bile olmamıştı. 

Gerçek sahibinin hala değişmediğini düşündüğüm Twitter’da evlere şenlik bir anket başlattım. 

Yaklaşık bir saat oldu ve anket paylaşımını üç beş kullanıcı gördü. Şaşırmayın, bu da çok iyi… Hiç kimse görmeyebilirdi. Beterin beteri de var. 

Dünya genelinde en çok kullanılan ve itibar edilen sosyal mecralar listesinde ilk 20’ye bile giremeyen ve batıp tükenmek üzere olan, eskisi kadar da istihbarat faydası sağlamayan Twitter’ı, hala aynı art niyetlerle ve sansürlerle devam ettirirlerse, sizce ayakta tutabilirler mi? 

Şöyle de sorulabilir, aslında Twitter’ı gerçekten kurtarmaya mı çalışıyorlar? Çin’in, Rusya’nın, ABD’nin, İran’ın idaresini elinde tutan yeşil uzaylılarla bağlantılı olan o kadın uzaylı, Elon Musk suretinde yapılmış robotun içinde aslında tam olarak ne yapmaya çalışıyor? Twitter’ın bir an önce ve tamamen çökmesi için oyunlar mı kuruyor, yoksa kurtarmaya mı çalışıyor? Çin merkezli o sözde sosyal ağların daha fazla kullanılmasını, batı toplumlarında da çok yayılmasını mı istiyor? Çin merkezli yeni bir Ankebut Ağı projesine mi hizmet ediyor? ABD’ye ve batı dünyasına ihanet mi ediyor?

Bu, Amerika Birleşik Devletlerinin bir milli güvenlik sorunu. Hem de dev gibi ve en acil milli güvenlik sorunlarından biri… Öncelikle onların meseleleri… 

Şu kısmı da var… Yıllardır anlatırım ABD’nin gerçekte nasıl batmış halde olduğunu, NASA’nın bile bitik halde olduğunu…  Elon Musk’ın Ankebut Ağı tarafından şişirilmiş bir balon olduğunu… Anlatıldığı gibi bir adam olmadığını… Projelerin ve şirketlerin anlatıldığı kadar büyük ve gelecek vaat eden şeyler olmadığını… Şu yıllarda bile Elon Musk karakterinin ve onun üzerinden çevrilen işlerin bütünüyle batak olduğunu… 

Cümle alem biliyor ki uzay işlerinde de araba işlerinde de aslında rezil bir haldeler. Projelerin tamamı sorunlu ve bunlar büyük büyük sorunlar… Tesla arabalaları bile çok sorunlu, zarar ziyan çok fazla ve çoktan sonuçları “yıkıcı” ve “bitirici” olan yargılamalar yapılmalıydı da Ankebut Ağı “şimdilik” buna  izin vermiyor. Yakında o gücü de kalmayacak ve yargılamalar yapılacak. 

Elon Musk piyonu üzerinden çevrilen bunca işin yanında yapılan kara para işlerliyle, CIA’nın havuz sistemi marifetiyle bu projeler, bu Elon Musk, bu şirketler “şimdilik” ayakta tutuluyor. Son yıllarda Elon Musk’ın balon misali şişirilmiş itibarına bir iğne batırdığımı ve hızla hava kaçırıp küçüldüğünü de herkes görüyor. Onun ve onun üzerinden çevrilen işlerin en az Boeing kadar batık halde olduğunu aklı başında herkes anladı. O halde gerçek sahibi CIA olan Twitter, Elon Musk’a, itibar, popülerlik, saygınlık, sevgi ve dolayısıyla para ve ayrıca siyasi nüfuz kazandırmak için mi devir edildi? Artık herkes biliyor, dünyanın önde gelen en zengin kişilerinden diğerlerinin de Ankebut Ağının piyonları olduğunu, çoğunun CIA üzerinden kullanılan saha elemanları olduğunu… Hepsi üzerinden aynı hedeflere ulaşılmaya çalışılıyor. Aslında batak olan bütünüyle Ankebut Ağı ve son kurtulma çırpınışlarını sergiliyor.

Öyle de olsa, böyle de olsa Elon Musk’ın içindeki kadın boşuna uğraşıyor. Olmayacak duaya amin diyor. Şunun şurasında sahaya inmeme ne kaldı? İçimde yılların birikmişliği var. O kadar doluyum. Dostum ve düşmanım olan herkes tahmin ediyor ki Ankebut Ağına daha öldürücü darbeleri sahaya indiğimde peş peşe vururken, öncelikle Facebook’u, Youtube’u, Twitter’ı ve gerçek sahibi CIA olan diğer sözde sosyal ağları en kısa sürede yıkıp geçeceğim. Bunların gerçek yüzlerini bütün dünya insanlığına göstereceğim. Lanetlerle anılacaklar. 

O parça parça olmuş CIA de artık bir duruş sergilemeli… Çin’in mi ABD’nin mi istihbarat teşkilatı olduğuna karar vermeli. Bir Çin piyonu olan Biden’a ve çetesine mi hizmet edeceğine, ABD’ye mi hizmet edeceğine karar vermeli. Hiçbir zaman gerçekleşmesine izin vermeyeceğim Çin merkezli yeni bir Ankebut Ağına hizmet etmenin akıl işi olmadığını kabullenmeliler. Doğru tarafta olmalılar. 

İyice birbirine katıldı, karıştırıldı şu dünyada her şey… Hakikaten sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde at izi, it izine karışmış vaziyette. 

Artık bu kaos ortamını darmadağın edecek bir ani çıkış lazım…

(Anket şu adreste: https://twitter.com/mfahrisertkaya/status/1519759277501689857?s=21)

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi